Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Fizik / Kimya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
maddecilik, maddecilikdiyalektik

Maddecilik-Diyalektik Maddecilik

Eski 08-29-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Maddecilik-Diyalektik Maddecilik



Maddecilik-Diyalektik Maddecilik





Maddeci felsefe 19 yüzyılda Kari Marx ve Friedrich Engels'le birlikte yeni bir boyut kazandı Bu iki düşünür maddenin ancak hareket halinde var olabileceğini öne sürdü ler Diyalektik Maddecilik adını verdikleri öğretileri hareketi, değişikliklere, cisimlerin evrimine, eskinin yeniyi doğurarak dönüşmesine sıkı sıkıya bağlar Diyalektik Maddecilik'e göre evren hareket halinde maddedir


Buna göre var olanların hepsi birbiri üzerinde etkide bulunur Her şey birbiriyle ilişki içindedir Diyalektik maddeci yöntem hiçbir nesneyi tek başına ve soyutlayarak ele almaz Öbür maddelerle ilişkisi içinde ve bir bütünün parçası olarak ele alır Gene Diyalektik Maddecilik'e göre hareket halindeki madde bir durumdan öbürüne geçer ve sürekli olarakdeğişir Maddenin hareketi basit yer değiştirmeden, düşünceye kadar evrendeki tüm değişimleri ve süreçleri kapsar Nicelik değişimler belirli bir birikime ve yoğunluğa ulaştıktan sonra bir nitelik değişikliği yaratır


Değişmeyi doğuran ise karşıtların çatışmasıdır Karşıtlıklar birbirinin dışında değildir Bir arada ve bir birlik oluşturacak biçimde bulunurlar Değişmenin temelinde bu karşıtların bir arada bulunmasının doğurduğu çelişme vardır Çelişme olmasaydı var olan her şey neyse öyle kalır, hareket değişime değil ancak yinelenmeye yol açardı Oysa var olan her şeyde onu hem kendisi, hem de kendisinden başka bir şey olmaya iten güçler vardır Böylece var olan her şey dışarıdan bir gücün etkisiyle değil içindeki çelişen güçlerin çatışmasıyla değişikliğe uğrar (bak Engels, Friedrich; Marx, Karl)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Maddecilik-Diyalektik Maddecilik

Eski 08-29-2012   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Maddecilik-Diyalektik Maddecilik



Maddecilik (Materyalizm)


Her türlü varlığın maddeye dayandığını ileri süren gerçekçi felsefe sistemi

Maddecilik, "madde"den başka bir cevherin varlığını kabul etmeyen öğretidir Bütün gerçekliklerin cevherini ve özünü ruh'un meydana getirdiğini söyleyen ruhçuluk'un karşıtıdır Maddecilik ve ruhçuluk varlığın özü hakkında ileri sürülen ontolojik öğretilerdir; bunların karşıtlığını, idealizm ile gerçekçiliğin karşıtlığıyla karıştırmamak gerekir İdealizm ile gerçekçilik, bilginin temeli hakkında ikri sürülen görüşlerdir; yani bilgi teorisiyle ilgilidir Genel olarak maddecilik; ruhun, öteki dünyanın ve Tanrı'nın varlığını reddeder

Düşünceye gelince, maddecilik, düşünceyi ister salt maddi olgulara indirgesin (Demokritos), ister düşüncenin gerçekçiliğini inkâr ederek, onu bir yanılsama saysın (gölgeolaycılık) veya oluşumunu maddeden hareket ederek açıklasın (diyalektik maddecilik), düşünceyi her zaman «ikinci dereceden bir veri» olarak görür

Maddecilik, yüzyıllar boyunca, çeşitli biçimlerde belirmiştir Bunlar şöylece sınıflandırılabilir: kendiliğinden maddecilik; mekanist maddecilik; diyalektik ve tarihi maddecilik

