O İle Başlayan Deyimler |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
O İle Başlayan DeyimlerO İle Başlayan Deyimler Ocağı kör kalmak: Soyunu sürdürecek çocuğu bulanmamak soyu tükenmiş olmak![]() Ocağına düşmek: Birine yardım etmesi için yalvarmak koruması için sığınmak "Ocağına düştüm ağam beni bu işten ancak sen kurtarırsın!"Ocağına incir dikmek: Birinin evini barkını dağıtmak düzenini alt üst etmek yuvasını yıkıp toparlanamaz hâle getirmek "Bende senin ocağına incir dikmezsem dedi ama dediğine pişman oldu "Ocağını söndürmek: Ailenin dağılmasına sebep olmak çoluk çocuğunu yok etmek "Ocağımı söndürdü katiller!"Oğul balı: 1 Evlât evlâdın ana babaya yansıyan geliri 2 Oğul arılarının yaptığı bal![]() Oğul vermek: Oğul arılarının bir bölüğü kovandan ayrılıp başka bir kovana gitmek yeni bir oğul arısı topluluğu meydana getirmek![]() Okkalı kahve: Bol kahve ile yapılmış ve büyük fincana konmuş kahve "Bir okkalı kahve daha çek usta!"Okka çekmek: Hacminden daha fazla ağır gelmek ![]() Okkanın altına girmek: Haksız yere eziyet çekmek zarar ve ceza görmek "Uyanık ol da okkanın altına gireyim deme tamam mı?"Ok yaydan çıkmak: Geri dönülemeyecek bir iş yapmak söz söylemek ya da bir harekette bulunmak "Ok yaydan çıktı bir kere çaresiz dövüşeceğiz "Ola ki ![]() ![]() : Belki olur ya olabilir ki![]() ![]() "Ola ki bir daha karşılaşırız "Olan biten: Olup geçenler olanların hepsi meydana gelenler "Olan bitenden hiç haberim olmadı "Oldu bittiye getirmek: Emrivaki yapmak geri dönülmesi güç ve imkânsız bir durum oluşturmak "Oldu bittiye getirerek tarlayı satın aldılar "Oldum bittim (veya oldum olası): Başından beri öteden beri ilk zamandan beri kendimi bildiğimden beri "Oldum bittim kızarım bu adamlara "Oldu olacak kırıldı nacak: "Olanlar oldu iş işten geçti olanlar geri dönülemeyecek bir durum aldı bunu kabul etmek gerek" anlamında kullanılır![]() Olmayacak duaya amin demek: Sonuç vermeyecek bir işle uğraşmak ya da buna destek vermek ![]() Olur olmaz: 1 Meydana gelmesinden hemen sonra 2 Rast gele sıradan 3 Gerekli gereksiz yerli yersiz önemli önemsiz durumu gözetilmeden yapılan (iş) ya da söylenen (söz)![]() Oluruna bırakmak: Bir işin yapılabildiği olabildiği kadarıyla yetinmek müdahale etmeden bekleyip sonucuna ne olursa olsun razı olmak "Artık oluruna bıraktık işi "Omuz omuza: 1 Birbirine destek vererek dayanışarak 2 Yan yana çok sıkışık "Omuz omuza vererek bu zorluğun altından kalkmamız mümkün "Omuz silkmek: Aldırmamak önem vermemek benimsememek "Sana bunu alacağım dedim ama o omuz silkti "On parmağında on kara: İnsanlara leke sürmeyi kara çalmayı iftira atmayı huy edinmiş (kimse)![]() On parmağında on marifet: Çok hünerli becerikli ustalığı çok elinden her iş gelir![]() Onuruna dokunmak: Onurunu haysiyetini incitmek "Dikkatli ol birinin onuruna dokunacak iş yapma "Oralarda (oralı) olmamak: Anlamamış sezmemiş gibi davranmak "O sözler ona söyleniyordu ama hiç oralı olmadı "Ortada kalmak: 1 Yersiz yurtsuz kalmak barınacak yer bulamamak 2 İki şey arasında kalmak 3 (Bir şeyi) kimse üzerine almamak "Belediye evlerini yıkınca çoluk çocuk öylece ortada kaldılar "Ortadan kalkmak: 1 Görünmez bulunmaz olmak 2 Yok olmak "Sis ortadan kalktı "Ortadan kaybolmak: Nereye gittiği bilinmemek sezdirmeden gitmek görünmez hâle gelmek "Ali ortadan kayboldu "Orta hâlli: Ne zengin ne yoksul ne iyi ne kötü ne çirkin ne güzel "Onlar orta hâlli bir ailedirler "Ortalığı birbirine katmak: Kargaşa çıkarmak herkesi birbirine düşürmek "Şimdi gelip ortalığı birbirine katacak diye korkuyorum "Ortalık düzelmek: Tedirginlik kalmamak toplum içindeki karışıklık yok olmak "Çok şükür ortalık düzeldi "Ortalık karışmak: Kargaşa çıkmak toplumda düzensizlik baş göstermek "Ortalık yine karıştı insanlar birbirine girdi "Orta malı: 1 Herkesin yararlandığı (şey) 2 Her isteyenle ilişkide bulunan "Benim bisikletim orta malı mı ki herkes binmeye çalışıyor "Ortaya dökmek: 1 Gizli olan ne varsa açıklamak 2 Çıkarıp göstermek "Bütün sırlarını ortaya dökmek için harekete geçti "O tarakta bezi olmamak: Bir şeyle bir işle ilişiği bulunmamak o şeyle ilgilenmemek "O tarakta bezi olacağını hiç sanmam "Ot yoldurmak: Çok güçlük çıkarmak zor bir iş gördürmek çok uğraştırmak![]() Oya koymak: Bir işin sonucunu belirlemek üzere oy verilmesini istemek oylama yoluyla bir topluluğun görüşünü almak "Bu görüşü oya koymayı teklif ediyorum kabul edenler el kaldırsınlar "Oy birliği: Bir toplantıya katılan bir meseleyi konuşan kimselerin aynı düşüncede olup aynı yönde oy kullanmaları "Sınıf başkanını oy birliği ile seçtik "Oyuna gelmek: Aldatılmak tuzağa düşürülmek "Onların oyununa gelmemeye çalış dikkatli ol "Oyunbozanlık etmek: Mızıkçılık etmek birlikte yapılması gereken işten tek taraflı vazgeçmek "Oyunbozanlık etme de gel birlikte eğlenelim "Oyun etmek: Aldatmak kurnazlıkla birini tuzağa düşürmek "Bana kötü bir oyun ettiler "
|
|
|
|