Ayşe Kulin – Veda (Roman Özeti) |
08-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ayşe Kulin – Veda (Roman Özeti)Osmanlı imparatorluğunun son günlerinde,işgal altındaki İstanbul’da bir konakta yaşananları anlatıyorSon maliye nazırı Ahmet Reşat o zamanlarda yaşanan zorlukları ailesine yansıtmamaya çalışıyor ve gayret ediyordu Konağında yaşlı teyzesi hanımı iki kızı evin bakımıyla ve çocukların bakımıyla ilgilenmesi için uzaktan akrabaları olan Mehbare adında bir kız ve varlığından sonradan haberi olduğu konağın çatı katında saklı olarak yaşayan Sarıkamış gazisi yeğeni Kemal yaşıyorduKemal hasta ve bakımını bizzat Mehbare yapıyorduKemal İstanbul’u işgal eden işgalci güçler tarafından arananlardandı Çünkü Kemal vatanı kurtarmak adına teşkilatlanan derneklere ve millicilere yardım ediyordu hasta yatağındaArkadaşlarının getirdiği dergi kitapve mecmuaları tercüme ediyorduAhmet Reşat bu durumdan bu durumdan hoşnut olmasada teyzesi Saraylı hanımın hatırı için ses çıkarmıyorduAslında kendiside işgalci güçlerden hoşnut değildiBöyle yaparak kendisinin de gizliden gizliye millicilere yardım ettiğini düşünüyor ve rahatlıyorduİstanbul artık esir bir şehir haline gelmiştiSokaklar işgalci askerlerle doluyduKimse rahat hareket edemiyorduAhmet Reşat buna çok içerliyor ağlamamak için kendini zor tutuyordu Behice Reşat beyin eşidirSaraylı hanım teyzesi Mehbare de evin bakımı ve son zamanlarda hasta olan Kemal beyin yakın bakımıyla ilgilenen uzaktan akrabaydıMehbare bu bakım sıralarında Kemal beyle gönül bağı olmuş ona tutkuyla bağlanmıştıHatta daha da ileri giderek ondan hamile kalmıştıMehbare Kemal beye çok bağlanmış onun sözünü iki etmezdiGünler böyle sürüp giderken Kemal beyin başka bir semte bir belge göndermesi hatta kendisinin götürmesinin daha sağlam olacağını düşünmüş,hasta olmasından dolayı Mehbare buna karşı çıkmış kendisinin götüreceğini ısrarla kabul ettirmiştiGötürdüğü evrakları yerine teslim etmiş yenilerini almak için beklerken işgalci kuvvetler bulundukları evi bombalamışlardı Mehbare’ye bişey olmamıştı fakat Kemal’in yakın dostu Mahir bey Mehbare’yi görmüş ve olan bitene bir anlam veremese de konağa giderek Kemal’nin daha dikkatli olması konusunda uyarmıştı Mehbare bu olaydan çok korkmuş fakat sevdiği adamın isteğini yerine getirdiği için çok mutlu olmuştu ayrıca birde vatanı için bir şeyler yaptığını Kemal’le Mahir’in konuşmalarından anlayınca daha da mutlu olmuştu Reşat bey artık sarayda Maliye Nazırı olmuştuArtık bundan sonra tüm gözler üzerinde olacaktıKonakta ki herkes buna çok sevinmiş,konukları ağırlamak için yokluk günlerinde dahi olsa Reşat beyden habersiz hazırlıklara başlamışlar ve konuklarını ağırlamaya koyulmuşlardıBir tek konaktaki hasta olan saklanan millicilerin safında yer alan Kemal sevinememiştiO da dayısından milliciler için bilgi ve maddi destek Anadolu’ya geçecek eli silah tutanlar ve onların gidişini kolaylaştıracak, her ne olursa olsun yardım isteyeceği için fazlaca sevinememişti Çünkü artık dayısı padişahın yanında onun kabinesinde yer aldığı kesindiReşat bey konak halkını topladı ve vatanın çok kötü durumda olduğunu ellerinden bir şeyin gelmediğini işgalci askerlerin ve komutanlarının küstah tavırlarını anlatıyor anlattıkça Kemal beyin gözleri açılıyorduKemal dayısı hakkında