![]() |
E-F...İle Baslayan Deyiler Ve Aciklamasi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() E-F...İle Baslayan Deyiler Ve AciklamasiEcel aman verirse: Ölmezsem ![]() ![]() ![]() Ecel teri dökmek: Çok korkmak ![]() ![]() ![]() ![]() Eceli gelmek: Ölmek ![]() ![]() ![]() ![]() Eceline susamak: Ölümüne yol açacak kadar tehlikeli işlere girişmek ![]() ![]() Eciş bücüş: Çarpuk çurpuk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Edebiyat yapmak: Bir işe yaramayan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Efkâr dağıtmak: Sıkıntıyı gidermek ![]() ![]() ![]() Eğri (gözle) bakmak: Kötü düşünce besleyerek bakmak ![]() ![]() ![]() Ekmeğinden etmek: İşinden çıkarmak veya atmak ![]() ![]() Ekmeğine yağ sürmek: Birinin yararına göre eylemde bulunmak ![]() ![]() ![]() Ekmeğini kazanmak: Geçimini temin edecek ![]() ![]() ![]() ![]() Ekmeğini taştan çıkarmak: En zor işleri bile yapıp geçimini sağlayacak beceriklikte olmak ![]() ![]() ![]() Ekmek elden su gölden: Kendisi kazanmayıp başkalarının kazancı ile geçinen kimselerin durumunu anlatmak için kullanılır ![]() Ekmek kapısı: Çalışıp para kazanılan ![]() ![]() ![]() ![]() Ekmek parası: Kazanç ![]() ![]() ![]() Eksik gedik: Ufak tefek ihtiyaçlar ![]() ![]() Ekşi yüz: Somurtkan ![]() ![]() ![]() El açmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() El altından: Kimsenin haberi olmadan ![]() ![]() ![]() El atmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() El ayak çekilmek: Ortalıkta kimse kalmamak ![]() ![]() ![]() El basmak: Yemin etmek ![]() ![]() ![]() El çabukluğu: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elde avuçta bir şey kalmamak: Parasını ![]() ![]() ![]() ![]() Elde etmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elde kalmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elden ayaktan düşmek (veya kesilmek): Yaşlılık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elden çıkmak: Malı olmaktan çıkmak ![]() ![]() Elden düşme: Az kullanılmış ![]() ![]() Elden ele dolaşmak: Pek çok kişi tarafından kullanılmak ![]() ![]() ![]() Elden geçirmek: Eksiklikleri düzeltmek ![]() ![]() ![]() ![]() Elden gitmek: Bir şeyi yitirmek ![]() ![]() ![]() Ele almak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ele avuca sığmamak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ele geçirmek: Sahip olmak ![]() ![]() ![]() El elde baş başta: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elekten geçirmek: Titizlikle seçmek; iyiyi kötüyü ![]() ![]() ![]() El ele vermek: Güçleri birleştirip işbirliği yapmak ![]() ![]() ![]() El emeği: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ele vermek: Bulunduğu yeri haber vererek suçluyu yakalatmak ![]() ![]() Eli açık: Cömert ![]() ![]() ![]() ![]() Eli ağır: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eli altında olmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eli ayağı buz kesilmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eli ayağı tutmak: İş yapabilecek güçte olmak ![]() ![]() ![]() Eli bayraklı: Kavgacı ![]() ![]() ![]() ![]() Eli bol: Cömert ![]() ![]() ![]() ![]() Eli boş dönmek: Umduğunu alamadan geri dönmek ![]() ![]() Eli böğründe kalmak: Çaresiz kalmak ![]() ![]() ![]() ![]() Eli cebine gitmemek (veya varmamak): Cimri olmak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eli çabuk: Süratli iş gören ![]() ![]() Eli darda: Geçimi için para sıkıntısı çeken ![]() ![]() Eli değmemek: Bir işi yapmaya zaman bulamamak ![]() ![]() Elifi görse mertek sanır: Cahil ![]() ![]() ![]() ![]() Eli hafif: İncitmeden ![]() ![]() ![]() Eli kalem tutmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Elinden iş çıkmamak: Çabuk iş yapamamak ![]() ![]() ![]() Elinden tutmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eline düşmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eline su dökemez: Sözü edilen kişi ![]() ![]() ![]() Elini çabuk tutmak: Hızlı davranmak ![]() ![]() ![]() Elini kana bulamak: Birini öldürmek veya yaralamak ![]() ![]() ![]() Elini kolunu sallaya sallaya gelmek: Bir işten sonuç almaksızın dönmek ![]() ![]() Elini kolunu sallaya sallaya gezmek: Pervasızca ![]() ![]() ![]() işlemesine rağmen elini kolunu sallaya sallaya gezmesi şaşılacak şey doğrusu ![]() Elinin hamuruyla erkek işine karışmak: Anlamadığı ![]() ![]() ![]() Elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak: Çok nazlı olmak ![]() ![]() ![]() ![]() Eli sıkı: Kolay para harcamayan ![]() ![]() ![]() ![]() Eli uzun: Hırsız ![]() ![]() Eli varmamak: Bir işi yapmaya gönlü razı olmamak ![]() ![]() Eli yatmak: Bir işe eli alışkın olmak ![]() ![]() Eliyle koymuş gibi bulmak: Aradığı şeyi söylenen yerde çok kolay bulmak ![]() ![]() El kadar: Küçük ![]() ![]() ![]() El kaldırmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() El kapısı: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() El koymak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elle tutulur gözle görülür: Çok açık ![]() ![]() El oğlu: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() El sürmemek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() El uzatmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() El üstünde tutulmak: Çok değer verilip sevilmek ![]() ![]() ![]() El yordamıyla: Tahminlerine ![]() ![]() ![]() Emeği geçmek: Bir şeyin yapılmasında kendisinin de katkısı bulunmak ![]() ![]() Emek vermek: Bir şeyin meydana gelmesi için özenle ve çok çalışmak ![]() ![]() ![]() Emir kulu: Kendisine emredilen işi yapmak zorunda olan kimse ![]() ![]() Eninde sonunda: Nihayet ![]() ![]() ![]() Enine boyuna: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ensesi kalın: Parası çok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ensesinde boza pişirmek: Sıkıştırıp tedirgin etmek ![]() ![]() ![]() Ensesine yapışmak: Yakalamak ![]() ![]() Ense yapmak: Yemek ![]() ![]() ![]() ![]() Er geç: Ne zaman olsa ![]() ![]() ![]() Esamisi okunmamak: Adı anılmamak ![]() ![]() ![]() Es geçmek: Dikkate almamak ![]() ![]() ![]() Esip savurmak: Bağırıp çağırmak ![]() ![]() ![]() Eski çamlar bardak oldu: Devir değişti ![]() ![]() ![]() Eski defterleri karıştırmak: Eski olayları ![]() ![]() ![]() ![]() Eski hamam eski tas: Hiçbir şey değişmemiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski kafalı: Yeniliğe açık olmayan ![]() ![]() Eski kurt: Tecrübeli ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski toprak: Yaşlılığına rağmen dinçliğini ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eşeğini sağlam kazığa bağlamak: İşini güvenli kılacak önlemler almak ![]() ![]() ![]() Eşek kadar: Büyük ![]() ![]() ![]() Eşek sudan gelinceye kadar dövmek: Adamakıllı ![]() ![]() ![]() Eşek şakası: Ağır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eşiğine yüz sürmek: Bir isteğinin yerine getirilmesi için bir kimseye yalvarmak ![]() ![]() ![]() Eşiğini aşındırmak: Bir işi yaptırmak ![]() ![]() ![]() Eşref saat: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eteği ayağına dolaşmak: Telâş ![]() ![]() Eteğine yapışmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Etekleri tutuşmak: Çok telâşlanmak ![]() ![]() ![]() Etekleri zil çalmak: Çok sevinmek ![]() ![]() ![]() Etek öpmek: Yaltaklanmak ![]() ![]() ![]() Eti ne butu ne?: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eti senin kemiği benim: Çocuk velilerinin öğretmene ya da ustaya çocuğun eğitiminde kendine tam yetki verdiğini anlatmak için söylenir ![]() Et kafalı: Akılsız ![]() ![]() ![]() Etliye sütlüye karışmamak: Kendini alâkadar etmeyen meselelerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Etrafında dört dönmek: İstediğini elde etmek amacıyla bir kimsenin ![]() ![]() ![]() ![]() Et tırnak olmak: Sıkı bir ilişkiye girmek ![]() ![]() Ettiğini bulmak: Yaptığı bir kötülüğün cezasını görmek ![]() Ev açmak: Ayrı bir eve çıkmak ![]() ![]() ![]() Evde kalmak: Yaşı ilerleyen kızın evlenememesi ![]() ![]() Evdeki hesap çarşıya uymamak: Önceden tasarlanan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evlât acısı gibi içine çökmek: Kaybettiği bir şey için çok üzülmek ![]() ![]() Eyere de gelir semere de: Her işe uyar ![]() ![]() ![]() Eyüp sabrı: Peygamberlerden Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eyvallah demek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eyvallah etmemek: Minnet altına girip boyun eğmemek ![]() ![]() ![]() Ezbere iş görmek: İncelemeden ![]() ![]() ![]() ![]() Ezilip büzülmek: Güç bir duruma düştüğünü ![]() ![]() ![]() ![]() -F- Faka basmak: Tuzağa düşmek ![]() ![]() Fareler cirit oynamak: Bir yer ıssız olmak ![]() ![]() ![]() Farkına varmak: Gözüne çarpmak ![]() ![]() ![]() ![]() Felce uğramak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Feleğin çemberinden geçmek: Hayatta çok günler görmüş ![]() ![]() ![]() ![]() Fellik fellik aramak: Telâşla ![]() ![]() ![]() Felsefe yapmak: Olayların sebep ve sonuçları üzerine kendince birtakım soyut düşünceler ileri sürmek ![]() Fena etmek: Kötü duruma düşürmek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fener alayı: Bayram gecelerinde kalabalık halk topluluklarının ![]() ![]() Feragat sahibi: Gönlü tok ![]() ![]() ![]() Fermanlı deli: Deli olduğu herkesçe bilinen ![]() ![]() ![]() Ferman dinlememek: Kural ![]() ![]() ![]() ![]() Fesat kumkuması: Tamamiyle kötülük düşünen ![]() ![]() ![]() Fırıldak çevirmek: Düzen kurmak ![]() ![]() Fırsat düşkünü: Çıkar sağlamak ![]() ![]() ![]() Fikir almak: Birinin düşüncesinden yararlanmak ![]() ![]() Fikir vermek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fikir yürütmek: Bir konu üzerinde kendi düşüncesini söylemek ![]() ![]() ![]() Fincancı katırlarını ürkütmek: Zararı dokunacak bir kimsenin hoşuna gitmeyen bir davranışta bulunmak ![]() ![]() Fink atmak: Hiçbir şeye aldırmadan gönlünce gezip eğlenmek ![]() ![]() Fiskos etmek: Birilerinin bulunduğu bir yerde birkaç kişi gizlice ve alçak sesle konuşmak ![]() Fitil olmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Fitne sokmak: İnsanları birbirine düşürecek ![]() ![]() ![]() Fiyat biçmek: Bir şeyin değerini belirlemek ![]() ![]() ![]() Fiyatı dondurmak: Fiyatın yükselmesini önlemek ![]() ![]() ![]() Fiyat kırmak: Fiyatı birilerinin verdiğinden az vermek ![]() ![]() ![]() Fol yok yumurta yok: Ortada (bir konu ile ilgili) hiçbir belirti olmadığı hâlde varmış gibi bir kuşkuya düşmek ![]() ![]() ![]() Fora etmek: Açmak ![]() ![]() ![]() Formül bulmak: Bir çözüm ![]() ![]() ![]() Forsu kalmamak: Sözü geçmez olmak; bir konuda saygınlığı ![]() ![]() ![]() Foyası meydana çıkmak: Yalanı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fukara babası: Yoksulları koruyup gözeten ![]() ![]() ![]() Funda demir etmek: Demir atma komutu vermek ![]() ![]() Fütur getirmemek: Bezginlik getirmemek ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|