![]() |
Dünyaya Kanmak; Dünyayla Aldanmak |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dünyaya Kanmak; Dünyayla AldanmakDünyaya Kanmak; Dünyayla Aldanmak İnsanların en aldanmışları dünyaya ve onun peşin nimetlerine aldanan, bunu ahirete tercih edip, ahiret yerine buna razı olan kimselerdir ![]() "Dünya peşin para, ahiret ise veresiyedir" derler ![]() Bunlardan kimisi: "Vaad olunan incidense peşin ödenen zerre daha iyidir" der ![]() Kimisi: "Dünyanın zevkleri peşin, ahiretinki ise şüphelidir; o yüzden şüphelinin ardına düşüp peşini bırakmam" Bu, şeytanın en büyük aldatmaca ve kandırmacalarındandır ![]() ![]() ![]() ![]() Böylesi biri ya inanıyordur, ya inanmıyordur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Peşin para veresiyeden hayırlıdır" sözünün cevabı şudur: Peşin ile veresiyenin değerleri aynı ise peşin daha hayırlıdır ![]() ![]() Nitekim Ahmed'in Müsned'inde ve Tirmizî'de, Müsetred b ![]() "Dünya ahirete göre birinizin denize parmak batırması gibidir ![]() ![]() Bu peşini o veresiyeye tercih etmek en büyük ahmaklık, en çirkin cehalettir ![]() Akıllıya yaraşan hangisidir, peşini tercih edip ahiretteki daimî nimetten mahrum kalmak mı, yoksa değeri ve pahası biçilmez, sonsuz sayıdaki sürekli nimeti elde etmek için basit önemsiz ve hemen son bulacak nimeti terketmek mi? Başka birinin "Şüpheli hatırına kesini terketmem" sözüne gelince; ona şu cevap verilir: Sen ![]() Eğer buna kesin inanıyorsan, yakında sona erecek fani bir peşini, hiç kat'î ve sonsuz bir şeye tercih ediyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan nutfe halinden büyüyüp kemale erene kadar ki halini düşünürse kendisine bu ehemmiyeti verip çeşitli evrelerden ve hallerden geçiren zatın onu ihmal edip kendi haline bırakmasının; ona hiç emretmemesinin, onu nehyetmemesinin, kendisine karşı görevlerini ona öğretmemesinin, ödül ve ceza vermemesinin asla yaraşmayacağını bilir ![]() Kul hakkiyle düşünecek olsa gördüğü veya görmediği her şey onun için tevhid, nübüvvet ve öbür dünyaya, Kur'an'ın ![]() ![]() ![]() ![]() "Hayır ![]() ![]() Ayrıca "ve kendinizde de âyetler var; görmüyor musun?" (Zâriyât, 21) ayetinde de buna değindik ve insanın; yaradanın varlığına ve birliğine, peygamberlerinin doğruluğuna delil olduğunu; yüce ve mükemmel sıfatlarının ispatı olduğunu söyledik ![]() Böylece firsatı değerlendirmeyenin kişi her iki durumda da; inanması ve tasdik etmesi ile şüphe duyması ve yalanlaması durumlarında da kendini aldatmıştır ![]() Hem ahirete yakinen inanmak hem de gereğini yapmamak nasıl olur? Şayet akıllı biri çıkıp da "Öte dünyaya, cennet ve cehenneme şüphe götürmez bir şekilde kesin inanç varken, onun gereğine göre amel etmekten geri durmak nasıl olur? Büyük bir cezayla cezalandırma veya en güzel şekilde ikram ve ihsanlarda bulunma için yarın gelmesi istenen bir insanın gafil ve rahat biçimde sabahlaması, hükümdarın huzuruna çıkışı aklına getirmemesi, ona hiçbir hazırlık yapmaması mümkün müdür?" denilirse ![]() ![]() ![]() Deriz ki Vi bu doğru ve çoğu insanlar hakkında geçerli bir sorudur ![]() ![]() Bunlardan biri bilgi zayıflığı ve yakîn noksanlığıdır ![]() Bilginin ve bilmenin standart olduğu ve değişmeyeceği düşüncesi ise en bozuk ve en geçersiz görüşlerdendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed de Müsned'de Rasûlullah'tan şöyle rivayet etmiştir: "Haber verme, apaçık görme gibi olmaz ![]() Bilgi azlığının yanına bir de menfî şeylerle iştigal etmesi nedeniyle ahireti aklına getirmemesi eklenirse; bunlara ayrıca: - doğanın talebleri, - hevâ hevesinin galebesi, - şehvetinin istilası, - nefsin süslemesi, - şeytanın aldatması, - vaad gününün uzak görülmesi, - geleceğe dair uzun hayaller gaflet, - dünya sevgisi, - tevile sığınma ve alışkanlıklara bağımlılık eklenince ![]() ![]() ![]() İşte bu durumda insanın imanını ancak gökleri ve yeryüzünü tutup düşmesine engel olan tutabilir ![]() ![]() ![]() Bu sebeplerin tümünün kaynağı basiret ve sabrın azlığıdır ![]() ![]() ![]() "Sabrettikleri ve âyetlerimize kesinlikle inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yola ileten önderler yetiştirmiştik ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Dünyaya Kanmak; Dünyayla Aldanmak |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dünyaya Kanmak; Dünyayla AldanmakAhmed de Müsned'de Rasûlullah'tan şöyle rivayet etmiştir: "Haber verme, apaçık görme gibi olmaz ![]() Bilgi azlığının yanına bir de menfî şeylerle iştigal etmesi nedeniyle ahireti aklına getirmemesi eklenirse; bunlara ayrıca: - doğanın talebleri, - hevâ hevesinin galebesi, - şehvetinin istilası, - nefsin süslemesi, - şeytanın aldatması, - vaad gününün uzak görülmesi, - geleceğe dair uzun hayaller gaflet, - dünya sevgisi, - tevile sığınma ve alışkanlıklara bağımlılık eklenince ![]() ![]() ![]() İşte bu durumda insanın imanını ancak gökleri ve yeryüzünü tutup düşmesine engel olan tutabilir ![]() ![]() ![]() Allah razı olsun kardeşim |
![]() |
![]() |
![]() |
Dünyaya Kanmak; Dünyayla Aldanmak |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dünyaya Kanmak; Dünyayla Aldanmak"Dünya ahirete göre birinizin denize parmak batırması gibidir ![]() ![]() Bu peşini o veresiyeye tercih etmek en büyük ahmaklık, en çirkin cehalettir ![]() Akıllıya yaraşan hangisidir, peşini tercih edip ahiretteki daimî nimetten mahrum kalmak mı, yoksa değeri ve pahası biçilmez, sonsuz sayıdaki sürekli nimeti elde etmek için basit önemsiz ve hemen son bulacak nimeti terketmek mi? Şayet akıllı biri çıkıp da "Öte dünyaya, cennet ve cehenneme şüphe götürmez bir şekilde kesin inanç varken, onun gereğine göre amel etmekten geri durmak nasıl olur? Allah ve resulu razı olsun |
![]() |
![]() |
|