|
|
Konu Araçları |
destanları, islamiyetin, kabulünden, sonraki, türk |
İslamiyetin Kabulünden Sonraki Türk Destanları |
09-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İslamiyetin Kabulünden Sonraki Türk Destanlarıİslamiyetten Sonraki Türk Destanları İslamiyetin kabulünden Sonraki Türk Destanları İslamiyetten Sonraki Türk Destanlarının isimleri İslamiyetten Sonraki Türk Destanları nelerdir İslâmiyetin yayılışı sırasındaki ve daha sonraki Türk destanları ; Saltuk Buğra, Manas, Battal Gazi, Danişmendname, Dede Korkut, Genç Osman, Köroğlu, Kuvayı Milliye, Çanakkale destanlarıdır Destanların bazıları gerçek olayları yansıtır, bazıları ise sadece kurgudur Manas destanı Türklerin en uzun destanıdır SATUK BUĞRAHAN İslâmiyetin Kabulünden Sonraki Türk Destanları Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han X yüzyılda islâmiyeti resmen devlet dini olarak kabul etmiştir islâmiyetten sonra ilk teşekkül eden destan da bu hükümdarın islâmiyeti kabul ve yaymak için yaptığı mücadelelerin efsanelerle zenginleştirilerek anlatımıyla doğmuştur Bu destanın bir elyazmasından, bulunan bir metni vardır MANAS DESTANI Dünyanın en uzun destanı özelliğini taşıyan ve dünya edebiyatının şaheserleri arasına giren Manas Destanı, Kırgız Türkleri'nin milli destanıdır Bu büyük eser Türklerin ve Kırgız Türkleri'nin tarihi devirlerdeki kültürlerinin izlerini taşır Manas Destanı'nın ana temasını, Manas 'ın Kırgız Türkleri için vermiş olduğu özgürlük mücadelesi ve onları bir bayrak altında toplama ülküsü oluşturur Manas Destanı, muhtevası itibariyle göçebe ve savaşçı Kırgız Türklerinin hayatını bütün ayrıntısı ile yansıtır Kırgız Türklerinin mitolojileri en eski dini telakkileri evlenme ve düğün adetleri, eğlenceleri, sevinçleri, üzüntüleri, tabiat ve düşmanları ile mücadeleleri, cenaze merasimleri, şölenleri bu destanda ana hatları ile kendisine yer bulmuştur Orta Asya ve Çin ilişkileri uzmanı arkeolog Bernştam Manas Destanı'nın teşekkülü hususunda şu fikri beyan etmiştir: "Manas Destanı” Kırgız Türkleri'nin Yenisey ırmağı boyunda Minusin bozkırlarında IX yüzyılda devlet kurdukları devirde meydana gelmiştir Bu devletin basında Yaglakar Han bulunuyordu Moğolistan'dan gelen düşmanları kovdu Başka boyların da kendisine katılması ile çok kuvvetlendi Sayan- Altay dağlarının güneyini aldı Tanrı dağlarına kadar geldi ve ordusunun bir kısmını burayä bıraktı Kırgızların ataları daha MÖ bu Tanrı dağlarını tanımışlardı Kırgız Türkleri arasında doğan Manas destanı Kazak-Kırgız Türk kültür dâiresi içinde bugün de bütün canlılığı ile yaşamaktadır Bu destanın XI ile XII yüzyıllarda meydana geldiği düşünülmektedir Manas destanında islâmiyet öncesi Türk kültür , inanç ve kabullerinin tamamını görmek mümkündür Bazı varyantları 4ooooo mısra olan Manas destanı Türk-Bozkır medeniyetinin Kazak -Kırgız dâiresinin kültür belgeseli niteliğindedir MANAS DESTANI BÖLÜMLERİ: Manas ’ ın Çocukluğu (I Bölüm) Manas ‘ ın Çocukluğu (II Bölüm) Manas ‘ ın Zaferleri Ataların Yurdunda (I Bölüm) Ataların Yurdunda (II Bölüm) Kökötöy Han'ın Aşı Büyük Sefer (I Bölüm) Büyük Sefer (II Bölüm) Yas