Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kelimeler, osmanlıca

Osmanlıca Bazı Kelimeler

Eski 08-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Bazı Kelimeler





ÂBÂ VÜ ECDAD: Babalar dedeler atalar
ABÂ: Bazı dervişlerin ve ilmiye mensuplarının giydikleri yünden yapılmış bir giysi
ABD: Kul köle mahlûk Tasavvufta kâmil müslüman
ABD-İ MEMLUK: Kul köle
ABES: Boş saçma
ÂB-I HAYAT: Hayat suyu içene ebedî hayat veren efsanevî su
ÂBİR-İ SEBÎL: Yolda giden yolcu
ACÂİB VE GARÂİB: Anlaşılmaz ve tuhaf
ACÂİB-İ DEKÂİK: Anlaşılmaz hileler ince oyunlar
A'CEMÎ: Arap olmayan
ACÎB: Şaşılacak ve hayret edilecek şey
ACÛZ: Âcizler beceriksizler yaşlı kadın
ACZ-I BEŞERÎ: İnsanın acizliği güçsüzlüğü
ACZ-I KÜLLÎ: Tam güçsüzlük
A'DÂ: 1 "Adüvv"ün çoğulu Düşmanlar 2 Pek zâlim pek gaddar
A'DÂD: "Aded"in çoğulu Sayılar
ÂDÂT-I CARİYE: Kullanılan âdetler yaşayan sosyal kurallar
ADÂVET: Düşmanlık husumet
ADEM: Yokluk
ADEM-İ KÜLLÎ: Tam yokluk
ADEM-İ MÜSÂVÂT: Eşitsizlik
ADEMÎ: Yokluğa ait
ÂDET-İ CÂHİLİYYE: İslâm'dan önceki putperestlik ve müşriklik devrine ait âdet
ÂDETULLAH: Allah'ın kâinatta câri olan usûl ve kanunu sünneti
ÂDİL: Adalet sahibi doğru adaletli
ADÎL: Benzer eş akran
ADL: Adalet çok adaletli
ÂFÂK: "Ufuk"un çoğulu Ufuk yerle göğün birleştiği gibi görünen uzak daire Âfak ufuklar dış âlemler
ÂFÂKÎ: Havâî herhangi bir dayanağı olmayan şey Mekke'ye mikat sınırları dışından gelenler
ÂFÂT: Âfetin çoğulu musibetler büyük felaketler
ÂFÎF: İffetli namuslu terbiyeli haramdan sakınan nezih
AFV Ü GUFRÂN: Bağışlama ve yarlığama
AFV: Affetme suçu bağışlama
ÂGÂH: Uyanık basiretli haberdar
AĞNAM: "Ganem"in çoğulu Davarlar koyunlar keçiler
AĞNİYÂ: "Ganî"nin çoğulu Zenginler
AĞRAZ: Maksatlar arzular amaçlar
AĞRAZ-I DÜNYEVİYYE: Dünyevî maksatlar dünyevî niyetler amaçlar
AĞRÂZ-I FÂSİDE: Bozuk maksatlar bozguncu niyetler
AĞRAZ-I NEFSÂNİYYE: Nefsanî maksatlar nefsî arzular
AĞRAZ-I ŞAHSİYYE: Şahsî maksatlar ferdî niyetler
ÂĞÛŞ: Kucak sığınılacak yer
AĞYÂR: Başkaları düşmanlar yabancılar
ÂHAD HABER: Bir kişi tarafından rivayet edilen hadis veya rivayetler
ÂHÂD: "Ehad'in çoğulu Birler birden dokuza kadar olan sayılar
ÂHAR: Başkası diğeri yabancı
AHBÂR: "Haber"in çoğulu Haberler
AHBÂR-I SADIKA: Doğru haberler
AHD U EMÂN: And ve emniyet korkusuzluk güvenlik
AHD U MÎSÂK: Yemin ve anlaşma kesin söz
AHD: 1 Söz verme 2 Yemin and 3 Devir zaman gün
AHD-İ HARİCÎ: Daha önceden ismi bilinen kişilere veya şeylere işaret eden Lâm-ı tarif
ÂHENG: Uygunluk ve düzen
AHFÂ: Çok gizli en gizli
AHFÂD: "Hafîd"in çoğulu Torunlar
AHİD: (Bak: AHD)
ÂHİR ZAMAN PEYGAMBERİ: Son zaman Peygamberi Hz Muhammed (sav)
ÂHİR ZAMAN: Son zaman dünyamızın son çağı
AHİZ: (Bak: AHZ)
AHKÂM: Hükümler kanunlar
AHKÂM-I AMELİYYE: Tatbikata ait hükümler uygulanan kurallar
AHKÂM-I EZELİYYE: Ezelî hükümler başlangıcı bilinmeyen hükümler
AHKÂM-I FER'İYYE: Asla ait olmayan ikinci derecedeki hükümler
AHKÂM-I ULUHİYYET: Allahlık hükümleri ilâhlık hükümleri
AHKÂM-I UMÛMİYYE: Umûmî hükümler
AHKEMU'L-HÂKİMİN: Hükümdarların hükümdarı hâkimlerin hâkimi olan Allah
AHLÂK-I ZEMÎME: Kötü huylar çirkin davranışlar
AHLÂM: "Hulm"ün çoğulu karışık rüyalar
AHRÂR: Hürler esir ve köle olmayanlar
AHSEN: "Husn"den En güzel pek güzel daha güzel
AHSEN-İ TAKVÎM: En güzel ve en iyi kıvamda en güzel biçimde
AHSENÜ'L-KASAS: 1 Kıssaların hikâyelerin en güzeli 2 Yusuf Sûresi
AHZ: 1 Alma tutma kabzetme 2 Kabul etme 3 Tessellüm 4 Sorgulama
AKABE: 1 Sarp ve çıkılması zor yokuş bâdire 2 Tehlike 3 Tehlikeli geçit 4 Bugün Ürdün sınırları içinde bulunan bir şehir
AKÂİD: Akîdeler inançlar dinin itikadî hükümleri
AKAR: Gelir gelir getiren gayr-ı menkuller
AKD: 1 Anlaşma sözleşme 2 Bağlama düğümleme
ÂKIBET: Nihayet sonuç
ÂKIDEYN: Anlaşma veya sözleşme
ÂKIL BÂLİĞ: Ergenlik olgunluk çağına gelen
ÂKILÂNE: Akıllıca
AKÎDE: İtikad iman
ÂKİF: 1 İbadette devamlı olan kimse 2 Sebat eden
AKİKA: Yeni doğan çocuk için Allah'a şükür maksadıyla kesilen kurban
AKÎM: 1 Beyhude boş yere 2 Kısır erkek veya kadın
AKL-I SELÎM: Doğru düşünen doğru anlayan doğru karar veren akıl
AKLÎ: Akla ait akla uygun
AKRÂN: Birbirine benzeyenler em-sâl yaşıt denk
AKRİBA: Akraba aralarında soy veya sihriyetçe yakınlık olanlar
AKSÂ: En uzak en son
AKSÜ'L-AMEL: Tepki istenilen şeyin zıddının hâsıl olması
AKTAR: Baharatçı
AKTÂR: Kuturlar çaplar dairenin merkezinden geçen hatlar bölgeler taraflar Her taraf
AKVÂ ve AHZAR: Daha kuvvetli ve daha açık
AKVÂ: Daha kuvvetli en kuvvetli
AKVÂL: "Kavl"in çoğulu Kaviller sözler
AKVÂM: Kavimler milletler
AKVÂM-I SÂİRE: Diğer kavimler
A'LÂ: En yüce
ALADDERECÂT: Derecelere göre
ALÂK SÛRESİ: Kur'ân-ı Kerim'in 96 sûresi
ALAKA: "Alak"dan yapışkan sıvı embriyo
ÂLÂM: Elemler kederler acılar
ALÂMET: İşaret nişan
ALÂMET-İ FARİKA: Bir şeyi diğerinden ayırıcı işaret Belirgin özellik
ÂLÂT: Âletler vasıtalar
ÂLÂT-I CİSMANİYYE: Maddî âletler
A'LÂ-YI İLLİYYÎN: Cennette en yüksek derece olgun kişilerin Allah katındaki dereceleri
ALE'L-HUSÛS: Hususiyetle özellikle
ALE'L-USÛL: Usûl üzere Usûle göre usulen
ÂLEM: Kâinat dünya
ALEMDÂR: Bayraktar sancaktar
ÂLEM-İ CİSMANİYYE: Maddî âlem kâinat dünya
ÂLEM-İ EŞBÂH: "Şebah"tan: 1 Cisimler âlemi varlıklar âlemi 2 Hayaller âlemi"Şibh ve şebih"den: Misaller âlemi
ÂLEM-İ KABİR: Kabir âlemi
ALESSEVİYYE: Aynı seviyede eşit olarak
ÂL-İ FİRAVUN: Firavun ailesi Firavun soyu
ÂLİŞÂN: Şan ve şerefi yüksek olan
ALİYYU'L-A'LÂ: Pek iyi Fevkalâ-de
ALLAH BES BÂKÎ HEVES: Allah yeter başkası gelip geçici istektir hevestir
ALLÂME: Bilginlerin en bilgilisi
ALLÂMÜ'L-GUYÛB: Esmâ-i Hüs-nâ'dan biri bütün gizlileri bilen Allah
ÂMÂ: Kör
AMDEN: Kasten bile bile isteyerek
AMELDE İ'TİDÂL: Amelde aşırılıktan uzak dengeli
AMEL-İ SALİH: Allah'ın rızasına uygun olan her iş
AMELİKA: Eskiden Sîna yarımadasında yaşamış olan bir kavim
AMÎK: Derin Bahr-i amîk: Derin deniz Fikr-i amîk: Derin düşünce
ÂMİL: 1 Sebep 2 İş yapan 3 Zekat toplayan memur
ÂMM: Umumî genel
AMR: Bir erkek ismi
AMÛD: Direkler sütunlar
ANÂSIR-I MUHTELİFE: Çeşitli unsurlar
ANKA-YI MUĞRİB: İsmi var cismi yok Ankâ kuşu
ANVETEN: Cebren kahren zorla sıkıntı ile
ANYEDİN: Elden
ÂRÂBÎ: Bedevî Çölde yaşayan köylü
A'RÂF: Cennetle cehennem arasında bulunan bir yer
ARAFAT: Mekke'ye 12 mil yani takriben 20 km uzaktaki bir yer Hacca gidenler Zilhicce'nin 9 günü buraya gelerek bir müddet vakfe yaparlar
ARASAT: Mahşer yeri haşir ve neşir meydanı
ARAZ: 1 İşaret alâmet 2 Tesadüf 3 Kaza felaket 4 Kendi kendine vücut bulmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet
AREFE: Kurban bayramından bir önceki gün
ARIZÎ: Sonradan hasıl olan şey Geçici
ÂRÎ: Temiz hür uzak
ÂRİF: Anlayışlı bilgili
ARŞ: 1 Taht 2 Dokuzuncu gök 3 Çardak 4 Cenab-ı Hakk'ın kudret ve azametinin tecelli ettiği yer
ARZ: yeryüzü dünya genişlik
ARZ-I MUKADDES: Kutsal ülke Kudüs Filistin
ASÂ: Değnek sopa baston
ASABÂT: 1 Baba tarafından olan akrabalar 2 Şer'an miras alamayan akrabalar
ASABE: Baba tarafından akraba olanlar
ASAHH-I RİVÂYET: En doğru olan rivayet
ÂSÂR: Eserler
ÂSÂR-I ATÎKA: Eski eserler
ASÂ-YI MÛSÂ: Hz Musa'nın sopası
ASGARİ: En az en küçük
ASHAB: Hz Peygamber'i mümin olarak gören ve o iman üzere ölen kimseler
ASHÂB-I KEHF: Mağara arkadaşları Bunlar zamanlarındaki zalim hükümdarlarının şerrinden mağaraya sığınan ve orada yıllarca uyutulduktan sonra tekrar diriltilen köpekleri ile birlikte yedi sekiz kişiydiler
ASHAB-I MEŞ'EME: Uğursuz şerli kişiler kötüler
ASHAB-I MEYMENE: Uğurlu kişiler iyi kimseler
ASHAB-I YEMİN: Uğurlu meymenetli kimseler
ÂSIF: Şiddetli rüzgar fırtına
ÂSİ: İsyan eden
ÂSİM: Günah işleyen günahkâr
ASNÂM: "Sanem"in çoğulu Putlar
ASR: 1 İkindi namazı 2 İkindi vakti 3 Yüzyıl çağ
AŞR: Kur'ân-ı Kerim'den on âyet miktarı okunan kısım
ATÂ: İhsan lütuf bağışlama
ATALET: Tembellik hareketsizlik
ATF-I BEYAN: Kapalı bir sözü açıklayan cümle
ATIF (ATF): 1 Eğme meyletme 2 Bağlama
ÂTİH: Bunak
ATİYYE: Hediyye ihsan bahşiş
ATTAR: (Bak: AKTAR)
AVÂLÎ: Yüceler büyükler Medine etrafındaki semtler
AVAM: 1 Halk 2 Soylu veya bilgin olmayanlar
AVÂMİL: 1 Âmiller sebepler 2 Arap nahvine ait ve bu isimdeki kitap
A'YÂN: 1 İleri gelenler 2 Gözdeler
A'YÂN-I SABİTE: Allah'ın ilminde varlıkların değişmez suretleri öz mahiyetleri
ÂYÂT: Âyetler
ÂYÂT-I BEYYİNAT: Açık seçik âyetler
ÂYÂT-I TEKVİNİYYE VE TEŞRİİYYE: Yaratılışa ve şeriata ait âyetler
AYIN: Arap alfabesinin 21 harfi Ebced hesabında sayı değeri 70'dir
ÂYİN: 1 Tören âdet 2 Dinî bazı gösteriler Mevlevî âyini gibi
AYN: 1 Göz 2 Pınar 3 Eşyanın hakikatı
AYNE'L-YAKÎN: Müşahede ve keşif ile hâsıl olan ilim
A'ZÂ: Uzuvlar organlar üyeler
AZÂB: 1 Büyük sıkıntı şiddetli elem 2 Dünyada işlenen günahlara karşı ahirette çekilecek ceza
AZÂB-I NÂR: Cehennem azabı
ÂZÂDE: Serbest hür kayıtlardan kurtulmuş
AZ'AF-I MUZÂAF: Kat kat pekçok
AZAMET: Büyüklük kibirlilik
AZDÂD (EZDÂD): Zıd olan şeyler
AZHAR: En açık:
AZÎMÜ'Ş-ŞÂN: Şânı büyük
AZÎZ: 1 Allah'ın isimlerinden biri Değerli 2 Ermiş velî
BAB: 1 Kapı 2 Fasıl bölümMİNE'L-BAB İLE'L-MİHRAB: Kapıdan mihraba dek baştan sona kadar
BÂDİYE: Kır ova sahra çöl
BÂGÎ: Âsi baş kaldırmış haksızlık eden
BAĞÇE: Bahçe
BAĞTETEN: Ansızın zulüm isyan
BAĞY: Azgınlık zulüm isyan
BAHIYRE: Cahiliyye devrinde beş batın doğuran devenin beşinci yavrusu erkek olursa kulağı yarılır ve salıverilirdi Artık hiç bir işte kullanılmayan bu deveye bu ad verilirdi
BÂHİL: 1 İşsiz avare başı boş 2 Yularsız deve
BAHÎL: Cimri tamahkâr
BÂHİR: 1 Yalancı ahmak 2 Ekin sulayıcı sulayan 3 Belli açık 4 Işıklı parlak güzel
BÂHİRE: 1 Çok koşan cins deve 2 Dikenli ağaç
BAHR Ü BERR: Deniz ve kara
BAHŞ: Bağış ihsan
BÂİN: Dibi geniş kuyu bostan kuyusu
BÂİS: 1 Sebep olan gerektiren 2 Gönderen 3 Yeniden yaratan
BAKAR: Sığır öküz manda cinsleri
BAKARA: 1 Sığır inek 2 Kur'ân-ı Kerim'in ikinci sûresi: Bu sûrede yahudilere bir inek kurban etmeleri emredilip bu konuda geniş bilgi verildiğinden sûre bu adı almıştır
BAKİYYE: Artan artık geri kalan
BÂLİĞ: 1 Erişmiş vâsıl olmuş son mertebeyi bulan 2 Yekûn
BÂP: (Bak: BÂB)
BÂR: 1 Allah 2 Yemiş meyva 3 Yük ağırlık 4 Yağdıran serpen döken
BÂRİD: 1 Soğuk 2Letafetten uzak nâhoş
BÂRİZ: Açık belli âşikâr zâhir
BA'S: 1 Gönderme yollama gönderilme 2 Allah'ın bir peygamberi Hak dinine davete memur buyurması 3 Dirilme veya diriltme
BASAR: 1 Görme görüş görme yeteneği 2 Zihnî algı
BÂSİR: Gören görüp anlayan ferasetli zeki
BASÎRET: Doğru görüş gönül gözü ile görme uyanıklık
BAST: 1 Yayma açma 2 Özellikle hurufilikte cezbe ve tefekkür içinde kendinden geçmeyi ifade eder
