Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
giderek, hastalığı, kalplerin, mühürlenmesinin, sebepleri

Kalplerin Hastalığı Ve Giderek Mühürlenmesinin Sebepleri

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kalplerin Hastalığı Ve Giderek Mühürlenmesinin Sebepleri




Kalplerin Hastalığı ve Giderek Mühürlenmesinin Sebepleri:

Kur'an'dan yola çıkılarak kalbin hastalıklarına ve mühürlenmesine sebep olan mikropları şöyle sıralayabiliriz: Dünya sevgisi, kötü çevre, kötü kimselerle arkadaşlık, çok yemek ve çok gülmek, başta büyük günahlar olmak üzere her çeşit haramlar, en sinsî hastalık: Nifak ve ölümcül hastalık: Şirk

Kalp hastalıklarının ilâcı ise; Kur'an-ı Kerim'i düşünerek, anlayarak okuyup kendi hayatına ve toplum hayatına geçirmeye çalışmak Öğüt dinlemek Zikir, tevbe ve istiğfar Huşû ve anlayış Kalbi arındırma yollarına mürâcaat edip güzel ahlâk ve ihlâslı ibâdet üzere olmak Cesâret, ins ve cin şeytanlarına tavır almak

Kur’an’ı gerektiği gibi anlamak için kalbin kilitli olmaması gerekir (Muhammed, 22)

Kalbin, görevini yapabilmesi için, selîm olması; hastalıklı ve ârızalı bulunmaması gerekir Kalplerin selim olmayıp, marazlı (hastalıklı) olmasını Kur’an, hemen daima nifak illetiyle irtibatlı gösterir (2/Bakara, 10; 5/Mâide, 52; 8/Enfâl, 49; 9/Tevbe, 125; 22/Hacc, 53; 24/Nur, 50; 33/Ahzâb, 12) Bu âyetlerden yola çıkarak şu tespitleri yapabiliriz:

Kalbi perişan eden hastalıkların başında samimiyetsizlik ve riyâkârlık gelmektedir Münâfıklığın en tipik özelliği kalp hastalığıdır (2/Bakara, 10) Kalp hastalığının diğer belirtileri arasında doymazlık, hırs (bkz 33/Ahzâb, 32), rics (pislik, iğrençlik, sefihlik), şeytan fitnesine yataklık dikkat çeker (9/Tevbe, 125; 22/Hacc, 53) Kalp marazı/hastalığı; kalp katılığı, kalp kararması (kasvet) getirir Kur’an, bu kalp kasvetinden çokça bahseder ve onu insanın sonsuzluğa, güzele, iyiye, kısaca Allah'a giden yolunu tıkayan bir belâ olarak gösterir

“Yazıklar olsun kalbi kasvetle dolmuş olanlara (39/Zümer, 22)

Bir insan, Allah'a karşı sorumluluk ve şükran hissi duymaz, takvâ özelliklerine sahip olmazsa; kalp, kulak ve gözünde meydana gelen cereyan kesilmesi (mühür ve perde) onun idrak cevherini yok eder Ona gerçekleri en kesin bir dille anlatsanız da; o, bunu fark edemez Çünkü Allah'ın yaratış sırrında güzellikler ve ihtişam vardır Gözü perdeli, kalbi ve kulağı mühürlü olan bunu fark edemez Dolayısıyla onların uyarılması ve uyarılmaması eşittir; inanmazlar

Bütün kâfirlerin değil; insanî değerlerden soyutlanmış küfürde inatçı kimselerin kalpleri mühürlenir Cenab-ı Hak, küfre düşen bir kimseyi sonsuz rahmetiyle uzun süre gözetimde tutar; yani kalbini hemen mühürlemez Ona dönüş şansı tanır Fakat gurur, cimrilik ve azgınlıkta direnirse, İlâhî gazap mührünü vurur ve artık o iflâh olmaz Artık bu kimse Fâtiha'daki "mağdûb-i aleyhim"ıÜügrubuna girmiştir Diğer kâfirler ise "dâllîn"dir; ıÜügünün birinde, kendi tavırlarıyla liyâkat kesbettiğinde Rabbimiz hidâyet verebilir
Müslüman açısından kalplerin mühürlenmesi gerçekleşmez; öyleyse bu konu sadece azgın kâfirleri ilgilendirir” diyemeyiz

