Doğal Denge Nasıl Korunur |
09-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Doğal Denge Nasıl KorunurDoğal Denge Nasıl Korunur doğal denge nasıl korunur ,doğal denge nasıl korunur nedir Doğal Denge Ve Kaynaklar Nasıl Korunur Çevre bir organizmanın var olduğu ortam ya da koşullardır Doğal çevre ise canlıların yaşamları süresince ilişkilerini sürdürdükleri dış ortamdır İnsan yaşamı çeşitli dengeler üzerine kurulmuştur Bunların arasında en önemlisi insanın çevreyle oluşturduğu doğal dengedir Doğa ise bir sistemler bütünüdür Bu sistemler arasındaki ilişkiler çoğunlukla kişiler tarafından fark edilemeyecek kadar uzun ilişki halkalarıyla birbirine bağlı ve uzun süreli olabilmektedir Doğal sistemlere dışarıdan gelebilecek etkiler sonucu doğal dengeyi oluşturan zincirin halkalarında meydana gelen kopmalar zincirin tamamını etkileyerek bu dengenin bozulmasına neden olmakta ve böylece çevre sorunları ortaya çıkmaktadır Bu sistemin dengeli çalışması gerekmektedir Sistem dengeli çalışmazsa zararı insana dokunur Tarlalarda fareler çoğalıyorsa buraları hiç bilmediğimiz böcekler istila ediyorsa fırtınalar dünyayı kasıp kavuruyorsa dünyanın iklimi değişiyorsa ozon tabakası deliniyor ve güneşin zararlı ışınları bizlere ulaşıyorsa doğal denge bozulmuştur Bu dengenin bozulması doğrudan insan yaşamını etkilemektedir Tarımda daha fazla ilâç kullanılması sonucunda toprak ve bitki aracılığıyla insana geçen zehirli ilâç kalıntıları endüstriyel ve evsel kaynakların neden olduğu su toprak ve hava kirlenmesinin olumsuz sonuçlarını yine hepimiz görmekteyiz Bunun için çevreyi korumak demek insanı korumak demektir İnsanoğlu var olduğu günden bu yana hem çevresindeki olaylardan etkilenmiş hem de çevresini etkilemiştir Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bir çok ülke doğayı sonsuz bir kaynak olarak kabul etmiş ve kullanmış doğanın kendisini yenileyebilme kabiliyetinin sınırlı olduğunu fark edememiştir Bunun sonucu olarak da insanlığın ortak malı olan çevreden geri getirilmesi zor hatta imkânsız olan sistemler ve canlılar yok olup gitmişlerdir Hızla artan nüfus çarpık kentleşme azalan ve yok olan doğal kaynaklar enerjinin sınırlılığı ve çevrenin kirlenmesi derken insanın yaşayabileceği ortamlar sınırlanmış ve günümüzde çevrenin kazandığı önem artık herkes tarafından bilinir duruma gelmiş ve her türlü gelişmeyi yönlendirmeye başlamıştır Çevreyi bozan çirkinleştiren kirleten insan artık çevreyi tahrip etmeyecek çareler ve teknolojiler aramaya başlamıştır Çevre sorunları dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de son 20 yılda güncel yaşama girmiştir İnsan ve çevre arasındaki etkileşimin vazgeçilmez nitelikte oluşu çevre kavramının günümüzde kazandığı boyutlar çevrenin ulusal düzeyde olduğu kadar uluslar arası düzeyde de yeni yaklaşımlarla ele alınmasına neden olmuştur Bugün dünyada uluslar arası ve ulusal düzeyde sayılamayacak kadar çok çevre kuruluşu çalışmalarını sürdürmektedir Çevre denince akla ilk önce doğal kaynaklar gelmektedir Bir ülkenin biyolojik çeşitlilik diye ifade edilen bitki ve hayvan türleri zenginliği ise en önemli doğal kaynaklarıdır Bu kaynaklar yani biyolojik çeşitlilik gerek sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma yönünden gerekse yaşanabilir bir çevre yönünden büyük önem taşımaktadır Çünkü bunlar; soluduğumuz hava için oksijen enerji için yiyecek korunmamız için giyecek şifa için ilâç kaynağıdır Ayrıca estetik bir çevre oluşturulmasında da biyolojik çeşitliliğe ihtiyacımız vardır Ülkemizin üç tarafının farklı ekolojik karakterdeki denizlerle çevrili oluşu geniş iklimsel ve yağış yelpazesi değişik karakterdeki Ekosistemlerin varlığı üç farklı floristik bölgenin çakıştığı yerde bulunması ve iki kuş göç yolunun Anadolu üzerinden geçmesi Türkiye’nin doğal bitki ve hayvan varlığı yönünden çevresindeki diğer ülkelere göre belirgin bir çeşitlilik ve zenginlik göstermesi sonucunu doğurmuştur Öyle ki Anadolu aynı zamanda