Piyes |
08-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
PiyesAlm Theaterstück, Bühnenwerk (n), Fr Piéce (f) (de théatre), İng Play Tiyatro oyunu İki veya daha fazla kişi tarafından oynanmak üzere yazılmış; genellikle sınırlı bir zaman içerisinde, dar bir çevrede geçen, bir olayı anlatan eser veya bu esere sâdık kalarak sahneye konan oyun Önceleri tiyatro oyunları, konularına göre trajedya (acıklı), komedya (güldürücü), dram (acıklı güldürü karışımı) olarak isimlendiriliyordu On dokuzuncu yüzyıldan îtibâren hepsine birden piyes denmeye başlandı Piyesler perdelere, meclis (tablo) lere ayrılır Çoğunlukla üç perdelik olarak yazılırlar Radyoda oynanmak üzere yazılmış piyeslere radyofonik piyes veya skeç denir İlk Türk piyesi olarak Prof Fahir İz’in Viyana Millî Kütüphânesinde tesâdüf ettiği, üzerinde “Ketebe el Fakir İskerleç” ibâresi bulunan Vak’ayi-i Acibe ve Havâdis-i Garibe-i Kefşer Ahmed (Pabuççu Ahmed’in Garip Vak’aları ve Sergüzeştleri kabul edilmektedir Aynı kütüphânede bu piyesin Fransızca, Almanca, İtalyanca tercümeleri de mevcuttur İtalyanca tercümesi 1809 târihlidir Piyesin vak’ası Bağdat’ta geçmektedir 1842’den îtibâren Avrupalı yazarların piyesleri tercüme edilmeye başlanmış ve ilk olarak Molière’in Bourgeois Gentilhomme ve Malade İmaginaire Hastalık Hastası tercüme edilmiştir Batı piyeslerine benzeyen ikinci oyun, Abdülhak Hamid’in babası Hayrullah Efendi tarafından yazılmış olan Hikâye-i İbrâhim Paşa ile İbrâhim-i Gülşenî’dir Bu yıllarda gazetelerde tiyatro ile ilgili yazılar yayınlanmaya başlamıştır Ayrıca 1860’ta batı tarzında Türk komedyasını kurmak gâyesiyle Şinâsi’nin ortaoyunundan faydalanarak yazmış olduğu Şâir Evlenmesi de ilk piyesler arasında sayılabilir Nâmık Kemâl Vatan Yahut Silistre isimli bir oyun yazmıştır Bu oyun çok meşhurdur Necip Fâzıl’ın 1940’ta yazdığı Sabırtaşı isimli piyesiyle Reis Bey, Nam-ı Diğer Parmaksız Sâlih, Künye, Abdülhamîd Han, Tohum önemli olanlarıdır |
|