Günümüzde günahlar çok kolaylaşmış, bilerek veya bilmeyerek şirke, küfre düşmek olağan hale gelmiştir Bir müslümanın, kalplerin mühürlenmesi, Allah'ın lânetine uğramasına giden yolları iyi bilmesi gerekir ki o tehlikeli istikamete meyl etmesin Günahtan küfre, küfürden kalp mühürlenmesine giden korkunç tehlikelerden uzak kalmak için çok hassas olmalıyız Şeytanın ve nefsin günah işletmekten muradı; bizi sadece günahkâr kılmak değil; fırsatını bulup kalbi mühürletecek noktaya getirmektir Her günah da, tevbe edilmediği ve ısrar edildiği müddetçe sonu ümitsizliğe, uydurma te'villerle haramı helâlleştirmeye, kalp katılığına, dolayısıyla küfre açılan bir kapıdır Kur'an, bu nedenle günahlardan kaçmamızı ısrarla emretmektedir Bir insan günah işleye işleye, adım adım küfre yaklaşır Günah işleyen, daima günah çevresinde günahkârlarla dost olacağından, yavaş yavaş günahkârlığı karakter çizgisi haline getirir (Rabbim bu hallerden muhafaza eylesin)

Dikkat:ıÜüGünah kompleksine düşerek de insan küfre doğru yönelebilir Şeytanın bir oyunu da, günah işleyen insanı paniğe kaptırarak saflarına almaktır Yani "sen nasıl olsa büyük günahkârsın; sen artık iflâh olmazsın, öyleyse günaha devam; battı balık yan gider" sloganıdır Bu yorum, temelden yanlış bir yargıdır

"Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyiniz Allah, (vazgeçilip tevbe edilince) bütün günahları mağfiret eder" (39/Zümer, 53)

ıÜüKalp hastalığı ve giderek kalbin mühürlenmesi, boş arzuları ilâh edinme (Câsiye, 23), Allah’ın nimetlerine nankörlük (7/A’râf, 101), azgınlık, zulüm (10/Yûnus, 74), bilgisizlik (Rum, 56; Tevbe, 87, 93) gibi sebeplerden olmaktadır Kalbi mühürlenenler artık insanca ne görebelir, ne duyabilir, ne anlayabilir, ne de yaşayabilirler (2/Bakara, 7; 63/Münafıkun, 3; 9/Tevbe, 87, 93; 6/En’âm, 46) Küfre götüren günahlar açısından önemli bir konu, günahın cinsidir Her günah çirkindir, kaçınılması gereken bir yasaktır Ama şeytan, bazen küçük günahları gözümüzde büyütürken; büyük günahları ve şirki basitleştirir Elfâz-ı küfür, şirk ihtimali olan konular, müslümanın gözünde cehenneme düşmekle eş görünümünde olmalıdır Namazı terk etmeyi alışkanlık haline getirmek de küfür yoluna sapmaktır Bunun yanında, insanın kendini, hevâ ve hevesini putlaştırmaya götüren gurur ve istiğnâ çok önemli bir günahtır Bir günah, zulümle ilgiliyse, gönül incitiyorsa çok ciddi sonuçları olacak bir vebaldir Zulüm, Kur'an'ın üzerinde ısrarla durduğu kalbi mühürlü kâfirlere ait bir özelliktir Zâlimin kalbi mühürlenmeye baş adaydır Ve şirk en büyük zulümdür (31/Lokman, 13) Yine, küfre düşmemek açısından günah üreten günahlardan şiddetle sakınmamız gerekmektedir Bazı günahlar, başka günahlara yataklık ederler Bunların başında yalan ve içki gelir Yalanın günah barajını aşarak, nifak ve küfrü temsil ettiği konusunda ciddi uyarılar vardır

