Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayı, bilgi, hakkında, muharrem

Muharrem Ayı Hakkında Bilgi

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muharrem Ayı Hakkında Bilgi



Muharrem ayı "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinir (Şehrullahi'l-Muharrem) Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır


Âşura Günü ise Muharrem'in 10 günüdür Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir


Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10 günü Âşura Günüdür Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır

Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz

Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir(1)

Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir


Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:


1 Allah, Hz Musa'ya (as) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür

2 Hz Nuh (as) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir

3 Hz Yunus (as) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur

4 Hz Âdem'in (as) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir

5 Hz Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır

6 Hz İsa (as) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir

7 Hz Davud'un (as) tevbesi o gün kabul edilmiştir

8 Hz İbrahim'in (as) oğlu Hz İsmail o gün doğmuştur

9 Hz Yakub'un (as), oğlu HzYusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır

10 Hz Eyyûb (as) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur(2)

Hz Âişe'nın belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi


İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir

Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur


Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi

"Bu ne orucudur?" diye sordu

Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür Hz Musa (as) şükür olarak bugün oruç tutmuştur" dediler

Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti(3)


Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu

Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir:

"Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü Resulullah da buna uygun hareket ediyordu Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı" 'Buhari, Savm: 69

O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı "İsteyen tutar, isteyen terk edebilir" buyurdu(4) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu


Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir

Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:


"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"

Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut Çünkü o, Allah'ın ayıdır Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu(5)


Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum"(6)

"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”(7) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir


Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, "Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir" demektedir


Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir

Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir Bunun için, müstehap olan, aşure Gününü ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmaktır

Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alacaktır Bilhassa, Peygamberimiz, mü'minin aile efradına Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir


Bîr hadiste şöyle buyurular: "Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder"(9) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir

Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir 61 hicret yılının Muharrem'ine ait 10 gününde Hazret-i İmam Hüseyin (ra) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir


Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur Kader hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür Bu açıdan bunu bir "yas merasimi" haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır


1) Hak Dini Kur ân Dili 8 5793

2) Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140

3) Ibtıı Mâce, Siyam: 31

4) Müslim Siyam: 117

5) Tîrmizî Savm: 40

6) Age, Savın: 47

7) İbni Mâce Siyam: 43

8) İhyâ, 1:238

9) et-Tergîb ve'l-Terhİb, 2:116










Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.