Prof. Dr. Sinsi
|
Tevbe Sûresi/Tevbe Suresi
TEVBE SÛRESİ/Tevbe Suresi
Son iki âyet hariç Medine döneminde, Peygamber Efendimizin irtihaline yakın bir zamanda inmiştir 129 âyettir Sûre adını, Allah'ın kullarının tövbesini kabul edeceğini bildirdiği 104 âyetten almıştır İlk âyette geçen
Bismillahirrahmanırrahim
1 Allah ve Resûlünden,kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ültimatomdur:
2 Yeryüzünde dört ay daha dolaşın Şunu bilin ki, siz Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz; Allah ise, inkârcıları perişan edecektir
3 Hacc-ı ekber gününde1, Allah ve Resûlünden bütün insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü, Allah'a ortak koşanlardan uzaktır Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki, siz Allah'ı âciz bırakabilecek değilsiniz İnkârcılara, elem dolu bir azabı müjdele!
4 Ancak Allah'a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever
5 Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir
6 Eğer Allah'a ortak koşanlardan biri senden sığınma talebinde bulunursa, Allah'ın kelâmını işitebilmesi için ona sığınma hakkı tanı Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır Bu, onların bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir
7 Allah'a ortak koşanların Allah katında ve Resûlü yanında bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınız başkadır Bunlar size karşı dürüst davrandığı sürece, siz de onlara dürüst davranın Çünkü Allah kendine karşı gelmekten sakınanları sever
8 Onların bir ahdi nasıl olabilir ki! Eğer onlar size üstün gelselerdi, ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirlerdi Ağızlarıyla sizi hoşnut etmeye çalışıyorlar, oysa kalpleri buna karşı çıkıyor Onların pek çoğu fasık kimselerdir
9 Allah'ın âyetlerini az bir karşılığa değiştiler de insanları onun yolundan alıkoydular Bunların yapmakta oldukları şeyler gerçekten ne kötüdür!
10 Bir mü'min hakkında ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirler İşte onlar taşkınlık yapanların ta kendileridir
11 Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız
12 Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozup dininize dil uzatırlarsa, küfrün ele başlarıyla savaşın Çünkü onlar yeminlerine riâyet etmeyen kimselerdir Umulur ki, vazgeçerler
13 Yeminlerini bozan, peygamberi yurdundan çıkarmaya kalkışan ve üstelik size tecavüzü ilk defa kendileri başlatan bir kavimle savaşmaz mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, -eğer siz gerçek mü'minler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır
14, 15 Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mü'min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin Allah dilediğinin tövbesini kabul eder Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
16 Yoksa; Allah içinizden, Allah'tan, Resûlünden ve mü'minlerden başkasını kendilerine sırdaş edinmeksizin cihad edenleri ayırt etmeden bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır
17 Allah'a ortak koşanların, inkârlarına bizzat kendileri şahitlik edip dururken, Allah'ın mescitlerini imar etmeleri düşünülemez Onların bütün amelleri boşa gitmiştir Onlar ateşte ebedî kalacaklardır
18 Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur
19 Siz hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ın bakım ve onarımını, Allah'a ve âhiret gününe iman edip Allah yolunda cihad eden kimse(lerin amelleri) gibi mi tuttunuz? Bunlar Allah katında eşit olmazlar Allah zâlim topluluğu doğru yola erdirmez
20 İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad eden kimselerin mertebeleri, Allah katında daha üstündür İşte onlar, başarıya erenlerin ta kendileridir
21 Rableri onlara, kendi katından bir rahmet, bir hoşnutluk ve kendilerine içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler müjdelemektedir
22 Onlar orada ebedi kalacaklardır Şüphesiz, Allah katında büyük bir mükafat vardır
23 Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir
24 De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez "
25 Andolsun, Allah birçok yerde ve Huneyn savaşı gününde size yardım etmiştir Hani, çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat (bu çokluk) size hiçbir yarar sağlamamış, yeryüzü bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti Nihayet (bozularak) gerisin geriye dönüp kaçmıştınız
26 Sonra Allah, Resûlü ile mü'minler üzerine kendi katından güven duygusu ve huzur indirdi Bir de sizin göremediğiniz ordular indirdi ve inkar edenlere azap verdi İşte bu, inkârcıların cezasıdır
27 Sonra Allah, bunun ardından yine dilediği kimsenin tövbesini kabul eder Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir
28 Ey iman edenler! Allah'a ortak koşanlar ancak bir pislikten ibarettir Artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar Eğer yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse lütfuyla sizi zengin kılar Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
29 Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam'ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın
30 Yahudiler, "Üzeyr Allah'ın oğludur" dediler Hırıstiyanlar ise, "İsa Mesih Allah'ın oğludur" dediler Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir Onların bu sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor Allah onları kahretsin Nasıl da haktan çevriliyorlar!
