![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarKılıc kuşanan Evliyalar Kılıc kuşanan Evliyalar Evliyânın tanınmışlarından ve Tâbiînden Abdullah bin Gâlib (rah- metullahi teâlâ aleyh) Zâviye harbi denilen bir savaşa katılmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tebe-i tâbiînin büyüklerinden Abdullah bin Mübârek (rahmetullahi teâlâ aleyh) Merv´de bir yıl ticâretle uğraşır, kazancının hepsini fakirlere dağıtırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abbâsîler devrinde Bizanslılarla yapılan harplerden birine katılmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sabah namazı kılındıktan sonra, harp hazırlıkları başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seferde bile ibâdetlerini gizlerdi ![]() Seferde bir gece, Abdullah bin Mübârek istirâhate çekilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-i Hibbân ise şöyle anlatır: Bütün mücahidler İbn-i Mübârek ile Şam´a varmıştık ![]() ![]() ![]() ![]() Misis´teki ikâmeti sırasında ilim, ibâdet ve cihâddan geri durmadı ![]() ![]() ![]() ![]() Misis nâhiyesinde on yedi bin hadîs-i şerîf rivâyet etti ![]() ![]() Mücâhid velîlerden Abdülkâdir Cezâyirî (rahmetullahi teâlâ aleyh) Şerif lerden olup, soyu hazret-i Ali´nin oğlu hazret-i Hasan efendimize da yanmakta dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyh Muhyiddîn, parlak bir zekâya sâhip olduğunu gördüğü Abdül- kâdir´i küçük yaşta ilim öğrenmeye sevketti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1826´da babasıyla birlikte Mısır´a giden Abdülkâdir Cezâyirî burada İslâm âleminin meşhûr ilim merkezlerinden olan Ezher medreselerini zi yâret etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdülkâdir´in yurda dönüşünden kısa bir müddet sonra 1830 Tem muzunda Fransızlar Cezayir´i işgâl ederek ülkedeki üç yüz yıllık Türk idâ resine son ver diler ![]() ![]() ![]() ![]() Abdülkâdir-i Cezayirî kendisine yapılan bîat merasimi sırasında yap tığı ko nuşma ile cesâret, uzak görüşlülük, müsâmaha, tevâzu ve fedâ kârlık gibi vasıf larını ortaya koydu ![]() ![]() ![]() Emir Abdülkâdir kısa sürede gösterdiği hârikulâde şecâat, kahra manlık, bi nicilikteki mahâret ve soğukkanlılığı ile herkesi hayran bıraktı ![]() ![]() ![]() Abdülkâdir-i Cezayirî bundan sonra Fransızlara karşı plânlı ve sis temli bir harekat başlattı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarBu yenilgi üzerine Fransa bölgeye yardım kuvvetleri gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Abdülkâdir hızlı, zekî ve ne yapacağı belli olmayan bir düşmandır ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim Bugeaud çok geçmeden Abdülkâdir´le Tafna Antlaşmasını yap maya mecbur kaldı (1837) ![]() ![]() Abdülkâdir-i Cezayirî bu sulh devresinden faydalanarak güçlü bir devlet mekanizması kurmaya çalıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada Fransızlar antlaşmaya aykırı olarak faaliyetlerine devam ediyor lardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdülkâdir-i Cezâyirî böylece Fransızlara karşı ölüm kalım harbini başlat mış bulunuyordu ![]() ![]() Emir Abdülkâdir, Sumala adını verdiği merkezini seyyar bir vaziyete ge tirdi ![]() ![]() ![]() Ancak Abdülkâdir´in az fakat disiplinli ordusu karşısında üst üste mağlubi yetin ezikliği içerisindeki düşman çareyi; kadın, çocuk ve ihtiyar ları zalimce katletmek, ekili araziyi yakıp yıkmak ve hayvanları telef et mek gibi yollarda buldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak Fransızlar bir kez daha sözlerine sadık kalmadılar ![]() ![]() ![]() Toulon´a geldiğinde Fransız kralı eğer başka bir ülkeye gitme arzu sundan vazgeçerse kendisine büyük bir armağan verileceğini bildirdiği zaman