BÂTIN: 1 İç içyüz gizli sır derunî 2 Allah'ın isimlerinden
BATN: Karın kuşak nesil
BÂYİN: Aralayıcı ayıran ayırıcı özellik
BA'Z: Bir şeyin bir bölümübir parçası bazısı
BED NAZAR: Kötü bakış
BED: Kötü çirkin işe yaramaz
BEDÂ'-BEDA'AT: Güzellik yenilik bediilik
BEDÂHET: 1 Açıklık bellilik 2 Ansızın ortaya çıkma
BEDÂYİ': İcat edilmiş güzel şeyler Sanat eserleri
BEDBAHT: Talihi kötü olan talihsiz
BED-BİN: Her şeyi kötü gören karamsar
BEDEL: 1 Değer kıymet 2 Başkasının parası ile onun yerine hacca giden kimse yerine geçen
BEDEL-İ BA'Z: Geniş anlamlı bir sözün bir kısmına yapılan açıklama
BEDEL-İ İŞTİM'ÂL: Geniş ve genel anlamlı bir sözün bir noktasını açıklayan cümle
BEDEL-İ KÜLL: Kapalı bir söze bütün yönleriyle yapılan açıklama
BEDEVÎ: Çölde çadırda yaşayan göçebe çöllü Arap göçebesi
BEDİA: 1 Yaratma 2 Estetik değeri yüksek sanat eseri eşine az rastlanan güzel
BEDİHİ: 1 İspat gerekmeyecek şekilde açık 2 Akla kendiliğinden gelen
BEDİÎ: Güzel beğenilen sanatlı söz
BEDR-BEDİR: 1 Dolunay ayın ondördü 2 Mekke ile Medine arasında bulunan Bedir gazasının yapıldığı yer
BED-TAHRİR: Kötü yazı
BEHA-BAHA: 1 Güzellik süs pırıltı 2 Kıymet değer bedel
BEHAİM: 1 Dört ayaklı hayvanlar 2 Suriye'de bir sıradağ
BEHÇET: Güzellik güleryüzlülük sevinç
BEHİME-İ EN'AM: Deve sığır koyun gibi dört ayaklı hayvanlar
BEHİMÎ: Hayvana yakışır tarzda hayvanlık
BEİS-BE'S: 1 Zarar ziyan 2 Korku azap sıkıntı fenalık 3 Kuvvet kudret
BEKA: Devam sebat evvelki hal üzere kalmak ölmezlik ebedilik
BEKA-YI ERVAH: Ruhların kalıcılığı devamlılığı
BEKA-YI RUH: Ruhun kalıcılığı ölmezliği
BELAGAT Ü FESAHAT: Tam yerinde açık ve güzel söz söyleme
BELAGAT: İyi konuşma sözle inandırma yeteneği ve sanatı uzdillik
BELİĞ: 1 Açık düzgün söz söyleyen 2 Güzel sanatlı söz Belâ-gatli
BENÂM: Namlı ünlü meşhur
BENAN: Parmak ucu
BENÎ İSRAİL: İsrailoğulları yahudiler
BERAAT: 1 Temizlik arılık 2 Olgunluk güzellik
BERA'ÂT-I İSTİHLÂL: Söze güzel ve etkili başlangıç
BEREKÂT: Bolluklar uğurlar hayırlar
BEREKÂT-I KELÂMULLAH: Allah kelâmının verdiği feyizler bolluklar uğurlar
BER-HAYAT: Sağ diri yaşayan
BERÎ: Sâlim kurtulmuş temiz arınmış
BERİ: Yakın mesafe ötenin zıddı
BERK: 1 Şimşek parıltı kıvılcım 2 Sert katı
BERR: 1 Doğru sözlü hayır işleyen kimse 2 Kara toprak
BER-TARAF: Bir yana atılan ortadan kalkan Bertaraf etmek: Ortadan kaldırmak yok etmek
BERZAH ÂLEMİ: Ruhlar âlemi
BERZAH: 1 İki şey arasındaki mesafe aralık 2 Can sıkıcı 3 İnce uzun kara parçası 4 Dünya 5 Ruhların kıyamete kadar bulunacakları yer
BES: Yeter yetişir tamam kâfi çok
BE'S: Zarar ziyan azap şiddet fenalık
BEŞÂRET: Müjde muştu iyi haber
BEŞÂRET-ÂVER: Müjdeci iyi haber getiren
BEŞER: İnsan bütün insanlar Ebu'l-Beşer: İnsanlığın babası Hz Âdem
BEŞERİYYET: 1 İnsanlık 2 İnsanın yaratılış özellikleri
BEŞİR: 1 Müjdeci iyi haber getirengüleryüzlü 2 Hıristiyan Araplar'da İncil yazan veya hıristiyanlık akidelerini telkin eden kimse 3 Peygamberimizin bir vasfı
BEY': Satma satılma satış
BEYAN İLMİ: Belâgat ilmininhakikat mecaz kinaye teşbih ve istiare gibi konularından bahseden bölümü
BEYÂN: Anlatma açıklama sanatı
BEYN: Aralık arasında arada
BEYNÛNET: 1 İki şey arasındaki mesafe aralık 2 İhtilaf anlaşmazlık ara açıklığı
BEYT: Ev mesken oda oba
BEYT-İ ATİK: Eski ev Kâbe
BEYT-İ MAMUR: Kâbe'nin tam üzerinde yedinci kat gökte bulunan ve melekler tarafından tavaf edilen bir köşk
BEYTULLAH: Allah'ın evi Kâbe insan kalbi
BEYTÛTET: Geceleme bir yerde geceyi geçirme
BEYTÜ'L-MAKDİS: Mukaddes ev Mescid-i Aksa Kudüs'teki büyük camii
BEYYİN: Belli açık âşikar
BEYYİNÂT: Açık belli şeyler
BEYYİNE: 1 Delil şahit 2 Kur'ân'ın 97 sûresi
BEYZÂ: 1 Çok beyaz 2 Demirden savaşçı başlığı 3 YumurtaMİLLET-İ BEYZÂ: Beyaz millet müslümanlar
BEZL: Bol bol verme
BÎA-BİYAT: Birinin hakimiyetini kabul etmek emirlerine uyacağına söz vermek
BİAT OLUNMAK: Birine itaat edilmek hükmüne girmek
BİD'AT: 1 Sonradan ortaya çıkan şey 2 İslâm'da Peygamberimizden sonra ortaya çıkan değişik âdetler
BİD'AT-I HASENE: Beğenilebilir güzel yenilikler
BİD'AT-I SEYYİE: Kötü yenilikler
BİDÂYET: Başlama başlangıç
BİDAYETEN: Başlangıçta ilkin
BİİZN-İ HÜDA: Allah'ın izni ile
BÎKARAR: 1 Kararsız 2 Rahatsız
BİKR: Dokunulmamış bekâret bâ-kire
BİKR-İ FİKR: Hiç söylenmemiş yeni fikir
BİLÂ BEDEL: Bedelsiz karşılıksız
BİLÂ KAYD Ü ŞART: Kayıtsız şartsız
BİLÂ: sız
BİLAD: Beldeler şehirler memleketler kasabalar
BİLÂD-İ ARAB: Arab ülkeleri
BİLAFASILA: Fasılasız aralıksız
BİLÂH: Arkaları büyük olan kadınlar
BİLLUR: 1 Duru kristal 2 Necef taşı
BİN: OğulBİN MEHMED: Mehmed'in oğlu
BİNA: 1 Yapı ev 2 Yapma kurma 3 Göz gören görücü
BİNAEN ALA ZÂLİK: Bunun üzerine bundan dolayı
BİNAEN: den dolayı den ötürü
BİNÂENALEYH: Ondan dolayı onun üzerine şu halde
BİRR: İyilik güzellik hayır anaya babaya itaat 2 Dininde ibadetinde kuvvetli olan 3 Bağışta bulunma
Bİ'SET: Gönderme
Bİ'SET-İ MUHAMMEDİYE: Hz Muhammed (sav)'in peygamberlikle görevlendirilmesi
Bİ'SET-İ NEBEVİYYE: Peygamberin peygamberlikle gönderilişi
BU'D: Uzaklık aralık boyut
BU'D-İ MESAFE: Gidilen yolun uzaklığı
BUĞZ: Düşmanlık duyma nefret kin
BUĞZETMEK: Kin gütmek düşman olmak
BUHÛL: Cimrilik tamahkârlık
BUK'A: 1 Ülke yer 2 Büyük bina 3 Benek leke
BURAK: Peygamberimizin mirac gecesi bindiği binek
BURC: 1 Kale yüksek bina 2 Herhangi bir şekli gösteren ve özel ad alan sâbit yıldızlar topluluğu galaksi 3 Güneşin girip çıktığı on-iki burçtan her biri: Yengeç kova akrep
BURC-İ ÂBÎ: Suya ait burçlar: Yengeç akrep balık
BURC-İ BÂDÎ: Havaya ait burçlar: İkizler terazi kova
BÜHTAN ETMEK: İftira etmek
BÜHTAN: Yalan iftira birine işlemediği suçu yükleme
BÜLEGA: Belegat sahipleri düzgün ve güzel konuşanlar beliğ olanlar
BÜLEGA'-İ BEŞER: Belegat ilmi mütehassısları
BÜLEGÂ-İ ULEMÂ: Belagat bilginleri ve âlimler
BÜLÛĞ: 1 Erginlik olgunluk çağına girme yetişme 2 Yaklaştırma
BÜNÜVVET: Oğulluk evlatlık
BÜNYÂN: Yapı bina bir şeyin yapısı
BÜNYAN-I MERSUS: Birbirine lehimlenmiş kenetlenmiş yapı
BÜRHAN: Kesin delil hüccet
CÂFÎ: Cefâ çektiren eziyet eden
CÂH: İtibar makam mevki
CÂHİLİYYE: Kelime olarak cahilliğe ait mânâsına gelir Terim olarak İslâmiyetten önceki putperest dönemi ifade eder
CAHÎM: Cehennem
CÂİL: "Ceale" kökünden yaratıcı yapıcı
CÂİLU'N-NÛR: Nûr'un yaratıcısı
CÂİZE: Armağan övücü şiirleri için eskiden şairlere devlet büyükleri veya aşiret büyükleri tarafından verilen para veya mal
CA'L: Yapma meydana getirme yaratma
CA'LÎ: Sahte yapmacıklı düzme
CÂLİB-İ DİKKAT: Dikkat çekici
CÂMİ: 1 Toplayan derleyen 2 İçerisinde namaz kılınan ve mescidden büyük olan ibadethane
CÂMİD: 1 Donmuş hareketsiz 2 Gelişmeyen gelişme kabiliyeti olmayan
CÂNİB: Cihet yön taraf yan
CÂRİYE: 1 Savaşta gayr-i müslimlerden esir olarak alınan kız ve kadınlar 2 Hizmetçi kız
CÂY-İ İŞKÂL: Güçlük zorluk müşkülât noktası
CÂZİBE: Cezbeden çeken yer çekimi
CÂZİBE-İ FÂNİYE: Geçici güzellik fânî güzellik
CÂZİBE-İ MUTLAKA: 1 Mutlak çekici kuvvet 2 Yegane çekici kuvvet 3 Geçici güzelliğin zıddı olan ebedî güzellik
CÂZİBE-İ UMÛMİYYE KANUNU: Yerçekimi kanunu
CEBÂBİRE: Cebredenler zorbalar zâlimler
CEBBÂR: 1 İlâhî isimlerdendir Dilediğini yapan kudret ve güç sahibi Allah 2 Zalim müstebit kişi 3 Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi
CEBBÂRÂNE: Cebbârcasına zorbalıkla
CEBEL: Dağ
CEBR U İKRAH: Zorlama ve baskı yapma
CEBR-İ MAHZ: Sırf cebir mutlak cebir
CEBRİYYE: Cüz'î iradeyi inkâr eden mezhep
CEDİD: Yeni
CEHD: Çalışma çabalama
CEHELE: Cahiller
CEHL U DALÂLET: Cehalet ve sapıklık
CEHL: Bilmezlik cehalet
CEHR: Açıktan söyleme açık olarak okuma
CELÂDET: Kahramanlık yiğitlik
CELÂL: Büyüklük ululuk Zü'l-celâl: Celâl sahibi Allah
CELÂL-İ KİBRİYÂ: Allah'ın büyüklüğü
CELB-İ MASLAHAT: İyilik dirlik ve düzeni sağlayıcı fayda getirici
CELB-İ MENFAAT: Menfaat celbedici çekici fayda sağlayıcı
CELDE: Kamçı ile vücuda vuruşlardan her bir vuruş (Fıkhî ıstılah)
CELÎ: Aşikar belli parlak açık
CEM U TEVFİK: Toplama ve uygunlaştırma uzlaştırma
CEMAAT: Topluluk imam arkasında namaz kılan topluluk
CEMAAT-I NÂCİYE: 1 Cehennemden kurtulacak ehl-i sünnet cemaatı 2 Selâmete kurtuluşa erecek cemaat
CEMÂDÂT: Cansızlar
CEMÂL: 1 Allah'ın lütf ve ihsan sıfatıyla tecellisi 2 Yüz güzelliği
CEMÂL-İ HAK: Allah'ın güzelliği ki müminler cennette onu temaşa edeceklerdir
CEMÂLULLAH: 1 Allah'ın cemâlı Allah'ın güzelliği 2 Allah'ın lütfu ihsaniyle tecellisi
CEMEL: Deve
CEM'-İ KILLET: Arapça'da türlü vezinlerde cemileri olan isimlerin bu cemilerinden dokuzdan aşağı mahsus olanları
CEM'İ MAHLUKÂT: Bütün yaratıklar
CEMM-İ GAFÎR: Büyük cemaat insan kalabalığı
CENÂBET: 1 Gusül abdesti almayı gerektiren durum 2 Gusül gerektiği halde henüz gusül yapmamış kimse
CENAH: 1 Yan taraf cihet 2 Kol pazu 3 Kanat kuş kanadı
CENNATU'N-NAÎM: Naîm Cennetleri nimetlerle dolu olan cennetler
CERAD: "Cerâde"nin çoğulu 1 Çekirgeler 2 Yağmacılar
CERH: Yaralama yaralatma çürütme
CERİME: "Cürm"ün çoğulu Suçlar günahlar
CESTE CESTE: Bölüm bölüm yavaş yavaş
CEVAD-I MUTLAK: Şarta bağlı olmaksızın çok ihsanda bulunan cömertlik eden Cenab-ı Allah
CEVAHİR: Cevherler çok değerli olan şeyler
CEVÂMİU'L-KELİM: Kelimeler topluluğu
CEVÂRİH: "Cerh"den yaralayanlar yırtıcı hayvanlar yırtıcı kuşlar
CEVAZ: İzin müsaade caiz olma
CEVELAN: Dolaşma gezme
CEVF: 1 Boşluk oyuk çukur 2 Orta yarı
CEVHER: 1 Varlığı için başkasına muhtaç olmayan 2 Bir şeyin özü
CEVR Ü ZULM: Ezâ ve zulüm
CEVR: Ezâ eziyet haksızlık sitem
CEYB: Yakanın göğüs üzerindeki açık yeri
CEYŞ-İ USRET: Güçlük ordusu
CEYYİD: İyi güzel hoş
CEZÂLET: Rekaketsizlik peltek kekeme veya pepe olmayış
CEZÎRETÜ'L-ARAB: Arap yarımadası
CEZM: 1 Kesin karar niyet 2 Kesme katı
CİBAYET: Câbîlik vergi gelir toplama
CİBİLLİYET: Huy yaratılış
CİBRİL: Dört büyük melekten biri vahiy meleği olan Cebrail
CİBT VE TAGUT: Haç ve put Allah'tan başka canlı cansız mabut edinilmiş şeyler
CÎD: Boyun
CİDD: 1 Bir işi gerçekten çalışıp işleme 2 Ciddilik
CÎFE: Lâşe leş
CİHAD: 1 İslâm için düşmanla yapılan maddî manevî savaş 2 Nefisle yapılan her türlü mücadele
CİHAD-I EKBER: 1 Büyük savaş 2 Benlikle savaş
CİHANŞÜMÛL: Cihânı içine alan
CİHAZ: 1 Çeyiz ve avadanlık 2 Cenazenin kaldırılması için gerekli olan eşya
CİHET: Yön taraf
CİM SECÂVENDİ: Kur'ân-ı Kerim'deki durma yerlerinden biri Bu secâvendde durmak veya geçmek caizdir
CİMA: İnsanların cinsî münasebetleri
CİNÂS: Münasebet benzeyiş Birçok mânâlara yorulabilen söz İmalı telmihli söz Telaffuzu aynı anlamı ayrı olan kelimelerin bir söz içinde kullanılması
CİNNET: Delilik çılgınlık
CİNS-İ KARÎB: Yakın cins
CİRM: 1 Cisim 2 Büyüklük hacim cirmi ne kadardır?