Kendiliğinden maddecilik, çoğu zaman «ortak duyunun kendiliğinden gerçekçiliği» diye tanımlanır ve dış dünyanın bize göründüğü gibi var olduğuna inanır Bu, her türlü sistemleştirilmiş düşünmeden önce gelen ve ayrıca maddenin özü ile özellikle üstünde durmayan, felsefe dışı bir tutumdur

Mekanist maddecilik, Eskiçağda ortaya çıkmıştı Miletos okulunun, Thales, Anaksimenes, Anaksimandros gibi ionialı filozofları, bütün evreni, maddi öz taşıyan bir tek ilke ile açıklamağa çalıştılar Bu tek ilke, Thales'e göre su, Anaksimenes'e göre hava, Anaksimandros'a göre de, belirsiz bir madde idi

Herakleitos da, eşyadaki oluş ve değişmenin «ebediyen canlı olan bir ateş»ten meydana geldiğini ileri sürdü ve yaratılanları tanrılara bağlamayı reddetti Kendiliğinden maddeciliğe yakın olan bu anlayıştan, gerçek mekanist maddeciliğe, Leukippos, Demokritos, Epikuros ve Lucretius ile geçildi

Bu düşünürlere göre, bütün tabiat olayları ve çeşitli cisimler, sonsuz bir boşlukta yer değiştiren maddi atomların hareketlerinden ve bileşimlerinden meydana gelmişti Ruh da, hafif atomlardan kurulmuş maddi bir şeydi ve bütün öteki şeyler gibi ortadan kalkacaktı Tanrılar da (var oldukları farzedilirse), maddenin bu yer değiştirmelerine asla katılmıyorlardı ve «ara-dünyalar»da ilgisizlik içinde yaşıyorlardı

Bu mekanist maddecilik, daha sonraları, sataştırılacak ve matematik bir ifadeye, özellikle de, Francis Bacon, Hobbes ve Descartes tarafından, geometrik bir dile dökülecektir Descartes'ın mekanist maddeciliği (veya mekanizm), sadece fizik için, yani eserlerinde madde âlemini ele aldığı konular için geçerlidir; manevi âlemle ilgili açıklamaları için geçerli değildir

Descartes, ikinci gerçekçiliği benimsediği için, yani varlığı, madde ve ruh olmak üzere, iki cevherden kurulu saydığı için, kendisine «maddeci» denemez XVIII yyda çeşitli bilimlerin buluşlarından yararlanan mekanist maddecilik, Diderot, d'Holbach, Helvetius, La Mettrie ve XVIII yy sonunda da Cabanis gibi düşünürler tarafından, ideolojik mücadelede silâh olarak kullanıldı

Bu düşünürlerin fikirleri, XIX yüzyılda, Fourier, Owen, Cabet gibi sosyal reformcular tarafından yeniden, ele alındı XIX yyda Vogt, Büchner ve Moleschott gibi Alman filozofları, «kuvvet» (dinamizm) kavramını ortaya atarak, mekanist maddeciliği inceltmeğe ve geliştirmeğe çalıştılar Sonunda, Hegel'in idealizmine tepki olarak, Feulbach, özellikle, dini eleştirmesi bakımından maddeci olan ve idealizmle birlikte, Hegel'in diyalektiğini de inkâr etmesi dolayısıyla mekanist nitelik taşıyan bir sistem ortaya koydu (Hegel'in diyalektiğini de reddetmesi, diyalektik maddeciler tarafından kınanmıştır)


DİYALEKTİK MADDECİLİK (VEYA MARKSİZM)


Bu görüşü ortaya atanlar Marx ve Engels'tir Diyalektik maddecilik, insanoğlunu tabiattan hareket ederek açıklayan mekanist veya dogmatik maddecilikten farklıdır Diyalektik Özellik taşıması, tabiat ve zihni temel bir bütün meydana getirecek şekilde birbirlerini karşılıklı olarak açıklayan gerçekler olarak görmesinden ileri gelir

