Prof. Dr. Sinsi
|
Şu'arâ Sûresi/Şuara Suresi
ŞU'ARÂ SÛRESİ/Şuara Suresi
Mekke döneminde inmiştir 227 âyettir Sûre, adını 224 âyette geçen
Bismillahirrahmânirrahîm
1 Ta Sin Mim
2 Bunlar, apaçık Kitab'ın âyetleridir
3 Ey Muhammed! Mü'min olmuyorlar diye adetâ kendini helak edeceksin!
4 Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar
5 Rahmân'dan kendilerine gelen her yeni öğütten mutlaka yüz çevirirler
6 Onlar (Allah'ın âyetlerini) yalanladılar, fakat alay edegeldikleri şeylerin haberleri başlarına gelecek
7 Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik
8 Şüphesiz bunlarda (Allah'ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar
9 Şüphesiz senin Rabbin, elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir
10, 11 Hani Rabbin Mûsâ'ya, "Zalimler topluluğuna, Firavun'un kavmine git! Başlarına geleceklerden hâlâ korkmuyorlar mı?" diye seslenmişti
12 Mûsâ şöyle dedi: "Ey Rabbim! Muhakkak ki ben, beni yalanlamalarından korkuyorum "
13 "Göğsüm daralır Akıcı konuşamam Onun için, Hârûn'a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap) "
14 "Bir de onlara karşı ben suçlu durumundayım Bu yüzden onların beni öldürmelerinden korkarım "
15 Allah dedi ki, "Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz "
16 "Firavun'a gidin ve deyin: "Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz",
17 "İsrailoğullarını bizimle beraber gönder "
18 Firavun şöyle dedi: "Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin "
19 "(Böyle iken) sen o yaptığın işi yaptın (adam öldürdün) Sen nankörlerdensin "
20 Mûsâ şöyle dedi: "Ben onu, o vakit kendimi kaybetmiş bir halde iken (istemeyerek) yaptım "
21 "Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden kıldı "
22 "Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) İsrailoğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir "
23 Firavun, "Âlemlerin Rabbi de nedir?" dedi
24 Mûsâ, "O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir "
25 Firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) "dinlemez misiniz?" dedi
26 Mûsâ, "O, sizin de Rabbiniz, geçmiş atalarınızın da Rabbidir" dedi
27 Firavun, "Bu size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir" dedi
28 Mûsâ, "O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir" dedi
29 Firavun, "Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim "
30 Mûsâ, "Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?" dedi
31 Firavun, "Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu," dedi
32 Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler asa açıkça kocaman bir yılan olmuş
33 Elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş
34 Firavun, çevresindeki ileri gelenlere, "Şüphesiz bu bilgin bir sihirbazdır" dedi
35 "Sizi, yaptığı sihirle, yurdunuzdan çıkarmak istiyor Ne dersiniz?"
36 Dediler ki: "Onu ve kardeşini alıkoy Şehirlere de toplayıcı adamlar gönder "
37 "Sana bütün usta sihirbazları getirsinler "
38 Böylece sihirbazlar, belli bir günün belirlenen bir vaktinde bir araya getirildiler
39 İnsanlara da "Siz de toplanır mısınız?" denildi
40 "Umarız, üstün gelirlerse sihirbazlara uyarız" (dediler )
41 Sihirbazlar gelince, Firavun'a, "Eğer biz üstün gelirsek gerçekten bize bir mükafat var mı?" dediler
42 Firavun, "Evet, hem o takdirde mutlaka bana yakın kimselerden olacaksınız" dedi
43 Mûsâ onlara, "Hadi ortaya atacağınız şeyi atın" dedi
44 Bunun üzerine onlar iplerini ve değneklerini attılar ve "Firavun'un gücüyle elbette bizler üstün geleceğiz" dediler
45 Mûsâ da asasını attı Bir de ne görsünler, asâ onların düzdükleri sihir takımlarını yutuyor
46 Bunun üzerine sihirbazlar derhal secdeye kapandılar
47 "Âlemlerin Rabbine inandık" dediler
48 "Mûsâ'nın ve Hârûn'un Rabbi'ne "
49 Firavun, "Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o size sihri öğreten büyüğünüzdür Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım" dedi
50 Sihirbazlar şöyle dediler: "Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz "
51 "(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz "
52 Biz Mûsâ'ya, "Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz" diye vahyettik
53 Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi
54 Dedi ki, "Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur "
55 "Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar "
56 "Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz "
57, 58 Biz de Firavun'un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık
59 İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık
60 Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular
61 İki topluluk birbirini görünce Mûsâ'nın arkadaşları, "Eyvah yakalandık" dediler
62 Mûsâ, "Hayır!, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir" dedi
63 Bunun üzerine Mûsâ'ya, "Asan ile denize vur" diye vahyettik Deniz derhal yarıldı Her parçası koca bir dağ gibiydi
64 Ötekileri de oraya yaklaştırdık
65 Mûsâ'yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık
66 Sonra ötekileri suda boğduk
67 Bunda şüphesiz bir ibret vardır Ama pek çokları iman etmiş değillerdi
68 Şüphesiz ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir
69 Ey Muhammed! Onlara İbrahim'in haberini de oku
70 Hani o babasına ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?" demişti
71 "Putlara tapıyoruz ve onlara tapmağa devam edeceğiz" demişlerdi
72 İbrahim dedi ki: "Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?"
73 "Yahut size fayda veya zararları dokunur mu?"
74 "Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk" dediler
75, 76 İbrahim şöyle dedi: "Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?"
