08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mevlid Kutlamalari Bidat Midir?
Sual: Mevlid Kandili kutlamaları için bazıları bidat diyorlar kutlamak caizmidir?
Cevap: MEVLİD KUTLAMALARI BİDAT MIDIR?
Bismillahirrahmanirrahim
Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed (S A V ) Efendimizin doğumunu anlatmak için kullanılan “mevlîd-i nebî” Türkçemiz’de kısaca mevlid kandili olarak anılır Mevlid törenleri İslâm dünyasında yaygınlık kazanarak günümüze kadar devam etmiştir Esasen Resûlullah (S A V ) Efendimizin doğum yıldönümünü kutlama maksadıyla başlayan mevlid töreni giderek, Kadir, Mi‘rac, Regaib ve Berat gecelerinde veya sünnet, evlenme, ölüm, deprem gibi önemli olaylar vesilesiyle yapılmaya baş-lanmış ve toplumsal geleneğimizde yer alan önemli bir dinî-kültürel öğe olmuştur
Mevlid okuma ve okutmanın bid‘at olduğu şeklinde birtakım iddia-lar gündeme getirilmiştir Bid‘at, Hz Peygamber (S A V ) Efendimiz zamanında olmayan “dinî” mahiyetli bir hususun sonradan dine sokuştu-rulması, dinden sayılması olarak tarif edilir Mevlid okuma ve okutmanın bid‘at olarak nitelendirilebilmesi için ona, “Ölünün kırkıncı gününde ve-ya sene-i devriyesinde mevlid okutmak gereklidir” demek gibi dinî bir gereklilik veya ibadet şeklinde bir muhteva yüklenmesi gerekir Mevlid okumanın gerekli, vâcip veya mendup olduğu iddia edilmediğine, en faz-la bunun hoş ve güzel bir gelenek olduğu bilinip kabul edildiğine göre bunun bid‘at olarak değerlendirilip, insanların kafasına kuşku sokmak son derece yanlıştır
“Mevlid okunacağına hatim okunsa, Kur’an-ı Kerim’den bir bölüm okunsa daha sevap ve daha faziletli olmaz mı?” şeklindeki bir itiraz da yersizdir Kur’an-ı Kerim okumak, namaz kılmak daha sevap ve faziletli bir davranıştır, ama burada mesele sadece sevap meselesi değildir Mevlid, toplumsal bir coşkunun, Hz Peygamber (S A V ) Efendimizin sevgisinin ve O’na bağlılığın üst düzeyde edebî ve estetik olarak hisse-dilmesi, yaşanması ve dışa vurulması demektir Kur’an-ı Kerim okumak-la mevlid okumayı birbiriyle mukayese etmek veya birini diğerine alter-natif göstermek yerine ikisini ayrı ayrı ve her birini kendi yeri ve amacı doğrultusunda değerlendirmek ve yaşatmak daha doğru olur
Burada hatırlanması ve hatırlatılması gereken önemli bir husus var-dır; o da, mevlid gibi dinî eğitim ve coşkuyu içeren sosyal ve geleneksel törelerin aslî ibadetlerin yerine geçmediği, bu tür sosyal ödevlerin kişileri üzerlerine bizzat gerekli olan namaz, oruç, Kur’an okuma, infak ve yar-dım gibi dinî yükümlülüklerden muaf tutmadığı hususudur Ancak gü-nümüzde, özellikle de toplumumuzun dinî konularda sağlıklı ve doğru şekilde bilgilendirilmemiş kesimlerinde mevlid, türbe ziyareti, Kur’an-ı Kerim okutma, mübarek gün ve gecelerde dinî törenlere katılma gibi da-ha çok şekille ilgili dindarlığın hayli rağbet gördüğü ve bunun giderek dinî vecîbelerin yerini aldığı da üzülerek müşahede edilen bir gerçektir
Ancak bu gibi kutlamalarda, İslâm’ın ruhuna ve Şeriat-ı Ahmediy-yeye aykırı haller ve şeyler olmamalıdır Meselâ:
1- Kadın erkek karışık olarak Mevlid kutlaması yapılmamalıdır
2- Kur’ân-ı Kerim kıraati ve Mevlid kasideleri birtakım cerrarlar tarafından tarifeye bağlı şekilde ücretle okunmamalıdır
Tek cümle ile özetlemek gerekirse, içinde şeriata aykırı şeyler ve haller olmamak şartıyla mevlid kutlamaları bid’at-i hasenedir Hz Peygamber (S A V ) Efendimiz âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir O’nu ne kadar çok zikr edersek, ne kadar fazla anarsak, ne kadar candan seversek o derecede feyiz ve bereket buluruz
Mehmet Talu
|
|
|