Bu bütünün somut biçimleri, kinestezik duyum, refleks ve hayvan zekâsından geçerek duyumsal izlenimden bilincin en yüksek derecesine kadar ulaşır Ayrıca, bilinci, dili ve zekâ ile kavramsal düşünceyi doğuran ket vurulmuş tepkiden de geçer

Bu açıdan bakılınca, düşünce mekanist maddecilikteki gibi başka olgulara benzeyen basit bir maddi olgu olarak değil, milyonlarca yıl süren niceliksel evrimin sonucu olan bir «niteliksel sıçrama»nın ürünü olan yepyeni bir olgu olarak görülür Lenin, «kavramlar, beynin en yüksek ürünleridir, beynin kendisi de, maddenin en yüksek ürünüdür» dediği zaman, sinir sisteminin evrimini, gitgide artan karmaşıklığını, basit ve şartlı reklekslerin gittikçe artan çeşitliliğini, ayrıca duyumlar, duyumlarla imgeler, duyusal işaretler ve duyusal işaretlerle kelimeler arasındaki gitgide karmaşıklaşan çağrışımlar meydana getiren üstün sinir faaliyetini ve sonunda insanlığa özgü zekânın (düşünce) ortaya çıkışını ve soyutlama yeteneğini dolaylı olarak belirtmektedir

Kısacası, diyalektik maddecilik için mutlak olan şey, tabiat değil, tabiatın beşeri gelişme ve oluşu'dur Bu görüşün konusu ve amacı, tabiatın insan öznesi haline gelmesini sağlayan sürecin tasvir edilmesidir Metot bakımından, diyalektik maddecilik, Hegel'in diyalektiğini benimser, ama bunu, Hegel diyalektiğini tersine çevirerek yapar: «eşyanın diyalektiği, fikirlerin diyalektiğini meydana getirir; bunun tersi, doğru değildir» (Lenin) Maddi tabiat, diyalektik tarzda evrimlendiği için, insan düşüncesi de diyalektik olarak evrimlenir ve Hegel'in «düşüncenin kavramlardaki salt hareketi» dediği diyalektik de, geçerli olan tek mantık, bilmenin ve anlamanın tek yoludur

Özellikle bilimlerin ve mantıksal kategorilerin tarihi, insanın tabiat hakkında bilgi elde etmesinde çeşitli uğrakların, bir teoriden bir başka teoriye ansızın «sıçramaların tarihidir Bu teorilerin hepsi de «görece»dir, ama aynı zamanda birbirlerine oranla bir ilerleme gerçekleştirir ve tabiatın tümünü ele alan tüm bilgiye (mutlak hakikat) yönelir Demek ki, diyalektik düşüncenin metodu, «eşyayı ve kavramları, kendi zincirlenişleri, karşılıklı bağlantıları ve etkileşmeleri, doğuşları, gelişmeleri ve yok oluşları açısından kavramak»tır (Engels) Bu metot temel bakımından tarihi olacak ve «karşıtlar» arasındaki sürekli «gerilim» içinde bulunan bir madde âleminin Herakleitos'çu kavrayışına dayanacaktır Karşıtların çarpışması yani «çelişme» (bu, varolan ile varolmayan arasındaki temel mücadelenin tikel bir durumundan başka şey değildir), maddenin en derin nedeni, öz hareketi ve hayatıdır

Demek ki diyalektik, hayatı kavramayı sağlayacak bilimsel bir metot olarak belirmektedir Nitekim Kammari gibi Sovyet Marksistleri veya İoudine ile Rosenthal'ın felsefe lügati, diyalektiği bu şekilde yorumlamaktadır: çünkü hayat, maddeden bilimsel olarak fışkırır (Mitchourine'in ünlü deneyleri, diyalektik maddeciliğin çerçevesine girer) veya zihin (ruh) hayattan bilimsel bir şekilde türer