31 (Yahudiler) Allah'ı bırakıp, hahamlarını; (hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır Ondan başka hiçbir ilah yoktur O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır
32 Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar Oysa kafirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz
33 O, Allah'a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir
34 Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele
35 O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, "İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı"! denilecek
36 Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir Bunlardan dördü haram aylardır İşte bu Allah'ın dosdoğru kanunudur Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin Fakat Allah'a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir
37 Haram ayları ertelemek, ancak inkarda daha da ileri gitmektir ki bununla inkar edenler saptırılır Allah'ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece Allah'ın haram kıldığını helal kılmak için Haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi Allah inkarcı toplumu doğru yola iletmez
38 Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size "Allah yolunda sefere çıkın" denilince, yere çakılıp kaldınız Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir
39 Eğer Allah yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir Siz ise ona hiçbir zarar veremezsiniz Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir
40 Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkar edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke'den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti Hani onlar mağarada bulunuyorlardı Hani o arkadaşına, "Üzülme, çünkü Allah bizimle berâber" diyordu Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla onu desteklemiş, böylece inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı Allah'ın sözü ise en yücedir Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir
41 Gerek yaya olarak, gerek binek üzerinde Allah yolunda sefere çıkın Mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihad edin Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır
42 Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı, (sefere katılmayan münafıklar da) mutlaka sana uyarlardı Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi Gerçi onlar, "Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber çıkardık" diye Allah'a yemin edeceklerdir Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar Allah biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar
43 Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar beklemeden niçin onlara izin verdin?
44 Allah'a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten geri kalmak için senden izin istemezler Allah kendine karşı gelmekten sakınanları çok iyi bilendir
45 Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler senden izin isterler
46 Onlar eğer savaşa çıkmak isteselerdi, elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı Fakat Allah onların harekete geçmelerini istemedi de onları geri bıraktı ve onlara, "Oturun oturan acizlerle beraber" denildi
47 Eğer onlar da sizin içinizde (sefere) çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacak ve sizi fitneye düşürmek için aranızda koşuşturacaklardı Aranızda onları dinleyecek kişiler de vardı Allah zalimleri hakkıyla bilendir
48 Andolsun bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın dini galip geldi
49 Onlardan "Bana izin ver, beni fitneye (isyana) sevketme" diyen de vardır Bilesiniz ki onlar (böyle diyerek) fitnenin ta içine düştüler Şüphesiz ki cehennem kâfirleri elbette kuşatacaktır
50 Sana bir iyilik gelirse, bu onları üzer Eğer başına bir musîbet gelirse, "Biz tedbirimizi önceden almıştık" derler ve sevinerek dönüp giderler
51 De ki: "Bizim başımıza ancak, Allah'ın bizim için yazdığı şeyler gelir O bizim yardımcımızdır Öyleyse mü'minler, yalnız Allah'a güvensinler "
52 De ki: "Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz Biz de, Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz Haydi bekleyedurun Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz "
53 Yine de ki: "İster gönüllü, ister gönülsüz olarak harcayın, sizden asla kabul olunmayacaktır Çünkü siz fasık bir topluluksunuz "
54 Harcamalarının kabul edilmesine, yalnızca, Allah'ı ve Rasûlünü inkar etmeleri, namaza ancak üşene üşene gelmeleri ve ancak gönülsüzce harcamaları engel olmuştur
55 Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin Allah bununla ancak onlara dünya hayatında azap etmeyi ve canlarının kâfir olarak çıkmasını istiyor
