Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler > Hazır Mesajlar & Güzel Sözler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşk, cemal, süreya, şiirleri

Cemal Süreya Şiirleri Aşk

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cemal Süreya Şiirleri Aşk



Cemal Süreya Şiirleri

Cemal Süreya Şiirleri kısa

SEVGİLİM, BİR GÜNÜN

Sevgilim, bir günün ortası şimdi

Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,

Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde

Uzat bana uzat ellerini

İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar

İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,

Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor

Ben seni düşünüyorum seni

Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi

Kalbim diyorum kalbim

Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi

Aşkı anılar besliyor düşler kadar

Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır

Sevgi eskidikçe sevgi

Günümüz ekmeğimiz, türkümüz

Çoluğumuz çocuğumuz

Binalar yan yana yükselip gidiyor

Vapurların ağzı köpük içinde

Uzaklarda ne kapılar açılıyor

Tirenin biri bir istasyona varıyor

Ordan çıkıyor biri

Her şey biliyor her şey

Sen biliyor musun bakalım

Seni nice sevdiğimi?

Üstüne titrrediğimi?

Geldiğimi?

Gittiğimi

Hadi!

---------------------------------------------------------

SEVGİLİM BEN ŞİMDİ

Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim

Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara

Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden

Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz

"Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz"

Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere

O gülün yüzü gülmüyor sensiz

O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı

Hepten hüzünlü bu günlerde

Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye

Masada tabaklar neşesiz

Koridor ıssız

Banyoda havlular yalnız

Mutfak dersen - derbeder ve pis

Çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş

Vantilatör soluksuz

Halılar tozlu

Giysilerim gardropda ve şurda burda

Memo'nun oyuncak sepeti uykularda

Mavi gece lambası hevessiz

Kapı diyor ki açın beni kapayın beni

Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi

Radyo desen sessiz

Tabure sandalyalardan çekiniyor

Küçük oda karanlık ve ıssız

Her şey seni bekliyor her şey gelmeni

İçeri girmeni

Senin elinin değmesini

Gözünün dokunmasını

Ve her şey tekrarlıyor

Seni nice sevdiğimi

---------------------------------------------------

SEVİNCELİK

Kızkulesi'ni düş getiren pay senetleri

Kısa günde kapış kapış gitti

İşçisi köylüsü öğrencisi şairi

Tam tamına 49,5 milyon kişi

Yazıldı defterine güzelliğin

Çocuklar sabah akşam resim çektirdi

Sevinçler acılar şarkılar ki

İstanbul'u an an görünür kılar

Fenerime uğru yeşil tatlı pembe sürülmüş

Yanında ne ki Koç'lar Sabancı'lar

Sonra 49,5 milyon düş senedi

Bir sabah törenle denize verildi

İçlerinden üç tanesi de

Şu şu şu kişilere ciro edildi:

Tarihin babası sayılan Herodotos'a;

Tarihin bir babası daha varsa ona;

- Ve uzun tartışmalardan sonra -

Nüfusumuzun geri kalan kısmına

------------------------------------------------

SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ?

Sizin hiç babanız öldü mü?

Benim bir kere öldü kör oldum

Yıkadılar aldılar götürdüler

Babamdan ummazdım bunu kör oldum

Siz hiç hamama gittiniz mi?

Ben gittim lambanın biri söndü

Gözümün biri söndü kör oldum

Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak

Söylelemesine maviydi kör oldum

Taşlara gelince hamam taşlarına

Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi

Taşlarda yüzümün yarısını gördüm

Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü

Yüzümden ummazdım bunu kör oldum

Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

-------------------------------------------------

VAKİT VAR DAHA

Elif Lam Mim Yirmi üç haziran dokuz yüz altmış yedi

Bulanık atmosferin içinde gözlerim sımsıcak;

Yel değirmeni’nden denize sarpa sararak inen bir sokakta

Vakit tamamdır diyorum Ve sokağın sesi

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Bir kilise tadı taşıyor Dolmabahçe camiinin pencereleri

Uzaktan bakmak şartıyla ve aydınlık oluşunu saymazsak;

Ve denizin gişesinde oturan kısa boylu saat kulesi

Yakasının içine kaydırmış hafifçe basınç-ölçerini

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Mermerin memelerinden hafifçe hafifçe damlıyor mavi