Emir Abdülkâdir: "Kral namına bana bütün Fransa´nın zenginliğini teklif etseniz ve bu zen ginliği şu cüppemin üzerine yerleştirseniz sizin tebaanız olmayı hâtı rımdan ge çirmem ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Napolyon, Fransa´da imparatorluğunu îlân ettiği zaman, Abdülkâdir-i Cezâyirî´ye Osmanlı ülkesinde kalması için müsâade verdi ![]() ![]() ![]() ![]() Abdülkâdir-i Cezâyirî, Şam´a gidince, zamânını ilmî çalışma, ibâdet ve ço cuklarının terbiyesi ile geçirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra Şam´da ömrünü ilim ve ibâdetle geçiren Abdülkâdir Cezâyirî H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdülkâdir Cezâyirî, her şeyden evvel sağlam ve doğru îmân sâhibi, vakarlı bir zât idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarAbdülkâdir Cezâyirî, ilim ve irfâna çok ehemmiyet verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kıymetli eserler yazdı ![]() ![]() Hadîs-i şerîfde buyruldu ki: "اللهü tealâ bir kimseye bir nîmet verdi ğinde o nîmetin onun üzerinde görülmesini ister ![]() ![]() Haccederken yaşadığı hâdiseleri anlatırken şöyle demektedir: Medîne-i münevvereye vardığımda Resûlullah´ın Ravda-i mutahhera- sına gittim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdülkâdir-i Cezâyirî hazretlerinin yaşayışında İslâm ahlâkını bütü nüyle müşâhede edip, görmek mümkündü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdülkadir Cezâyirî hazretleri, komutanlarından Muhammed Hasnâ- vî´ye yazdığı bir mektupta şöyle demektedir: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gayret ve çalışmalarına sevaplar ihsân buyurup, bu yolda sana yar dım eyle sin! اللهü teâlâ Kur´ân-ı kerîmde, sevgili Peygamberine hitâben cihâdın fazîle tini, kendi yolunda şehîd olmanın yüksek derecesini beyân ve ifade buyurmuş tur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kıymetli kardeşim! Sözün kısası şudur ki, اللهü teâlâ bir kimseye din ve dünyânın hayrını dilemedikçe ona cihâd nasîb etmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed bin Hasan Bay´a gönderdiği pek fesahatli ve edebî mektubunda da اللهü teâlâya hamd ve Resûlüne sallاللهü aleyhi ve sellem salât-ü selâm dan sonra şöyle demektedir: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Millî Mücâdelenin ilk bayraktârı Ahmed Hulûsi Efendi (rahmetullahi teâlâ aleyh) Denizli Müftülüğünde iken Türkiye´nin paylaşılmasını ihtivâ eden Mondros Mütârekesi imzâlanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Paşa! İstanbul işgâl altındadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed Hulûsi Efendinin söyledikleri çok geçmeden gerçekleşti ![]() ![]() Ahmed Hulûsi Efendi ise, İzmir Redd-i İlhak Kongresinden döndükten sonra memleketin elîm bir âkıbete sürüklenmekte olduğunu görerek der hâl yo ğun bir teşkilâtlanma çalışmasına girişti ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarHazırlıklarını tamamlayan Hulûsi Efendi, Yunanlıların Nazilli´ye gir meleri üzerine emrindeki kuvvetle derhal harekete geçti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed Hulûsi Efendi bu gayret, şevk ve inançla Aydın´ı Yunanlılar dan geri almaya muvaffak oldu ![]() ![]() ![]() Bundan sonra bölgede tam bir ölüm kalım mücâdelesi başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed Hulûsi Efendi Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra ge lişen si yâsî olaylara karışmamış ve geri kalan ömrünü Allahü teâlâya tâat ve ibâdetle geçirmiş, gençlere dîn-i İslâmı öğretmeye çalışmıştır ![]() Millî mücâdele mücâhidlerinden Ahmed İzzet Efendi (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri; 14 Mayıs 1919´da İzmir´in işgâli ile memleketin acılar içine düştüğü yıllarda