Prof. Dr. Sinsi
|
Şûrâ Sûresi/Şura Suresi
ŞÛRÂ SÛRESİ/Şura Suresi
Mekke döneminde inmiştir 53 âyettir Sûre, adını 38 âyette geçen
Bismillahirrahmânirrahîm
1 Hâ Mîm
2 Ayn Sîn Kâf
3 (Ey Muhammed!) Mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder
4 Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur O, yücedir, büyüktür
5 Neredeyse gökler (onun azametinden) üstlerinden çatlayacaklar Melekler ise, Rablerini hamd ile tespih ederler ve yeryüzündekiler için bağışlanma dilerler İyi bilin ki Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir
6 Allah'tan başka dostlar edinenlere gelince, Allah onları daima gözetlemektedir Sen onlara vekil değilsin
7 Böylece biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarasın Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir
8 Allah dileseydi onları (aynı dine mensup) bir tek ümmet yapardı Fakat O, dilediğini rahmetine sokar Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı yoktur
9 Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki gerçek dost Allah'tır O, ölüleri diriltir O, her şeye hakkıyla gücü yetendir
10 Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah'a aittir İşte bu, Rabbim Allah'tır Yalnız O'na tevekkül ettim ve ancak O'na yöneliyorum
11 O, gökleri ve yeri yaratandır Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır Bu sûretle sizi üretiyor Onun benzeri hiçbir şey yoktur O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir
12 Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur Dilediğine rızkı bol verir ve (dilediğine) kısar Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir
13 "Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!" diye Nûh'a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve İsâ'ya emrettiğini size de din kıldı Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslam dini), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi Allah ona dilediğini seçer İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır
14 Onlar, kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler Eğer (azabın) belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi Onlardan sonra Kitab'a mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe içindedirler
15 (Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol Onların heva ve heveslerine uyma ve şöyle de: "Ben Allah'ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur Allah hepimizi bir araya toplayacaktır Dönüş de ancak O'nadır "
16 Allah'ın çağrısına uyulduktan sonra O'nun hakkında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında bâtıldır Onlara bir gazap vardır Onlar için çetin bir azap vardır
17 Allah, hak olarak Kitab'ı ve mizanı3 indirendir Sen nereden bileceksin belki de o saat (kıyamet) yakındır
18 Kıyamete inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler İnananlar ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler İyi bilin ki, Kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler
19 Allah kullarına çok lütufkârdır, dilediğini rızıklandırır O, kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir
20 Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur
21 Yoksa, Allah'ın izin vermediği bir dini kendilerine tutulacak yol kılan ortakları mı var? Eğer (cezaların ertelenmesine dair) kesin hükmü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi Şüphesiz, zâlimler için elem dolu bir azap vardır
22 Sen zalimlerin yaptıkları şeyler tepelerine inerken bu yüzden korku ile titrediklerini göreceksin İnanıp yararlı işler yapanlar da cennet bahçelerindedirler Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır İşte bu büyük lütuftur
23 İşte bu Allah'ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir De ki: "Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum " Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir
24 Yoksa "Yalan uydurup Allah'a iftira etti" mi diyorlar Eğer Allah dilerse senin kalbini mühürler Allah bâtılı yok eder, hakkı sözleriyle gerçekleştirir Şüphesiz O, göğüslerin özünü (kalplerde olanları) hakkıyla bilendir
25 O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir
26 Allah, iman edip salih ameller işleyenlerin dualarına karşılık verir; lütfundan onlara fazlasını da verir Kafirler için ise çetin bir azap vardır
27 Allah kullarına (tümüne birden) rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir Şüphesiz O, kullarından hakkıyla haberdardır ve onları hakkıyla görendir
28 O, insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır O, dost olandır, övülmeye lâyık olandır
29 Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması, O'nun varlığının delillerindendir O, dilediği zaman, onları bir araya getirmeye de gücü yetendir
30 Başınıza her ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzündendir O, yine de çoğunu affeder
31 Yeryüzünde O'nu âciz bırakamazsınız Sizin için Allah'tan başka hiçbir dost ve yardımcı yoktur
32 Denizde dağlar gibi yüzen gemiler, O'nun varlığının delillerindendir
33 O, dilerse rüzgârı durdurur da onlar denizin üstünde durakalırlar Elbette bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır
34 Yahut (içlerindekilerin) yaptıklarından dolayı onları helak eder, birçoğunu da affeder
35 Allah böyle yapar ki, âyetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler
36, 37, 38, 39 (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir Allah'ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır Bu mükafat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir
Kaynak: www yudumla net
40 Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır) Ama kim affeder ve arayı düzeltirse onun mükafatı Allah'a aittir Şüphesiz O, zâlimleri sevmez
41 Zulme uğradıktan sonra, kendini savunup hakkını alan kimseye (ceza vermek için) bir yol yoktur
42 Ceza yolu ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler içindir İşte onlar için elem dolu bir azap vardır
43 Her kim de sabreder ve bağışlarsa, işte bu elbette azmedilecek işlerdendir
44 Allah kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiçbir dostu yoktur Azabı gördüklerinde zâlimlerin, "Dünyaya dönmek için bir yol var mı?" dediklerini görürsün
45 Ateşe sunulurken onların zilletten başlarını öne eğmiş, göz ucuyla gizli gizli baktıklarını görürsün İnananlar da, "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır" diyecekler İyi bilin ki zâlimler, sürekli bir azâp içindedirler
46 Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek dostları da yoktur Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir çıkar yol yoktur
47 Allah'tan, geri çevrilmesi imkansız olan bir gün gelmeden önce, Rabbinizin çağrısına uyun O gün sizin için ne sığınacak bir yer vardır ne de (günahlarınızı), inkar edebilirsiniz!
48 Eğer yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz seni onlara bekçi göndermedik Sana düşen, sadece tebliğdir Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir; ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa o zaman da insan pek nankördür
49 Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allah'ındır O, dilediğini yaratır Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir
50 Yahut o çocukları erkekler, dişiler olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir, hakkıyla gücü yetendir
51 Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir
52, 53 İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap) vahyettik Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoluna İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah'a döner
|