CİSR: Köprü
CİSR-İ CEHENNEM: Cehennem köprüsü
CİZYE: Müslüman olmayan teb'a-dan alınan vergi
CÛD: Cömertlik Karşılık beklemeden yapılan cömertlik
CÛDİ: Şırnak şehrinin 6 kilometre güney doğusunda bulunan büyük bir dağ
CUHÛD: Çıfıt yahudi
CUMHÛR: Halk kalabalık ahâlî çoğunluk
CUMHÛR-İ MÜFESSİRÎN: Müfessirler topluluğu müfessirlerin çoğunluğu
CUMHÛR-İ UKALÂ: Akıllılar topluluğu Akıl sahiplerinin hepsi
CÜDERÎ: Çiçek hastalığı
CÜMLE-İ İSMİYYE: İsim cümlesi
CÜMLE-İ MU'TARIZA: Parantez içinde bulunan cümle açıklayıcı mahiyetteki cümle Ara cümlecik
CÜMLE-İ VECÎZE: Kısa ve öz söz
CÜNAH: Günah
CÜND: Asker asker topluluğu
CÜNÛD: Askerler
CÜNÜB: Gusül abdesti gerekmiş kimse
CÜZ-İ MAKSÛM: Bölünmüş parça
CÜZ'İ: Az miktar bir parça
ÇÂK: 1 Yarık yırtık 2 Yırtmaç
DÂB: 1 Adalet doğruluk 2 İhsan vergi
DÂBBE: Yük ve binek hayvanı
DÂBBETÜ'L-ARZ: Kıyâmet alametlerinden olup topraktan çıkan varlık
DÂD-I HAKK: 1 Allah vergisi 2 Veriş satış
DÂFİ': 1 Def' eden savan savuşturan iten 2 Cenab-ı Hak
DÂĞ-DÂR: 1 Kızgın demirle nişanlanmış dağlanmış 2 Pek müteessir çok üzgün
DÂİN (DÂYİN): Borç veren alacaklı
DAKİK: 1 İnce ufak nâzik 2 Toz haline getirilmiş şey un 3 Dikkatli ölçülü davranan titiz kimse
DALÂLÂT-I BEŞERİYYE: İnsanlığın sapıklığı beşerî sapıklık
DALÂLET: Hak yoldan sapma sapıklık azgınlık
DALÂL-İ MUBÎN: Apaçık sapıklık
DÂLL Bİ'L-İŞÂRE: İşaretle delâlet etme Sözün işaretle mânâya delâlet etmesi
DÂLL U MUDILLE : Doğru yoldan çıkanlar ve çıkaranlar sapanlar ve saptıranlar
DÂLLÎN GÜRÛHU: Sapıklar azgınlar topluluğu
DÂLLİN: Doğru yoldan sapmış olanlar azgınlar
DÂR: Ev yer yurt dünya
DARBE-İ AZÂB: Azap darbesi azap verici vuruş
DARB-I MESEL: Ata sözü
DÂREYN: İki dünya: Dünya ve ahiret
DÂR-I DÜNYA: Dünya
DÂR-I HARP: Müslümanlarla savaş halinde olan gayri müslim ülke
DÂR-I İSLÂM: İslâm ülkesi
DÂR-I KÜFÜR: Gayr-i müslimlerin ülkesi
DÂR-I SAADET: Mutluluk yeri
DÂR-I UHRA: Ahiret yurdu
DARÎRU'L-BASAR: Kör âmâ
DÂRU'N-NEDVE: Mekke şehir meclisi
DÂRU'S-SELÂM: 1Selamet yurdu cennet 2 Bağdat şehrinin ünvanı
DÂRÜ'L-HİLAFET: İstanbul
DE'B-İ KADÎM: Eski gelenek eski usûl eski âdet
DEBÛR: Batı rüzgarı batı taraftan esen yel
DECCÂL: Kıyametten az önce çıkacak insanlardan bir kısmını sapıtacak ve daha sonra Hz İsa tarafından öldürülecek olan şahıs
DEF': Öteye itme savma savulma
DEF-İ İHTİYAÇ: İhtiyacın giderilmesi ihtiyacın karşılanması
DEF-İ MAZARRAT: Zararı giderme
DEF-İ MEFSEDET: Fesadı ortadan kaldırma
DEFTER-İ A'MÂL: Amel defteri insanların dünyadaki hayır ve kötülüklerin kaydedildiği defter
DEHA: 1 Olağanüstü zeka ve anlayış kabiliyeti 2 Olağanüstü zeka sahibi kimse
DEHLİZ: Hol koridor
DEHRİ: Dünyanın sonsuzluğuna inanıp ahireti inkâr eden kimse Materyalist
DELÂLET: Yol gösterme kılavuzluk etme
DELÂLET-İ AKLİYYE VE MANTIKIYYE: Akıl ve mantık yardımıyla akıl ve mantığın yola göstermesiyle
DELİL: 1 Kılavuz yol gösterme 2 Kanıt
DELİL-İ NAKLÎ: Naklî delil Kitabî delil Kur'ân-ı Kerim ve Hadis-i şeriflere istinad eden delil
DELÎL-İ ŞUÛDÎ: Görgüye dayanan delil
DEM: 1 Kan 2 Soluk nefes 3 Zaman an
DEM': Göz yaşı göz yaşı dökme ağlama
DEM-İ MESFUH: Dökülmüş kan
DENÂNET: Alçaklık zillet
DENÎ: Alçak
DERMİYÂN: Ortada
DERPİŞ: Göz önünde en önde
DERS-İ İNTİBAH: Uyandırma dersi
DERÛN: İç taraf dahil kalp
DEVR-İ CÂHİLİYYE: Cahiliyye devri İslâm'dan önceki devir
DEVR-İ SABAVET: Çocukluk çağı
DEYN: Borç
DEYYÂN: Mükâfatlandıran veya cezalandıran hâkim Allah
DEYYÂR: 1 Manastır sahibi 2 Biri bir kimse fert
DÎBÂCE: Başlangıç önsöz mukaddime
DİĞERGÂM: Başkalarını düşünen bencil olmayan
DİL-ÂVÎZ: Gönül çeken câzip
DİL-NİŞÎN: Hoşa giden kalpte yerleşen
DÎN U DİYÂNET: Din dindarlık din ve din duygusu
DÎNÂR: Bir altın liranın dörtte bir değerinde olan eski bir para
DÎN-İ HAK: Hak din İslâmiyet
DİRAYET: Zekâ iktidar beceriklilik Akıl ve ilim yoluyla yapılan çözüm
DİRHEM: 1 Okkanın dörtyüzde biri olan eski ağırlık ölçüsü 2 Gümüş para
DİVAN: Arap şiiri Divan-ı Arab Arab'ın şiir külliyatı
DÛN: 1 Alçak aşağılık 2 Aşağı 3 Altta
DÜBB-İ ASGAR: Küçük ayı (yedili yıldız grubu)
DÜBB-İ EKBER: Büyük ayı (yedili yıldız grubu)
DÜLDÜL: Hz Muhammed (sav)'in Hz Ali'ye verdiği beyaz at
DÜSTÛR: Kânun kaide kural esas

EAMM: Daha geniş pek şümullü en umumî
EÂZIM: Büyükler ulu kişiler
EB: Baba ata
EBB: Kuru ot taze ot Mera otlak çayır
EBEDÂ: Ebedî olarak ebediyyen
EBEDÎ: Devamı sonu olmayan Ezelînin zıddı
EBED-ŞÜMÛL: Ebedî içine alan
EBEVEYN: Ana-baba
EBRÂR: İyiler
EBSÂR: "Basar"ın çoğulu Gözler görme hassaları
EBTER: 1 Eksik tamamlanmamış 2 Dölsüz çocuğu olmayan kimse
EBU'L-BEŞER: İnsanlığın atası Hz Âdem
EBU'L-HAYR: İyilik babası
ECÂNÎB: Ecnebîler yabancılar
ECEL-İ KAZÂ: Tehlikeye uğramak suretiyle gelen ecel
ECEL-İ MÜSEMMÂ: Allah tarafından tayin edilmiş ömrün sonunda gelen ecel
ECİR: 1 Karşılık ücret 2 İyi bir amelin karşılığı olarak verilen manevî mükâfat
ECR U MESUBÂT: Karşılık ve mükâfat İyi amele karşılık Allah tarafından ahirette verilen sevap
ECR U SAVÂB: Yapılan bir şeyin karşılığı olarak verilen ücret ve sevab
ECR: Yapılan bir iş karşılığında verilen ücret
ECRÂM U ECSÂM: Cansız varlıklar ve cisimler
ECRÂM-I SEMÂVİYYE: Gök cisimleri yıldızlar
ECSÂM-I MUHTELİFE: Muhtelif cisimler
ECSÂM-I SAKÎLE: Ağır cisimler
ECSÂM-I SELÂSE NAZARİYESİ: Üç cisim nazariyesi
ECZÂ: Cüzler 1 Eczacılıkta kullanılan maddeler 2 Bir kitabın parçaları Kur'ân-ı Kerim'in cüzleri
EDÂ: 1 Ödeme verme 2 Zamanında yerine getirme 3 Tarz üslûp
EDÂ-İ EMANET: Emaneti yerine getirme
EDAT: 1 Kendi kendine anlamı olmayıp isim ve fiillere katılarak anlam gösteren kelime 2 Âlet
EDEB-İ KUTSÎ: Kutsî edeb iyi ahlâk
EDEB-İ UBUDİYYET: Kulluk edebi
EDGÂS U AHLÂM: Karışık rüyalar
EDİLLE: Deliller
EDİLLE-İ AKLİYYE: Aklî deliller
EDİLLE-İ HAKK: Hak deliller gerçek deliller
EDİLLE-İ KÂTIA: Kesin deliller
EDİLLE-İ ŞER'İYYE: Şer'î deliller; Kitap sünnet icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukahadan ibaret dört delil
EDİLLE-İİ İLMİYYE: İlmî deliler
EDNÂ: Pek aşağı en alçak
EDVÂR: Devirler çağlar
EDYÂN-I BÂTILA: Bâtıl dinler Hak olmayan dinler
EDYÂN-I MÜNZELE: Allah tarafından gösterilen dinler
EDYÂN-I SEMAVİYYE: Semavî dinler Musevîlik Hıristiyanlık ve İslâm dinleri
EF'ÂL: Fiiller işler
EF'ÂL-i İBÂD: Kulların işleri
EF'ÂL-İ KULÛB: Kalbin işleri kalbe doğan çeşitli duygu ve düşünceler Arapça'da kalbî fiiller (bilmek görmek gibi)
EFDÂL: Daha faziletli en faziletli
EFLÂK: 1 Felekler gökler 2 Her gezegene ait gök tabakaları
EFRADINI CÂMİ AĞYÂRINI MANİ: Kendisine ait olanları toplayan olmayanları dışarda bırakan
EFSANE: Masal destan mitoloji
EHAD: Bir tek Allah'ın sıfatlarından
EHÂDÎS-İ ŞERİFE: Hz Muhammed (sav)'in söz hareket ve ikrarlarından meydana gelen hadis-i şerifler
EHADİYYET: Birlik Allah'ın her bir şeyde kendilerine ait sıfatı Her şeyde birliğinin tecellisi
EHAKK: Çok haklı daha haklı
EHASS: 1 En has en özel 2 En bayağı
EHASS-I MAKSAT: En özel maksat
EHL U İYÂL: Bir kimsenin geçindirmek zorunda olduğu aile efradı ve diğer kimseler
EHL: 1 Sahip malik 2 Maharetli usta 3 Bİr yerde oturan 4 Karıkocadan herbiri
EHL-İ BEYT: Hz Muhammed (sav)'in ailesi hane halkı (Hz Ali Hz Fatma Hz Hasan Hz Hüseyin)
EHL-İ BİD'AD: Dinde olmadığı halde sonradan çıkan şeylere uyanlar
EHL-İ DİRÂYET: Zeka bilgi tecrübe ehli
EHL-İ EHVÂ: Heva ehli arzu ve isteklerine tabi olanlar
EHL-İ İCTİHAD: Müctehid olan kişi içtihad ehli
EHL-İ İMAN: İman ehli
EHL-İ İNSÂF: Merhametli adil olanlar
EHL-İ KARYE: Köylü köy halkı
EHL-İ KİTAP: Allah'ın gönderdiği kitaplara inananlar Terim olarak yahudiler ve hıristiyanlar
EHL-İ KÜFR: İnkârcılar
EHL-İ SALİB: Haçlılar hıristiyanlar
EHL-İ SUFFE: Suffe ehli ki bunlar Medine'deki Mescid-i Nebevî'nin sofasında kalırlar ve burada Hz Peygamber'den dni öğrenirlerdi
EHL-İ SÜNNET: Hz Muhammed (sav)'in yolunda gidenler sün-nîler
EHL-İ ZİMMET: İslâm devletinin himaye ve tabiiyyetinde bulunan hıristiyanlar
EHLULLÂH: Allah'a itaat eden Allah'ın sevdiği kimse velî
EHREMEN: Zerdüştîlerin inandıkları kötülük ve karanlık tanrısı şeytan dev
EHVEN-İ SIRREYN: İki gizliden en zararsızı
EHVEN-İ ŞERR: Şerrin en hafif olanı
EİMME: İmamlar
EKÂLİM: İklimler memleketler ülkeler
EKALLİYET: Azınlık azlık
EKÂNİM-İ SELÂSE: Hıristiyanların baba oğul ve Ruhu'l-Kudüs'ten oluştuğuna inandıkları Allah Allah İsa Ruhu'l-Kudüs üçlüsü
EKBER: En büyük
EKL: Yemek
EKMEL: En mükemmel eksiği olmayan en olgun
EKREMÜ'L-EKREMÎN: Cömertlerin en cömerdi Çok kerim çok cömert olan Allah
ELFÂZ: Sözler
ELFÂZ-I GARÎBE: Şaşılacak tuhaf sözler
EL-FURKAN: Kur'ân-ı Kerim
EL-HAKK: 1 Gerçeğin ta kendisi tam doğrusu 2 Allah
ELHÂN: Nağmeler besteler
ELHÂN-I TAYYİBE: Güzel nağmeler güzel sesler
EL-HÜDÂ: Hidayet Kur'ân-ı Kerim
ELVÂH: Levhalar tablolar
ELVÂN: Renkler çeşitler
EL-YEVM: Bugün
EMÂN: 1 Eminlik korkusuzluk 2 Aman dileme 3 Şikayet 4 Rica
EMÂNET-İ İLÂHİYYE: İlâhî emanetler
EMİR EMR: Buyruk
EMN: Eminlik korkusuzluk
EMNİYYET-İ KÂMİLE: Tam güven tam itimat
EMR-İ Bİ'L-MA'RÛF VE NEHY-İ ANİ'L-MÜNKER: Dinin iyi gördüğü şeyleri emretmek ve kötü gördüğünden sakındırmak
EMR-İ Bİ'L-MA'RUF: İyiliği emretmek
EMSİLE: Misaller örnekler
EN'ÂM: Davar koyun keçi sığır ve deve gibi hayvanlar
ENBİYA: Peygamberler nebîler
ENE: Ben benlik
ENE'L-HAKK: "Ben hakkım" anlamına gelen ve ilk defa Hallac-ı Mansûr tarafından söylenen söz
ENFÂL: "Nefel"in çoğulu Harpte düşmandan alınan mallar ganimetler Kur'ân-ı Kerim'in 8 Sûresi
ENFÜS: "Nefs"in çoğulu Canlar ruhlar
ENFÜSÎ: Nefsî nefiste meydana gelen ferdî zihne ait bulunan subjektif
ENSÂR: Hz Muhammed (sav)'in Medineli arkadaşlarından olan ve muhacirlere yardım eden ashabı
ENVÂ: Türler çeşitler
ENVÂ-I VÂHİDE: Bir çeşitten olma
ERBÂB-I HALL-U AKD: Halife seçmeye yetkili olan kişiler Medine halkının ileri gelenleri
ERBÂB-I HASENAT: İyilik sahipleri
ERCAH: Daha üstün en üstün
ERDÂN: "Beden"in çoğulu Cisimler vücutlar gövdeler
ERHÂM: 1 Kadınlardaki çocuk yatağı rahimler 2 Akrabalar
ERHAM: Çok merhametli çok acıyan
ERKÂN: Rükunlar esaslar direkler üniteler bölümler
ERVÂH: Ruhlar
ERVÂH-I HABÎSE: Kötü ruhlar
ERZEL-İ ÖMÜR: İhtiyarlığın sonları bunaklık günleri
ESAHH: Çok sahih en doğru
ESÂTİR: Efsaneler masallar
ESATÎR-İ EVVELÎN: Eskilerin masalları
ESBÂB: Sebepler
ESFEL-İ SÂFİLÎN: Cehennemin en alt tabakası aşağının aşağısı
ESHÂB VE ETBA: Sahabeler ve tabiin
ESHÂB: Mümin olarak Hz Muhammed (sav)'i gören ve mümin olarak ölen müslümanlar (Bak: ASHAB)
ESHÂB-I EYKE: Şuayb Peygamberin gönderildiği kavim
ESHÂB-I HİCR: Salih Peygamberin gönderildiği kavim
ESLÂF: "Selef"in çoğulu Eskiler yerlerine geçilmiş kimseler
ESLÂF-I MÜFESSİRÎN: Eski müfessirler geçmiş müfessirler
ESLAH: En salih en iyi en uygun
