08-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Benim Bir Canla Sevip Bin Özlemle Andığım
Gözlerin yaşamımdır Bahar güneşinde yıkanmış o hasretinde, aşkın buğusu buram-buram tütüyorken, gün doğdu yüreğimde yatan dağlara  Tükenip giderken ömrüm, rastladı bir gün sana  Ve o sen, büyük bir yangının başlangıcı oldu yüreğimde Bedenimi dağlayan Temmuz güneşi gibi, kalbimi dağladı hasretin  Yüreğime sevdayı soluyan o özlemin, bir girdap misali çekti beni derinliklerine  Çimen tazeliği hülyalara büründüm  Satırlarımda çiçek-çiçek açtın, ışık-ışık dünyama doldun  Ve hasat mevsimini yaşayan ömrümün, hayat bağlantısı oldun  
Bakışların Cennet� e aralanan bir kapı  Ayrılığın Cehennem� den daha dehşetli gelir oldu bana  Bundan böyle çıkacağım her yolculukta varacağım liman sensin  Kalbimin bütün köşesine afiş-afiş astığım sensin  Yüreğimin bütün sinemalarında oynayanda sensin  Çünkü sen, gönlümdeki kuraklığı giderecek yağmursun  Çünkü sen, hayatın lezzetisin  İşte bu yüzden dualarımın başında, ortasında ve sonunda hep sen varsın  
Bilir misin ? insanlar geceleri nasıl oluştu diye hep merak ederler Oysa ben, senin yüreğine dünya hayatının karalıkları çökmesin diye o karanlıkları sırtıma yükleyip götürdüm ve yığdım uzaklara  Sonunda da bu karanlık yığınlarından gece denilen zaman dilimi doğdu böylece  Benim gecelerle olan dostluğum işte bu yüzdendir
Hani ben bazı geceler, kimseler olmadan ve kimseler görmeden çekildiğim odamın ücra bir köşesinde beyazın bütün tonları ile kucaklaşan sevdam, günün birinde yüreğimden kanat çırpa-çırpa uçup gitmesin diye, sessizce ağladığımı söylerken, aynı gecenin diğer bir kolunda senin hayalinle ve görmenin arzusu içinde olan kalbim ağlamıyor mu sanıyorsun ?
Herkes anlattı aşkını ve sevdiğini  Ama bir tek ben anlatamadım işte  Hislerime, düşüncelerime ve hayallerime sığdıramadım hayalini ve sana olan aşkımı  Meçhullerim, bildiklerimden milyon defa daha fazla çıktı  İnan, seni ve gözlerini anlatmak için çok denedim  Ama kelimelerin buna gücü yetmedi Kalemim çaresiz ve ağlamaklı, sözcüklerse perişan kaldı Aşk benim hakkım diye haykıran bir yüreğin sahibi olarak, ilk defa lügatlerin sefilliğine ve zavallılığına yandım  Üşüyen ellerimi, sıcacık avuçlarına bırakacağım o tılsımlı anı özlüyorum
Bütün bunlara birde etrafımdaki o kıskanç insanların acımasızlığı eklendi Gönlümü bir put sandılar da kırdılar beni Ne yazık ki bir kere taşlaşmış gönülleri, bin kere bahar görse de artık yeşermiyor  !!! Oysa, yüreklerimizin bir birine koşması kaderimiz değil miydi ? Ama söyledim ya Bahar Gözlüm, aşk fedakarlık ister, tahammül ister Çekeceğimiz çile diz boyu değil, boylarımızı aşacak bunu hiçbir zaman unutma  
Birde kıskandım, kıskanıyorum seni İşte bu yüzden başkaları senin güzelliğini fark etmesinler diye gözlerimle çizdim odamın duvarlarına resmini Saçlarını biraz dağınık, gözlerini irice koydum Ve gördüm ki, bu esrarlı, can alıcı gözler karşısında bütün lambalar kör kaldı Sonra o gözler, daha da büyüdü ve zaman ve mekan sen oldun            
Ne yazık ki, şu yazdıklarım, sevdamın sadece giriş bölümü olarak kaldı ve ne yazık ki ben, hasretinin yüreğime fısıldadıklarını hiç yazamadım  Bahar Gözlüm şunu bil ki sen yazdıklarım değil, yazamadıklarımsın  Sen anlattıklarım değil, anlatamadıklarımsın      
|
|
|