Diyalektik maddecilik, özellikle, tarih bilimi olarak (tarihi maddecilik) uygulanmasıyla tanınır Kapital adlı eserde, burjuva toplumun kanunları incelenmiş ve bu incelemeden, toplumun gelişmesinin en genel kanunları çıkarsanmıştır Oluşun kanunları olan bu kanunlar, aslında üretici güçlerle üretim ilişkilerine dayanan iktisadi kanunlardır, üretici güçler, Marx'ın ve «meşru» marksistlerin (sosyal demokrasiyle işçi hareketinin sağ kanadı) anlayışına göre, yalnızca işçi sınıfıyla temsil edilir ve işçi sınıfının, üretim araçlarını elinde bulunduran sınıfa karşı çıkması, tarihin yürütücü kuvvetidir Ama Engels'in, iktisadi altyapının önemini kimi zaman mübalağa etmiş ve üstyapıların rolünü küçümsemiş olduğunu, hayatının son yıllarında kabul ettiği bilinmektedir

Gerçekten de, ideoloji, sadece bir sonuç değil, kimi zaman tarihin yürütücüsüdür ve devrim, sadece iktisadi isteklere dayanmayın siyasi nitelikte de olabilir Aslında, toplumun, bir bütün halinde hareketi, son derece karmaşıktır Mutlak olarak soyut-lanabilen ve bir basına belirleyici olan «etkenler» yoktur Diyalektik, tam anlamıyla maddeci ve gerçekçi olarak kalabilmek için, öğretiye bağlı dogmatizmden kaçınmak zorundadır

Lenin diyalektik maddeciliği toplumun tümüne yaymak ve bir sosyoloji haline getirmek için, o ana kadar sadece iktisadi olan uygulanma alanını işte bu yönde genişlemiştir Marx sadece, sanayileşmiş büyük ülkelerde bir sosyal dönüşümün gerçekleşeceğini haber verirken, başka bir perspektif ve başka bir devreyi öngörmüş ve incelemiştir Bu, tarım yönü ağır basan geri kalmış ülkelerde, devrimin gerçekleşmesi görüşüdür

Lenin'in bu çalışmaları, son derece önemlidir; çünkü bunlar, Rusya, Çin, Yugoslavya ve halk demokrasileri gibi tarım yönü ağır basan ve «azgelişmiş» denen ülkelerdeki devrimlere ve dönüşümlere kılavuzluk etmiştir Kısacası, diyalektik maddecilik, tarihe uygun düşen, tarihi anlayan ve tarihin gelişmesinde her uğrağı açıklayabilen bir eğreti ortaya koymağa çalışmaktadır Tarihi evrim hakkında, sınıf mücadelesine ve insan emeğinin kendi ürününden yoksun edilmesi olgusuna dayanılarak yapılan bir genel açıklama, tarihi görecelikten ve hattâ belli bir oportünizmden sıyrılmış değildir

Burada, tarihi maddeciliğin son özelliğine değinmiş bulunuyoruz Tarihi maddecilik, Marx ve Engels'in kendi anlayışlarına göre, hayatın ve bilginin bütün yanlarını, katı bir çerçeve içine sokacak bir «sistem» değildir Tarihi maddecilik, felsefi bir teori olmadığı gibi siyasi bir öğreti de değildir Ayrıca, maddeciliğin tarihi belli bir yerde sona eren kapalı bir tarih değildir, çünkü bu maddecilik diyalektiktir ve özü gereği, son sözü olgulara bırakarak yeni tutarlık ve gelişme biçimlerine «açık» bulunmaktadır Bu görüş, bir hayat öğretisi ve ilk ilkesi taraf tutma olan bir davranıştır

