08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yavuz Sultan Selim Neden Küpe Taktı ???
Arkadaşlar o dönem şah ismailin namının dünyayı tutttuğu yıllardı Gerçek niyetini ört bas etmek için,osmanlı padişahı Sultan II Beyazida sıcak mektuplar gönderiyor,mektuplarında son derece saygılı bir uslüp kullanıyor,hatta cennetlik pederim , gibi iltifatlar yağdırıyordu
Bu yüzden padişah şah ismaili seviyordu  ondan bir tehlike gelebileceğine ihtimal vermiyordu Ama henüz bir şehzade olan Selim(geleceğin yavuzu)Anadolunun bir safevi tehdidi altına girdiğini görüyordu "şah oğlunun emeli osmanlıya hükmetmektir " diyordu
Kaç kere babasına mektuplar yazmış " haddimiz olmayarak " diye başlayan ikazlarda bulunmuş,ancak dinletememişti Gerçi Sultan II Beyazid yumuşak huylu bir padişahtı,gurur felanda bilmezdi,ancak ne olursa olsun "dünkü çocuktan ders almayız " diyor,Trabzon valiliğinde bulunan oğlu Selimi dinlemiyordu
Sonunda Şehzade Selim harekete geçmeye karar verdi Yanına iki ser verir sır vermez adamını alarak irana gitti Niyeti şahın yanına sokulup osmanlılar hakkındaki emellerini bizzat öğrenmekti Bu iş çok tehlikeli olduğundan kendisi yapmak istemiş,kimsenin canını tehlikeye atmamıştı Şah ismanilin satranca olan düşkünlüğünü biliyordu,bundan yararlanarak yanına sokulacaktı Girdiği her handa satranc oynadı
Adını kısa zamanda Şah İsmaile duyurmayı başardı Şah dillere destan olan satranç ustasını merak etti,saraya çağırttı Selim yardımcısı olarak tanıttığı iki adamıyla birlikte şahın huzuruna çıktı Yemekler yendi,Kahveler içildi,hatırlar soruldu ve sıra satranc oynamaya geldi
"Namınızı duydum" diye söze başladı şah ismail misafirinin kimliğinden habersiz "duydum ki satrancı yaman oynarmışsın ,namlı satranc ustalarını alt etmişsin,bizde kendi çapımızda usta geçiniriz bakalım bizide yenebilecek misin ? "
Şehzade Selim,son derece mütevazi bir şekilde elini edeple göğsüne bastırarak "Estağfurullah" çekti sizinle oynamak haddim değil,satranctaki ustalığınızı duymayan yok ,velakin emrederseniz oynarım
Fildişi satranç takımları geldi Oyun başladı Kah şah ismail hamle etti,kah Şehzade Selim  saatler saatleri kovaladı,vakit gece yarısına dayanmıştı Sonra sabaha aktı,tan attı İkiside yorulmuş,neredeyse beyinleri durmuştu "Akşama tekrar vuruşuruz "dedi şah ismail "biraz uyumamız lazım"
Akşama doğru başlamak üzere odalarına çekildiler Şehzade Selim,hem oyunu götürüyor hemde etrafına dikkat ediyordu,arkadaşları ise konuşulanlara kulak misafiri olmaya çalışıyor,bilgi topluyorlardı
Hamleler arka arkaya gelmeye başladı Zaman zaman şah ismail üstünlük kuruyor,zaman zaman ise güç duruma düşüyordu Gece yarısına doğru,Şehzadenin sevinçli sesi gürledi "şah "
ve bir hamle daha "Mat! "
Şah yenilmişti
Çok öfkelendi bir yabancıya yenilmek gururunu yaralamıştı Kendisini tutamadı Selimin suratına bir tokat aşketti Ve sarayından kovdu Dışarı çıkan Selim'in sol kulağı sızlıyordu Bu tokadı unutmayacaktıGümüş bir küpe aldı Sol kulağına taktı Merakla kendisini izleyen arkadaşlarına , "Bu tokat kulağıma küpe olsun " dedi " intikmaını alacağım " ve sırası geldiğinde şah'ın tahtını başına geçirdi
|
|
|