ESMÂ: Adlar isimler
ESMÂÜ'-HÜSNÂ: Allah'ın güzel isim ve sıfatları
EŞBÂH: Benzeyenler nazirler
EŞCÂR: "Şecer"in çoğulu Ağaçlar
EŞHURU'L-HAC: Hac ayları Şevval Zilkade ve Zilhicce'nin ilk on gününden ibaret olan cem'an 70 gün İslâm'dan önce de Araplar bu günlerde Kâbe'yi ziyaret ederlerdi
EŞHURU'L-HURUM: Haram aylar Zilkade Zilhicce Muharrem ve Recep ayları İslâm'dan önce Araplar bu aylarda savaş yapmayı haram sayarlardı
EŞRÂF: Soylulular şerefliler
EŞRÂR: Şerliler kötüler
EŞRÂT-I SAAT: Kıyamet alâmet-leri
ETFÂL: Çocuklar
EVÂMİR U NEVÂHÎ: Emirler ve yasaklar
EVÂMİR-İ CİHÂD: Cihad emirleri
EVÂMİR-İ İLÂHİYYE: İlâhî emirler
EVÂMİR-İ SÂBIKA: Eski emirler
EVHÂM: Vehimler ve hayaller Kuruntular ve gerçek dışı şeyler
EVLÂ VE EFDÂL: Daha iyi ve daha faziletli
EVLÂ VE ESLÂH: En iyi ve en uygun
EVLÂ: Birinci başta gelen En iyi
EVLİYA: "Velî"nin çoğulu Allah'ın ermiş kulları
EVLİYÂ-YI UMÛR: İş başında olan kimseler
EVSÂF U ŞERÂİT: Vasıflar ve şartlar
EVSAF: Vasıflar özellikler
EVSAT: Orta
EVVEL U ÂHİR: Önce ve sonra
EVVELEN: Evvelâ birinci olarak
EYTÂM VE ERÂMİL: Yetimler ve dullar
EYYÂM EN MA'LÛMAT: Bilinen günler
EYYÂM: Günler
EYYÂM-I MA'DÛDÂT: Sayılı günler; Ramazan ayının bütün günleri
EYYÂM-I NAHR: Kurban Bayramı'nın ilk üç günü
EYYÂM-I TEŞRİK (Eyyâmü't-teşrik): Kurban Bayramı'nın ilk gününden sonraki üç gün
EZELİYET: Başlangıcı olmama Ezeliyeti Müş'ir: Başlangıcı bildiren
EZMÂN: Zamanlar vakitler
EZMİNE: Zamanlar çağlar
EZ-ZİKR: Kur'ân-ı Kerim'in adlarından biri
FÂCİR: 1 Fücûr sahibi fena huylu günahkâr
FÂDIL-FÂZIL: Faziletli fazilet sahibi erdemli
FADL-FAZL: İyilik fazilet erdem
FAHR: Övgü şeref böbürlenme
FAHR-İ KÂİNAT: Kâinatın övgüsü şerefi; Hz Peygamber (sav)
FAHŞÂ: 1 Meşru olmayan cinsel ilişki fuhuş 2 Zekatı az verme tamahkârlık 3 Akla ve ahlâka uygun olmayan söz ve iş
FÂİL: 1 İşleyen yapan 2 Te'sirli etkili
FÂİL-İ MUHTAR: İstediğini yapmakta serbest olan
FAKR: Fakirlik yoksulluk züğürtlük
FÂRİĞ: 1 Vazgeçmiş çekilmiş 2 Rahat âsûde 3 Boş işini bitirmiş işsiz
FARÎZA: 1 Allah'ın emri farz vacip gerek vazife 2 Mirasçılardan her birine şer'an düşen hisse pay
FART-I İZDİHAM: Fazla kalabalık
FÂRUK: Haklıyı haksızı ayırmakta pek mahir olan Hz Ömer'in sıfatlarından biri
FARZ: 1 İslâmiyette mazeret olmadıkça yapılması mecburi olan terkedilmesi günah sayılan Tanrı buyruğu 2 Zarurî lüzumlu
FARZ-I AYN: Kişinin bizzat yapması gereken farz Herkese farz olan
FARZ-I KİFÂYE: Bir kısım müslümanların yerine getirmesiyle diğerlerinden sakıt olan farz Cenaze namazı gibi
FASÂHAT: Güzel ve açık konuşma uzdillilik iyi söz söyleme kabiliyeti
FÂSIK: Allah'ın emirlerini tanımayan günah işleyen
FÂSILA: 1 Aralık ara bölme 2 Ayıran bölen Kur'ân-ı Kerim âyetlerinin sonları
FÂSİD-FÂSİDE: 1 Kötü fena yanlış bozuk 2 Münafık fesad çıkaran
FASL: 1 Ayrıntı ayırma kesinti bölüm 2 Halletme neticelendirme kesip atma
FÂTIR: Yaratan yaratıcı
FAZÂİL: İnsanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye karşı devamlı ve değişmez istidatlar güzel huylar
FAZİLET: İnsanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye olan devamlı ve değişmez istidat güzel vasıf iyi huy erdem
FAZL U İHSÂN: Cömertlik ve bağışta bulunmak
FAZL U KEREM: Bilginlere faziletli kişilere yaraşır olgunluk ve cömertlik
FAZL U RAHMET: Faziletli kişinin lütfu merhameti ve acıması
FAZL: 1 Fazla ziyade artık bâki 2 Fazlalık üstünlük
FAZL-I AZÎM: Büyük değer temelde var olan büyük meziyet
FEBİHÂ: Ne alâ ne güzel
FECR: Fecir; sabaha karşı güneş doğmadan önce ufkun aydınlığı tan yerinin ağarması
FECR-İ SADIK: (Hakiki fecir) şafak sökme
FEDA: 1 Gözden çıkarma uğruna verme 2 Kurban
FEHVÂ: Mânâ anlam mefhum kavram hüküm
FELÂH: Kurtuluş selâmet onma mutluluk kutluluk
FELÂK: 1 Tan zamanı 2 Sabah aydınlığı
FELÂSİFE: Filozoflar felsefe ile uğraşanlar âlimler bilginler
FELEK: 1 Gökyüzü sema 2 Âlem dünya 3 Talih kader
FELEKİYYÂT: Gök ve heyet ilmine ait şeyler astronomik
FENA: 1 Yok olma yokluk "Beka"nın zıddı (Tasavvufta maddî varlıktan sıyrılıp hakka ulaşma) 2 İyi olmayan kötü
FERÂŞE: Pervane (gece kelebeği)
FERC: 1 Aralık yarık çatlak 2 Dişilerde üreme organı avret
FERİK: 1 İnsan topluluğu cemaat 2 Askerî kolordu kumandanı 3 Körpe buğday tanesinin yarı olgunu firik
FERMAN: Emir buyruk padişah tarafından verilen yazılı emir
FERMAN-I İLÂHÎ: Allah buyruğu
FERŞ: 1 Döşeme yayma 2 Yayılan şey 3 Seccade hasır 4 Yeryüzü kır sahra
FESAD: Fenalık kötülük arabozuculuk Kargaşalık karışıklık
FESH: Bozma bozulma dağıtma dağılma yürürlükten kalkma
FETÂNET: Fatinlik zihin açıklığı zihnin yaratılıştan bir şeyi çabuk ve iyi anlamak hususundaki istidadı zeyreklik
FETH: 1 Açma açılma 2 Bir yeri savaşla ele geçirme
FETH-İ MÜBİN: Açık ve parlak zafer
FETİŞ: Sahibine uğur getirdiğine ve tabiatüstü özellikler taşıdığına inanılan nesne veya hayvan
FETRET: 1 İki peygamber veya padişah arasında peygambersiz veya padişahsız geçen zaman 2 İki vakıa arasındaki zaman
FETTAH: 1 Zafer kazanmış üstün gelmiş 2 Fetheden açan 3 Kullarının kapalı işlerini açan Cenab-ı Hakk
FETTAN: 1 Fitne ve fesada teşvik eden ayartan 2 Cazibeli gönül alıcı oynak kadın
FEVÂHİŞ: 1 Kötülükler 2 Fahişeler kahpeler
FEVÂİD: Faydalar menfaatler kârlar kazançlar
FEVC: Bölük takım cemaat
FEVERAN: 1 Kaynama galeyân etme 2 Damar vurma su fışkırtma
FEVK: Üst üst taraf yukarı (maddî-manevî)
FEVKALÂDE: Âdetin üstünde duyulmadık görülmedik olağanüstü
FEVKA'L-BEŞER: İnsanüstü
FEVKA'T-TABİA: Tabiatüstü
FEVREN: Çarçabuk birden bire
FEVT: 1 Bir daha ele geçmemek üzere kaybetmek elden çıkarma kaçırma 2 Ölüm
FEVZ: Galiplik zafer üstünlük selamet kurtuluş
FEVZ-İ AZÎM: Büyük kurtuluş büyük selamet büyük başarı
FEY': Savaşta elde edilen mal ve ganimet
FEY'ÜZ GANÂİM: Savaşta elde edilen mallar ve ganimetler
FEYYAZ: Feyiz bereket ve bolluk veren Allah
FEYZ: 1 Suyun taşıp akması 2 Bolluk fazlalık gürlük 3 İlim irfan
FEZÂ': Korkma dayanamama ümitsizlik
FEZÂ: Uzay; ucu bucağı bulunmayan boşluk kâinatın sonsuz genişliği
FEZÂİL: Faziletler meziyetler üstün özellikler
FEZÂİL-İ MÜTENEVVİA: Türlü hüner marifet ve meziyetler
FEZLEKE: Hülâsa netice özet
FIKH-I HANEFİ: Hanefî fıkhı
FIKH-I İSLÂM: İslâm fıkhı
FIKIH-FIKH: 1 Bir şeyi anlayıp bilme 2 Şeriat ilmi şeriatın usül ve hükümleri amelî ve şer'î meseleler bilgisi Hukuk bilgisi
FIRAK: 1 Tümenler alaylar bölükler 2 Partiler 3 Takımlar kalabalıklar ehl-i sünnet ve cemaatten ayrılan mezhepler
FIRAK-I İSLÂMİYYE: İslâm fırkaları mezhepleri
FIRKA: 1 İnsan kalabalığı grubu 2 Tümen
FIRKA-İ NÂCİYYE: Selâmet yolunu bulmuş müslüman grubu
FISK U FÜCÛR: Sefahet ve günaha batma
FISK: 1 Hak yolundan çıkmak Allah'a karşı isyan etmek 2 Sefahete dalma ahlâksızlık gü-nahkârlık
FITRA: Fitre: Ramazan'da bölünmeden verilmesi şer'ân vacip olan fıtr sadaka
FITRAT: Yaratılış huy tabiat mizaç
FITRAT-I MUHAMMEDİYE: Hz Muhammed (sav)'in huyu yaratılışı
FÎ EMRİLLÂH: Allah'ın emrinde
FÎ SEBİLİLLAH: Allah yolunda karşılık beklemeksizin
FÎ: 1 İçinde - de 2 Tarih bildirir
FİDÂ: Bir esiri kurtarmak için verilen şey fidye
FİDYE: Can kurtarma karşılığı verilen akçe vesaire
FİİL-Fİ'L: 1 İş kâr amel zamanla ilgili olup mânâya yol açan kelime 2 Eylem
FİKR: 1 Fikir düşünce 2 İdrak 3 Zihin akıl 4 Hatır
Fİ'L-İ HAKİKİ: Gerçek eylem hakiki fiil
Fİ'L-İ İHTİYÂRİ: Yapılıp yapılmaması insanın kendi seçimine bağlı olan fiil
Fİ'L-İ KAVLÎ: Kavli fiil sözle yapılan eylem
FİRÂK: 1 Ayrılık ayrılma 2 Hüzün keder sıkıntı
FİRÂSET: 1 Anlayışlı çabuk seziş 2 Binicilik at yetiştirme bilgisi 3 Yiğitlik mertlik
FİRÂŞ: Döşek yatak şilte hasır halı
FİR'AVN: Firavun eski Mısır hükümdarlarına verilen ünvan 2 Tanrılık iddiasında bulunduğu için Hz Musa'nın mücadele ettiği Mısır hükümdarı 3 Çok kibirli gururlu ve inat adam Firavn
FUAD: Kalp yürek gönül
FUHŞ: 1 Haddini aşma 2 Kötülük namusa aykırı hareket
FUHŞ-U KELÂM: Edep ve terbiye dışı söz
FUKAHÂ (Fakih): Fakihler İslâm hukukçuları Fıkıh âlimleri
FUKARA: Fakirler yoksullar
FUKARA-İ MÜSLİMÎN: Müslüman fakirler
FUKARA-İ SÂBİRİN: Sabreden dayanan oruç açmayan fakirler
FURKAN: 1 Hak ile batılı ayırmak iyi ile kötüyü ayırd etmek 2 Kur'ân-ı Kerim'in adlarından biri
FUSÛL: 1 Fasıllar mevsimler 2 Bölümler kısımlar
FÜLÂN: Belirsiz bir şey filan
FÜNÛN: 1 Nev'iler çeşitler sınıflar tabakalar 2 Hünerler sanatlar ilimler fenler
FÜNÛN-I TABİİYYE: Tabiat ilminin çeşitleri
FÜRS Ü RÛM: İran ve Anadolu
FÜRS: 1 Farslılar Fars milleti 2 Eski İran
FÜRÛ': Dallar budaklar ayrıntılar
FÜTUHÂT: Fetihler zaferler
FÜTÛR: Zayıflık gevşeklik bezginlik endişe
GADDÂR: Hain zalim
GÂDİR: Gadreden hıyanet eden fenalık eden
GADR: Hainlik vefasızlık zulüm merhametsizlik haksızlık
GAFLET: Gafillik boş bulunma dalgınlık ihtiyatsızlık
GAFÛR: Çok bağışlayan çok affeden (Allah'ın adlarından biri)
GAİT: 1 İnsan pisliği necaset 2 Çukur yer düz ve geniş yer
GALAT: Yanlış yanılma
GALEBE-İ İLMİYYE: İlmî üstünlük
GALÎZ: Çirkin terbiye dışı kaba ağır
GALLE: 1 Gelir varidat küçük kasa 2 Zahire mahsul ekin
GAMGÜSÂR: Gam ve kederi def eden teselli veren
GAMMAZ: "Gamz"dan İftiracı fitne koğucu Birine iftira ederek zarar veren kimse
GAMZE: 1 Göz kırpma gözle işaret Nâz ile bakma süzgün bakış 2 Çene veya yanak çukurluğu
GANÎ: 1 Zengin 2 Muhtaç olmayan 3 Bol fazla
GANÎMET: Savaşta düşmandan alınan mal
GÂR: Mağara
GARAM: Aşk sevda şiddetli arzu
GARANİK OLAYI: (Bak: Necm Sûresi)
GARAZ: Maksat gaye niyet
GÂR-İ HIRA: Hıra mağarası
GARÎZA: Yaratılıştan olan huy
GARK: Batmak suda boğulmak
GARÛR: Aldatan aldatıcı
GÂSIK: Gece karanlık
GAYB: 1 Gizli olan gözle görülmeyen şey 2 Belirsiz bilinmeyen şey
GAYBET (Gıybet): 1 Kaybolma 2 Aleyhinde bulunma arkasından söyleme çekiştirme dedikodu yapma
GÂYETÜ'L-GÂYE: En son derecede hedeflenen son amaç
GAYR-İ FITRÎ: Fıtrî olmayan Doğuştan olmayan
GAYR-İ MUNSARİF: Cerr ve tenvin kabul etmeyen isim
GAYR-İ MÜSLİM: Müslüman olmayan
GAYZ U KÎN: Hiddet ve kin
GAYZ: Hiddet öfke hınç
GAZA: Din uğrunda kâfirlere karşı yapılan savaş cihad
GILAF: Kılıç kın muhafaza
GILL U GIŞŞ: Şüphe ve tereddüt kararsızlık Kin ve hile Hiyanet ve düşmanlık
GILMÂN: Hizmet gören delikanlılar Köleler esirler
GITÂ: Örtü örtülecek şey
GİL: Kil çamur balçık
GİRÂN: 1 Ağır sakil 2 Fenâ kokmuş 3 Bıktırıcı usandırıcı
GİRİFTÂR: 1 Tutulmuş esir yakalanmış 2 Düşkün
GİRİZGÂH: 1 Kaçacak yer melce 2 Giriş
GUBÂR: Toz
GUBÂR-ÂVER: Toz götüren Tozkoparan
GUBÂR-I HÜZÜN: Üzüntü dalgası üzüntü tozları
GUFRAN: Mağfiret bağış
GULŞEN U GÜLZÂR: Gül bahçesi ve gül tarlası
GUNNE: Şeddeli "nun" ile şeddeli "mim"in teğanni ile okunması
GURBET: 1 Gariplik yabancılık 2 Yabancı memleket yabancı diyar vatan dışı yâdel
GURFE: Oda çadır çardak cumba