Nitekim her olayın, her sorunun karşısında, bir davranış benimsemek, tir tutum takınmak gerekir ikinci ilke ise, işçi sınıfının veya Lenin'in belirttiği gibi, emeği ve çalışması ülkeye en yararlı olan sınıfın çıkarlarını açıklamak ye savunmaktır İşte bu yüzden, temel ülkeler üstünde her zaman anlaşmaya varılmasına rağmen, diyalektik maddecilik, olguların yorumlanmasında, birçok görüş ayrılığına, birçok «sapma»ya yolaçmaktadır Kısacası, tarihi maddeciliğin kendi öğretisinden çıkardığı pratik uygulama, çift yönlüdür:

a) Tarihi maddecilik önce, bilgi metodudur; bu metot, hem çok geneldir (çünkü bu şema, bütün tarihi olgular için kullanılabilir), hem de çok tikeldir (çünkü hiç bir benzeri bulunmayan özgül bir muhtevanın somut ve çok ayrıntılı analizini gerektirir);

b) Bir eylem metodudur

Çağımızda, kitlenin üretici güçleri ile «kapitalist» üretim ilişkileri arasındaki çelişmeyi çözmek için, tarihi maddecilik, üretim âlet ve araçlarının kolektif ve sosyal mülkiyetine (sosyalizm, komünizm) olduğu gibi, tüketim mallarının da kolektif ve sosyal mülkiyetine dayanan yepyeni üretim ilişkilerine yol açacak bir kriz veya bir devrimi öne sürer

Tarihi maddecilik, bu krizi zorunlu saymakla beraber, krize yardımcı olmağa ve krizin sonuçlarını geliştirmeğe çalışır İşte burada, bilim olarak görülen tarihten, bu bilimden doğan bir teknik olarak görülen siyasete doğrudan doğruya bir geçiş vardır Diyalektik, maddecilikten tarihi maddeciliğe ve bilimsel sosyalizme giden yol, teoriden pratiğe giden yoldur; aynı zamanda bu, kaderden (körükörüne katlanılan determinizm) hürlüğe (bilgiyle kavranan ve hâkimiyet altına alınan determinizm) ulaşmak isteyen bir yoldur

Bu görüş, şu formüllerle ifade edilir: «insanlık, hürlük çağına gitmek için, kader çağından çıkar» (Engels); «Filozoflar, dünyayı çeşitli biçimlerde yorumlamaktan başka bir şey yapmadılar oysa şimdi söz konusu olan, dünyayı değiştirmektir» (Marx)

İslâm felsefesi'nde bağımsız bir felsefe akımı niteliğini kazanan maddeciliğin kaynağı İlkçağ atomcu görücüdür Leukippos, Demokritos, Epikuros üçlüsüyle gelişen, varlığın ana ilkelerini değişik biçimlerde bölünemez özlerden («atoma») kurulu sayan bu görüş, Hıristiyanlıktan sonra Suriye, Mısır, Irak gibi Arap ülkelerinde, Yahudi düşünürler aracılığıyla yayıldı Kısa bir sürede birçok İran ve Anadolu düşünürünce benimsenen maddecilik, eski putatapıcı inançlarla da beslendi

Bu görüş, evrenin sonradan yaratıldığını, yoktan var olduğunu, gene yok olacağını savunan din inançlarına karşı, yok olmayı, yaratılışı, evrenin dışında yönetici bir tanrısal gücün bulunmadığını ortaya attı Gerçek varlık, duyularımıza verilen, bedenimizi etkileyen, yaşadığımız ortamda bizimle yan yana olan belli nitelikleri, nicelikleri bulunan ve yer kaplayan varlıktır Evrenin dışında başka bir evren, başka bir hayat yoktur Her şey maddedir Madde sürekli bir değişim içindedir Ayrıca insan, düşünen, davranan, beslenen, çoğalan bir varlık olarak madde ile sınırlıdır İnsan da maddedir Maddenin değişik nitelikler kazanması, yapısını kuran özlerin değişik ölçüler içinde biçimlenmesinden, birbiriyle birleşmesinden dolayıdır

Yeryüzünde ve gökyüzünde görülen bütün dönüşümler, değişimler, maddi özlerin yer ve biçim değiştirmesi yeni yeni birleşimler kurmak için dağılması, sonradan yeniden birleşerek biçimlenmesi sonucudur Bazı düşünürler ve araştırıcılar İslâm maddeciliğini, yaratıcı gücün zaman olduğunu savunan dehriye ile bir tutarlar; fakat dehriyede ana ilkenin zaman olmasına karşılık, maddecilikte ezeli ve ebedi olan maddedir