56 Kesinlikle sizden olduklarına dâir Allah'a yemin ederler Oysa onlar sizden değillerdir Fakat onlar korkudan ödleri patlayan bir topluluktur
57 Eğer sığınacak bir yer veya (gizlenecek) mağaralar yahut girilecek bir delik bulsalardı, hemen koşarak oraya kaçarlardı
58 İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var Kendilerine ondan bir pay verilirse, hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse, hemen kızarlar
59 Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup, "Bize Allah yeter Lütuf ve ihsanıyla Allah ve Resûlü ileride bize yine verir Biz yalnız Allah'a rağbet eder (onun ihsanını ister)iz" deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu
60 Sadakalar (zekatlar), Allah'tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslam'a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
61 Yine onlardan peygamberi inciten ve "O (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır" diyen kimseler de vardır De ki: "O sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah'a inanır, mü'minlere inanır (güvenir) İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir Allah'ın Resûlünü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır "
62 Sizi razı etmek için, Allah'a yemin ederler Eğer gerçekten mü'min iseler (bilsinler ki), Allah ve Resûlü'nü razı etmeleri daha önceliklidir
63 Allah'a ve Resûlüne karşı gelen kimseye, içinde ebedî kalacağı cehennem ateşinin olduğunu bilmediler mi? İşte bu, büyük bir rezilliktir
64 Münafıklar, kalplerinde olan şeyleri, yüzlerine karşı açıkça haber verecek bir sûrenin üzerlerine indirilmesinden çekinirler De ki: "Siz alay ede durun! Allah, çekindiğiniz o şeyi ortaya çıkaracaktır "
65 Şâyet kendilerine (niçin alay ettiklerini) sorsan, "Biz sadece lâfa dalmıştık ve aramızda eğleniyorduk", derler De ki: "Allah'la, onun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?"
66 Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman ettikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz İçinizden (tövbe eden) bir zümreyi affetsek bile, suçlarında ısrar etmeleri sebebiyle, diğer bir zümreye azap edeceğiz
67 Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir (birbirlerinin benzeridir) Kötülüğü emredip, iyiliği yasaklarlar, ellerini de sıkı tutarlar Onlar Allah'ı unuttular; Allah da onları unuttu Şüphesiz münafıklar, fasıkların ta kendileridir
68 Allah erkek münafıklara, kadın münafıklara ve kafirlere, içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşini vadetti O, onlara yeter Allah onlara lanet etmiştir Onlar için sürekli bir azap vardır
69 (Ey münafıklar!), siz de tıpkı, sizden öncekiler gibisiniz: Onlar sizden daha güçlü, malları ve çocukları daha fazlaydı Onlar paylarına düşenden faydalanmışlardı Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi siz de payınıza düşenden öylece faydalandınız ve onların daldığı gibi, siz de (dünya zevkine) daldınız İşte onların dünyada da ahirette de amelleri boşa gitmiştir İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir
70 Onlara kendilerinden öncekilerin; Nûh, Âd ve Semûd kavimlerinin; İbrahim'in kavminin; Medyen halkının ve yerle bir olan şehirlerin haberleri ulaşmadı mı? Peygamberleri onlara apaçık mucizeler getirmişti (Ama inanmadılar Allah da onları cezalandırdı ) Demek ki Allah onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendilerine zulmediyorlardı
71 Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler Allah'a ve Resûlüne itaat ederler İşte bunlara Allah merhamet edecektir Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir
72 Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti Allah'ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür İşte bu büyük başarıdır
73 Ey peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı çetin ol Onların varacakları yer cehennemdir Ne kötü bir varış yeridir orası!
74 Bir şey söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar Halbuki o küfür sözünü söylediler ve (sözde) müslüman olduktan sonra inkar ettiler Ayrıca başaramadıkları şeye (peygamberi öldürmeye) de yeltendiler Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette elem dolu bir azaba çarptıracaktır Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı vardır
75 İçlerinden, "Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz" diye Allah'a söz verenler de vardır
76 Fakat Allah lütuf ve kereminden onlara verince, onda cimrilik ettiler ve yüz çevirerek dönüp gittiler
77 Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için o da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar (sürecek) bir nifak soktu
78 Allah'ın, içlerinde gizlediklerini ve fısıltılarını bildiğini ve Allah'ın gaybleri çok iyi bilen olduğunu bilmediler mi?