GURRE: 1 Parlaklık aklık 2 Atın alnındaki beyazlık 3 Arabi ayın ilk günü
GURUB: Batma batış
GURUB-İ ŞEMS: Güneşin batışı
GUZÂT: Gâziler Düşmanla savaşmış İslâm askerleri
GÜRÛH: Cemaat bölük takım topluluk çete
HABÂİS: Kötülükler kötü şeyler
HABÂSET: Kötülük alçaklık fenalık
HABB-HABBE: 1 Tane tohum 2 Parça
HABER-İ SÂDIK: 1 Doğru haber 2 Peygamberimizin sözü hadis
HABÎB: Sevgili dost
HABİB-İ HÜDÂ: (Hüdâ'nın sevgilisi); Hz Muhammed (sav)
HABÎB-İ KİBRİYA: Kibriyanın sevgilisi Hz Muhammed (sav)
HABİBULLAH: (Allah'ın sevgilisi); Hz Muhammed (sav)
HABÎS: Kötü alçak pis
HABL: İp urgan halat
HABLÜ'L-METİN: Sağlam ip İslâ-miyet Kur'ân-ı Kerim
HABT: İptal etme bozma bozulma
HACALET: Utanma utangaçlıkla şaşırma
HACCAC: 1 Irak valisi olup müslümanlara zulmeden Yusuf bin Sakifî'nin ünvanı 2 Delil ile galip olan
HÂCET: İhtiyaç gereklilikDEF-İ HÂCET: Abdest bozmaARZ-I HÂCET: Eksiğini isteğini bildirme
HACR: 1 Men etme yasak etme 2 Kucak oğuş himaye
HACR-I TAHRÎM: Haramı yasaklamak
HADD: 1 Sınır 2 Gerçek değer 3 Şeriatçe verilen ceza
HADD-İ TAM: Tam sınırında derecesinde kıvamında
HADES: 1 Yeni olma sonradan olma 2 Abdesti tazelemeyi gerektiren şey manevî pislik
HÂDİ: 1 Hud'a yapan hileci aldatıcı 2 Fena bozuk
HÂDÎ: Hidayet eden doğru yolu gösteren mürşit
HADİS: Peygamberimizin sözü
HÂDİSÂT: Yeni olan şeyler olaylar
HÂDİSÂT-I ACÎBE: Şaşılacak garib olaylar
HÂDİSE: Yeni olan sonradan olan şey olay
HADİS-İ KUDSÎ: Mânâsı Allah tarafından vahyedilen lafzı Peygamberimize ait hadis
HAFA: Gizlilik kapalılık
HAFAYA: Gizli şeyler sırlar
HAFAZA: 1 Muhafızlar koruyucular bekçiler 2 Koruyucu melekler
HÂK İLE YEKSAN: Toprakla bir yıkık harap yerle bir
HÂK: Toprak
HAKAİK: Hakikatler gerçekler
HAKAİK-İ SÂBİTE: Değişmez hakikatler
HAKAMEYN: İki hakem: Sıffîn vak'asında Hz Ali ile Hz Muaviye arasında hakem seçilen Amr b Âs ile Ebu Musa el-Eş'arî
HAKAYIK: Hakikatler gerçekler
HAKEM: Bir işte karar vermeye yetkili kişi
HAKÎKAT: 1 Bir şeyin aslı mahiyeti 2 Gerçek doğru 3 Sadakat kadirbilirlik Sözlük anlamıyla söylenen söz
HAKÎM: 1 Âlim bilgin 2 Doktor 3 Hikmeti bilen filozof (Allah'ın isimlerinden)
HÂKİM: Hakim yargıç hüküm veren hükmeden hükümran olan üstün olan
HAKÎM-İ MUTLAK: AllahKİTAB-I HAKÎM: Kur'ân
HÂKİMİYET: Hakimlik üstünlük egemenlik
HAKİR: İtibarsız değersiz önemsiz
HAKK: Doğruluk insaf hak (Allah'ın isimlerinden biri)
HAKK-I MÜDAFAA: Savunma hakkı
HAKK-I MÜKTESEB: Elde edilmiş hak
HAKK-I ŞİRB: İçme hayvan veya tarla için su olma hakkı
HAKKU'L-YAKÎN (HAKKE'L-YAKÎN): Bilgi ve marifet mertebelerinin en yükseği bizzat yaşayarak elde edilen bilgi gerçeğin özünü kavramak
HAKŞİNASLIK: Doğruyu hakkı tanımak
HALÂL: 1 Dostluk 2 İki nesne arası açık olmak
HALÂS: Kurtulma kurtuluş
HALASKÂR: Kurtarıcı
HALÂVET: 1 Tatlılık şirinlik 2 Zevk
HALEF: Birinden sonra gelip onun yerine geçen kimse ardıl
HALET: Hal suret keyfiyet
HALET-İ İHTİZAR: Can çekişme hali sakınılacak hal
HALET-İ NEZİ': Ölüm hali sekarat-ı mevt
HALF: Yemin etmek
HALHAL: Kadınların ayak bileklerine taktıkları altın veya gümüş halka ayak bileziği
HÂLIK: Yaratan yaratıcı (Allah'ın isimlerinden)
HALÎL: 1 Dost 2 Zevc koca
HALÎME: Yumuşak huylu kadın (Peygamberimizin süt annesinin adı)
HÂLİS: Hilesiz katkısız duru
HALK: Yaratma yaratılma
HALK-I CEDÎD: Yeniden yaratılış
HALK-I DÜ CİHAN: İki cihanın halkı ölüler ve diriler
HALT: 1 Karıştırma 2 Uygunsuz söz söyleme
HALVET: 1 Yalnız kalma tenhaya çekilme 2 Tenha yer ibadet için tenha hücre
HÂM: Çiğ olmamış
HAM: Eğri bükülmüş
HAMD Ü ŞÜKRAN: Allah'ı minnet ve şükranla övme
HAMD: 1 Övgü medh 2 Allah'a şükran hislerini bildirmek
HAME: 1 Yük 2 Ana karnındaki çocuk
HAME: Balçık çamur
HAMEİN MESNUN: Değişken balçık
HÂMÎ: Himaye eden koruyucu
HAMÎD: Allah'ın adlarından
HÂMİD: Hamd eden şükreden (Hz Muhammed (sav)'in lakabı)
HAMİE: Balçıklı çamurlu
HÂMİL: 1 Yüklü 2 Gebe
HÂMİLE: Gebe kadın
HÂMİŞ: Mektubun altına ilave edilen yazı hâşiye dipnot
HAMR: Şarap
HAMÛLE: 1 Yük 2 Gemi yükü
HANEDAN: Kökten asîl ve büyük aile ocak
HANİF: İslâmiyetten önce Allah'ın birliğine inanan ve Hz İbrahim dinine bağlı olan kimse
HÂRÂBAT: Harabeler viraneler meyhaneler (Ziya Paşa'nın meşhur antolojisi)
HARABE: Şehir ve ev yıkıntısı virane
HARBÎ: 1 Harble ilgili 2 Savaş yerinde bulunan ve müslüman olmayan kimse 3 Anlaşma yapılmamış düşman 4 Tüfek doldurma âleti
HAREC: 1 Darlık sıkıntı zorluk 2 Günah
HAREM: 1 Girilmesi serbest olmayan yer 2 İhrama girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan kısım
HAREM-İ ŞERİF: Kâbe ve civarı
HARİKULÂDE: Olağanüstü eşi görülmemiş
HARS: 1 Tarla sürmek 2 Yarmak 3 Ekin kültür
HASÂNET: Bir bina veya yapının sağlamlığı
HASB: Göre nazaran gereğince
HASBE: Kızamık hastalığı
HASBE'L-ÂDE: Âdet gereği alışıldığı gibi
HASBE'L-BEŞERİYE: İnsanlık gereği
HASBETEN LİLLAH: Allah rızası için
HASEB: Baba tarafından gelen soyluluk asalet
HASED: Haset kıskançlık çekememezlik
HASENÂT: İyilikler güzel işler
HASENE: İyilik güzel iş
HASF: Yere batma ışığı sönme
HÂSIL: Husûle gelen peyda olan çıkan üreyen
HÂSILA: Bir işten elde edilen sonuç
HÂSIL-I KELAM: Sözün özeti
HÂSİD: Haset edilen kıskanç
HÂSİR: 1 Hasret çeken meramına kavuşamayan 2 Zarar görmüş
HASÎS: 1 Nekes cimri 2 Alçak değersiz
HASLET: Tabiat huy yaratılış
HASR: 1 Sıkıştırma 2 Etrafını çevirme mahsus kılma tahsis etme
HASR-I EVKAT: Bütün vakitlerini o işe verme
HASR-I NEFS: Kendini o işe adama
HASSA ORDUSU: Hükümdarın kendine mahsus ordusu
HÂSSE: Bir şeye mahsus olan kuvvet duygu
HAŞERAT: 1 Küçük böcekler; Karınca akrep yılan gibi hayvancıklar 2 Değersiz ve zararlı adamlar
HAŞÎN: Katı sert kırıcı kaba
HÂŞİR: Toplayan bir araya getiren
HAŞİYE: Dipnot
HAŞR Ü NEŞR: Toplayıp dağılma haşir neşir
HAŞR: 1 Toplama 2 Ölüleri diriltip mahşere çıkarma 3 Kur'ân'-ın 59 sûresi
HAŞYETULLAH: Allah korkusu
HATA: 1 Yanlış yanılma 2 Günah
HÂTEM: Mühür
HATEMÜ'L-ENBİYA: Peygamberlerin sonuncusu: Hz Muhammed (sav)
HÂTİM: 1 Mühürleyen mühürleyici 2 Bitiren sona erdiren
HÂTİME: Son nihayet
HATT: 1 Çizgi 2 Satır 3 Yazı
HATT-I KUR'ÂN: Kur'ân yazısı
HAVÂİC: İhtiyaçlar
HAVÂRİYYÛN: Hz İsa'nın oniki kişiden ibaret olan ashabı
HAVASS: 1 Hasseler duyular 2 Muhterem ve seçkin kişiler
HAVASS-I HAMSE: Beş duyu (Görme tatma işitme dokunma koklama)
HAVÂYİC-İ ASLİYE: Aslî ihtiyaçlar
HAVF VE RECA: Korku ve ümit
HAVF: Korku korkma
HÂVİ: İhtiva eden içine alan şâmil içeren
HÂVİYE: Cehennemin yedinci katı en şiddetli yeri
HAVL: 1 Sene yıl 2 Etraf çevre 3 Kuvvet kudret
HAYA: 1 Utanma sıkılma 2 Ar namus edeb 3 Günahtan kaçınma
HAYAT: Dirilik canlılık
HAYAT-I BÂKİYE: Ölümsüz hayat
HAYAT-I BEŞER: İnsan hayatı
HAYAT-I FÂNİYE: Geçici hayat
HAYLİ: Oldukça Epeyce
HAYR Ü ŞER: İyilik ve kötülük
HAYR: İyi faydalı hayırlı
HAYRET: Şaşma şaşırma ne yapacağını bilmeme
HAYRHAH: Hayır sahibi
HAYRÜ'L-BEŞER: İnsanların hayırlısı Hz Muhammed
HAYRÜ'N-NÂS: İnsanların hayırlısı
HAYSİYYET: Şeref onur itibar değer
HAYSİYYET-İ EBEDİYYE: Edebî itibar
HAYT: İplik lif tel
HAYT-İ ESVED: Siyah iplik fecir zamanı yavaş yavaş silinen gecenin karanlığı
HAYTÜ'L-EBYAZ: Beyaz iplik fecir zamanı ufukta bir çizgi şeklinde beliren ve giderek artan sabah ağartısı
HAYY: 1 Diri canlı 2 Allah'ın isimlerinden
HAYYE ALE'L-FELÂH: Toplanıp felaha gelin haydin felaha
HAYYE ALE'S-SALAH: Toplanıp namaza gelin haydin namaza
HAYYÜ'L-KAYYÜM: Her an diri olan yöneten düzenleyen
HAYZ VE NİFAS: Aybaşı hali ve lohusalık
HAYZ: Kadınlarda aybaşı hali akıntısı
HAZER: Sakınma kaçınma korunma çekinme
HAZF: Aradan çıkarma kaldırma giderme silme gizli tutma
HÂZIRA: 1 Şehirli 2 Bir yere yerleşmiş 3 Medeni
HÂZIRÛN: 1 Meydanda gözönünde olanlar 2 Hazır olanlar
HAZÎNE: Hazine devlet malının saklandığı yer
HEBA: 1 Toz zerre 2 Boş nafile
HEBÂEN MENSÛRA: Boşuna harcanarak
HEDEF: Maksat amaç
HEDER OLAN: Boşa giden
HEDER: Boşa gitme yok yere giden şey
HEDİY: Beytullah için getirilen kurbanlar
HEDY: Harem-i şerife götürülen kurban
HELÂK: 1 Mahvolma ölme 2 Harcanma 3 Çok yorulma
HEMŞİRE: Kız kardeş
HENDESE: Geometri
HERC Ü MERC: Alt üst karmakarışık allak bullak
HERDEM: Her zaman daima
HEREM: 1 İhtiyarlama kocama 2 Mısır ehramlarından biri
HETK-İ HÜRMET: Saygının ortadan kalkması Şer'an haram olanın bozulması
HEVÂ: 1 Heves istek arzu sevgi hoşlanma 2 Nefsanî zevklere uyma
HEVÂ-İ NESÎM: Latif hava Mâne-vî gıda
HEVAMM: 1 Böcekler haşereler 2 Yılan pire akrep gizli zararlı hayvanlar
HEVÂPEREST: Meşru olmayan lezzet ve heves peşinde olan
HEVDEC: Kadınların binmesi için deve üzerine yapılan küçük mahfel
HEY'ET: 1 Şekil suret 2 Görünüş 3 Durum
HEY'ET-İ İCTİMAİYYE: Toplantı heyeti sosyal durum
HEZL: 1 Eğlence alay şaka 2 Latife 3 Mizah
HIDK: Öç almak için kin besleme
HIFZ: Saklama koruma ezberleme
HIFZISSIHHA: Sağlığı koruma
HIKD: Kin tutma öç almak için fırsat bekleme
HINZIR: 1 Domuz 2 Pis ve katı yürekli kimse
HIRMAN: Mahrumluk ümitsizlik
HIRZ: 1 Sığınak 2 Nazar boncuğu nazar duası 3 Tılsım
HISÂL: Huylar mizaçlar karekterler
HIŞM: Kızgınlık öfke gazap
HITBE: 1 Okunmuş 2 Söz kesilmiş nişanlı kız veya kadın
HIYAR: 1 Bir işi yapıp yapmamakta serbestlik İslâm hukukunda alış-veriş hususunda muhayyerlik 2 Hayırlılar iyiler
HİBE: Bağışlama bağış
HİCAB: 1 Utanma sıkılma 2 Perde hail engel
HİCRÂN: 1 Ayrılık 2 Unutulmaz acı keder
HİCRET: 1 Memleketten memlekete göç 2 Hz Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicreti Miladın 622 senesi
HİCRET-İ SENİYYE-HİCRET-İ NEBEVİYYE: Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye göçü
HİCV: Birini şiirle yermek gülünç hale koymak alay etmek
HİCVİYYE: Hicv sözü veya yazısı taşlama
HİDAYET: Hak yola doğru yola erme
HİDAYET-İ İLÂHİYYE: İlâhî hidayet Allah'ın doğru yola erdirmesi
HİKMET: 1 Hakimlik bilgelik 2 Sebep 3 Felsefe
HİKMET-İ İLÂHİYYE: Allah'ın hikmeti yalnız O'nun bileceği iş
HİKMET-İ TEŞRİ: Kanun yapma hikmeti Allah'ın emir ve yasaklarında gözetilen Rabbanî incelikler
HİLAF: 1 Karşı zıt 2 Yalan
HİLÂFET: 1 Birinin yerini tutma 2 Peygamberin vekilliği halifelik
HİLÂFETEN: 1 Birinin yerine geçerek 2 Halife olarak
HİLAF-I EDEB: Terbiye ve ahlâka aykırı
HİLÂL: Yeni ay
HİL'AT: Elbise kaftan
HİL'AT-İ RİSALET: Peygamberlik elbisesi
HİLF: Yardımlaşma ittifak sözleşme
HİLKAT: 1 Yaratılış 2 Tabiat
HİLKAT-İ ÂDEM: İlk insanın yaratılışı
HİLKAT-İ ARZ: Dünyanın yaratılışı
HİLL: 1 Hilal 2 Hac zamanında ihrama girilen yerin dışında kalan saha haremin dışı
HİLM Ü HAYÂ: Yumuşaklık ve utanma duygusu
HİLM: Yumuşaklık insanın tabiatında olan yumuşaklık duygusu
HÎN: An zaman vakit sıra
HİRFET: Sanat meslek
HİSAB: Hesap saymak aritmatik
HİSAL-HISAL: Huylar tabiatlar
HİSAR: 1 Kuşatma etrafını alma 2 Etrafı istihkamlı kale bent