düşüncelerinin yanlış olduğunu onunda vatanın savunmasında etkin bir rol üstleneceğini düşünmeye başlamıştı ve öyle oldu Artık İstanbul’da işgalci askerler her yere baskınlar düzenliyorlar, her yeri arıyorlardıMeclis-i Mebusan’ı bile basmışlar kendilerine direnenleri ve karşıt görüşlü olanları tevkif etmişler hatta daha ileri giderek halkın gözleri önünde dövmüşler ve tartaklamışlardıBu katlanabilir bir durum olmaktan çıkmıştı Konakları evleri ve işyerlerini aramaya başlamışlar padişah karşıtı ve kendilerine aykırı hareket eden ve tehdit unsuru olabilecek herkesi ve her şeyi alıyorlardıBu durum Konakta hareketlenmeye sebep olmuştuAcaba Maliye Nazırı Ahmet Reşat Efendinin de konağını ararlar mıydı Ya ararlarsa Kemal’i yakalarlarsa neler olurdu neler Kimse düşünmek bile istemiyordu Bundan dolayı Kemal’in daha güvenli bir yerde saklanması lazımdı Bir iki sokak aşağıda eski komşuları ve aile dostlarının bir konağı vardıKonakta millicilerden olan duruşunu ve düşüncelerini bozmayan Azra hanım ve uşakları vardıHemen irtibata geçildi ve Kemal bey oraya Mehbare’yle beraber gittiÇünkü Mehbare aşkını erkeğini başka bir kadının yanına yalnız gönderemezdiHem kimseler kendisi gibi Kemal’ine bakamazdıKonağa vardılarFakat bir süre sonra orayıda işgalci askerler bastı ve arama yaptılarKemal’le Mehbare arka taraftan bir alt sokağa çıkan gizli bir geçitten kaçmayı başardılarÇıktıkları sokakta ayrılmak zorunda kalırsak bu geçitte buluşuruz dediler ve nitekim ayrıldılarKemal kendini dar ve karanlık geçide zor attıHastaydı ve üşüyorduSarıkamış’ı hatırladı,hatırladıkça üşüdü ve donup öleceğini zannederken dalıp gittiBir süre sonra Mehbare geldi ve onu aldığı gibi Konağa getirdi Azra hanımla Mehbare arasında artık sıkı bir dostluk başlıyorduAzra bu baskından sonra konağını isteyen oraya el koyan düşman askerlerine bırakmak zorunda kaldı ve oda Anadolu’ya geçesiye kadar Reşat beyin konağında kalacaktı Bütün bunlar olup biterken Reşat beyin hanımı Behicenin hamile olduğu öğreniliyor konak halkı bu duruma sevinsin mi üzülsün mü anlayamıyordu Çünkü yokluk günleri yaşanıyorduBununla birlikte birde Saraylı hanım Mehbare’nin durumundan şüphelenmiş ve şüphelerinde haklı çıkmıştıO da hamileydi,fakat kimden evden dışarıya fazla çıkmaz kimseyle münasebeti olmazdı bu durumda neydi böyleMehbare’nin ağzını aradı ve Kemal’le gizli gizli münasebette bulunduğunu öğrenmiştiKemal’e kızmış fakat onunda bu duruma sevinmesi ve istemesi onun bu durum karşısında fazla bir şey söylemesini engellemiştiKemal’de bu arada artık iyleşmeye başlamış ve Konaktan ayrılarak daha aktif bir görevde çalışmak istiyorduBunu Mahir’e anlattıMahirde gerekli yerlerle görüşerek Kemalin durumuna uygun masa başında anadoluya geçecek vatanperverlere sahte kimlik hazırlayacaktıAma konaktan ayrılmadan önce Mehbare olayını aydınlatmalıydıDurumu dayısına anlattı ve Mehbare’yle evlenmek istediğini söyledi Tabi ki hamile olduğunu sakladı söyleyemedi Sonunda evlendiler Konaktan ayrıldı, önce İstanbul da biraz kaldıDaha sonra telgraf ağını kurmak için Eskişehir civarlarına gitmişti İstanbul da bunlar cereyan ederken Ankara’da işgalci kuvvetlere karşı direnen bir hükümet vardıAnadolu’nun her yerinde direnen halk vardıBunları bir araya getirip düzenli bir ordu kurmak görevini Mustafa Kemal