Çal´da müftü ola rak vazîfe yapmaktaydı ![]() ![]() ![]() ![]() Kaymakam Fazlı Güleç ise; "Müftü Efendi, şer´an üzerine düşen va zîfeyi yapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlara karşılık Ahmed İzzet Efendi kendi ifâdesiyle sözlerini şöyle nak letmektedir: Gözlerimiz görerek, bedenimizde can varken, kendimizi ve mukad desatımızı düşmanın yed-i habîsine, kirli eline terk ve vatana ayak basmalarına tahammül edemeyeceğimizi, behemehal müdâfaa ter tibâtı almamız lâzım geldi ğini, silâhsız ve vâsıtasız da olsa düşmana kar- şı koymaklığımızı, evvela bizleri sonra evlâd-ü iyalimizi şehîd etme den memleketimize düşman giremeyeceğini, hattâ hepimizi şehîd etseler bile, Allahü teâlânın izni olmadan düşmanın bu top raklara ayak basma sının mümkün olamayacağını söyledim ![]() Ancak fikir birliği tam hâsıl olmadığı için bu hareket bir müddet için netîce siz kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed İzzet Efendi bundan sonra fiilen düşmana karşı koyma hare ketine katıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed İzzet Efendi bundan sonra düzenli birlikler kuruluncaya kadar teşkil ettiği milis kuvvetleriyle bizzat savaşlara katıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu savaş esnâsında Ahmed İzzet Efendinin köyü de yağma ve tahrib edi lenler arasındaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarAhmed İzzet Efendi, Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra öm rünü büyük bir tevâzu ve ferâgat hissi içinde yaşayarak geçirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı âlim ve velîlerinin en meşhûrlarından, büyük devlet adamı Ahmed İbni Kemâl Paşa (rahmetullahi teâlâ aleyh) baba tarafından as ker, anne tarafın dan ise ilim ile meşgûl olan bir âileye mensuptu ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak bu sırada karşılaştığı bir hâdise onun hayâtını, geleceğe yö nelik plânlarını tamamen değiştirerek baba mesleği olan askerliği bırak masına ve il miye sınıfına geçmesine sebeb oldu ![]() Sultan İkinci Bâyezîd Han ile bir sefere çıkmıştık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim İbn-i Kemâl ordu ile Edirne´ye dönünce bu düşüncesini tatbik mevkıine koydu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlim adamlarına fevkalâde hürmet gösteren ve onları teşvik eden İkinci Bâyezîd Han, İbn-i Kemâl´in bilgi ve istidâd yönünden sâhib olduğu değerleri duyunca kendisini Edirne´de Taşlık Medresesine tâyin etti ![]() ![]() İbn-i Kemâl 1511 yılında günlük kırk akçe ile Üsküp´teki İshak Paşa Medre sesine nakl edildi ![]() ![]() Sultan Selîm Hanın vefâtı, devrin yıkılmaz ve eşsiz ilim adamı İbn-i Kemâl hazretlerini çok üzdü ![]() Yavuz Sultan Selîm´in vefâtından sonra İbn-i Kemâl hazretleri bir müddet daha medresede talebe yetiştirmeye devâm etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Senûsîlik hareketinin büyük mücâhid lideri olan, İslâm birlik ve kar deşliği nin en mükemmel örneğini veren velî Ahmed es-Senûsî (rahme- tullahi teâlâ aleyh) hazretleri´nin soyu Peygamber efendimizin to runu hazret-i Hasan efen dimize kadar uzanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarSeyyid Muhammed 1895 yılında ölünce yerine oğlu Muhammed Mehdî es-Senûsî geçti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1902´de ise Muhammed el-Mehdî´nin ölümü üzerine yeğeni Ahmed eş-Şerîf es-Senûsî hazretleri daha büyük bir azimle dâvâyı eline aldı ![]() Ahmed eş-Şerîf, 1873´te Cağbûb´da doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarîkatin başına geçtikten sonra faâliyetleri hızlandırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci Dünyâ Savaşında İtalya müttefikleriyle harbe girince Senûsîler mec burî