HİSS: Duyma kuvveti duygu
HİSSE: Pay nasip
HİSSEDÂR: Pay hisse sahibi
HİSS-İ KABLELVUKU: Önsezi
HİSSÎ: His ile duygu ile ilgili duygusal
HİSSİYYAT: Duygular sezişler
HİTAB: Bir veya daha fazla kimselere söz söyleme nutuk
HİTAB-I ÂM: Umuma hitap bir topluluğa söyleme
HİTAB-I EZELÎ: Başlangıçsız çok eski söz
HİTÂM: 1 Son nihayet 2 Bitme tükenme
HİTÂN: 1 Sünnet sünnet etme 2 Duvarlar engeller
HİZB-HİZİB: 1 Kısım bölük 2 Taraftar 3 Kur'ân cüzünün dörtte biri
HOD BE HOD: Kendi kendine kendi başına
HOD: 1 Kendi 2 Baş zırhı
HODGÂM: Bencil egoist kendini beğenmiş
HUB: Güzel hoş iyi
HUBB: Sevgi muhabbet
HUBB-İ DÜNYA: Dünya sevgisi
HUBS: 1 Pislik 2 Kötülük
HUCCÂC: Hacılar
HUCCET-HÜCCET: 1 Vesika delil senet 2 Tanınmış bilginlere verilen ünvan
HUD'A: Aldatma oyun hile
HUDÂ: Allah yaratıcı
HUDDAM: Hizmetçiler
HUDUD: Sınırlar hudutlar
HUDÛS: Sonradan olma
HUFFAZ: Ezberleyiciler Kur'ân'ı ezbere bilenler
HUKUK: 1 Haklar 2 Hakikatler 3 Kanunların verdiği hak
HULASA: Bir şeyin bir sözün özü özeti
HULÂSA-İ KELÂM: Sözün özeti
HULD AZABI: Ahiratteki ebedî azab
HULD: 1 Sonu olmayan 2 Ebedî devamlı
HULF: Verdiği sözü tutmama yemininde durmama
HULK: Huy tabiat
HULKUM: Boğaz gırtlak ağızdan mideye giden yol
HULÛD: Ölmezlik süreklilik devamlılıkYEVM-İ HULÛD: Kıyamet günü
HULÛM: 1 Rüyalar hülyalar 2 Düş azması
HULÛS: Halislik saflık gönül temizliği
HULÛS-İ NİYET: Halis samimi niyet
HUMS: Beşte bir
HÛN: 1 Kan dem 2 Öldürme öc
HUNEFA': "Hanif"in çoğulu Allah'ın birliğine inananlar Hz İbrahim dininden olanlar
HURAFAT: Aslı esası olmayan sözler ve rivayetler hurafeler
HURAFE: Uydurma hikâye ve rivayet
HURDE: Değersiz şey kırıntı
HUREMAT - HURMÂT - HURUMAT: Haram olan şeyler dince yasak olan şeyler
HURÎ: 1 Cennet kızı 2 Sevgili
HURÛC: Çıkma çıkış dışarı çıkmaYEVM-İ HURÛC: Kıyamet günü
HURÛF: Harfler
HURÛF-İ HECA: Alfabe harfleri
HURUF-İ MUKATTAA: Bazı surelerin başında bulunan ve ayrı ayrı okunan harfler
HURUM: Haramlar dince yasak olanlar
HUSUS: İş şekil yol konu
HUŞÛ: 1 Gönül alçaklığı tevazu 2 Korku ile sevgi arası durum saygı
HUTAME: Cehennemin adlarından biri cehennemin beşinci tabakası
HUTUT: 1 Çizgiler 2 Yazılar 3 Yollar
HUZUR: 1 Hazır bulunma 2 Rahat
HÜCCET: 1 Vesika delil 2 Seçkin âlimlere verilen ünvan
HÜCCETÜ'L-İSLÂM: İmam Gazali'nin lakabı
HÜCEYRE: 1 Küçük delik oyuk 2 Odacık hücrecik
HÜCRE: 1 Odacık göz 2 Dokuların organların en küçük parçası hücre
HÜDA: 1 Doğru yol gösterme 2 Hidayet etme 3 Kur'ân-ı Kerim'in adlarından biri
HÜKEMA: Hakîmler bilginler filozoflar
HÜKM-HÜKÜM: Yargı emir komuta
HÜNSA: 1 Kendisinde hem erkeklik hem dişilik alâmeti bulunan kimse 2 Aynı çiçekte erkeklik ve dişiliğin bulunması
HÜRRE: Cariye veya esir olmayan kadın
HÜSN Ü KUBUH: Güzellik ve çirkinlik
HÜSN: Güzel iyi güzellik iyilik
HÜSNA: En güzel
HÜSN-İ AKİBET: Netice güzelliği
HÜSN-İ DİLÂRÂ: Gönül alıcı güzellik
HÜSRAN: 1 Zarar ziyan 2 Beklenilenin elde edilememesinden duyulan acı mahrumiyet acısı
HÜVE: 1 O 2 Allah
HÜVE'L-BÂKÎ: Bâkî kalan Allah'tır
HÜZN-HÜZÜN: Gam keder sıkıntı

ICL: Dana sığır yavrusu
IDLÂL: Saptırma azıtma
ISLAH: Düzeltme ve imâr etme
ISLAHAT: Düzeltmeler tashihler iyi hale getirme mükemmelleştirme
ISTIFÂ: Seçme ayıklama süzme
ITLÂK: 1 Salıverme 2 Boşama 3 Soyutlama söyleme kullanma
ITNÂB: Konuşurken fazla tafsilât vermek sözü gereğinden fazla uzatmak
IYÂN: Âşikâr belli
IZTIRÂRÎ: Mecburiyet altında olan
İBÂD: Kullar
İBÂDÜ'R-RAHMÂN: Allah'ın kulları
İBÂHE: 1 Mübah olmak 2 Ateş söndürme
İBDÂ: 1 Meydana getirme 2 Yaratma
İBKÂ: "Bekâ"dan: Devamlı kılmak
İBKÂM: Susturma bir tartışmada ağız açamıyacak hale getirme
İBN: Oğul
İBNULLAH: Allah'ın oğlu Hıristiyanlar Hz İsa'ya İbnullah derler
İBRÂ: Bağışlanma temize çıkma aklanma
İBRET-ENGİZ: İbret verici
İBTİDÂ: Başlangıç baş taraf
İBTİDÂ-İ KIRAAT: İlk okuma Okumaya başlama
İBTİLÂ: Belaya uğramak musibete düşmek kötü şeye düşkünlük
İCÂBET: 1 Kabul etme 2 Muvafakat etme
İCÂD U İBDÂ: Yapma ve yaratma
İ'CÂZ: 1 Aciz bırakma 2 Mucize göstererek muhatabı cevap veremez duruma düşürme 3 Aciz bırakma
İCÂZ: 1 Sözü kısa söyleme 2 Az sözle çok mânâ anlatma
İCBÂR: Zorlama cebretme
İCL: Dana buzağı
İCMÂ: Dağınık şeyleri bir araya getirme toplama
İCMÂ-I ÜMMET: Büyük fakihlerin dinle ilgili bir konuda görüş birliğinde olmaları
İCMÂL: Kısaltma ihtisar özet
İCTİMAGÂH: Toplantı yeri
İCTİNÂB: Çekinme sakınma
İDÂRE-İ KELÂM: Sözü mümkün mertebe yürütmek işi idare etmek
İDDET: Bekleme süresi İslâm hukukunda kocasından boşanan bir kadının 100 gün kocası ölen bir kadının 130 gün bekleme müddeti Bu müddet geçmeden başkasıyla evlenemez
İDGÂM: Birbirine benzeyen iki harfi bir yazıp şeddeli okuma
İDHÂL: Dâhil etme içine alma
İDLÂL: Dalâlete sokma sapıtma
İDLÂL-İ İLÂHÎ: Allah'ın kulu saptırması
İDRÂK: 1 Anlayış akıl edinme 2 Yetişmek erişmek 3 Olgunlaşma çağını bulma
ÎFÂ: 1 Ödeme yerine getirme 2 Bir işi yapma 3 İş görme
İFK: İftira iftira ekmek Hz Aişe'ye yapılan iftira
İFLÂH: Felâha selâmete kavuşmak
İFNÂ:: Mahvetmek yok etmek
İFRÂT: Haddi aşma pek ileri gitme
İFRÂZ: Bütünden parça ayırma Bölme
İFRÎT: Çetin cin öfkeli insan
İFTİTAH TEKBİRİ: Namaza başlama tekbiri
İGÂSE: İmdada yetişmek yardım etmek
İĞFÂL: Yanıltma ve aldatma
İĞTİSÂL: Gusletme
İĞVÂ: Ayartma baştan çıkarma
İHÂTA: 1 Kuşatma etrafını çevirme 2 Geniş tam bilgi ve ihtisas
İHDÂS: Ortaya çıkarma
İHFÂ: Gizleme saklama
İHLÂL: "Halel"den bozma sakatlama kusurlu hale getirme
İHLÂS: Samimiyet doğruluk riyasızlık Kur'ân-ı Kerim'in 112 Sûresi
İHMÂL: Mühlet verme
İHRÂC: Çıkarmak
İHRÂM: Hacıların giydikleri dikişsiz elbise
İHRÂZ: Nail olmak kazanmak almak
İHSÂN: 1 İyilik etme 2 Bağış bağışlama 3 Sağlamlaştırma
İHTİCÂC: Hüccet delil göstermek
İHTİDÂ: Hidayete ermek İslâm olmak
İHTİKÂR: 1 Haksız kazanç aşırı kâr vurgunculuk 2 Hakarete katlanmak
İHTİLAF: Ayrılma ayrışma çözülme
İHTİLAF-I EDYÂN: Dinlerin ayrılıkları farklı farklı oluşları
İHTİLÂM: Düş azması uyurken cenabet olma
İHTİLÂT: Karışma karışıp görüşme komplikasyon
İHTİRAS: Bir şeyi fazla arzulama ve ona fazla düşkünlük
İHTİRAZ: Sakınma çekinme
İHTİRÂZÎ: Çekinme sakınma ile ilgili
İHTİSAR: Kısaltma icmâl etme
İHTİSAS: Özellik kazanma uzmanlaşma
İHTİVA: İçine alma içinde bulundurma içerme
İHTİYAR: Seçme seçilme
İHTİZÂZ: 1 Haz duymak ferahlanmak 2 Titreşim
İHVAN: Kardeşler arkadaşlar aynı tarikata mensup olanlar
İHYÂ: Diriltme hayat verme
İKÂB: Ceza azap cezalandırma
İKAL: 1 Bağ 2 Ayak bağı
İKÂLE: 1 İki tarafın isteğiyle alışverişi bozmak 2 Dememiş iken "dedim" diye iddia etmek
İKÂME: Yerleştirmek iskan etmek vücuda getirmek
İKÂMET: İmamlık halifelik önderlik
İKÂNİYYE: Yakînî bilgiye tabi olanlar Din ve bilginlerce ileri sürülen şeyleri delil aramaksızın doğru sayan anlayış
İKLÂB: Çevirme bir halden başka bir hale döndürme
İKTİBAS: 1 Ödünç almak 2 Bir kelimeyi bir cümleyi veya bunların mânâlarını olduğu gibi alma aktarma
İKTİDÂ: Uymak tabi olmak
İKTİSAB: 1 Kazanma 2 Tahsil etme 3 Elde etme
İKTİSÂD: Ekonomi Toplumun tutumluluğu
İKTİZA: 1 Lazım gelme gerekme 2 İşe yarama yararlık
ÎLÂ: 1 Yemin etmek 2 Erkeğin bir müddet karısına yaklaşmaması için yemin etmesi 3 Sıkıntı ve derde uğrama
İLÂF: Ülfet ettirme ülfet ettirilme alıştırma uzlaştırma
İLÂH: Mabud tanrı
İ'LÂ-YI KELİMETULLAH: Allah'ın adını yüce tutmak
İLHÂD: 1 Dinsizlik inanç bozukluğu 2 Allah inancından ayrılış tevhid inancından ayrılma
İLLET: Hastalık sebep gaye hedef
İLLET-İ ÛLÂ: Birinci sebep ilk sebep
İLLET-İ VÜCÛD: Varlık sebebi
İLLİYYET: Sebep ile ilgili sebeplilik
İLME'L-YAKÎN: İlmî bilgi Kesin bilgi
İLM-İ FERÂİZ: İslâm hukukunda miras taksimi ile ilgili bilim dalı
İLM-İ HÂL: İslâm dininin her müslüman için bilinmesi gereken temel bilgileri
İLM-İ HEY'ET: Astronomi ilmi
İLM-İ HİKMET: Düşünce bilgisi felsefe
İLM-İ LEDÜNN: Gayb ilmi Allah'ın sırlarına ait ilim
İLM-İ MEÂNÎ: Meânî ilmi belagat
İLM-İ TEVHİD: İlm-i kelâm
İLM-İ USÛL ve AKÂİD: Usûl ve akâid ilmi
İLM-İ VEHBÎ: Allah tarafından verilen ilim
İLTİBAS: Benzeyen şeyleri birbirine karıştırma Şaşırıp yanılma
İLTİCA: Sığınma
İLTİZAM: 1 Kendisi için gerekli sayma 2 Bilerek isteyerek taraf tutma
İLZAM: Delil göstererek muhalifi susturmak
İ'MÂL: Yapma işleme iş yapma
İMÂLE: 1 Bir tarafa meylettirmek bir tarafa eğmek 2 Bir heceyi vezne uydurmak için uzatarak okumak
İMDÎ: Artık bu halde böyle olduğu halde
İMKÂN VE CÜNÛB: Mümkün ve gereklilik
İMLÂ: Doldurma yazdırma
İMSÂK: 1 Oruca başlama zamanı 2 Kendini tutmak bir şeyden el çekmek
İMTİNA: Çekinme vazgeçip geri durma
İMTİSÂL: Örnek kabul etme
İNÂBE: 1 Günahlardan vazgeçip Hak yola dönmek 2 Bir mürşidden el alıp yerine geçme
İNADİYYE: Eşyanın hakikatini inkâr etme felsefesine bağlılık
İN'ÂM: İhsan nimet verme
İNÂS: Kadınlar kızlar
İNÂYET: 1 Dikkat gayret özenme 2 Lütuf ihsan iyilik
İNDALLAH: Allah yanında
İNDE'L-CUMHUR: Çoğunluğun yanında çoğunluğun nazarında
İNDE'L-HÂCE: İhtiyaç zamanında
İNDİRAC: İçine konma arasına sıkışma Derecelenme
İNDİYYE: Kendi görüşüne tabi olan
İNFAK: Nafaka verme besleme geçindirme
İNFİSÂL: 1 Ayrılma 2 Azledilme işinden uzaklaşma
İNFİTÂR: Yarılma açılma
İNHİRÂF: Doğru yoldan sapma
İN'İKÂS: Bir yere çarpıp geri dönme aksetme
İNKÂR: Tanımama
İNKIBÂZ: 1 Büzülüp toplanma çekilme 2 Kasvet keder sıkıntı 3 Kabızlık peklik
İNKILÂB: Bir halden başka bir hale dönme
İNKIRAZ: Tükenme blitme kırılıp yok olma
İNKITÂ: Kesilme
İNKIYÂD: Boyun eğme mutî olma itaat etme
İNKİŞÂF: Gelişme ilerleme
İNS U CİN: İnsan ve cin
İNS: İnsan
İNŞÂ: Yapma vücuda getirme
İNŞİKÂK: İkiye ayrılma yarılma
İNŞİRAH: Ferahlamak sevinç duymak
İNŞİRAH-I SADR: Vicdan ferahlığıvicdan huzuru
İNTAK: Nutka getirmek söyleme yeteneği olmayanı söyletmek
İNTİBAK: Uyma uygun hale gelme Edebiyatta iki zıd şeyin ortak özelliğini bulup birleştirme
İNTİFÂ: Fayda sağlama menfaatlanma
İNTİŞÂR: Yayılma
İNZÂL: İndirme indirilme
İNZÂL-İ MENÎ: Üreme organından meni çıkması
İNZÂR: Korkutmak sakındırmak
İ'RÂB: 1 Düzgün konuşma ve hakikatı belirtme 2 Arapça kelimelerin sonundaki harf veya harekenin değişmesi
İRÂDE-İ CÜZ'İYYE: Allah tarafından insanın yetkisine bırakılan cüz'î irade İnsan iradesi
İRÂE: "Rü'yet"ten: Gösterme tayin etme
İ'RÂZ: Yüz çevirme başka tarafa dönme
İRBE: Kadına ihtiyaç duymayan erkek
İRCA': Döndürme geri çevirme
İRS: 1 Ölen kişinin mirasçılarına kalan mal veya para 2 Veraset soya çekim
İRŞAD: Doğru yolu gösterme
İRTİCÂ': Gerilik geriye gitme eskiyi isteme
İRTİDÂD: Din değiştirme dinden çıkma dinden dönme
İRTİFÂ': Yükseklik yükselme
İRTİHÂL: Vefat etmek ölmek
İRTİKÂB: 1 Kötü bir iş işleme 2 Rüşvet yeme
İS'ÂF: Birinin isteğini kabul edip yerine getirme
ÎSÂL: Ulaştırma vardırma
İSKÂT: (Sükut'tan) Susturma
