Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
değdi, düşüme, rüzgarın, sevgili

Düşüme Rüzgarın Değdi Sevgili

Eski 08-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düşüme Rüzgarın Değdi Sevgili




Kaçırdım kuru yapraklarımı Yüzümde dağılmış bir yer var Yüzümde canımın camları Kötürüm vakitlerden sonra gelir sürüngen sabahlar Kıyılar boğulur suların hırçınlığından Ürker dalgalar serçenin cesur kanatlarından Dinlenmesi olmayan bir koşuda dizde dün yarası bugüne hâtıra Yolumdan döndürmeye çalışma diye hep kendime söylendim!

Öyle idim yani ki tende can kaygısı; her günle ömür dikişi açılan





Kirpiklerimi bağladım; artık yakabilirim türkülerimi Gözüme batan bu başıbozukluğu hayli yola koyup mevzileyebilirim Dönüp bakmadan ardımdaki karanlığa uzunluğa ve erişilmez yarına Ben bugünü kendimle çarptım; gün yıkıldı! Ağırdı taşıdığı yük; ruhu çatırdadı Sâhil kenarı kuru taşlar "Hû" zikrinde! Dâire içinde dâire sularda anışlar




Bakışlar anl******* kaçışta! Nerede bıraktım masallarımı? Giden hikâyenin âhiri nicedir? Dönüp dolaştığım bu manevra sâbitemde aşk Hadi koy verme kendini öyle mi? Koyu ver kuyuna koyuluğunu Biraz gözyaşı ekiver bu susuz toprağına Az biraz tebessüm canlanıver Ver canını bir zahmet o merhûme aşka




Dediğim gibi oldu sustum! Güvertemde uçuşan tüm martılara selâm vererek Kekremsi tatlarda uğultulu ifâde Senesi gelmeden ömrüme sustum! Saz gönlümün iç tarlasında abanmışken acıya Kırmızı ayakkabı modasından ıraktayken lâstik pabuçlar Büyüklerin libâsı biçilmişken küçüklere Doğruyu aksettirmeyen tozlu aynalarda aynamı seçemezken Biber karıkları nemliyken acı acı




Yabancı olmuşum abartı değil! Şehrim göç almış bu kaçıncı geliş derinliğime! Bu kaçıncı yalan gelmişim diye Git aşkına Allah aşkına! Söze vurup yorma beni! Ele güne mi hayır ruhuma rezil oldum Ve dediğin gibi oldu sustum!






Şehrin kabukları soyuldu Duman sardı ovalarımı Ateş tiryakisi birkaç şişe atıldı diplere Varaklara resmedilen virgüllü gül; kıvrım kıvrım Hangi duygularda konakladım sormayın! Sesi kıyamda çocukluğumun Kaldırmasam secdesinden o yanık o içli nefesinden




"Tâ- hâ" Köşede hıçkırır bir dîl Elimde değil; zirvede zir-ü zeber oldu güya kâvî fikriyâtım Çok bilmişlik basıldı câhilliğe Şimdi harf zanlısıyım kaç kez tutuklandım Bukağılar ağırlığınca kelepçe koruma yelekleri bir bir dağ köylerinde Korunduğum duygularca kovuldum sisli şafaklara O arkamda sakladığım karanlık var ya gölgesi ölüm kusar Kabuk bağlar şehirle göz torbaları




Gökler ruh toplar geceleri yıldız yıldız Rüyâ saltanatından kırılır testi Dervişe olmanın rüknü râm olma sırrıymış Esrarlı bir kapıdan; kendinden kentinden kement alıp geçmekmiş Okuduğun satırlardan çıkartmak özelini ve çıkarmak gizemini hiçbir şeysiz kalmak Sıyrılmak bağlantısı kuvvetli olan dünyadan

Tek Sevgili'yi bırakmak O'na kalmak daha doğrusu
O'nda saklı olmak





Eğdim başımı kemanıma Olgunluk var oluşunda Derdin lehçesi kütüğünün bilmecesi şiircesi aşk; eğdim başımı kemanıma Anlattığı uzun geceler gelişiydi Bir şeyleri hatırlatır gibi îmasında firâk hâlesi Omuz başımda varlığı bir taraftan su alan tekneler gibi ha boğuldum ha son vedâ sahnesindeyim Yüreğimde cümleler çisil çisil





Duvarda asılı olan bir anış olur yokluğun Zaman geçmez yokluğunla buluşunca çokluğum Yok olmayı bilmeyince yok görmüşüm seni Çok görmüşüm bu esrarlı yedi renk âhengini Güneş Açıldı gök altın anahtarla Güneş Aydın oldu kalbim zulmetli sabahlara Sevgili'nin varlığını görebilmek için ey güneş bak bana! Çün uzun gecelerden geliyorum Demiri yerde bitmez kafeste çürüyorum Susmasında bile ses olan güneş konuştu ışığınca:
"Dünya sırtını dönünce beni yok sayıyor




Ey insan! Beni de seni de yaratan o sonsuz ışığı müjdeliyor!" O sonsuz ışık Parmaklarımdan sızan ziyâ Dal budak salan kök semâya açılan esmâ




Gözbebeğinde uyanan tebessüm Boğazda ziyafet şükür Verileni görme seansı Alınanı düşünme imtihanı Aşk dadısına gönül çökmüş bir çocuk Yüreğim hâlâ çocuk; elinden tutmayınca aşk gidemeyen




Ey dadımı sevdiren Sevgili! Ey mızmız çocuğun kahrına sabreden!




Karanlığın kalbinden güneşler çıkaran ey!




Buhranlı bulutlarımı yağmuruyla şenlendiren! Ki o bulutlar da senin; çıkar umutlarımı gizlendiği yerlerden Sana saklamayınca bulunmuyor hiçbir şey

Sana sakla ve buldur beni bana!



Güneşten öteleri olmasa gün ağarır mıydı?


Gece Sevgili'den böyle nasip almasa hicabı aralar mıydı?







/Düşüme rüzgârın girdi Sevgili; kara yazımı ak yıldızına bağışla/





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.