CENGİZ-NAME Ortaasya'da yaşayan Türk boyları arasında XIII yüzyılda doğup gelişmiştir Cengiznâme Moğol hükümdarı Cengiz'in hayatı, kişiliği ve fetihleri ile ilgili olarak Cengiz'in oğulları tarafından idare edilen Türkler tarafından meydana getirilmiştir Orta Asya'da yaşayan Türkler özellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Türkleri, Cengiz destanını çok severek günümüze kadar yaşatmışlardır Cengiz-nâme'de, Cengiz bir Türk kahramanı olarak kabul edilmekte ve hikâye Türk tarihi gibi anlatılmaktadır Cengiz, Uygur Türeyiş destanının kahramanları gibi gün ışığı ile Kurt-Tanrı'nın çocuğu olarak doğar Cengiz-nâme, Moğol Hanlarının destanî tarihi olarak kabul edildiğinden tarih araştırıcılarının da dikkatini çekmiştir XVII yüzyılda Orta Asya Türkçesinin değerli yazarı Ebü'l Gâzi Bahadır Han, "şecere-i Türk" adlı eserinde "Cengiz-Nâme"nin ı7 varyantını tesbit ettiğini söylemektedir Bu bilgi, bu destanın, Orta Asya'daki Türkler arasındaki yaygınlığını göstermektedir Orta Asya Türkleri, Cengiz'i islâm kahramanı olarak da görmüşler ve ona kutsallık atfetmişlerdir Batıdaki Türkler tarafından ise Cengiz hiç sevilmemiştir Arap tarihçilerinin, bu hükümdarı islâm düşmanı olarak göstermeleri ve tarihî olaylar onun sevilmemesinde etkili olmuştur Moğolların Anadoluya saldırgan biçimde gelip ortalığı yakıp yıkmaları, Bağdat'ın önce Hülâgu daha sonra Timurlenk tarafından yakılıp yıkılması, Timurlenk'in Yıldırım Beyazıd'la sebebsiz savaşı gibi tarihi gerçekler, Cengiz'in de diğer Moğollar gibi sevilmemesine sebeb olmuştur Cengiz-Nâme batıda yaşayan Türkler'in hafıza ve gönüllerinde yer almamıştır "Cengiz-Nâme"nin Orta Asya Türkleri arasında bir diğer adı da " Dâstân-ı Nesl-i Cengiz Han"dır EDİGE Bu destanda XIII yüzyılda Hazar denizi kıyısında kurulan Altınordu Hanlığının XV yüzyılda Timurlular tarafından yıkılışı anlatılmaktadır Destanın adı, Altınordu Hanı ve bu destanın kahramanı Edige Mirza Bahadır'a atfen verilmiştir Edige Mirza Bahadır'ın devletini ayakta tutabilmek için yaptığı büyük mücadeleler, ölümünden sonra XV yüzyılda destan haline getirilmiştir 1820'yılından itibaren yazıya geçirilen Edige destanının Kazak-Kırgız, Kırım, Nogay, Türkmen, Kara Kalpak, Başkırt olmak üzere altı rivâyeti tesbit edilmiştir Çeşitli Türk guruplar arasında Alp Er Tunga ve Oğuz Kağan gibi ilk Türk destanlarının izlerini taşıyan Türk kahramanlık dtünya görüşünü temsil eden burada bahsi geçenler kadar yaygınlaşmamış ortak edebiyat geleneği içinde yer almamış pek çok başka destan örneği bulunmaktadır Osmanlı sahasında destandan hikâyeye geçişte ara türler olarak da nitelendirilen çok tanınmış ve bir çok Türk topluluklarınca da bilinen Köroğlu örneği yanında daha sınırlı alanlarda tesbit edilen Danişmendname , Battalname gibi ilgi çekici örnekler de bulunmaktadır BATTAL-NAME Bu destanın kahramanı Türkler arasında Battal Gâzi adıyla benimsenmiş bir Arap savaşcısıdır Asıl destan, VIII yüzyılda, Emevî'lerin hırıstıyanlarla yaptıkları savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermiş Abdullah isimli bir kişiyle ilgili olarak doğmuştur Battal arapça kahraman