İSKAT: 1 Düşürme aşağı alma 2 Hükümsüz bırakma iptal etme
İSKAT-I CENİN: Çocuk düşürme
İSM-İ ÂZAM: Allah Teâlâ'nın en büyük adı
İSM-İ FAİL: İş yapan kimse
İSM-İ HÂS: Özel isim
İSNAD-I MECAZÎ: Mecazî isnad bir sözün mecaz anlamını tercih etmek
İSNEYN: 1 Pazartesi günü 2 İki
İSRA: Gece yürüyüşü yürütme
İSTİÂB: İçine alma kaplama
İSTİÂRE: 1 Ödünç alma 2 Bir kelimenin mânâsını muvakkaten başka bir kelime hakkında kullanma
İSTİÂRE-İ TEMSİLİYYE: Teşbihin esas unsurlarından biri ile yapılan benzetme
İSTİÂZE: "Eûzü billâhi mineşşeyta-nirracîm" sözünü söyleyerek Allah'a sığınma eûzü çekme
İSTİB'ÂD: Uzaklaşma uzaklaştırma akıl dışı sayma
İSTİ'DÂD: 1 Alışma ünsiyet 2 Kabiliyet
İSTİDLÂL: Bir delile dayanarak bir şeyden netice çıkarmak Delil getirerek anlamak
İSTİDRÂC: 1 Derece derece yükselmeyi istemek 2 Fâsık veya kâfir olduğu belli bir şahsın gösterdiği harika
İSTİDRÂK: Yetişme nail olma
İSTİFA: Memuriyetten azlini istemek
İSTİFHAM: Anlamaya çalışmak soru sormak soru
İSTİFHAM-I İNKÂRÎ: Olumsuzu pekiştiren soru şekli "Hiç yapar mı?" ifadesindeki gibi
İSTİGÂSE: 1 Yağmur isteme yağmur duası etme 2 Yardım ve imdad isteme
İSTİĞFÂR: Af talep etme
İSTİĞNA: Gönül tokluğu
İSTİĞRAK: Bir şeyi baştan aşağı kaplamak Tasavvuf erbabının vecde gelip kendinden geçmesi İstiğrak lâmı: Bir cinsin bütün bireylerini içine alan belirtme edatı lâm-ı tarif diğer adıyla harfi tarif
İSTİHBÂR: Haber ve bilgi alma
İSTİHFÂF: Hafife alma önem vermeme hor görme
İSTİHLÂK: Tüketme kullanarak yok etme
İSTİHSÂL: Üretmek hâsıl etmek çoğaltmak
İSTİHSÂN: Beğenme iyi ve güzel bulma
İSTİHZÂ: Alay etmek
İSTİKBÂL: 1 Gelecek zaman 2 Gelen bir kimseyi karşılamak
İSTİKRÂ: 1 Gezme dolaşma âvârelik konuklama 2 Bir şey hakkında etraflı bilgi edinme
İSTİKRÂH: Kerih ve kötü görmek tiksinmek bir şeyi beğenmemek bir şeyi zorla yapma
İSTİLÂ: Bir yeri kuvvet kullanarak ele geçirmek
İSTİ'LÂM: 1 Selâm vermeyi isteme 2 Kâbe'yi tavaf esnasında Hacerü'l-Esved'i selâmlamak
İSTİ'MÂL: Kullanma
İSTİMDÂD: Yardım isteme
İSTİMRÂR: Devamlılık
İSTÎNÂF: 1 Yeniden başlama 2 Bidayet mahkemesinde verilen bir hükmün bir üst mahkemeye başvurarak feshini isteme
İSTİNÂFİYYE: 1 Yeniden başlamaya ait 2 İstinaf mahkemesine ait 3 Arapça'da bir soruya cevap anlamında bulunan cümle
İSTİNBÂT: Bir iş veya sözden gizli bir anlam çıkarmak tahmin etmek
İSTİNBÂT: Bir söz veya işten gizli bir mânâ çıkarma zımnen açık olmayarak dolayısıyla anlama
İSTİNKÂF: Kabul etmeme yüz çevirme çekimser kalma reddetme
İSTİNSÂH: Nüshasını çıkarma bir sûretini çıkarma kopye etme
İSTİSÂL: Kökünden sökmek
İSTİSHÂB: "Sohbet"den: Yanına alma yanına alınma
İSTİSKÂ: 1 Su isteme 2 Yağmur duasına çıkma 3 Vücudun bir yerinde su toplanması
İSTİŞÂRE: Müşavere etme danışma
İSTİŞHÂD: 1 Şahid gösterme Delil getirme belge 2 Şehid olma
İSTİTÂAT: Güç yetirme kudret
İSTİTÂR: Örtünmek kapanmak
İSTİVÂ: 1 Müsavî olma denk olma 2 Düz olma düzlük 3 Kaplama örtme 4 Ortada ve tam bir derecede bulunma
İSTÎZÂN: İzin isteme
İŞ'ÂR: 1 Yazı ile haber verme 2 Anlatmak bildirmek
İŞKİL: Kuşku zan
İŞMÂM: "Şemm"den 1 Koklatma koklatılma 2 Tecvid ıstılâhında harfin zamme harekesine işaret etme
İŞRÂK: "Şark"tan: 1 Güneşin doğması ve etrafı ışıklandırması 2 Parlama ışıklandırma
İŞTİÂL: Alevlenme tutuşma
İŞTİBÂH: Şüphelenme şüpheye düşme
İŞTİGÂL: Meşguliyet uğraşma
İŞTİHÂR: Şöhret bulma ün kazanma
İŞTİKÂK: Bir kökten parçalara ayrılmak Türeme
İŞTİRA: Satın alma
İŞTİYAK: Fazla arzu ve şevk Hasret çekmek özlemek
İTÂB: Azarlama tekdir etme
İ'TİKÂF: Bir yere çekilip tek başına ibadetle meşgul olmak
İ'TİNÂ: Çok dikkat etme özenme
İ'TİZÂL: 1 Bir tarafa çekilme 2 İşten çekilme 3 Vâsıl b Ata'nın kurduğu Mutezile mezhebini benimseme 4 Takımdan ayrılma
İ'TİZÂR: Özür dileme
İTKAN: 1 Muhkem sağlam kalma 2 İnanma emin olma
İTLÂF: Telef etmek ziyan etmek
İTMÂM: Tamamlama ikmâl etme
İTMİ'NÂN: Emin olma güvenme Kalbin mutmain olması Gönülden inanma
İTTİBÂ: Tâbi olma uyma ardısıra gitme
İTTİHAD: Birlik beraberlik
İTTİKÂ: Sakınma Takva ehlinden olma
İTTİRAD: Düzenli uygun biçimde sıra ile birbirini izleyen Biteviye
İTTİSÂF: Vasıflanmak bir sıfat sahibi olmak
İVAZ: Karşılık olarak verilen şey bedel
İVME: Acele etme koşma
İZÂFET: 1 İki şey arasındaki ilgi bağ 2 İsim tamlaması isim takımı
İZÂHÂT: Açıklamalar
İZÂLE: Giderme def etme yok etme
İZÂN: Zekâ anlayış
İZÂR: Belden yukarıya mahsus örtü peştemal futa
İZMÂR: Gizleme saklama
İZMİHLÂL: Yok olma mahvolma
İZZET: Değer şeref saygınlık
KABİH-KABİHA: Çirkin yakışıksız fena ayıp
KÂBİL: 1 Kabul eden kabul edici 2 Olan olabilir
KABİLİYET: Anlama anlayış kabul edebilirlik alabilirlik
KABİR: Mezar ölünün gömüldüğü yer
KABZ: 1 El ile tutma avuç içine alma kavrama 2 Bir malı teslim alma 3 Peklik kabız
KABZA: 1 Tutacak tutanak yeri sap 2 Bir avuç bir tutam bir el dolusu şey 3 Pençe
KADEM: 1 Ayak adım 2 Yarım arşın uzunluğunda bir ölçü 3 Uğur
KADER: Cenab-ı Hakk'ın kâinatta mevcut her şeyin bütün özelliklerini ezelden bilip takdir etmesidir
KADÎM: 1 Eski 2 Öncesini bilir kimse bulunmayan öncesi bilinmeyen şey Başlangıcı olmayan ötedenberi mevcut bulunan
KADİR-İ MUTLAK: Mutlak güçlü (Allah)
KADİR-U KAYYUM: Kadir ve Kayyum (Allah)
KADR: 1 Değer itibar onur haysiyet meziyet 2 Rütbe derece
KÂFÎ: Elveren yetişen yeter
KÂFİR: 1 Hakk'ı tanımayan bilmeyen 2 Allah'ın varlığına ve birliğine inanmayan 3 Küfreden küfredici 4 İyilik bilmeyen nankör
KAHHÂR: 1 Ziyadesiyle kahreden kahredici yok edici batırıcı 2 Allah'ın isimlerinden biri
KAHIR: 1 Aşırı üzüntü acı keder 2 Ezici davranış zulüm 3 Baskı ile iş gördürme zorlama
KÂHİN: 1 Gaipden haber verme iddiasında bulunan kimse falcı 2 İlkel dinlerin ruhani reisleri
KÂHİR: 1 Kahreden zorlayan 2 Üstün gelen ezen ezici 3 Yok eden ortadan kaldıran
KAHR: 1 Zorlama zorla bir iş gördürme 2 Üstün gelerek mahvetme batırma ezme 3 Çok kederlenme çok üzüntü duyma
KAİDE: 1 Esas temel 2 Usul nizam kural 3 Taban 4 Ayaklık 5 Yaprakların köke birleştiği yer
KAİDE-İ KÜLLİYYE: Açık sarih olan hükümler genel kurallar
KAİL: 1 Söyleyen diyen 2 Razı olmuş boyun eğmiş
KAL': Koparma koparılma sökme sökülme çıkarılma temelinden çekip atma
KALBEDEN: Değiştiren çeviren
KALP: 1 Yürek 2 Yürek hastalığı 3 Gönül 4 Her şeyin ortası ehemmiyetli alıcı noktası değiştirme çevirme
KÂM: 1 Meram arzu istek amel 2 Lezzet zevk
KAMER: Ay
KÂMİL: 1 Bütün eksiksiz tam 2 Kemale ermiş olgun 3 Geniş bilgili kültürlü bilgin
KANÛN: Devletin yasama kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her türlü nizam kaide
KARÂBET: Soyca yakınlık hısımlık akrabalık
KÂRBÂN: Kervan
KÂRHÂNE: 1 İş yeri iş yapılan yer dükkan
KÂRİ': 1 Kıraat eden okuyan okuyucu 2 Kur'ân'ı usulünce okuyan
KÂRİA: 1 Pek şiddetli rüzgâr 2 Ansızın gelen büyük belâ 3 Kıyamet 4 Belâdan kurtulmak üzere okunan "el-Kariâtü" sûresi
KARÎB: Yakın yakın olan uzak olmayan soyca yakın
KARÎN: 1 Yakın 2 Bir şeye sahip olan bir şeye nail olan 3 Hısım komşu arkadaş gibi yakın
KARÎNE: Karışık bir iş veya meselenin anlaşılmasına yarayan hal ipucu
KARÎNE-İ MANİA: Kelimenin gerçek anlamında alınmasına engel olan ipucu
KARN: 1 Boynuz 2 Yüz yıllık zaman 3 Vakit zaman 4 Yaşıt bir yaşta olan
KARÛN: 1 İsrailoğullarında zenginliği ile meşhur olan bir insan Krezüs 2 Çok zengin
KARYE: Köy
KARZ: 1 Ödünç verme ödünç alma 2 Ödünç verilen veya alınan şey borç
KARZ-I HASEN: Faizsiz verilen borç
KASEM: Yemin and
KASIR: 1 Kısa 2 Küsur
KÂSİB: Kesbeden kazanan kazanmak için çalışan kazanç sahibi
KASÎDE: Onbeş beyitten aşağı olmamak bütün beyitlerin ikinci mısraları en başta bulunan mısra ile kafiyeli bulunmak ve daha çok büyükleri övmek üzere yazılan nazım Koçaklama
KASR: 1 Kısa kesme kısaltma kısma 2 Azaltma kesme eksiklik 3 Köşk saray 4 Tahsis 5 Kıraatte uzatmadan okumak
KASR-I SALÂT: Seferde olan bir kimsenin dört rekatlı namazı ikişer rekat kılmakla namazı kısaltması
KASVET: 1 Katılık sertlik 2 Merhametsizlik acımasızlık 3 Sıkıntı gönül darlığı
KÂŞİF: Keşfeden bulan meydana çıkaran
KAT': 1 Kesme biçme 2 Halletme karar verme sona erdirme bitirme
KATİL: 1 Katleden öldüren 2 Adam öldüren kimse
KATL: Öldürme
KATL-İ ÂM: Halkı bütünüyle kılıçtan geçirme
KAVÂİD: Kaideler usüller kurallar
KAVÂİD-İ KÜLLİYYE: Genel kaideler kurallar
KAVÎ: 1 Kuvvetli güçlü 2 Güvenilir sağlam
KAVL (Kavil): Lakırdı söz söz atma
KAVL-İ İLÂHÎ: İlâhî söz
KAVLÎ: Söz ile ilgili söz olarak sözde
KAVM: 1 İnsan topluluğu 2 Bir peygamberin gönderildiği topluluk
KAYD: 1 Bağlanma bağlayacak şey 2 Bir yere yazma 3 Sınırlama belirtme 4 Önem verme unsurlama
KAYD-İ HAYAT: Yaşadığı sürece ölene dek
KAYLULE: Öğle uykusu
KAYSER: Eski Roma ve Bizans imparatorlarının lakabı hükümdar
KAYYUMİYET: Kendiliğinden eze-lî ve ebedî olarak var olmak
KAZÂ: 1 Allah'ın ezeldeki hükmü 2 Kadılık (ilçe) merkezi 3 Kadılık etme işi mahkemenin kararı hükmü 4 Yapma yapılma işleme 5 İstemeden yapılmış bir kötülük
KAZAYA: Kaziyeler önermeler işler meseleler
KAZF: İftira etmek isnat etmek kadına zina isnat etmek
KÂZİF: Bir kadına zina suçu isnat eden
KAZİYYE: 1 İş mesele dava 2 Önerme
KAZİYYE-İ BEDİHİYYE: Bedîhî kaziyye isbata muhtaç olmayan açık hüküm
KAZİYYE-İ MUHKEME: Kesin hüküm değişmez ilke
KEBAİR: Büyük günahlar
KEBÎRE: Büyük günah
KEBÎRU'L-MÜTEÂL: Açık ve gizli her şeyi bilen büyük ve yüce olan Allah Teâlâ
KEF: Köpük
KEFARET-KEFFARET: İşlenen bir günaha bir yeminin bozulmasına karşılık verilen sadaka
KEFERE: Kâfirler inanmayanlar
KEHANET: Kâhinlik gaipten haber verme falcılık
KEHLE: Bit
KELÂLE: 1 Akrabalığı uzaktan olma 2 Yorulma tükenme 3 Bıçak kör olma
KELAM: 1 Söz söyleyiş nutuk 2 Dil lehçe 3 Kelâm ilmi İslâmî inanç meselelerinden bahseden ilim
KELÂM-I NEFSÎ: İçten kendi kendine konuşma Cenab-ı Hakk'ın harf ses ve söz olmaksızın zatî kelamı
KELÂMÎ: 1 Sözle ilgili söze ait 2 Kelamcılar yolu
KELAMULLAH: Allah sözü Kur'-ân-ı Kerim
KELB: Köpek
KELB-İ AKUR: Salar azgın ısırıcı köpek
KELB-İ MUALLEM: Ava alıştırılmış köpek
KELEPİR: Zahmetsiz ücretsiz çok ucuz ele geçen
KEMAL: 1 Olgunluk olma 2 Eksiksizlik tamlık 3 Değer baha 4 Bilgi fazilet
KEMALAT: Faziletler olgunluklar insanın bilgi ve güzel ahlâkça tam ve olgun olması
KEMMİYET: 1 Sayı 2 Nicelik 3 Tekillik veya çoğulluk
KERAHET: 1 İğrenme istemeyerek zor altında yapma 2 Şeriatin yasaklamadığı fakat harama yakın olma ihtimali olan ve çekinilmesi gereken husus
KERAMAT: Kerametler velilerin olağanüstü işleri
KERH: İğrenme tiksinme istemeyerek zor altında yapma
KERHEN: İstemeyerek tiksinerek zor altında kalarak yapma
KERİH: İğrenç tiksindirici pis kokan
KERÎM: Kerem sahibi cömert ulu büyük
KERR Ü FER: Muharebede geri çekilerek tekrar hücuma geçme
KERR: Çekilme ve yeniden hücum etme