79 Sadakalar hususunda gönüllü bağışta bulunan mü'minlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya çevirmiştir Onlar için elem dolu bir azap vardır
80 Onlar için ister bağışlanma dile ister dileme (farketmez ) Onlar için yetmiş kez bağışlanma dilesen de, Allah onları asla affetmeyecektir Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmiş olmaları sebebiyledir Allah fasık topluluğu doğru yola iletmez
81 Allah'ın Resûlüne karşı gelerek (sefere çıkmayıp) geri bırakılanlar, oturup kalmalarına sevindiler Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmedi ve "Bu sıcakta sefere çıkmayın" dediler De ki: "Cehennemin ateşi daha sıcaktır " Keşke anlasalardı
82 Artık kazandıklarının karşılığı olarak, az gülsünler, çok ağlasınlar
83 Eğer (bundan böyle) Allah seni onlardan bir zümrenin yanına döndürür de, onlar (sefere) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: "Artık siz benimle birlikte ebediyyen çıkmayacak ve benimle birlikte hiçbir düşmanla asla savaşmayacaksınız Çünkü siz baştan yerinizde oturup kalmaya razı oldunuz Şimdi de geri kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte oturun "
84 Onlardan ölen hiçbirine asla namaz kılma ve kabrinin başında durma Çünkü onlar Allah'ı ve Resûlünü inkâr ettiler ve fasık olarak öldüler
85 Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin Allah bunlarla ancak, dünyada kendilerine azap etmeyi ve canlarının kafir olarak çıkmasını istiyor
86 "Allah'a iman edin ve Resûlü ile birlikte cihat edin" diye bir sûre indirildiğinde, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve "Bizi bırak da oturup kalanlarla birlikte olalım" dediler
87 Onlar geride kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte olmaya razı oldular ve kalpleri mühürlendi Artık onlar anlamazlar
88 Fakat peygamber ve beraberindeki mü'minler, mallarıyla, canlarıyla cihat ettiler Bütün hayırlar işte bunlarındır İşte bunlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir
89 Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır İşte bu büyük başarıdır
90 Bedevîlerden mazeret ileri sürenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler Allah'a ve Resûlüne yalan söyleyenler ise (mazeret bile belirtmeden) oturup kaldılar Onlardan kâfir olanlara elem dolu bir azap isabet edecektir
91 Allah'a ve Resûlüne karşı sadık ve samimi oldukları takdirde, güçsüzlere, hastalara ve (seferde) harcayacakları bir şey bulamayanlara (sefere katılmadıkları için) bir günah yoktur İyilikte bulunan kimselerin (kınanması) için de bir sebep yoktur Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir
92 Kendilerini bindirip (cepheye) sevk edesin diye sana geldikleri zaman, senin, "Sizi bindirebileceğim bir şey bulamıyorum" dediğin; bu uğurda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş döke döke geri dönen kimselere de bir sorumluluk yoktur
93 Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir Bunlar, geri kalan (kadınlarla) birlikte olmaya razı oldular Allah ta kalplerini mühürledi Artık onlar bilmezler
94 Onlara döndüğünüzde, size mazeret beyan edeceklerdir De ki: "Mazeret beyan etmeyin Size kesinlikle inanmayız Çünkü Allah bize sizin durumunuzu bildirdi Bundan böyle davranışlarınızı Allah da Resûlü de görecek Sonra hepiniz, gaybı da görülen âlemi de bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduğunuz şeyleri size haber verecek "
95 Yanlarına döndüğünüz zaman, kendilerini rahat bırakmanız için size Allah adıyla yemin edeceklerdir Artık onların peşini bırakın Çünkü onlar pistir Kazandıklarının karşılığı olarak, varacakları yer de cehennemdir
96 Kendilerinden razı olasınız diye, size yemin edeceklerdir Siz onlardan razı olsanız bile, Allah o fasıklar topluluğundan asla razı olmaz
97 Bedevîler inkâr ve nifak bakımından daha ileri ve Allah'ın peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını tanımamaya daha yatkındırlar Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
98 Bedevîlerden öyleleri vardır ki, (Allah yolunda) harcayacakları şeyi bir zarar sayar ve (bundan kurtulmak için) size belalar gelmesini beklerler Kötü belâlar kendi başlarına olsun Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir
99 Bedevîlerden kimileri de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır Harcayacaklarını, Allah katında yakınlığa ve Peygamberin dualarını almağa vesile sayarlar Bilesiniz ki bu, (Allah katında) onlar için yakınlıktır Allah onları rahmetine sokacaktır Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir
100 İslâm'ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O'ndan razı olmuşlardır Allah onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır İşte bu büyük başarıdır
101 Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım münafıklar vardır Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin Biz onları biliriz Onlara iki defa azap edeceğiz Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir
102 Diğer bir kısmı ise, günahlarını itiraf ettiler Bunlar salih amelle kötü ameli birbirine karıştırmışlardır Umulur ki Allah tövbelerini kabul eder Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir
103 Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekat) al ve onlara dua et Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır ) Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir
104 Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve sadakaları alanın Allah olduğunu; tövbeyi çok kabul edenin, çok merhametli olanın Allah olduğunu bilmediler mi?