Hastalık ve bozukluklardan arınmış bir kalp, Kur’an dilinde selîm kalp adını almaktadır (26/Şuarâ, 89; 37/Saffât, 84) Allah’ın, insandan son hesap gününde istediği tek şey, O’nun huzuruna selîm bir kalple gelmiş olmasıdır (26/Şuarâ, 89) Din hayatının, müslümanca yaşayışın amacı, insana selîm kalbi kazandırmaktır Selîm kalbin olmadığı kişide, din sadece bir kuru iddia ve aldanıştır İlginçtir ki, gâye olan, kalbe sıfat yapılan “selîm” kelimesi, tevhid yolunun genel adı olan İslâm’la aynı köktendir Yani selâm ve selâmet kökünden O halde selîm kalp barış, huzur, güven, aklık ve sükûnetle dolu olan kalp demektir ki, İslâm da bu değerlerin elde ediliş yoludur Bu değerlerin sembol ve ufuk adı Allah’tır Bu yüzden İslâm’ın teknik anlamı, Allah'a teslimiyet olarak verilmiştir Buradan bakınca selîm kalp, Allah'a gereğince teslim olmuş kalp demek olacaktır

Kur'an, mühürlenmiş kalplerin mütekebbir, müstekbir kalpler olduğunu beyan eder (16/Nahl, 22)
"Allah, mütekebbir cebbar (büyüklük taslayan her zorbanın) kalbini mühürler" (40/Mü'min, 35)
Burada mütekebbir sıfatına, cebbar vasfının eklendiğini görüyoruz Cebbar; cebre, şiddete, zora, dehşet ve baskıya başvuran demektir Anlaşılan o ki, Kur'an, mütekebbirlerde cebbarlık sıfatının da kaçınılmaz olduğunu vurguluyor
Mühürlenmiş hastalıklı kalplerin bir dâvâ çevresinde birleşmeleri mümkün değildir Çünkü onlar, birliğin en emin yolunu, tevhidi, yani Allah'ın birliğini kabullenmeyerek kaosa düşmüşlerdir; artık birleşemezler Onların vücut verebilecekleri birlik ve beraberlik ancak dış planda bedensel ve maddesel olabilir ıÜü"Sen onları toplu, birlik ve beraberlik içinde sanırsın; oysa ki onların kalpleri parça parçadır" (59/Haşr, 14)

Kalp hastalığının ve bozukluğunun insan hayatındaki en tehlikeli pratik görünümü, insanın kalbiyle dilinin farklılığıdır Kur'an bunu imansızlığın, şahsiyetsizliğin, dejenerasyonun bir belirişi olarak tespit ediyor Kalple dilin uyuşmazlığı, insanın kalbine karşı günah işlemesi, kalbine ihânetidir (2/Bakara, 283)(ALLAHa sığınalım)
ıÜüKur'an'ı, tedebbürle yani düşünerek, anlayarak okumamak, kalbin kilitli olmasının en önemli belirtisidir

ıÜüPeki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı: Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?" (47/Muhammed, 24)ıÜüKur'an'ın mânâsı üzerinde düşünmemek, veya "biz Kur'an'dan bir şey anlayamayız" diyerek Allah'ın kelâmını rafa kaldırmak, kalbin hasta olduğuna ve mühürlendiğine işarettir Nitekim, bu âyetin öncesinde (47/Muhammed suresi, 23 âyette) lânetlenmiş, kulakları tıkanmış, gözleri körelmiş insanlardan söz ederek dolaylı bir yoldan Kur'an'ı tedebbür etmeyenlerin kimler olduğuna dikkat çekilmiştir "Kalpleri üzerinde kilitler mi var?" sorusundan şu sonuçlar çıkmaktadır: Ya bu insanlar Kur'an'ı dikkatle okuyup anlamamaktadırlar veya anlamaya çalışmalarına rağmen onun emirleri, anlamları ve amaçları kalplerine yerleşmemiştir

"İman edenlerin, Allah'ı zikir ve O'ndan inen Kur'an sebebiyle kalplerinin ürperip saygı dolu bir korku ile yumuşaması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı Onlardan birçoğu yoldan çıkmış fâsık kimselerdi" (57/Hadîd, 16)