olarak onun karşısında yer aldılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci Dünyâ Savaşında İngilizler, İslâm dünyâsını parçalayıp yut mak için çok kesif bir câsusluk ve propaganda faâliyetlerine girişmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı pâdişâhlarının saltanata çıkışlarında cülûs merâsimi denilen bir me râsim yapılırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak bu sırada netîceleri îtibâriyle bir felâket olan Mondros mütâre kesi imzâlanınca, Pâdişâh, Senûsî hazretlerine maiyetiyle birlikte Bur sa´da oturma sını irâde etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarŞeyh Ahmed Senûsî hazretleri, Kurtuluş Savaşının sonlarına doğru, bu ha reketin kurmayları arasında hilâfete ve halîfeye karşı başgösteren soğukluk üze rine Anadolu´da daha fazla durmayı uygun bulmadı ![]() ![]() "Bugün İslâm milletleri arasında en kuvvetli ve haşmetlisi ve dînî vahdet ve idâre yönünden en ümit vericisi Türk Milleti´dir ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye´nin ve İslâm Âleminin kurtuluşu Allahü teâlânın izniyle, ancak Müslüman Türk Milleti sâyesinde mümkün olabilir ve böyle olacaktır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarŞeyh Ahmed es-Sünûsî hazretleri Türkiye´den ayrıldıktan sonra Şam´a gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tâbiînin meşhurlarından ve hâdîs âlimlerinden Ahnef bin Kays (rah- metullahi teâlâ aleyh) şöyle anlatır: "Hazret-i Osman zamânında Kâbe-i muazzamayı tavâf ediyordum ![]() "Sana bir müjde vereyim mi?" dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahnef bin Kays, halîfe hazret-i Ömer´i Medîne´de, Basra halkından bâzı kimselerle birlikte ziyâret etti ![]() ![]() ![]() "Senin bir ihtiyâcın yok mu?" diye sorduğunda, o şöyle cevap verdi: "Ey Mü´minlerin Emîri! Evet var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Ömer, Ebû Mûsâ el-Eş´arî´ye yazdığı mektubunda; "Ahnef bin Kays´ı kendine yakın tut ![]() ![]() ![]() İran imparatoru Yezdicürd, topraklarının büyük kısmı müslümanların eline geçince, Merv şehrine gidip yerleşmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahnef bin Kays, bu fetihleri anlatan bir mektubu hazret-i Ömer´e gönde rince; "Keşke oraya ordu göndermeseydim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Ömer daha sonra, Ahnef bin Kays´a, Ceyhun Nehrini geç memesini bildiren bir mektup gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer komutanımız bizi dağın eteklerine çekerse, nehir, düşmanla aramızda hendek vazifesi görür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarYirmi bin kadar olan İslâm ordusu bu emri yerine getirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk hâkânını müslümanlarla karşı karşıya bırakan Yezdicürd, fır sattan isti fâde ile, müslümanların elinde bulunan Merv eş-Şehcân´a git*mişti ![]() ![]() "Ne yapmak istiyorsun?" diye sordular ![]() ![]() "Bu çok kötü bir düşüncedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yezdicürd bunu da kabûl etmeyince, halk onu azledip, hazînelerine el koy dular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahnef bin Kays tarafından gönderilen fetih haberi ve ganîmetler haz ret-i Ömer´e ulaştığında, müminleri câmide toplayıp, gelen mektubu her kesin huzû runda okuttu ![]() "Allahü teâlâ Kur´ân-ı kerîmde Resûlünü hak din ile gönderdiğini, O´na tâbi olanların dünyâ ve âhiret hayırlarına kavuşacaklarını vâd etti ve meâlen şöyle buyurdu: "O Allahü teâlâ peygamberini, müşrikler iste mese de bütün dinlere gâlip kılmak için, hidâyetle (Kur´ân-ı kerîmle) ve hak dinle (İslâmiyet´le) gön derdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Ömer´in şehâdetinden sonra, mecûsîler, Yezdicürd´ün