üstlenmiştiÖylede oldu Kemal Anadolu’ya geçtik ten bir müddet sonra öldü haberi gelmişti konağa Hiç kimse ne yapacağını bilemiyordu Mehbare bu haberle beraber erken doğum yapmıştıKonaktaki herkes şaşırmış ne yapacağını ne söyleyeceğini bilemiyordu Saraylı hanım akli dengesini yitirmek üzereydiKemal ölmemiş gibi konuşuyor ve hareket ediyorduBu durum Mehbare’yide çok etkilemiş oda aklını yitirmek üzereydi ki buna doktor Mahir müsaade etmedi ve tedavi olması için telkinde bulundu Kemal Anadolu’ya geçtiğinde Azra hanımda Antep dolaylarına geçmiştiOrada bir Fransız subayına gönül vermiş fakat evlenme cesaretini göstermemişti Çünkü vatanını işgale gelen bir subayla nasıl evlenirdi insanlara ne cevap verecekti bunu açıklayamazdıBunun için aşkını kalbine gömdü Artık son günlerde Anadolu’nun her yerinden güzel haberler geliyor işgalci kuvvetler peyder peyder geri çekiliyorlardıAnadolu kurtuluyordu artıkMilli ordu zaferini ilan ediyordu tüm dünyaya İstanbul’daki son Osmanlı Hükümdarı Sultan Vahdettin Han’da General Harrington’un himayesinde hazırlanmış bir kaçış planıyla vatanı terk ediyordu Artık ülke kurtulmuştuÜlke kurtulurken Milli ordunun zaferi vardıMilli ordunun yanında olmayanlar Ankara hükümeti tarafından vatan haini ilan edilmiş idamları isteniyorduAhmet Reşat vatan haini olmasa bile Milli orduya gizliden maddi ve manevi destek olduğu halde o da vatan haini olmak üzereydi Buna katlanamıyorduO da ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştı ama geri dönecekti, vatan haini olmadığı, millicilere yardımcı olduğu öğrenilecek ve kanıtlanacaktı biliyorduAma şuan itibariyle yapacak bir şey yoktu ve ülkeyi terk etmek zorundaydıBu durumu konak halkına anlattığında herkes dondu ve ne söyleyeceğini bilemedilerO da artık bu konakta kaçaktıAynı Kemal gibiDoktor Mahir çok eski dostu olduğundan durumu ona anlattıKonak halkını ona emanet etmek istiyorduMahir’inde bunu seve seve kabul edecekti Zaten Mahir’de Reşat beyin büyük kızı Leman’a aşıktı ve bu ilk ve son fırsattı söylemeliydiReşat beye durumu anlattı ve izdivaç istediReşat bey önce şaşırdı fakat bu çok isabetli ve uygun bir karardı diye düşündü kabul ettiFakat Reşat bey sabah erkenden İstanbul’a vatana ve Konağına veda edecekti Nikahın akşam hemen olması gerekiyorduMahir bu duruma çok sevinmiş ve acele bir şekilde akşama hazırlık yaptıBir taraftan da yakın dostunu kaybedeceği için çok üzülüyordu Hazırlıklar bitti ve akşam imam nikahı yapıldı Sabah kimsenin kendisini uğurlamasını istemiyorduErkenden Konaktan ayrılacak limana inecek ve kendisi gibi vatanı terk etmek zorunda kalan kader arkadaşlarıyla beraber İtalyan vapuruyla vatanı terk edecektiAhmet Reşat hiç içine sindiremediği bu durum karşısında vatanını sevdiklerini geride bırakarak vapurunda kalkışıyla beraber ‘ELVADA İSTANBUL! ELVEDA ŞEHRİM!’ diye haykırıyordu İlerleyen günlerde Konağa bir mektup yazarak durumunun iyi olduğunu içinde bulunduğu durumu içine sindiremediğini ve en kısa zamanda Romanya da Peşte de buluşabileceklerini Behice’sine yazıyorduKonaktan da iyi haberler vardıKızı Leman’ın da bir kızı olmuştuAdını Sitare koymuşlardıSitare Farsçada yıldız manasına geliyorduHerkes ve her şey burnun da tütüyordu Ahmet Reşat EfendininGelecekle ilgili hayır dualar ederek mektubuna son veriyordu |
|