Madde yaratılmamıştır, «kadim»dir Maddecilere göre bilginin özü maddedir ve insan düşüncesinde algı sonucu biçimlenmesini sağlayan da duyulardır Mekân, maddenin dışında bağımsız bir varlık değildir Madde mekânla değil, mekân maddeyle sınırlıdır Ruh, bedenden ayrı, bağımsız bir varlık değildir Varlık kavramı altında toplanan her şey maddedir

Tanrı evrenle birdir; evrenden ayrı, bağımsız, irade sahibi bir varlık değildir Evren, sayısız maddeden kuruludur Varlıkta birlik (vahdet) yoktur, çokluk (kesret) vardır Maddeyi kuran, ona bütünlük kazandıran özler (ilkeler) arasında daha önceden maddeüstü bir güç, bir irade tarafından düzenlenen sürekli bir uyum (ahenk) aramak doğru değildir

Maddede düzeni, biçimi, birleşmeyi, birliği sağlayan, irade dışı bir rastlantıdır Bu rastlantı, bir bakıma mekanik bir zorunluluğun yaratıcısıdır Maddeyi yöneten kendi yasaları, varlık kurallarıdır İslâm maddeciliğinin kurucusu İbni Ravendi'ye göre insanın kişiliği (manevi hüviyeti), psikolojik bir oluşumun ürünü değildir İnsan kişiliği ancak kendini kuşatan tümel varlığın bir sonucudur Bu tümel varlık, insan kavramı altında toplanan bütünü kapsar Tanrı ve tanrısal varlıklar, insan düşüncesinin yarattığı gerçekdışı şeylerdir Bütün din kitapları ilâhi değil, beşeri birer yaratmadır

Maddecilere göre peygamberler, «mucize» dedikleri gerçekdışı olaylarla, hayali buluşlarla insanları gerçekleri kavramaktan, evreni anlamaktan yoksun bırakır El Zümürüd adlı eserinde İslâm dininin bütün görüş ve inançlarını reddeden İbn Ravendi, Kur'an'ı ve onun semavi bir kitap olduğunu tanımaz Ona göre Tanrı da maddedir Maddenin dışında bir bilinç (şuur) varlığı da düşünülemez Mutlak varlık olan maddi dünya (evren) bütünü, insanda görünüş alanına çıkar ve insan kişiliği onunla gerçek niteliğini kazanır İbni Ravendi'den başka İslâm maddeciliğinin en önemli filozofları Ebul İshak El Varrak, Ebu Atahiyye, Talut ve Ebu Ali Rica'dır

İslâm maddeciliği, Kur'an ile bildirilen yaratılış, yoktan varoluş, ölümden sonra dirilme, ruh ve bedenin ayrı ayrı cevherler olduğu, ruhun ölümsüzlüğü ve özünün bilinemeyeceği görüşüne bir karşı çıkıştır Bu çıkışı hazırlayanlardan biri de eski İran ve Hint kültür ürünlerini edebi bir dille Arapçaya aktaran İbni Mukaffa'dır

Maddecilik daha başlangıçta çok sert tepkilerle karşılandı, onunla ilgili birçok reddiye yazıldı; Farabi, İbni Sina gibi filozoflar tarafından çürütülmek istendi Fakat bu reddiyeler ve dinin koyduğu sert yasaklar onun yayılmasını önleyemedi Dehriye, zenadıka, tabiiyun ve manicilik gibi değişik adlarla ortaya çıkan felsefe çığırlarını dolaylı olarak etkiledi Batınilik adı verilen ve dini görüşleri değişik açıdan yorumlayan başka bir çığırın doğmasına yolaçtı Gittikçe siyasi bir nitelik kazanan İslâm maddeciliği daha çok Arap hâkimiyeti karsısında direnen eski kültüre bağlı çevrelerde tutundu