kış kırtma sıyla yaptıkları andlaşmayı bozdular ![]() ![]() ![]() ![]() Yezdicürd, Ahnef bin Kays hazretlerine mağlûb olup, hâkanla Türk ülkesine geri dönerken, Çin hükümdârına bir elçi gönderdi ![]() ![]() "Hükümdârların birbirlerine yardımda bulunması karşılıklı vazifeleri dir ![]() ![]() ![]() ![]() "Siz onlar hakkında soracağınız şeyleri sorun, ben de cevap vere yim ![]() ![]() "Bu insanlar ahde vefâ gösteriyorlar mı?" diye sorunca, elçi; "Evet" cevâbını verdi ![]() "Bizi şu üç şeyden birisine dâvet edip, istediğimizi kabûl etmekte ser best bı rakıyorlar ![]() ![]() ![]() "Onların komutanlarına itâatleri nasıldır?" diye sorduğunda; "Onlar komutanlarına son derece itâat ederler ve bağlılık gösterirler ![]() ![]() ![]() "Hayır" cevâbını verince, imparator; "İşte bu insanlar, kendilerine haram kılınanı helâl, helâl kılınanı da haram kılmadıkça hiç bir şey onları mağlûb edemez ![]() "Şâyet elçinden bâzı bilgiler öğrenmemiş olsaydım, sana Merv´den Çin´e kadar uzanan bir ordu gönderirdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarAkbıyık Sultan (rahmetullahi teâlâ aleyh) İkinci Murâd Han ve Fâtih Sul tan Mehmed devrinde yaşayan büyük velîlerden olup, Asıl adı Ahmed Şemseddîn´dir ![]() ![]() ![]() ![]() Akbıyık Sultan bir taraftan hocasının sohbeti ile bereketlenirken diğer ta raftan İkinci Murâd Han´ın haçlılar ve diğer din düşmanlarına karşı gi riştiği cihâd hareketine de katıldı ![]() ![]() ![]() Bu gazâlarda gösterdiği başarılardan birinin sonunda İkinci Murâd Han tara fından Yenişehir köylerinden bir tanesi kendisine temlik edildi (1437) ![]() ![]() ![]() "Evlâdım bu dünyâ fânîdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hocasının bu sözleri üzerine Akbıyık Sultan; "Hocam! Peygamber efendimiz; "Dünyâ, âhiretin tarlasıdır ![]() ![]() Hacı Bayram-ı Velî hazretleri uzun bir sükûttan sonra; "Evlâdım! Mâdem ki dünyâyı terk edemiyorsun, öyle ise bizi terket ![]() ![]() ![]() Akbıyık Sultan bu sözler üzerine kapıdan dışarı çıkarken tam eşik üzerinde başından sarığını düşürdü ![]() ![]() Akbıyık Sultan´ın bundan sonra topladığı altın ve gümüş para sayı lamaya cak ölçüde arttı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve nihâyet ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada dînine hizmet etmek, İslâmiyeti küffâr diyârına duyurmak aşkı Akbıyık Sultan´da hiç sönmeden için için gittikçe alevlendi ![]() ![]() Nisan 1453 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul´un mânevî fâtihi, büyük âlim, üstad, hekim ve velî Akşem- seddîn (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin zamânında İkinci Murâd Hanın vefâtı ile Osmanlı tahtına çıkan genç pâdişâh Sultan Mehmed, İs- tanbul´un fethi hazırlıklarını tamamladıktan sonra şehre doğru hare ket ederken, Allah adamlarının da ordusunda bulunma sını istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhâsaranın devâm ettiği bir sırada Avrupa´dan asker ve erzak geti ren ge miler, Osmanlı donanmasının müdahalesine rağmen şehre gir meye muvaffak oldu ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarBir sofunun (Akşemseddîn) sözüyle bu kadar asker kırdırdın ve bü tün ha zîneyi tükettin ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Sultan Mehmed Han, veziri Veliyüddîn Ahmed Paşayı Akşemseddîn´e göndererek; "Şeyhe sor, kal´a feth olmak ve düşmana zafer bulmak ümidi var mı dır?" dedi ![]() "Ümmet-i Muhammed´den bu kadar müslüman ve gâziler bir kâfir kâlesine doğru hücum ederse, inşâü teâlâ feth olur ![]() Sultan Mehmed Han, umûmî cevapla yetinmeyip, Veliyüddîn Ahmed Pa şayı tekrar Akşemseddîn´e gönderip; "Vaktini tâyin etsin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İşbu senenin Cemâziyelevvel ayının yirminci günü, seher vaktinde, inanç ve gayretle filan taraftan yürüsünler ![]() ![]() ![]() ![]() "Kul tedbir alır, Allahü teâlâ takdir eder kaziyesi, delili sâbittir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece Akşemseddîn hazretleri bir taraftan İstanbul´un fethi hak kında yeni müjdeler veriyor, diğer yandan da ne şekilde davranılması hu- sûsunda pâdişâha tavsiyelerde bulunuyordu ![]() Nihâyet Akşemseddîn hazretlerinin tâyin eylediği gün ve saat doldu ![]() ![]() "Yâ Fakih Ahmed!" diyerek himmet taleb eyle! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeriler, azablar, dalkılıçlar, serdengeçtiler, akıncılar, gönüllüler, eren ler, evliyâlar Sultan Mehmed Hanın buyruğuyla İstanbul üzerine akı yorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Akşemseddîn, fetih ordusu İstanbul´a girdikten sonra, İslâmiyet´in harp ile ilgili hukûkunun gözetilmesini genç pâdişâha tekrar hatırlattı ![]() ![]() İstanbul sabah sekiz sıralarında fethedilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Sultan Mehmed ben değilim, odur ![]() Sultan Mehmed de; "Gidiniz, yine ona gidiniz ![]() ![]() ![]() ![]() Fâtih Sultan Mehmed Han İstanbul´a girdikten sonra, hocası Akşem- seddîn üç gün gözden kayboldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey gâzîler, bilin, âgâh olun ki; cümleniz hakkında, âhir zaman Pey gamberi ol Server-i kâinât; "Onlar ne güzel askerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra, Fâtih Sultan Mehmed Hanın başına iki çatal ablak sorguç ta kıp; "Pâ dişâhım, bütün Âl-i Osman´ın âb-ı rûyu oldun ![]() ![]() ![]() ![]() Akşemseddîn hazretlerine; "İstanbul´un fethedileceği zamânı nasıl bildin?" diye sorulunca, şöyle cevap verdi; "Kardeşim Hızır ile, ilm-i ledünniyye üzere İstanbul´un fetih vaktini çı kar mıştık ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarFâtih Sultan Mehmed Han, fetihden sonra hocası Akşemseddîn´e, son taarruzun başladığı sırada; "Yâ Fakîh Ahmed" diyerek Fakîh Ah- med´den himmet taleb etmesini söylediğini hatırlatarak; "Fakîh Ahmed kimdir ki; tazarru ve niyâz eyledim? Himmetini iste dim? Allahü teâlâyı tazarru etmiş olsa idim evlâ değil mi idi?" diyerek, sebebini sordu ![]() "O sırada Fakîh Ahmed, kutb, sâhib-i tasarruf idi ![]() ![]() ![]() ![]() Halvetiyye tarîkatı şeyhlerinden Ali Dede Bosnevî (rahmetullahi te- âlâ aleyh) Bosna´nın Mostar kasabasında doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Dede Bosnevî hazretleri 1566´da Sigetvar seferine katıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sigetvar Kalesi civârında Kânûnî Sultan Süleymân Han için bir türbe inşâ edildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1597 senesinde Serdar-ı ekrem Satırcı Mehmed Paşanın dâveti üze rine Varat Seferine katıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Serhad evliyâsının büyüklerinden olan Ali Efendi (rahmetullahi teâlâ aleyh) Rumeli´nde gâzîler arasında meşhûr olup, onların mânevî desteği oldu ![]() ![]() ![]() "Bu hatm-i şerîfi Resûlullah efendimizin rûhu için okuyacağım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşi, fikri ve zikri hep Allahü teâlânın rızâsı olan Ali Efendi, bâzı serhad ka sabalarını ziyâret edip, bir kısmında uzun zaman ikâmet etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Molla Ali Efendi, çok cömert bir kimse idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Gav Sultan (rahmetullahi teâlâ aleyh) on birinci asırda yaşamış gâzi ve mücâhid şeyhlerdendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu cihat hareketi esnâsında Afşin Beyin kuvvetleri arasında dikkati çeken bir kişi vardı; Derviş Ali ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gönülleri