105 De ki: "Çalışın, yapın Yaptıklarınızı Allah da, Rasûlü de, mü'minler de göreceklerdir Sonra gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah'ın huzuruna döndürüleceksiniz O da size bütün yapmakta olduğunuz şeyleri haber verecektir "
106 (Sefere katılmayanlardan) diğer bir kısmı da, Allah'ın emrine bırakılmışlardır Bunlara ya azap eder ya da tövbelerini kabul eder Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
107 Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü'minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır Bunlar, "Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok" diye de mutlaka yemin ederler Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar
108 Onun içinde asla namaz kılma İlk günden temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır Allah da tertemiz onları sever
109 Binâsını takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) ve onun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kurup, onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez
110 Kurmuş oldukları binaları, (ölüp de) kalpleri paramparça olmadıkça yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam edecektir Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
111 Şüphesiz Allah, mü'minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler Allah bunu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kesin olarak va'detmiştir Kimdir sözünü Allah'tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin İşte asıl bu büyük başarıdır
112 Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır Mü'minleri müjdele
113 Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah'a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır ne de mü'minlere
114 İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi
115 Doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirmedikçe, Allah bir toplumu saptıracak değildir Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir
116 Şüphesiz göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Allah'ındır O diriltir ve öldürür Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır
117 Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul etmiştir Evet, onların tövbelerini kabul etmiştir
118 Savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini kabul etti Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah(ın azabın)dan yine ona sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı Sonra (eski hallerine) dönsünler diye, onların tövbelerini de kabul etti Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet edendir
119 Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun
120 Medine halkı ve onların çevresinde bulunan bedevîlere, Allah'ın Resûlünden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün tutmak yaraşmaz Çünkü onların, Allah yolunda çektikleri susuzluk, yorgunluk, açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi hiçbir olay yoktur ki karşılığında kendilerine iyi bir amel (in sevabı) yazılmış olmasın Şüphesiz Allah iyilik yapanların mükafatını elbette zayi etmez
121 Allah yolunda küçük, büyük bir harcama yapmazlar ve bir vadiyi katetmezler ki (bunlar), Allah'ın, yaptıklarının daha güzeliyle kendilerini mükafatlandırması için hesaplarına yazılmış olmasın
122 (Ne var ki) mü'minlerin hepsi toptan seferber olacak değillerdir Öyleyse onların her kesiminden bir grup da, din konusunda köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için geri kalsa ya! Umulur ki sakınırlar
123 Ey iman edenler! Kafirlerden (öncelikle) yakınınızda olanlarla savaşın ve sizde bir sertlik bulsunlar Bilin ki Allah kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir
124 Herhangi bir sûre indirildiğinde, içlerinden, (alaylı bir şekilde) "Bu hanginizin imanını artırdı?" diyenler olur İman etmiş olanlara gelince, inen sûre onların imanını artırmıştır Onlar bunu birbirlerine müjdelerler
125 Kalplerinde hastalık olanların ise, pisliklerine pislik katmış (küfürlerini artırmış), böylece kâfir olarak ölüp gitmişlerdir
126 Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belaya çarptırılıp imtihan ediliyorlar Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar
127 Bir sûre indirildi mi, "Sizi bir kimse görüyor mu?" diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışıp giderler Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini çevirmiştir
128 Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir O size çok düşkün, mü'minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir
129 Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Bana Allah yeter O'ndan başka hiçbir ilah yoktur Ben ancak O'na tevekkül ettim O, yüce Arşın sahibidir "
|