Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
güzel, hikayeleri, hocanın, nasrettin

Nasrettin Hocanın En Güzel Hikayeleri

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nasrettin Hocanın En Güzel Hikayeleri



Nasrettin Hocanın Hikayeleri

Nasrettin Hocanın Hikayesi

HOCA İLE BALIKLAR

Hoca, akşam eve dönerken, komşusundan gelen yemek kokularına imrenir Komşusu o akşam, balık kızartması yapmaktadır

Hoca, kapıya yanaşır İçeriden gelen konuşmaları dinler Ev hanımı kocasına:

Aman efendi, der Hoca, her zamanki gibi kokuyu alıp gelebilir Kızaran balıkların irilerini, oğlan için dolaba saklayalım

Hoca, bu konuşmalardan sonra, kapıyı çalar:

Komşum, bereketli olsun Balığın güzel kokusu, bütün mahalleyi sardı… der

Komşusu Hoca’yı içeriye alır Yemeğe otururlar Hoca, önüne konan küçük balıklara bakar, bir şeyler mırıldanır Sonra, balığı kulağına götürür, onu dinler gibi yapar Bu durumu görenev sahibi sorar:

Hayrola Hocam, ne yapıyorsun öyle?

Balıkla konuşuyorum Bunları pek küçük gördümde, ”siz hangi deryanın kuzularısınız?” diye sordum

Komşu, hayretle:

__Peki, o sana nededi? diye sorar

Hoca hemen cevap verir:

Biz çok küçüğüz, nereden geldiğimizi bilemeyiz Dolapta büyüklerimiz var Siz, onlara sorun, dedi

Ev sahibi, dolaptaki balıkları sofraya getirir

KIRK YILLIK SİRKE

Nasreddin Hoca, evinde dinlenirken, gece yarısına doğru kaoı, şiddetle çalınmış

Hoca, gecenin bu ilerlimiş saatinde evine gelen bu misafiri merak etdip, kapıyı açmış

Bitişik komşusu, elinde bir tasla, Hoca’ya

Aman Hocam, hanım çok hasta Sizde kırk yıllık sirke varmışİlâç için, biraz sirke verir misin? demiş

Nasreddin Hoca,komşusuna kızmış:

Veremem…demiş

Sonra, durumu açıklamış:

Eğer her isteyene verseydim, bende kırk yıllık sirke kalırmıydı

AY’I KUYUDAN ÇIKARMIŞ

Havanın güzel olduğu bir gece, Nasreddin Hoca, kuyudan su çekmeye karar vermişElindeki kovası, bahçedeki kuynun başına gelmiş Tam kovayı sarkıtacağı sırada, kuyunun içinde Ay’ı görmüş:

Eyvah!… Ay kuyuya düşmüş, diye üzülmüş Sonra da Ay’ı kuyudan nasıl çıkaracağını düşünmüş Aklına kovası gelmiş Ay’ kova ile çıkarmaya karar vermiş

Kovayı, ipiyle kuyuya sarktıtmış Kova, suya değince de ,çekmaya başlamış Su ile ağırlaşan kova bir süre sonra, kuyu duvarına takılmış Nasrettin Hoca, kovayı ne kadar çekmek istemişse de bir türlü becerememiş

Kan ter içinde kalmış Kovanın yukarı gelmemesinin nedenini , Ay’ın ağır olmasına vermiş Kovayı, yukarı çekmeyi sürdürmü

Fakat ipi o kadar şiddetli asılmışki, ip kopmuş Nasreddin Hoca da, sırt üstü yere yuvarlanmış

Nasrettin hoca, gözünü açınca, gökte parıldamakta olan Ay’ı görmüş,

Oh, çok şükür! Epeyce uğraştım, epeyce yoruldum, ama, sonunda Ay2ı kuyudan çıkarmayı başardım…Bu iş bütün yorgunluğuma değdi… demiş

HOCA’NIN TAVUKLARI

Nasreddin Hoca, tavukları satmak için, komşu kasabaya doğru yola çıkar Tavuklarını kafesa koyarak eşeğine yükler Bir süre sonra da, kafes içinde sıkışıp kalan tavuklara acır:

__Şunları kafesten çıkarıyım da rahat rahat gitsinler, diye söylenir

Kafesi açınca, horaz önde, tavuklar arkada, hepsi yola dökülürlerŞaşkınlıkları geçince etrafa dağılırlar Hoca, onları nasıl toplıyacağını bilemez Hemen eline bir sopa alır Horozu döğerken:

Gece yarısı sabah olduğunu bilirsinde, öğle zamanı kasabanın yolunu neden bilmezsin!diye söylenir

KEDİ NERDE

Nasreddin Hoca, kasaptan iki kilo et alır, eve gelirKarısına, akşama et yemeği yapmasını söyler Yeniden işine döner

Hoca gidince, karısı yemeği pişirir Sonra da komşularını çağırır onlara bir yemek ziyafeti çeker Akşam olunca Hoca eve gelir Karısı sofrayı hazırlar Bir tabak bulgur pilâvını Hoca’nın önüne koyar Hoca pilâvı görünce şaşırır:

Hanım, hani et yemeği yapacaktın? Bunun için sana gündüzün, kasaptan aldığım eti getirmiştim… Karısı, üzgün üzgün önünde bir süre durur Sonra, başını önüne eğerek:

Ah Efendi, sorma! Bizim hınzır kedi, etin epsini yemiş der

Bu duruma çok kızan Hoca, oturduğu yerden fırlar, eline bir sopa alır Kediyi, iyice döğmeye karar verir Bir köşede büzülüp oturmakta olan sıska kediyi görünce kuşkulanır Karısına:

Bana hemen teraziyi getir, der

Terazi gelince, Nasreddin Hoca, keditartar Kedi, iki kilo ağırlığındadır Büsbütün şaşıran Hoca, karısına:

Kedinin ağırlığı iki kilo, kasaptan, aldığım et nerede? Diyelimki et budur, kedi nerede?

TURŞUYU SEN Mİ SATACAM

Nasreddin Hoca, günün birinde turşu satmaya karar verir Turşu tenekelerini hazırlar, eşeğine yükler Sokak sokak dolaşarak turşu satmaya başlar:

Haydi turşu! Turşu!…

Fakat Hoca, tam böyle bağırırken, eşeği de anırmaya başlar Öyle gür bir sesle anırır ki, Hoca’nın sesini bastırır

Hoca, bir türlü istedi gibi bağıramaz Son bir kere daha bağırır Fakat eşek, yine durmaz Oda yüksek sesle anırır Hoca dayanamaz:

Yeter artık! diye eşeğe bağırır… Turşuyu senmi satacaksın, yoksa benmi?

ON AKÇE OLSUN

Nasreddin Hoca, bir gece, derin uykuda iken görmüş Tanımadığı kişiler, Hocaya dokuz akçe vermişler

Hoca,dokuz akçeyle yetinmek istememiş

Hiç değilse, bunu on akçe yapın demişFakat, parayı verenler, dokuz akçeden fazlasını, bir türlü vermek istememişler

Tam bu sırada, Hoca uykusundan uyanmış Birde bakmışki, avucunda, değil dokuz akçe, bir akçe bile yokyok Şaşırmış, üzülmüşGözlerini sıkı sıkı kapayarak, elini uzatmış:

Vazgeçtim on akçeden, dokuz akçe olsun …demiş


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.