Ayet, iman ettikten sonra ayağı sürçen ve Allah'ın kitabına farkında olmadan sırt dönen insanları uyarmakta mûcize bir beyandır Aynı hatalı yoldan giderek perişan olan kitap ehli örnek gösterilmiştir Hitap, son derece açık ve ürperticidir İman sahipleri Allah'ın zikrine, yani Kur'an'a sırt dönmemek konusunda uyarılmaktadır İkinci olarak, ehl-i kitabın zamanla bozulduklarına, kalplerinin hastalanıp karardığına ve saptıklarına dikkat çekilerek Allah'ın kitabına uzak kalmanın sonucu örneklendirilmiştir Bu âyet, zaman içinde Kur'an'a uzak düşüp vahyin kabulleri yerine, geleneğin kabullerini koyan İslâm dünyasına mûcize bir Kur'an ihtarıdır Kalpler katılaşmış, şekil ruhu örtmüş, iç dünyalar kararmıştır Bu çoraklık ancak Kur'an'ın nefesiyle canlılık ve berekete döndürülebilir
ıÜüDoğrusu şu insan kalbi çabucak değişiverir, çabucak unutuverir Kur'an nûruyla aydınlandıktan sonra uzun bir süre Allah'ı zikretmekten uzak kalınca hastalanıp katılaşır, aydınlığını yitirir, körelir ve kararıp söner Gönüllerin huşû ve huzur ile Allah'ı anmaları gerekir Aydınlanıp arınmalar için sürekli uyanık tutulması icap eder

Fakat donmuş, katılaşmış, hareketsiz hale gelmiş bir kalpten hemen ümit kesilmemelidir Çünkü onda yeniden hayat emâresinin görülmesi, aydınlıkların parlaması ve böylece Allah'ın zikrine koşması mümkündür Çünkü Allah, öldükten sonra yeryüzünü de diriltir, hayat doldurur, bitkilerle süsler, yiyecek meyveler bitirir Kalpler de tıpkı böyle Allah dilediği zaman dirilir (Ne büyük bir lütuf) Allah, ölüden diri çıkarır (3/Âl-i İmrân, 27)

Yeryüzünün dirilişi gibi bu Kur'an da kalpleri diriltir Ona gıda verir, sular, yumuşatır ve ısındırır
Allah, kâfirlere sevgi göstermeyip buğz eden, onları dost kabul etmeyen mü'minlerin kalplerine imanı yazar ve onlara yardım eder (bkz 58/Mücadele, 22)

Sâlih amel, insanın kalbini yumuşatır, öğütleri, hakkı ve hakikati kabul etmesini sağlar İnsanın fıtratıyla bağdaşmayan ameller ise, insanın kalbini hastalandırır, sertleştirir, katılık getirir İnsanın kalbi, Kur'an'dan ışığını kesip, Allah'ın nuruyla bağını koparınca öylesine hastalanıp kararır ki, Kur'an tâbiriyle artık onun işi bitmiş ve onun kalbi mühürlenmiş sayılır Takvâ sâyesinde Kur'an'ın hidâyetiyle, Allah'ın nûruyla bakıp, görünmezleri keşfeden, perdenin arkasındaki parıltıları görebilen insan; bu ışıkla irtibatı kendi irâdesiyle kestiğinde körlüğü seçmiş olur Artık, her şeye perdelenmiş gözlerle bakar Görülmesi gerekenleri göremez Kendi gözleriyle bazı şeyleri görür, ama sanki hiç görmemiş gibidir; sanki gözlerinin önüne perde çekilmiş olur Kalbi de imandan, sevgiden ibâdetten zevk almaz olur ve küfrü, isyânı, fesâdı güzel görmeye başlar Bunlar küfrün etkileridir; küfrün nedenleri değildir
'Onlar sapınca, Allah da kalplerini saptırmış, eğriltmiştir" (61/Saff, 5)

Kaynak: Dar'ul kitap

Rabbim kalplerimizi dinin üzere sabit kılEy Güzel ALLAHım!Bize ne senin zikrini unutturacak,sana şevkimizi söndürecek,seni tesbih ederken duyduğumuz lezzeti kesecek bir hastalık ne de bizi azdıracak,şer ve kötülüğümüzü arttıracak sıhhat verMevlam dualarımızı merhametinle kabul buyurYa ErhamerrahiminAmin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.