Maddeciliğin, yasaklanmasına sebep olan temel düşünceleri şunlardır:

1 Evren ezeli ve ebedidir;
2 Tanrı madde dışı bir varlık değildir;
3 Evrenin dışında, evreni yöneten irade sahibi bir güç yoktur;
4 Maddi âlemde rastlantıya dayanan mekanik bir zorunluluk sonucu uyum (ahenk) sağlanır;
5 Ölümden sonra dirilme, kıyamet, ahiret ve ruh gibi şeyler birer hayal ürünü olmaktan öteye geçemez;
6 Ruh ile beden aynı özdendir;
7 Ölümle, ruh da ortadan kalkar;
8 Peygamberlere, din kitaplarına inanmak yersizdir;
9 İnsan evren düzeni içinde bir bütündür;
10 Varlık çeşitlerinin maddenin dönüşüm ve değişimleri sonucu ortaya çıktığı bir gerçektir;
11 Hiç bir şey yaratılmamıştır ve yok olmayacaktır;
12 Yok olma ve ölüm denen olaylar madde âleminde görülen sürekli değişimlerin birer görünüşüdür

Maddeciliğin ortaya attığı bu düşünceler bütün tek tanrıcı dinleri yıkan ve onların görüşlerini reddeden niteliktedir Bazı maddeciler, dinin koyduğu ağır yasaklardan kurtulmak, düşüncelerinin yayılmasını sağlamak için İslam dininin, özellikle Kur'an'ın ileri sürdüğü görüşleri değişik bir anlayışla yorumlayarak benimser gibi göründüler Fakat eserleri üstünde yapılan incelemeler, onların çift anlamlı din kavramlarından ustaca yararlandıklarını, değişik çığırlarla daha geniş bir alana yayıldıklarını ortaya koydu

İlâm maddeciliği fizik, kimya, astronomi gibi gözlem ve deneye dayanan bilimlerin gelişmesi sonucu daha çok güçlendi; daha geniş bir alana yayıldı Bugün birçok İslam ülkesinde bağımsız bir felsefe akımı olarak kendini sürdürür

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Diyalektik Maddecilik

Eski 08-29-2012   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Diyalektik Maddecilik





DİYALEKTİK MADDECİLİK

Doğada ve tarihte belirleyici olan süreçlerin,kendi içlerindeki karşıtlık ilişkileri yoluyla oluştuğunu ve bütün olayların bu maddi temelli ilişkilerle açıklanması gerektiğini savunan felsefe görüşüTarihsel maddecilik ile birlikte Marksist dünya ve tarih görüşünü oluştururMarx ve Engels"e göre maddecilik ,duyularla algılanabilen maddi dünyanın zihin ya da ruhtan bağımsız nesnel bir gerçeklik olarak ele alınmasına dayanırMarx ve Engels zihinsel ya da ruhsal süreçlerin varlığını reddetmişler,ama düşüncelerin temelde maddi koşulların ürünleri ya da yansımaları olduğunu savunmuşlardırMaddeyi zihin ya da ruha bağımlı olarak ele alan,zihin ya da ruhun maddeden bağımsız olarak var olabileceğini savunan bütün kuramları ise,maddeciliğin karşıtı olarak gördükleri idealizm altında toplanmışlardırOnlara göre ,maddeci ve idealist görüşler felsefenin tarihsel gelişimi boyunca uzlaşmaz bir karşıtlık içinde olmuşturBu nedenle maddecilik ve idealizmi birleştirmeye ya da uzlaştırmaya yönelik bütün çabaların kaçınılmaz olarak karışıklık ve tutarsızlığa yol açacağını savunan tam bir maddeci yaklaşımı benimsemişlerdir