KESAD: 1 Kıtlık yokluk 2 Sürümsüzlük alış-veriş durgunluğu
KESAFET: 1 Sıkılık tokluk 2 Kalınlık yoğunluk 3 Saydam olmama 4 Koyuluk 5 Kalabalık
KESB: 1 Kazanma kazanç edinme 2 Geçimi sağlama için kullanılan âlet veya iş
KESBÎ: Sonradan kazanılarak olan
KESRET: 1 Çokluk bolluk ziyadelik 2 Kalabalık
KEŞF: 1 Açma meydana çıkarma gizli bir şeyi bulma bir sırrı öğrenme 2 Allah tarafından ermişlere ilham edilen gizliyi bilme yetisi
KEŞİŞ: Karabaş evlenmez rahip manastır rahibi
KETM: Gizleme sır tutma söylememe
KEYFEMAYEŞA: Nasıl isterse
KEYFEMETTEFAK: Rastgele her nasıl rastlarsa
KEYFİYET: 1 Nitelik bir şeyin nasıl olması 2 Bir olayın geçişi 3 Madde iş
KEZA: Böyle böylece bu dahi böyle
KEZALİK: Keza bu da öyle böylece
KEZZAB: Çok yalancı çok yalan söyleyen
KIBLE: Namazda yönelinen taraf Kâbe'nin bulunduğu taraf
KILADE: Gerdanlık
KILLET: Azlık kıtlık
KIRAAT-İ ÂSIM: Âsım kırâeti bizim kırâetimiz
KIRÂET: Okuma ibare sökme düzgün ve sürekli okuma Kur'ân okuma
KIRÂET-İ AŞERE: Kur'ân'ın on kırâet üzere okunması Kırâet imamları şunlardır: Nafi İbn Kesir Ebu Amr İbn Amir Asım Hamza Kisaî Ebu Cafer Yakub ve Halef
KIRAN: 1 Yakınlık 2 İki gezegenin bir burçta bulunması
KIRTAS: Kâğıt
KISAS: Kıssalar
KISAS: Öldürmenin öldürme yaralamanın yaralama ile cezalandırılması: Göze göz dişe diş gibi
KISAS-I ENBİYA: Peygamberlerin kıssaları
KISM: Parçalara ayrılmış şeyin her parçası çeşit
KISSA: Anlatılan gerçek veya uydurma olay hikâye
KISSÎS: Keşiş
KIST: Ölçü ve tartıda doğru davranma 2 Pay parça 3 Parça parça verilen bir şeyin bir defada ödenmesi
KISTAS: Terazi ölçü ölçü birimi
KIT'A: En az iki beyitten meydana gelmiş olan nazım parçası
KITAL: Vuruşma savaş
KIYAM: 1 Kalkma ayakta durma ayağa kalkma 2 Namazın ayakta kılınan kısmı 3 Bir işe kalkışma 4 Karşı koyma ayaklanma
KIYAMET: Ölümden sonra dirilme kıyamet günü
KIYAS MAA'L-FÂRIK: Birbirine benzemeyen şeyler arasında yapılan kıyas
KIYAS: 1 Bir şeyi bir şeye benzeterek veya ona göre tutarak hüküm verme 2 Benzetme genel kurala uydurma 3 Hakkında âyet ve hadis olan benzerlerine göre hükmetme
KIYAS-I CELÎ: Açık ve belirli olan kıyas
KIYAS-I FÂSİDE: Yanlış bozuk geçersiz kıyas
KIYAS-I HAFİ: Gizli belirsiz kıyam
KIYASÎ: Kıyasan uygun olan
KIYMET: Değer tutar bedel itibar onur
KİBR: Büyüklük büyük olma büyüklük taslama yüksekten bakma
KİBRİYA: 1 Büyüklük ululuk 2 Allah
KİFAF-KEFAF: 1 Bir şeyin misli miktarı 2 İhtiyaca yetecek kadar rızık yiyecek
KİLAB: Köpekler
KİNÂYE: Doğrudan doğruya değil dolaylı anlam taşıyan söz
KİSRA: Eski İran hükümdarlarının lakabı
KİSVE: Elbise özel kıyafet kisbet
KİTABET: Yazmak kâtiplik
KİTAB-I EKMEL: En mükemmel kitap Kur'ân
KİTAB-I MÜBİN: Açık hak ile batılı ayıran kitap Kur'ân-ı Kerim
KİTAB-I MÜNİR: Nurlu kitap Kur'ân-ı Kerim
KİTABULLAH: Allah kitabı Kur'-ân-ı Kerim
KİTMAN: Sır saklama kimseye sır açmama hali sır tutarlık
KUBH: Çirkinlik çirkin iş
KUBUR: Mezarlar kabirler
KUDRET: 1 Güç 2 Allah'ın bütün varlıkları kuşatmış olan gücü 3 Varlık zenginlik 4 Ehliyet becerebilme
KUDRET-İ BÂLİGA: Kemal bulmuş güç
KUDSÎ: Kutsal melekut ve lâhut âlemine mahsus
KUDUM: 1 Uzak bir yerden uzun bir yoldan gelme 2 Ayak basmaTeşrif etme
KULUB: Kalpler gönüller
KURBET: 1 Yakınlık Allah'a yakınlık 2 Hısımlık akrabalık
KURUN: Zamanlar devirler büyük tarih bölümleri
KURUN-İ ÂHİRE: Son asırlar
KURUN-İ KADİME: Eski çağlar
KURUN-İ SÂLİFE: Geçmiş asırlar
KURUN-İ ULÂ: İlk çağlar
KURUN-İ VUSTA: Orta çağlar
KUUD: Oturma namazın oturarak kılınan kısmı
KUVVE: 1 Kuvvet güç 2 Fikir niyet 3 Yeti 4 Nitelik 5 Duyu
KUVVET: Güç takat kudret
KÜFFAR: Kâfirler inkârcılar
KÜFR: 1 Allah'a inanmama ve ona ortak koşma 2 Dinsizlik imansızlık kâfirlik 3 Nankörlük 4 Kaba ayıp söz söyleme sövme
KÜFRAN: Görülen bir iyiliği unutma
KÜFRAN-I NİMET: Nankörlük
KÜHULET: Orta yaşlılık olgunluk çağı
KÜLFET: Zahmet zor iş
KÜLLÎ: Genel bütün çok tümel
KÜLLİYAT: Bütün hepsi bir yazarın bütün eserleri
KÜLLİYET: Genellik bütünlük çokluk
KÜNH: Bir şeyin aslı temeli dip kök öz
KÜNYE: Künye kişinin kimliğinin yazılı olduğu kâğıt veya levha
KÜRRE: Küre yuvarlak top
KÜRRE-İ ARZ: Yerküre dünya yeryüzü
KÜRSÎ: 1 Oturulacak yüksekçe yer taht makam 2 Arş-ı a'lâ'nın altında bulunan yer ve gökleri kuşatan alan
KÜSUF: Güneş tutulması
KÜTÜB: Kitaplar
KÜTÜB-İ EHADİS: İlâhî kitaplar: Tevrat Zebur İncil Kur'ân-ı Kerim
KÜTÜB-İ MÜNZELE: Allah tarafından indirilmiş olan kutsal kitaplar
KÜTÜB-İ SÂLİFE: Geçmiş eski kitaplar
KÜTÜB-İ SİTTE: Altı hadis kitabı: Buhârî Müslim İbn Mâce Ebu Davud Tirmizî Nesaî

LÂBÜD: 1 Çok gerekli mutlaka 2 Ayrılık yok
LÂEDRİYYE: Şüphecilerle alakalı Şüphecilik üzerine kurulu felsefe ekolü
LAFZÎ: Sözlü
LAĞV: 1 Faydasız boş şey 2 İptal etmek 3 Hata etmek 4 Hükümsüz kılmak
LÂHIK: 1 Yetişen ulaşan erişen 2 Namaz başlangıcında imama uymuşken ayrılarak tekrar namaz bitmeden imama uyan kimse
LÂHİN: Kur'ân-ı Kerim'i okurken telaffuzunda yanlışlık yapan
LÂHUTÎ: Uluhiyet âlemiyle ilgili
LÂHÜT: İlâhî âlem ulûhiyet âlemi
LAHZA: En kısa zaman an
LÂİN: Lânet eden
LAÎN: Lânetlenmiş
LÂMEKÂN: Yersiz yurtsuz mekansız
LÂM-I TARİF: İsimlerin başına getirilen belirleme edatı
LÂYEZÂL: Zevâl bulmaz yok olmaz
LEBBEYK: Buyurunuz emrediniz
LEDÜNNİYAT: Allah'ın sırlarına ait bilgi mecazen bir şeyin iç yüzü
LEFF-Ü NEŞR: Sarıp bağlama ve çözüp yayma Birkaç isim yazdıktan sonra onların her birine ait özellik veya görevleri ayrıca sıralama Bu sıralama isimlerin sırasına uygun sırada olursa "mürettep" adını alır Olmazsa "müşevveş" adını alır
LEMYEZEL: Yok olmayan
LETÂİF: Lâtifeler incelikler
LEVH-İ MAHFÛZ: Allah yanında her şeyin yazılı bulunduğu manevî levha
LEVM: Çekiştirme kötü söyleme kınama
LEYL Ü NEHÂR: Gece ve gündüz
LEYL: Gece
LEYLE-İ AKABE: Nübüvvetin 11 yılında Mekke dışında Akabe denilen yerde Medine halkından bir topluluğun Hz Muhammed (sav) ile konuşup İslâm'ı kabul ettikleri gece
LEYLE-İ Mİ'RÂC: Mi'râc gecesi
LİAN: Lânetleşmek İki kişinin birbirini lânetlemesi
LİAYNİHÎ: Aynı kendisi bizzat kendisinden dolayı
LİBAS: Elbise
LİVÂTA: Erkekler arasındaki cinsî münasebet cinsel sapıklık
LİVÂÜ'L-HAMD: Hz Muhammed (sav)'in ahiretteki sancağı
LİVECHİLLAH: Allah adına
LİZÂTİHÎ: Kendisi bizzat
LUTF-İ İLÂHÎ: Allah'ın ihsanı
LÜBB: 1 İç öz 2 Akıl 3 İçli şeyin içi
LÜMEZE: Herkesi ayıplama
MAA: Beraber birlikte
MAAD: 1 Dönüp gidilecek yer 2 Ahiret 3 Dönüş geri gidiş 4Dünya'dan sonraki hayat 5 Gaye amaç ulaşılacak yer
MAA-HÂZA: Bununla beraber bununla birlikte
MAAMÂFİH: Bununla beraber
MAASÎ: Âsilikler isyanlar günahlar
MAAZALLAH: Allah korusun Allah saklasın
MABA'D-TABİA: Fizikötesi metafizik
MA'BUD: Kendine ibadet olunan tapılan Allah
MÂCİN: Hileyi hile yolunu öğreten
MADDE: 1 Madde 2 Maya cevher 3 Cisim
MADDE-İ ÛLÂ: İlk cevher
MADDİYET: Gözle görülür elle tutulur şey
MADDİYYAT: Gözle görülür elle tutulur şeyler
MADDİYYUN: Maddenin ezelî ve ebedî olduğuna inananlar materyalistler
MA'DUM: Yok olan mevcut olmayan
MÂDÛN: Alt aşağı alt derece emir altında bulunan
MAFEVK: Üst yukarı üst derecede bulunan kimse âmir
MA'FÜVV: 1 Suçu bağışlanmış affolunmuş 2 Muaf tutulan istisna edilen
MAĞFUR: Günahları bağışlanmış ölmüş kimse rahmetli olmuş
MAĞRİB: Batı garb batı tarafında olan yerler
MAĞRİBÎ: Batılı mağribli
MAĞRİFET: Allah'ın kullarını bağışlaması yarlıgaması
MAĞŞUŞ: Karışık katışık saf olmayanSİKKE-İ MAĞŞUŞ: Karışık hileli madenî para
MAHALL: Yer
MAHARET: Ustalık beceriklilik
MAHBUB: Sevilmiş sevilen sevgili
MAHFÎ: Gizli saklı
MAHFUZ: 1 Saklanmış korunmuş 2 EzberlenmişLEVHİ MAHFUZ: Allah tarafından takdir edilenlerin ezelde yazılı bulunduğu levha
MÂHİR: Maharetli hünerli becerikli
MAHİYET: Bir şeyin aslı esası içyüzü özü
MAHKEME: Davaların görülüp karara bağlandığı yer
MAHKEME-İ KÜBRA: Âhirette Allah huzurunda kurulacak büyük mahkeme
MAHKÛM: 1 Hükmolunan birinin hükmü altında bulunan 2 Hüküm giymiş 3 Katlanma zorunda olma
MAHLAS: 1 Kurtulacak yer 2 Bir kimsenin takma adı mahlası
MAHLÛK: Yaratılmış yaratık
MAHMUD: 1 Hamd olunmuş övülmüş övülmeye layık 2 Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak için getirdiği filin adı
MAHMUL: 1 Yüklenmiş 2 Bir şeyin üzerine kurulmuş
MAHREC: 1 Dışarı çıkacak çıkılacak kapı 2 Ağızdan harflerin çıktığı yer
MAHREK: 1 Hareketli bir noktanın takip ettiği yol 2 Bir gezegenin bir devrede üzerinden gittiği farzolunan dairevî hat yörünge
MAHSUSÂT: Gözle görülür şeyler
MA'HUD: 1 Ahdolunmuş bilinen sözleşilen 2 Sözü geçen
MAHV: 1 Yok etme ortadan kaldırma 2 Beşerî noksanlardan kurtulma hali
MAHZUF: Silinmiş kaldırılmış gizli tutulmuş
MAHZUR: Sakınılacak korkulacak şey engel sakınca
MÂİ': 1 Men eden alıkoyan engel olan 2 Engel özür
MAİDE: 1 Yemek yenilen sofra yemek ziyafet 2 Kur'ân-ı Kerim'in 5 sûresi
MAİŞET: Yaşama yaşayış geçinme geçinmek için lüzumlu şey
MAİYYET: Beraberlik arkadaşlık bir büyük memurun emrinde bulunma
MAKAM: 1 Durulan durulacak yer 2 Memuriyet memurluk yeri
MAKAM-I İBRAHİM: Kâbe'de bulunan ve Hz İbrahim'in ayak izi olduğu söylenen taş
MAKAM-I MAHMUD: Peygamberimizin cennetteki makamı şefaat makamı
MAKARR: Durulan yer karargâhocak merkez başkent payitaht
MAKBUZ: 1 Alınmış alındı belgesi 2 Sıkılmış daraltılmış
MAKLÛB: Altı üstüne getirilmiş ters çevrilmiş başka şekle sokulmuş
MAKSUD: Kastolunan istenilen şey emel
MAKSURE: Camilere etrafı parmaklıklı yüksekçe yer
MAKTUL: Vurulmuş öldürülmüş katledilmiş
MA'KUL: Akla uygun akıllıca iş gören anlayışlı mantıklı
MAL: Varlık para kıymetli eşya
MÂLİK: Sahip bir şeyi olan bir şeye sahip olan
MÂLİKÜ'L-MÜLK: Mülkün sahibi Allah
MA'LUL: İlletli hastalıklı sakat
MA'LÛM: Bilinen belli
MA'LUMAT: Bilinen şeyler biliş bilgi
MAMÛRE: İnsan bulunan bayındır şenlikli yer şehir kasaba
MÂNÂ: 1 Anlam 2 İçyüz 3 Akla yakın sebep 4 Rüya düş
MÂNEVİYE: İyilik ve kötülük ilâhı diye iki ilâha inanmaktan ibaret batıl bir mezhep olup zerdüştlerden alınmıştır
MANEVİYYAT: Maddî olmayan manevî olan hususlar
MANSUB: Nasbolunmuş konmuş dikilmiş nesne
MANTIK: 1 Söz 2 Mantık ilmi vasıta ve delil arasında tutarlılık
MANTIKU'T-TAYR: Kuş dili Feridüddin Attar'ın meşhur eseri
MANTUK: Söylenmiş denilmiş söz kelam nutuk mefhum
MARAZ: Hastalık illet
MA'RİFE: Mânâ ve mefhumu belirtilmiş olan söz belirli
MA'RİFET: 1 Herkesin yapamadığı ustalık ustalıkla yapılmış olan şey 2 Bilme biliş bilgelik
MA'RİFETULLAH: Allah'ı tanıma bilme
MARUF: 1 Bilinen tanınan meşhur ünlü 2 Şeriatin emrettiği uygun gördüğü
MASARİF: Sarfolunanlar harcananlar
MASDAR: 1 Bir şeyin çıktığı yer temel kaynak 2 Fiil kökü
MASHARA: Maskara soytarı
MÂSİVA: 1 Bir şeyden başka olanların hepsi 2 Dünya ile ilgili olan şeyler 3 Al

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.