İlk mavi, doğru mavi, çayır çimen bilgisi

Cücükleniyor orda hemen ılık menekşesi Şems’in

Çalgıcısını da yanında gezdirirdi Konya’da Şems ki

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Bir koku gibi dururdu parmağı yüzüğünün içinde

Gerindikçe bütün Doğuya yayardı bedenini,

Sağlığından çerçeveler yaratır Kelime Hatun

Uzun uzun duyardı gözlerine çekilmiş mili

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Evlerden çadırlardan toplananlar bini buldukça

Padişahın önünde törenle uçuruldu kelleleri

Geceyi bir dert gibi geride bırakan Yahudiye

Gündüz de tırnaklı hayvanların eti haram edildi

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Genç Osman annesinin rahmini çekip üstüne

Adı burgaçlara yazılsın diye bekledi

Ve Sinan düdenlerde olsun diye ölümü

Kurduğu her yapının temelini suya indirdi

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Düşmanına ilerlerken tuhafça gülerdi

Köroğlu’nun sırtında üst üste dokuz dombay derisi

Ve kaçarken yılan sokmuş orman perisi

Gözleriyle izlerdi sessizce erkeğini

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Deve, devenin üstünde tabut, biri çekiyor deveyi

Üçü de Ali: deve, deveyi çeken ve tabutun içindeki,

Çılgın gibi koşuyorum köylerden şehirlere

Başını kayalara vura vura ilerleyen bir insan seli

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Hafif kanlı Chevrolet’ler, hırslı Pontiac’lar, kıranta Buick’ler

Gürültüyle akıp gidiyor General Motors’un enikleri;

Ve ağır kıçlı, geniş çeneli, soluklu arabaları Ford’un;

Ve ağaçlar görüyor, gözlüklü, iri kıyım Chrysler ailesini

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

Sokak lambaları yerebatanlar yük kamyonları

Almadan edemeyeceğimiz bir selam gibi

Sırtlar arkalar talvekler duldalar öte yüzler

Ve kuyuya sarkıtılmış bir testinin dibi

Diyor ki değil daha

Vakit var daha

----------------------------------------------

YAZMAM DAHA AŞK ŞİİRİ

Oydu bir bakışta tanıdım onu

Kuşlar bakımından uçarı

Çocuk tutumuyla beklenmedik

Uzatmış ay aydınlık karanlığıma

Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu

Saçlarını tarasa baştan başa rumeli

Otursa ama hiç oturmaz ki

Kan kadını rüzgardı atların

Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet

Bütün duyarlıklara ayarlı

Öpüşlerin türlüsünden elhamra

Sınırsız denizinde çarşafların

Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim

Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor

Bir kadın gömleği üstümde

Günün maviliği ondan

Gecenin horozu ondan

--------------------------------------

ESKİ KADINLAR

Baktık çıldırmak işten değil

Söndürüp attık cigaramızı

Baktık olacak gibi değil

Bir adam düşündük camların arkasında

Baktık beyaz pardesülü burunlu

Bir adam birdenbire peydahlandı

Kaptığımız gibi şapkamızı eski

O eski kadınları bilirsiniz

Keder basınca bilhassa hatırlanan

Sokaklarda yaşanmış veya evde

Karanlığın ortalık yerinde beyaz

Ve sevgili olan enine boyuna

Baktık olacak gibi değil

Kaptık şapkamızı dışarı çıktık

Ama gel ki kazın ayağı öyle değil

Baktık değişen bir şey yok ortalıkta

İki kişi bezik oynuyordu veya tavla

Birinin zavallı olduğunu gördük

O zavallı kadınları bilirsiniz

Sevildimi pekalâ sevilebilen

Geceyken yağmurluyken hava

İyice inceltip ufak yüzlerini

Birebir gelirler yağmura karanlığa

O eski kadınlar o zavallı

------------------------------------------

BİLİYORUM SANA GİDEN

Biliyorum sana giden yollar kapalı

Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;

İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm

Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım

Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya

Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi

Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 545 vapurunda;

Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor

Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;

Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım

Bu böyle pek de kolay değil gerçi

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;

Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,

Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,

Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu

Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.