77 "Şüphesiz onlar benim düşmanımdır Ancak âlemlerin Rabbi olan Allah dostumdur "
78 "O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir "
79 "O, bana yediren ve içirendir "
80 "Hastalandığımda da O bana şifa verir "
81 "O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır "
82 "O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur "
83 "Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat "
84 "Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl "
85 "Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle "
86 "Babamı da bağışla Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlardandır "
87 "(Kulların) diriltilecekleri gün beni utandırma!"
88 "O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!"
89 "Allah'a arınmış bir kalp ile gelen başka "
90 Cennet, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak
91, 92, 93 Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, "Allahı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?" denilecek
94, 95 Artık onlar ve o azgınlar ile İblis'in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar
96 Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler:
97 "Allah'a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz "
98 Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk "
99 Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı "
100 İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok "
101 "Candan bir dostumuz da yok "
102 Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak
103 Elbet bunda bir ibret vardır Onların çoğu iman etmiş değillerdi
104 Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır
105 Nûh'un kavmi de Peygamberleri yalanladı
106 Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
107 "Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim "
108 "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin "
109 "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir "
110 "O halde Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!"
111 Dediler ki: "Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız "
112 Nûh şöyle dedi: "Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?"
113 "Onların hesaplarını görmek ancak Rabbime aittir Bir anlayabilseniz!"
114 "Ben inananları kovacak değilim "
115 "Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım "
116 Dediler ki: "Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!"
117 Nûh şöyle dedi: "Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı "
118 "Artık onlarla benim aramda sen hükmet Beni ve benimle birlikte olan mü'minleri kurtar "
119 Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık
120 Sonra da geride kalanları suda boğduk
121 Şüphesiz bunda bir ibret vardır Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir
122 Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır
123 Âd kavmi de peygamberleri yalanladı
124 Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
125 "Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim "
126 "Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin "
127 "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir "
128 "Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?"
129 "İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?"
130 "Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız "
131 "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin "
132, 133, 134 "Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah'a karşı gelmekten sakının "
135 "Çünkü ben, sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum "
136 Dediler ki: "Sen ister öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bize göre birdir "
137 "Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir "
138 "Biz azaba uğratılacak da değiliz "
139 Böylece onlar Nûh'u yalanladılar Biz de bu yüzden onları helak ettik Şüphesiz bunda bir ibret vardır Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir
140 Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır
141 Semûd kavmi de Peygamberleri yalanladı
142 Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
143 "Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim "
144 "Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!"
145 "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir "
146, 147, 148 "Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?"
149 "Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz "
150 "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin "
151, 152 "Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin "
153 Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin "
154 "Sen de ancak bizim gibi bir beşersin Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bize bir mucize getir "
155 Salih, şöyle dedi: "İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır "
156 "Sakın ona bir kötülük dokundurmayın Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar "
157 Derken onu kestiler, fakat pişman oldular
158 Böylece onları azap yakaladı Şüphesiz bunda bir ibret vardır Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir
159 Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır
160 Lût'un kavmi de peygamberleri yalanladı
161 Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
162 "Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim "
163 "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin "
164 "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir "
165, 166 "Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz "
167 Dediler ki: "Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!"
168 Lût şöyle dedi: "Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım "
169 "Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar "
170, 171 Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık
172 Sonra diğerlerini helâk ettik
173 Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi!
174 Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir
175 Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır
176 Eyke halkı da peygamberleri yalanladı
177 Hani Şuayb onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
178 "Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim "
179 Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin
180 "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir "
181 Ölçüyü tam yapın Eksik verenlerden olmayın "
182 "Doğru terazi ile tartın "
183 "İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın "
184 "Sizi ve önceki nesilleri yaratana karşı gelmekten sakının "
185 Onlar şöyle dediler: "Sen ancak büyülenmişlerdensin "
186 Sen sadece bizim gibi bir insansın Biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz "
187 "Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça düşür "
188 Şuayb, "Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi
189 Onlar Şuayb'ı yalanladılar Derken gölge gününün azabı onları yakaladı Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi
190 Şüphesiz bunda bir ibret vardır Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir
191 Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır
192 Şüphesiz bu Kur'an, âlemlerin Rabbi'nin indirmesidir
193, 194, 195 Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir
196 Şüphesiz bu (Kur'an'ın indirileceği) öncekilerin kitaplarında da vardı
197 İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir?
198, 199 Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik ve o da bunu kendilerine okusaydı yine buna inanmazlardı
200 İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) suçluların kalbine soktuk
201, 202, 203 Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, "Bize mühlet verilmez mi?" demedikçe, ona inanmazlar
204 Bizim azabımızın çabuklaşmasını mı istiyorlar?
205 Ey Muhammed! Ne dersin; biz onları yıllarca (dünya nimetlerinden) yararlandırsak,
206 Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (halleri nice olurdu?)
207 (Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler onlara fayda sağlamazdı
208 Biz hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helak etmedik
209 Bu bir hatırlatmadır Biz zalim değiliz
210 O Kur'an'ı şeytanlar indirmemiştir
211 Zaten bu onların harcı değildir, buna güçleri de yetmez
212 Çünkü onlar (vahyi) işitmekten uzaklaştırılmışlardır
213 Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun!
214 (Önce) en yakın akrabanı uyar
215 Mü'minlerden sana uyanlara kanatlarını indir
216 Eğer sana karşı gelirlerse, "Şüphesiz ben sizin yaptığınız şeylerden uzağım" de
217, 218, 219 Namaza kalktığında seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah'a tevekkül et
220 Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir
221 Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi?
222 Onlar, her günahkâr yalancıya inerler
223 Bunlar da şeytanlara kulak verirler Onların çoğu ise yalancıdır
224 Şairlere ise haddi aşan azgınlar uyarlar
225, 226 Görmez misin ki onlar, her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar ve yapmadıkları şeyleri söylerler
227 Ancak iman edip salih amel işleyen, Allah'ı çok anan ve haksızlığa uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar başka Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir
|