Marx ve Engels kendi diyalektik anlayışlarını büyük ölçüde Hegel"in görüşlerinden yola çıkarak geliştirmişlerdirHegelci diyalektik,nesneleri soyutlayarak her birini kendi başına ve değişmez özellikleri olan birimler olarak gören "metafizik"düşünce biçiminin tersine,nesneleri hareket ve değişimleri,karşılıklı ilişkileri ve etkileşimleri içinde ele alırHer şey sürekli bir oluş ve yok oluş süreci içindedirBu süreç içinde hiçbir şey sürekli değildirher şey değişir ve yerini beşka bir şeye bırakırBütün şeyler çelişkili yanlar ya da yönler içerirBu yönler arasındaki çatışma değişimin itici gücüdürve sonunda şeylerin dönüşüme uğramasına ya da ortadan kalkmasına yol açarHegel değişme ve gelişmeyi doğada ve toplumda somutlaşan Mutlak Tin"in ya da idea"nın bir dışavurumu olarak görürken,Marx ve Engels değişimi ve gelişimi maddi dünyanın doğasında var olan bir özellik olarak görürlerBu nedenle Hegel"in yaptığı gibi ilkelirinden çıkarsanamayacağını,ilkelerin olaylardan çıkarılması gerektiğini savunurlar

Marx ve Engels"in bilgi kuramının çıkış noktası,bütün bilgilerin duyular yoluyla elde edildiği biçimindeki maddeci öncüldürAma bilgiyi yalnızca verili duyu izlenimlerine dayandıran mekanik görüşün tersine bu kuram,pratik çalışma sürecinde toplumsal olarak elde edilen insan bilgisinin diyalektik gelişimini vurgularİnsanlar nesnelere ilişkin bilgileri yalnızca bu nesnelerle pratik düşüncelerini biçimlendirerek edinirlerDüşüncelerin gerçekliğe uygunluğunun ,yani doğruluğunun sınanmasını sağlayan tek araç toplumsal pratiktirBu bilgi kuramı,kendinde şeylerin yanıltıcılığından dolayı insanların yalnızca duyumlanabilir görüntüleri bilebileceğini öne süren öznel idealizme duyularüstü gerçekliğin duyulardan bağımsız saf sezgi ya da düşünce ile bilinebileceğini öne süren nesnel idealizme aynı ölçüde karşı çıkar

Marx ve Engels"in yapıtlarında diyalektik maddeciliğin bütünsel sistematik bir açıklaması yokturÖzellikle Marx"ın yapıtlarında diyalektik maddecilik daha çok siyasal iktisat ve tarih bilimlerinin yeniden kuruluşunda somutlaşmış yöntemsel ve felsefi ilkelerin örtük bütünü olarak,özümsenmiş biçimde yer alırEngels"in diyalektik maddeciliği doğa bilimleriyle ilişkilendirdiği polemik ağırlıklı bazı yapıtlarındaki açımlamalarda bu bilimlerin o dönemdeki doğalcı yorumunun izlerini taşımaktadır

Diyalektik maddeciliğe sistematik bir anlatım kazandırma çabaları 20yüzyılda başlıca iki kanaldan gelişmiştirBunlardan birincisi,diyalektik maddeciliğin komünist partilerinin programlarınının felsefi temeli,"bilimsel bir ideoloji" olarak şemalaştırılmasıdırBu şemalaştırmanın ürünü,diyalektiğin doğanın ve toplumun evrensel gelişme "yasaları" olarak tanımlanan birkaç kategoriye indirgenmesi maddeciliğin de doğalcılık ve olguculukla özdeşleşmesi olmuşturBu eğilimin karşısındaysa Antonio Gramsci"nin ,gençlik döneminde György Lukacs"ın ve daha sonra Franfurt okulu düşünürlerinin yapıtlarında diyalektik maddeciliğin kurucu öğelerini insanın gerçekliği ve kendisini dönüştürücü tarihsel etkinliğinde temellendiren ve Marksizmin Hegelci diyalektikten köktenci bir kopuşun ürünü olduğunu böylece ideolojinin de yerini bilimin aldığını savunan Louis ci diyalektiğin yapısalcı ( bakyapısalcılık)bir yorumunu ortaya atmıştırAyrıca baktarihsel maddecilik

Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsinet için derlenmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.