Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fethi, mekkenin, şiiri

Mekkenin Fethi Şiiri

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mekkenin Fethi Şiiri



Gün senin fetih günündür

Her şey bir şiirle başladı

Peygamber huzurunda okunan bir şiirle…

Kızgın kum fırtınalarından,

Adem vadisinden kopup gelen bir şairle…

Ardında kırk süvari,

Ve alev alev yanan gözlerinde ihanet haberleri

Bu şair, huzaa kabilesinden Amr bin Salim'di

En üst perdeden okudu şiirini,

Ve gözlerini kırpmadan dinledi Nebi;


" Kureyşîler sana verdikleri sözde durmadılar,

Hudeybiye'de seninle yaptıkları misakı bozdular

Bizi Vetir'de,

Kendi yurdumuzda gafil avladılar

Benim kimseyi yardıma çağırmayacağımı,

Çağıramayacağımı sandılar"


Dedi ve durdu

Şair ağlıyordu

Peygambere çevrildi tüm gözler

Ve o an tutuldu nefesler

Sahabenin başları yere değiyordu,

Çünkü mübarek alınlarındaki damar belli oluyor,

Peygamber celalleniyordu


" Ey Nebi!

Allah'ın kullarını yardıma çağır,

İçlerinde Allahın Rasulü de olsun

Yapılan zulme, öfkesinden renkten renge girsin,

Ve büyük bir ordunun başına geçip,

Denizler gibi köpürerek akıp gelsin"


Şiir bitmişti,

Şair de bitmişti

Gözler hâlâ peygamberdeydi,

Allahın râsûlü, ridasını toplayıp ayağa kalktı!

Ve sahabe ayağa kalktı

Şimdi konuşan peygamberdi;


" Eğer kendime yardım ettiğim şeylerle

Huzaalara yardım etmezsem,

Ben de yardım görmeyeyim

Varlığım kudret elinde olan Allah'a andolsun ki,

Kendimi ve ev halkımı koruduğum gibi,

Bunları da koruyacağım

Şimdi haber salın yeryüzüne!

Allah'a ve Ahiret gününe iman edenler Medine'de toplansın"

Medine dağlarında savaşın ritmi,

Sokaklarında peygamber sessizliği…

Konuşmuyor nebi

Hane-i saadet'te kılıçlar bileniyor

Hane-i Saadet'te zırhlar temizleniyor

Ve şehirlerin anası gülüyor

Mekke-i mükerreme uzaktan gülüyor


Gül ey Mekke! Gün senin günündür

Gün senin fetih günündür

Gül ki, bu dönüş sanadır

Baksana,

Dün bağrından koparılan yiğitler dönüyor sana

Erak topraklarını savuran rüzgar dönüyor önce

Ardından büyük bir birlik;

Başlarında Halid bin Velid!

Arkadan ey Mekke!

Senin topraklarında yaşarken

Rabbim Allah'tır dedi diye sövülen,

İşkence gören,

Her tarafı kıpkızıl kurban taşları gibi

Kan içinde kalan muhacirler geliyor

En önde Zübeyr bin Avvâm geliyor

Hani sekiz yaşında müslüman olan

Hani onbeş yaşında senden koparılan

Amcası onu bir hasıra sarmıştı hani

Ateş dumanına tutmuştu

Küfre dönsün diye

Ama o dönmedi küfre

Ve peygamber yıldızlarından biri olarak

En önde sana dönüyor ey Mekke!

Sonra bir bölük halinde Beni gıfarlar geliyor!

Bayrakları Ebu Zer Gıfari'nin elinde…

Şu müslüman oluşunu Kâbede ilan edince

Bayılana kadar dövülen Ebu Zer geliyor

Eslemler geliyor bölük halinde

Müzeyneler bin kişilik alayla geçerken çölden

Tekbir sesleri geliyor göklerden

Ey Mekke başka kimi bekliyorsun söyle!

HzHamza'yı mı?

Musab bin umeyr'i mi?

Onlar,

Şehitler ordusuyla tebessüm ediyorlar sana

Ve baksana

Gözleri ışıl ışıl

sana yaklaşan ve tozu dumana katan

bir alayı seyrediyorlar

Kapkara bir taşlığı andıran bu alay da kim

Bir hareketlilik semada…

Bunlar ölüme susamış savaş erleri Ensâr!

Ve en ortada simsiyah sarığıyla Yâr!

O an Peygamberler ayakta,

Melekler ayakta

Şehitler ayakta…

Ey Mekke Kalkabilirsen sen de kalk

Çünkü gönüllere safâ geliyor

Hazreti Muhammed Mustafa! geliyor


—–

Sekiz yıl geçti aradan

Sensiz tam sekiz yıl geçti…

Gittiğin gece

Uzaktan dönüp Kâbe'ye bakınca;

" Mekke!demiştin,

" Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin

ama senin insanların beni rahat bırakmıyor"

deyip gitmiştin

Yıldızlar da seninle birlikte gitmişti

Kapkaranlık geceler kalmıştı ardında

Mekke öksüz kalmıştı

Ve Mekke çocukları…

Çocuklar hep

Sümeyye'nin toprağa düştüğü yerde oynadı,

Habbâb bin Eret'in ateşe atıldığı yerde oynadı

Hane-i Saadetin üzerinde

Sevr mağarasından kalma güvercinler bekledi seni

Kâbe-i Muazzama'da namaz kılışını özleyen Hârem,

Haticetül Kübrâ'nın hatıraları,

O gül kokuna hasret kalan sokaklar bekledi seni

Şimdi Kasva'dan inmez misin Ya Rasulallah!

İnmez misin ki,

Ayaklarından öpsün mekke toprakları

Ve kaldırmaz mısın başını ki

Nur çehreni seyretsin âlem


İşte Rasulullah'ın nur yüzü göründü

İşte Rasulullah bakıyor

Başında yemen işi simsiyah bir sarık

O Alnındaki nura kurban olalım

Rasulullah Kâbe'ye bakıyor

Ve işaret ediyor Hz Bilâl'e…

Bilâl, Kabe-i Muazzamâ'nın üzerinde…

Şimdi Bilâli dinlesin yer ve gök


Dursun Ali Erzincanlı










Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.