yeryüzünün en önemli gen merkezlerinden biridir Kültürü yapılan bitki türlerinin önemli bir kısmının ana vatanı durumundadır Endemik bitkiler açısından da zengin bir yapıya sahip olan ülkemizde 9000 çiçekli bitkiden 3000’i endemik olup bu sayı tüm Avrupa’nın endemik tür sayısından daha fazladır Ayrıca Avrupa kıt’asında yaşayan 60000 fauna türüne karşılık Anadolu’da yaşayan fauna türü 80000 civarındadır Ayrıca ülkemizde 120 civarında memeli 450 civarında kuş 130 civarında sürüngen ve 300 civarında balık türü bulunmaktadır Ne yazık ki günümüzde bu türlerin bir çoğunun nesli tehlike altındadır Bu rakamlar ülkemizin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin önemini ortaya koymaktadır Doğal alanların ve biyolojik çeşitliliğin korunması sadece türler için değil insanlık için de büyük önem taşımaktadır Çünkü doğal alanların yok olması veya tahrip olmasından etkilenecek olan insandır Bu yüzden konunun önemini anlayan dünya ülkeleri yeryüzünde henüz bozulmamış veya bozulmuş ancak yeniden düzenlenebilir alanların korunması için yarışa girmiştir Biyoçeşitliliğin sürdürülmesine yani doğal çevrenin bozulmasına yönelik en büyük tehdidi insan etkinlikleri oluşturmaktadır Ülkemizdeki çevre sorunlarının temelinde hızlı nüfus artışı ile birlikte son 15 yılda hızlı bir gelişme gösteren tarım turizm ve sanayi sektörlerinin olduğu bilinmektedir Ülkemiz doğal yaşam alanlarından en önemlilerinden biri olan sulak alanlar bakımından da Avrupa ve Ortadoğu’nun en zengin ülkesidir Ülkemizde toplam alanı 1 milyon hektarı aşan 250 civarında sulak alan mevcuttur Uluslar arası kriterler dikkate alınarak Çevre Bakanlığınca yapılan değerlendirmeler sonucunda bu alanlardan 81’inin ulusal ve uluslar arası önemde sulak alan olduğu tespit edilmiştir Gerek ekolojik dengenin sağlanmasında gerekse biyolojik çeşitliliğin korunmasındabüyük önem taşıyan sulak alanlar Türkiye’de hâlâ büyük tehlikelerle karşı karşıyadır Sulak alanların ilgili çevrelerde bilinen öneminin; diğer kuruluşlara yeterince aksetmemiş olması bu tehlikenin en büyük sebebidir Oysa doğal dengenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması yönünden yaşama ortamları içerisinde önemli ve farklı bir statüye sahip olan sulak alanların başta su kuşları olmak üzere çok zengin ve karakteristik bitki ve hayvan topluluklarına yaşama ortamı olmasının yanı sıra çok sayıda faydası bulunmaktadır Geçmiş yıllarda birçok sulak alanımız tarım toprağı kazanmak ve sıtma hastalığının önlenmesi nedeniyle kurutulmuştur Günümüzde ise birçok sulak alanın su dengesinin bozulması ve çeşitli yollarla kirlenmesi nedeniyle ekolojik yapıları olumsuz etkilenmektedir Ülkemizin doğal dengeleri arasında yer alan orman çayır mera ve sulak alanlarımız birçok canlı türünü barındırmakta ve nesillerinin devam etmesini sağlamakta olup günümüzde ormanlarımız özellikle yangınlar nedeniyle büyük zarar görmekte çayır ve meralarımızın ise yanlış otlatma nedeniyle gelecekleri tehdit edilmektedir Ormanlarımızın yok edilmesi neticesinde su ve rüzgârın neden olduğu erozyon nedeniyle ülkemiz topraklarının % 1386’sı hafif düzeyde % 20’si orta derecede % 63’ü ise şiddetli ve çok şiddetli erozyona maruz kalmaktadır Günümüzde birçok su kaynağımız sanayi tesislerinden ve evsel atık sulardan kaynaklanan kirlilik nedeniyle tehdit altında bulunmaktadır Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Plânı “Su Havzaları Kullanımı ve Yönetimi” Özel İhtisas Komisyonu Raporunda ülkemizdeki göl ve denizlerde su kirliliğinin hızla artmakta olduğuna dikkat çekilmekte ve akarsular içinde en fazla kirlenmiş olanlar arasında Ergene Meriç Simav (Susurluk) ve kolu olan Nilüfer Gediz Küçük ve Büyük Menderes Sakarya ve kolları olan Porsuk Ankara ve Çark suyunun sayılabileceği belirtilmektedir Ayrıca Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü tarafından açıklanan Çevre Durum Raporunda ise dünyadaki tatlı su kaynaklarının yarısına yakınının kirlendiği belirtilmektedir |
|