|  | Kabir Nur Namazı Var Mıdır |  | 
|  09-01-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Kabir Nur Namazı Var MıdırVarsa nasıl kılınır? Cevap Değerli kardeşimiz Hadis kitaplarımıza ve Rasûlüllah Efendimiz (sav)`in yaşayış tarzını anlatan kitaplara baktığımızda, yer yer değişik kelimeler içermekle birlikte şöyle bir hadis-i şerifin olduğunu görürüz: "Allah Rasûlü vitirden sonra oturarak iki rekat namaz kılardı" Bazı rivayetler bunu "bağdaş kurarak" diye de verir (Müslim)  Beyhakî de: "Gece de onüç rekât namaz kılardı  Dokuz rekâti ayakta kılar ve onlarda vitir yapardı  Iki rekât da oturarak kılar, secde yapmak istediğinde ayağa kalkıp rukû yapar ve secdeye giderdi  Bunu vitirden sonra yapardı"  Diğer bir rivayette: "O iki rekâtta oturarak kıraat ederdi", bir diğerinde: "Bu iki rekâtta (kul yâ-eyyühelkâfirûn ve izâ zülzilet-il ardu) sûrelerini okurdu" ilaveleri de vardır  Hatta bazı haberlerde: "Yatağına yatmak istediği zaman oraya emekleyerek gider ve uyumadan önce yatağının üzerinde iki rekât namaz kılardı, bu rekâtlarda (Izâ zülziletilardu ve Tekâsür) sûrelerini okurdu" denir (Beyhakî, es-Sünenül-kübrâ, NI/32; Gazâli, Ihyâ, I/196)  Az farkla bu hadisleri Ahmed bin Hanbel (Müsned, V/260; VI/299), Ibn Mâce (Ibn Mâce, ikâme,125), Tirmizî (Tirmizî, vitir,13), Darimî (Darimî, salat, 215) ve Dârekutnî de (Derekutnî, N/6251) rivayet etmişlerdir  İbnü`l Kayyim ise bunları değerlendirirken şunları söylemiştir: "Rasulüllah gece namazını üç türlü kılardı:1- Ayakta  En çok yaptığı da budur  2- Kıraati oturarak, rükü`u da oturarak  3- Kıraati oturarak ve kıraattân az bir miktar kalınca kalkıp rükü`u ayakta iken  Bu üç türlü kıldığıda doğrudur" (İbn Kayyim, Zâd, I/110)  Ancak İmam Mâlik bu iki rekât namazı kabul etmez; İmam Ahmed de: "Ben kılmam ama, kılana da mani olmam, der  Çünkü gece son kıldığınız namaz vitir olsun" diye bir hadis-i şerif vardır  Onlar bu namazı bu hadise uymuyor sayarlar  Bir grup alim de Rasulüllah`ın bu iki rekâtı sırf, vitirden sonra da namaz kılmanın caiz olduğunu göstermek için kılmıştır görüşündedir  Bu iki rekât, sünnet gibi değerlendirilmeli ve vitrin (son namaz vitir olmakla beraber) tamamlayıcısı görülmelidir  Çünkü vitir, -özellikle de vacip sayanlara göre- müstakil bir ibadettir  Binaenaleyh, bu iki rekât tıpkı akşamın sünneti gibi olmuş olur  Zira o da gündüzün vitri (tekli namazı)`dir  Ve sondaki sünneti onun tamamlayıcısıdır  Yani sonunda sünnet kılmış olduğu halde kişi, son kıldığım namaz akşam namazıdır diyebilir  Bu iki rekât da gecenin vitrinin tamamlayıcısı olmuş olur ve son kılınan namaz yine vitirdir denebilir  Sonuç olarak böyle bir namaz kılanlara biz, bid`at işliyorlar diyemeyiz  Olsa olsa, Ahmed b  Hanbel gibi "kılmıyorum ama kılana da bir şey diyemem" deriz  Hatta Rasûlüllah`ın böyle bir namaz kıldığı sahih rivayetlerle sabit olmuş olunca, kılanlar kılmayanlardan daha iyi yapıyorlar da diyebiliriz  Ancak bu namaza "Kabir Namazı" dendiğine dair bir bilgiye, bakabıldiğimiz kaynaklarda rastlayamadık  Bu namazın ilmihallerde, -hatta fıkıh kitaplarında- geçmemasi; onların bunu bilmediklerinden değil, sadece en önemli olup, Rasûlüllah`ın hemen hemen devamlı kıldığı ve tavsiye ettiği sünnet ve müstehap namazları kitaplarına almış olmalarındandır  Yoksa Rasûlüllah`ın kıldığı daha başka namazlar da vardır  Durum bu olunca şöyle diyebiliriz: Farz namazlar İslam`ın asgari şartıdır ve kulluğun ilk barajıdır  Farzların sünnetleri (revâtip sünnetler) farzların koruyucusu ve mükemmelleştiricisidir  Teheccüd, Duhâ (kuşluk), Işrak, Tahiyyetül mescid gibi müstehap namazlar Allah`a yaklaştırmada etkili nafile namazlardır  Sözü edilen namaz ve benzerleri de farz, sünnet ve nafilelere tam alışmış, ehli takva insanların fırsat bulabilenlerinin yaptıkları amellerin üzerine bir de kaymak sürme kabilinden bir şeydir  Ancak hiç namaz kılmayanlara, ara sıra kılanlara, namaz borcu olanlara böyle namazları tavsiye etme yerine, kulluğun; asgari şartını yerine getirmelerini telkin etme daha isabetli olsa gerektir   | 
|   | 
|  | 
|  |