cihâd aşkı ile tutuşan gâziler, Gaziantep, Haleb ve Antakya bölge sinde uğramadık yer bırakmadılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ordumuz kuşatmayı kaldırıyormuş gibi geri çekilsin ve gizlenelim, sonra gizlice kaleye girmenin çâresini araştırırız ![]() ![]() ![]() ![]() Selçukluların çevreden tamâmiyle uzaklaştıklarını gören ve günlerce süren muhasaraya rağmen teslim olmadan kuşatmayı atlatmanın sevin cine kapılan şe hir halkı, birkaç gün sonra normal yaşantılarına başladı ![]() ![]() ![]() Halk şehir içinde olduğu gibi, şehir dışında da bağ, bahçe ve yaylak işleriyle uğraşmağa başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte şehrin ele geçirilmesi sırasında bu gâzi şeyhe, öküz postuna bü rünme sinden dolayı Ali Gav Sultan denildi ![]() ![]() Ali Rızâ Acara (rahmetullahi teâlâ aleyh) Kurtuluş savaşının mücâ- hid gâ zilerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarSultan Vahideddîn Han bu münâsebetle Elviye-i Selâseden bir heyeti İstan bul´a dâvet etti ![]() ![]() ![]() ![]() "Yemekte Vahideddîn Han, Temur Paşa´ya ve diğer heyet âzâlarına pekçok iltifat gösterdi ![]() ![]() ![]() Temur Paşa, İstanbul´da bulunduğu müddetçe kendisine her türlü resmî iş lerde rehberlik eden Ali Rızâ Efendinin hizmetlerinden son de*rece memnun ol duğu için Batum´a döndüğünde onu her tarafta medh ü senâ etmiş ve îtibârını yükseltmiştir ![]() Ali Rızâ Acara, Mekteb-i Kuzâttan mezûn olunca Batum´a geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak bu sırada artan İngiliz baskı ve sıkıştırması üzerine Ali Rızâ Efendi Batum´dan çıkmaya mecbûr oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Rızâ Efendi, bundan sonra "Deli" nâmıyla bilinen Hâlid Paşanın kuv vetleri içinde gerek silahı ve gerekse hitâbeti ile emsalsiz ve unutul maz hizmet lerde bulundu ![]() ![]() Cephede bulunduğu bir sırada İkdâm Gazetesi´nin muhâbiri ile yap tığı mü lâkat, onun cenâb-ı Hakk´ın lütfu ihsânıyla tahakkuk edecek za fere ümit ve inancını belirtmektedir ![]() "Çok iyi olacak ![]() "İngilizler İstanbul´dan giderler mi?" "Mecburen ![]() "Pek güç, bak Mısır´dan gitmediler ![]() "Mısır´ın arkası Sudan, İstanbul´un arkası ise Anadolu´dur ![]() ![]() "Bunu nasıl anlıyorsunuz?" "Bu bir histir, böyle şeyler aklî hesaplara uymaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ümit ve cesâretle çarpışarak Kurtuluş Savaşının âbidevî şahsi yetleri ara sında yerini alan Ali Rızâ Acara Efendi, savaş sonunda vatanı Batum´un Ruslara terkedildiğini esef ve üzüntü ile gördü ![]() ![]() ![]() İznik´le Mekece arasındaki bir mevkide Hâlid Paşa kuvvetleri yeni bir sa vaşa girmenin hazırlığı içinde bulunuyor ![]() ![]() ![]() ![]() "Askerler! Kardeşlerim! Mübârek dînimizin ana şartlarından biri de hacdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Rızâ Acara Efendinin böylece devâm eden heyecanlı vâzı so nunda er lerden yedi kişi aşırı heyecan sebebiyle bayıldı ![]() ![]() ![]() ![]() Nakşibendî büyüklerinden Alvarlı Muhammed Lütfi (rahmetullahi te- âlâ aleyh) Erzurum´un Hasankale ilçesine bağlı Kındığı köyünde doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() Efe hazretleri anlatır: Bir gün sohbetten sonra hazret-i Pir dışarıya çıkmış lardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed Lütfi Efendi, bu nazarla bilinmeyen, anlaşılmayan dere celere kavuştu ![]() ![]() ![]() Sonra tâyini Erzurum´un Dinarkom köyüne çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() 1917´de Rusya´da bolşevik ihtilâlinin vukû bulmasından sonra Ruslar, Os manlı topraklarından çekilirken silahlarını Ermenilere vererek onları mâsum ve savunmasız Türkler üzerine kışkırttılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermenilerin bu insanlık dışı fiillerine karşı, Muhammed Lütfî Efendi, Yavi ve komşu köylerden topladığı altmış kişilik bir müfrezeyle harekete geçti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan EvliyalarDoğu´nun Ermeni mezâliminden kurtarılmasından sonra tekrar Ha- sankale´ye döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tâbiîn devrinin mücâhid velîlerinden olan, Amr bin Utbe (rahmetul- lahi teâlâ aleyh) hazretleri, şüpheli olmak korkusu ile mubah şeylerin ço- ğundan sa kınır dünyâdan ve dünyâlık olan şeylerden uzak du rur, zühd hayâtı yaşardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Amr bin Utbe, bir gün dört bin dirhem vererek çok soylu bir at satın aldı ![]() ![]() ![]() ![]() Amr bin Utbe hazretlerini, kölesi şöyle anlatır: "Amr bin Utbe bir gazâya çıkmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Amr bin Utbe hazretleri, babasının kumandasında katıldığı bir ga zâda beyaz bir elbise çıkarıp onu giydi ve; "Kanımın bunun üzerine ak*masını istiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arab Baba (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri; Harput velîlerinden olup ismi Yûsuf, babasının ise Arabşah´tır ![]() ![]() İslâmiyeti yaymak için bâzan kılıç kullanan Arab Baba çoğu zaman insan lara doğru yolu göstermek için vâz ve nasîhatlerde bulundu ![]() ![]() ![]() Arab Baba´nın türbesi 1276 târihinde yapılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Belediye başkanının birisi inanmayarak, nâşı müzeye kaldırdı ![]() ![]() "Hayır! Bu cesed mumyalıdır ![]() ![]() ![]() Ertesi sabah cesedin, müzeye kaldırıldığı yerde olmadığı görüldü ![]() ![]() ![]() ![]() Atâ Efendi (rahmetullahi teâlâ aleyh) Üsküdar´daki Özbekler Tekke sinin son şeyhidir ![]() ![]() Atâ Efendinin postnişîn olarak vazîfeli bulunduğu Özbekler Dergâhı nın ku ruluşuyla ilgili şu menkıbe nakledilir: Sultan İkinci Mahmûd Han devrinde Öz bekistan´dan kalkıp hacca gitmek üzere yola çıkan bir grup Türkistanlı, Halîfeyi görmek ve izin almak için İstanbul´a gelmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kılıc Kuşanan Evliyalar |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kılıc Kuşanan Evliyalarİstiklâl Harbi sırasında, İstanbul ile Anadolu arasındaki gizli haber leşmenin merkezi ve İstanbul´dan Anadolu´ya gitmek üzere hareket edenlerin üssü olarak kullanılan Özbekler Dergâhının şeyhi Atâ Efendi bu sırada büyük fedâkârlık ve kahramanlıklar gösterdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gündüzleri insanlara nasîhatlariyle ümid telkin eden Atâ Efendi, gece olunca silâhlanıyor, Nakkaş Karakolundan Özbekler Dergâhına kadar olan yol ları tutturuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atâ Efendinin asıl fedâkârlığı, Anadolu´ya geçecek kimseleri dergâ hında ba rındırmasıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atâ Efendinin dergâhı bir posta merkezi gibi çalışırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Atâ Efendinin talebeleri ve Özbekler Tekkesinin kahraman dervişleri Çam lıca eteklerine kadar sokulan milis kuvvetlerine yardım etmek, îcâ bında onları saklamak ve yaralılarına gerekli ihtimâmı göstermek sûre tiyle de faydalı olu yordu ![]() 1920 senesi Nisan ayının bir akşamı idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece, sayıları otuzu geçen misâfirler, tamâmiyle dağıldı, dergâh ve bahçe de her zamanki ıssız hâlini aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O gece Özbekler Tekkesinde atlattıkları büyük tehlike dolayısıyla se vinerek ayrılan yolcular ise, ertesi günün akşamı geç vakitte Çal köyüne ulaşıp kurtuluşa erdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|