Prof. Dr. Sinsi
|
Nefse En Ağır Gelen Manevi Reçete
Nefsi en fazla tahrip eden ve ona en ağır gelen şey, başkasından gelen Hak söze evet demektir El-hikem-ül Ataiyye’de; “İki işten, nefsine ağır geleni yap! Çünkü, Hak olan iş, nefse ağır gelir” buyurulmaktadır Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Amellerin en faziletlisi, nefse en zor gelenidir )
Yusuf bin Esbat hazretleri; “Alçak gönüllü olmanın alametlerinden birisi de, söyleyen kim olursa olsun, hak sözü kabul etmektir” buyurmuştur
Fudayl bin İyad hazretleri; "Hakka boyun eğ, hakkı takip et, kim söylerse söylesin hakkı kabul et" buyurmaktadır
İbn-i Ata hazretleri ise; "Tevazu, kim söylerse söylesin hakkı kabul etmektir" buyurmuştur
Güç olan işi yapmak, nefse ağır gelir Nefsi daha çok ezer, zayıflatır İbadetler, nefsi zayıflatmak, nefsi kırmak için emrolundu Çünkü nefs, insanın da, Allahü teâlânın da düşmanıdır Onu zayıflatmak, azmasını önlemek lazımdır
Bir işte, nefse uymak ne kadar az olursa, faydası o kadar daha çok olur Yani, Allahü teâlânın rızasına daha çabuk kavuşturur İslamiyet’in emir ve yasakları, nefsi kahretmek, yıpratmak içindir Çünkü nefs, Allahü teâlânın düşmanıdır Hadis-i kudside; (Nefsine düşmanlık et! Çünkü, o benim düşmanımdır) buyuruldu
İnsanlarda bulunan nefs-i emmare, din bilgilerine inanmamakta, tabiatı, yaratılışı, İslamiyet’e uymamaktadır Bunun için, İslamiyet’e uymak, nefse acı gelmekte, ona uymak istememektedir Nefse en zor gelen şey, en ağır gelen yük, İslamiyet’in emir ve yasaklarına uymaktır Nefsi ezmek için, İslamiyet’e uymaktan başka yol yoktur
Nefsin arzularının, insanı Allah yolundan saptırıcı oldukları, Kur’an-ı kerimde haber verilmiştir Çünkü nefs, daima Allahü teâlâyı inkâr, Ona inat, isyan etmek ister Her işte, nefsin arzularına uymak, nefse tapınmak olur Nefsine uyan, küfre veya bid’at sahibi olmaya yahut fıska yani haram işlemeye başlar Ebu Bekir Tamistani hazretleri; “Nefse uymaktan kurtulmak, dünya nimetlerinin en büyüğüdür Çünkü nefs, Allahü teâlâ ile kul arasındaki perdelerin en büyüğüdür” buyurmuştur Sehl bin Abdullah Tüsteri hazretleri de; “İbadetlerin en kıymetlisi, nefse uymamaktır” buyurmaktadır
İslam bin Yusuf Belhi hazretleri, Hatem-ül-esam hazretlerine bir şey hediye etmişti Hatem-ül-esam hazretleri bunu kabul edince, kendisine;
-Bunu kabul etmek nefsin arzusuna uymak olmaz mı dediklerinde;
-Kabul etmekle kendimi zelil, onu aziz eyledim Reddetseydim, kendim aziz, o zelil olurdu Nefsimin hoşuna giderdi cevabını vermiştir
Resulullah efendimiz, uzun bir hadis-i şerifin sonunda buyurdu ki:
(İnsanı felakete sürükleyen şeyler üçtür: Hasislik, nefse uymak, kendini beğenmek )
Nefse uyup, tevbe ve istigfar etmeden, af ve Cennet beklemek ahmaklık olmaktadır Zira hadis-i şerifte; (Aklın alameti, nefse galip ve hakim olmak ve öldükten sonra lazım olanları hazırlamaktır Ahmaklık alameti, nefse uyup, Allah’tan af, merhamet beklemektir) buyuruldu
Kötü şeyler nefse tatlı gelir İnsanın, kötü bir şey yapınca, arkasından riyazet çekmesi, nefse güç gelen şey yapmayı âdet edinmesi, faydalı bir ilaçtır Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Nefse sükunet ve kalbe ferahlık veren iş, iyi iştir Nefsi azdıran, kalbe heyecan veren iş günahtır )
Nefse uyan kimse, hep İslamiyet’in dışına çıkar Hayvanlarda akıl ve nefs olmadığı için, ihtiyaçlarını bulunca kullanırlar Yalnız bedenlerine zarar veren, kendilerini inciten şeylerden kaçarlar İslam dini, rahat ve huzur içinde yaşamak için lazım olan şeylerden ve dünya lezzetlerinden faydalı olanları yasak etmiyor Bunların elde edilmesinde ve kullanılmasında, akla ve dine uymayı emrediyor
İslam dini insanların dünyada da, ahirette de rahat ve huzur içinde yaşamasını istiyor Bunun için, akla uymayı emrediyor Nefse uymayı yasak ediyor Akıl yaratılmasaydı, insan hep nefsine uyar, felaketlere sürüklenirdi Nefs olmasaydı, insan, yaşaması ve üremesi için ve medeni hayat için lazım olan şeyleri kazanmak için çalışmasında kusur ederdi ve nefs ile cihad sevabından mahrum kalırdı Meleklerden daha üstün olmak yolu kapalı kalırdı Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahirette olacaklardan, sizin bildiklerinizi hayvanlar bilselerdi, yemek için et bulamazdınız!)
Yani, hayvanlar ahiretteki azapların korkusundan dolayı, yemekten, içmekten kesilirlerdi Bir deri, bir kemik kalırlardı İnsanlarda nefs olmasaydı, hayvanlar gibi, korkudan, yiyemez, içemez, yaşayamazlardı
İnsanların yaşayabilmeleri, nefslerinin gafleti ve dünya lezzetlerine düşkün olması iledir Nefs, iki tarafı keskin bıçak gibidir Hem de, zehirli ilaç gibidir Doktorun tavsiyesine göre kullanan, bundan fayda kazanır Aşırı kullanan helak olur
Kısaca Söylemek gerekirse; İslamiyet, nefsin helak edilmesini, yok edilmesini değil, terbiye edilmesini, ondan istifade edilmesini emretmektedir
|