08-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kopkoyu Bir Yalnızlık Demledim Kendime. Yanında Mı?
Kopkoyu bir yalnızlık demledim kendime Yanında ne kızarmış ekmek kokusu, ne de annemin yağlı, reçelli ekmekleri  Kopkoyu, bir yalnızlık demledim kendime  
Önce bir eşik yaptım, en soğuk mermerden Yetmedi  Ardından bir sıra duvar ördüm, en kalın taş bloğu ile, sadece bir sıra  Yine yetmedi  Ardından bir sıra, bir sıra daha Ben bir koydukça, beş koydu yaşam Örüldükçe örüldü, yükseldikçe yükseldi  
Duvarlarından ışık sızmıyor surlarımın Kopkoyu bir karanlık ördüm kendime  
Şimdi güneşin ne doğuşu, ne batışı görünür oldu buralardan Yok artık mavinin yeşile çalan tonları Yok artık pembe, beyaz pastel bir bahar  
Çok zamandır kumdan kale yapıp, bir dalganın alıp, götürüşünü beklemedim Çıplak ayakla kumsalda koşmadım Deniz kabuğu toplamadım Çok zaman oldu, nilüferlerin yaprağından, tırtılın umuduna kanat açmayalı  
Çok zamandır yağmura yakalanmadım Saçlarımdan süzülmedi damlalar Çok zaman oldu, gökkuşağı görüp, çığlık atmayalı Çok, çok zaman oldu pencerenin buğusunda bir resmin kayboluşunu beklemeyeli  
Çok zaman oldu fotoğraf makinemle yaşamın bir karesini dondurmayalı  Bir bahar dalından düşen çiğ damlasını yakalamayalı Bir şelalenin sesini resmetmeyeli
Çok zaman oldu, minik ellerle beraber dev bir kardan adam yapmayalı Kar topundan kaçmayalı Kara yatıp, iz çıkarmayalı  Çok, çok zaman oldu  
Çok zaman oldu bir şarkı tutmayalı, yüksek sesle bir şarkıya eşlik etmeyeli Kahkahaların sığmadığı bir odada bulunmayalı, sessiz film oynamayalı  Çok, çok zaman oldu şen şakrak bir şarkının notalarına tutunup dans etmeyeli  
Yüreğim bir serçenin kanadı üzerinde atmıyor uzun zamandır  
Kopkoyu bir yalnızlık demledim kendime Yanında mı? Sadece kalemim ve göz yaşlarımla ıslanmış satırlarım 
|
|
|