Laiklik Din Ve Vicdan Özgürlüğü |
09-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Laiklik Din Ve Vicdan ÖzgürlüğüLaiklik Din ve Vicdan Özgürlüğünün Güvencesidir Lâtince aslından alınmış Fransızca bir kelime olan “Laik”in kelime anlamı; ruhanî olmayan kimse, dinî olmayan şey, fikir, müessese, sistem, prensip demektir Katolik dünyasında, ruhanîler sınıfına (zahitler + papazlar) mensup olmayan Hıristiyanlara denir Laik hukuk deyince, esaslarını dinden almayan hukuk; laik devlet deyince dini inanç ve esaslara dayanmayan devlet anlamındadır Hukuk terminolojisine Fransız ihtilâli ile giren kelime bize meşrutiyet yıllarında girmiş ve “lâ dinî = din dışı” diye tercüme edilmiştir Din özgürlüğünün ve bundan doğan hakların hem dînî taassuba, hem de siyasî taassuba karşı korunması gerekir Bunun için gerekli tedbir laikliktir Batılı ülkeler hukukunda laiklik, din ile devletin ayrılması ve devletin din, dinin de devlet işlerine karışmaması; ülkede mevcut din ve mezheplere karşı devletin tarafsız olması; bunlardan hiçbirine, diğeri aleyhine olarak özel imtiyaz tanımaması; buna karşın dinin de devlete karşı, nispeten bağımsız olarak manevi hayatın düzeni olarak hüküm sürmesidir Şu halde laiklik ne dinsizliktir, ne de din düşmanlığıdır Laiklik sadece devlet ve kamu faaliyetleri alanına ait bir prensiptir Ferdin kişisel ve manevi hayatı bu prensibin dışında kalır Devletin dine bağlanması sisteminde siyaset ve idareye diyanet ve din adamları hakim olduğu gibi, dinin devlete bağlanması sisteminde de diyanete siyaset ve hükümet adamları hakim olur Dinî kurumları ve teşkilâtı onlar kurar, onlar kapar, onlar idare eder Din adamlarını onlar tayin eder, onlar mükâfatlandırır, cezalandırır, hatta onlar doyurur Bu sistemde devlet bütün dini hareket ve hayatı ellerinde tutarlar ve dine diledikleri gibi yön vererek onu politikalarının sadık bir hizmetkârı görmek isterler Dinî hayata dair keyfi kararlar vererek bunları devlet gücüyle uygulamaya kalkışabilirler Dinin devlete bağlanması sisteminde mabedin özgürlüğü, hatta başlı başına bir varlığı kalmaz Onun varlığı devletin iznine bağlıdır Bu sistemde dinin gereği olan eğitim, yayın ve telkin görevlerini yerine getirme sınırlandırılır veya yasaklanabilir Dinin devlete bağlandığı ülkelerde dinî teşkilat ve personel devlet kadrosu içine alınır Personeli memurlaştırılan dinî teşkilatın hiçbir manevi özerkliği ve karar yetkisi kalmaz Laiklik, devletin dine ve dinin devlete bağlanması sisteminin her ikisine de aynı derecede karşı ve her ikisini de ortadan kaldıran üçüncü bir orta ve denge sistemidir Bu sistemde din ve devlet birbirinden ayrılır ve her biri diğerine karşı otonomdur Laik sistemde din ile devlet birbirine rakip değildir Her ikisi de insanın iyiliği emniyeti, huzur ve rahat içinde yaşaması içindir Laik sistemde din siyasete karışmaz, devlet faaliyetlerine direktif vermez, dindarları aleyhe teşvik etmez; devlet de dine karışmaz, dine müdahale etmez Ancak, bu devlet, toplumun dinî ihtiyaçlarını temine yardım etmez demek değildir Halkın dinî ihtiyaçları da vardır Diğer ihtiyaçlarda olduğu gibi devlet bu ihtiyaçlara da yardım etmeye ve bunları düşünmeye mecburdur Bugün batı ülkelerindeki Kilise vergisinin varlığı bu düşünceye dayanır Laik olmayan bir devlette din özgürlüğünün güvenilir bir teminatı yoktur Dine bağlı devlet sisteminde devlet resmen bir dine sahip ve bütün hukuk ve teşkilâtıyla belli bir dinin kural ve esaslarına tabi olacağından; devlet dininden başka bir dine sahip kimseler için din ve vicdan özgürlüğü teminatsız kalır, din özgürlüğünden mahrum bırakılmış olurlar Günümüzde din özgürlüğünün ve bundan doğan hakların teminatı devletin laik olmasındadır Dünya devletlerini önce fiilen ve hukuken laik diye ikiye ayırabiliriz Anayasalarında laiklik yer almayan devletlerde demokrasinin gereklerine uygun olarak fiilen uygulandığını görmekteyiz Laikliğin yer almaması o devletlerin dinî devlet oldukları manasına gelmediği gibi, dinsiz devlet oldukları manasına da gelmez Hıristiyan devletlerin anayasalarında Hıristiyan mezhep ve kilisesini resmen kabul eden devletler yarıdan fazladır Anayasalarında kilise ismi zikredilen, devlet kilisesi veya dini olduğu belirtilen devletler de tam manasıyla her şeyi ile din devletleridir demek de doğru değildir Avrupa devletleri ve modern demokrasiyi uygulayan devletlerin çoğu hukuken laik değildir Ancak, fiilen laiktirler Din ve vicdan hürriyetinin sınırlanma ve kısıtlanması konusunda laikliği anayasalarının birçok maddelerine yerleştirmişlerdir Din ve vicdan hürriyetine en az yer veren devletler grubu Anglosakson devletlerdir Bu onların, din ve vicdan özgürlüğünü bir temel hak ve vazgeçilmez bir insan hakkı olarak kabul etmelerindendir Laiklik ilkesini bir hüküm olarak anayasalarında düzenleyen devletler azınlıktadır Bunları üç gruba ayırmak mümkündür 1 Grup: Komünist veya komünizmden yeni kurtulan devletler 2 Grup: Fransa ve Fransız sömürgesi olmuş veya Fransız kültür emperyalizmi altında kalan devletler 3 Grup: Hindistan, Türkiye ve KKTC yer almaktadır Laiklik demokrasinin gereği olmakla beraber çoğu zaman anti demokratik uygulamalarına da rastlamak mümkündür Anti demokratik laikliğin uygulandığı ülkelerde, bireyin özgürlük alanına pervasızca el uzatılır, kişi dokunulmazlığı ihlâl edilir, din ve vicdan özgürlüğü çiğnenir Birey devletin gözetimi ve egemenliği altındadır Devlet bireyi kendi amacına göre eğitir ve kullanır Bireyin özgürlüğü ve mutluluğundan önce devletin tercih ettiği yaşam biçimine alışması gerekir Ancak, laiklik ne bir yaşam biçimidir, ne de çağdaşlıktır Laiklik bir hukuk kuralıdır Devleti din baskısından, dini de devlet tahakkümünden korur Laiklik çağdaş olmanın sihirli değneği de değildir Hukuken laik olmayan demokratik ülkeler de çağdaş sayılırlar Çağdaş olmak için bilim, teknoloji ve özgürlük (demokrasi ve insan hakları) gerekir Laiklik ne dinsizleştirmektir, ne de dindarlaştırmaktır Din kurumuna karşı devletin yansızlığıdır Dinsel öğretiler yasaklanır yahut devlet dinsizliği özendirir ya da ona sahip çıkarsa devletin yansızlığından söz edilemez (Anlatım: ? Yeniden düzenlenmiş ve özetlenmiştir A K) |
|