demektir, Battal Gâzi, Arap kahramanına verilen unvanlardır Türklerin müslüman olmalarından sonra Battal Gâzi destan tipi Türkleştirilmiş önceki destan epizotlarıyla zenginleştirilmiş ve anlatım geleneği içine alınmıştır XII ve XIII yüzyıllarda Battal-Nâme adı ile ve nesir biçimi yazıya geçirilmiştir Hikâyeci âşıkların repertuarlarında da yer almıştırSeyyid Battal adıyla da anılan bu kahraman hem çok bilgili, çok dindar ve cömertdir Müslümünlığı yaymak için yaptığı mücadelelerde insanların yanında büyücü, cadı ve dev gibi olağanüstü güçlerle de savaşır " Aşkar Devzâde" isimli atı da kendisi gibi kahramandır Arap, Fars ve Türklerin X-XX yüzyıllar arasında oluşturdukları ortak islâm kültür dâiresinin ürünlerinden biri olmakla beraber Orta Asya'da yaşayan Türk guruplar arasına da yayılarak Türk kabul ve değerleriyle kaynaşmıştır DANİŞMEND-NAME Anadolunun fethini ve bu mücadelenin kahramanlarını anlatan, X11 yüzyılda sözlü olarak şekillenen X111 yüzyılda yazıya geçirilen islâmî Türk destanlarındandır Danişmendnâme'de hikâye edilen olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının gerçek isimleriyle anılmasından dolayı uzun süre tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir Köroğlu metni destan adıyla anılmakla ve bazı destanî niteliklere de sahib olmakla birlikte XX yüzyılda Anadolu'dan derlenen örnekleri daha çok halk hikâyesi geleneğine yakındır KÖROĞLU DESTANI Bolu beyi, güvendiği seyislerinden biri olan Yusuf'a : " Çok hünerli ve değerli bir at bul " emrini verir Seyis Yusuf, uzun süre Bolu beyinin isteğine uygun bir at arar Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki tay bulur ve bunları satın alır Bolu beyi bu zayıf tayları görünce çok kızar ve seyis Yusuf'un gözlerine mil çekilmesini emreder Gözleri kör edilen ve işinden kovulan Yusuf, sıska taylarla birlikte evine döner Oğlu Ruşen Ali'ye verdiği talimatlarla tayları büyütür Babası kör olduğu için Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının isteğine göre atları yetiştirir Taylardan biri olağanüstü bir at haline gelir ve Kırat adı verilir Kırat da destan kahramanı Köroğlu kadar ünlenir Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam almak için gözlerini açacak ve onu güçlü kılacak üç sihirli köpüğü içmek üzere oğlu ile birlikte pınara gider Ancak, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu köpükleri kendisi içer, yiğitlik, şâirlik ve sonsuz güç kazanır Babası kaderine rıza gösterir ancak oğluna mutlaka intikamını almasını söyler Köroğlu Çamlıbel'e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır Hayatını yoksul ve çaresizlere yardım ederek geçirir Halk inancına göre silâh icat edilince mertlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır Çeşitli dönemlere ve farklı siyâsî birlikler sahip Türk gurubları arasında tesbit edilen Türk destanlarının kısaca tanıtımı ve özeti bu kadardır Bu destan metinleri incelendiğinde hepsinde ilk Türk destanı Oğuz Kağan destanının izleri bulunduğu görülür Bu destan parçaları Türk dünyasının ortak tarihî dönem hatıralarını aksettiren ilk edebî ürünler olarak da önem ve değer taşırlar |
|