Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devletinde, devşirme, osmanlı, sistemi

Osmanlı Devleti'nde Devşirme Sistemi

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Devleti'nde Devşirme Sistemi




İLK BİRKAÇ SÖZ
Osmanlı Devleti, Asya, Avrupa ve Afrika'nın kesişme noktasında uzun yıllar hüküm sürmüş bir devlet olarak içtimaî, iktisadî ve siyasî pek çok sahada dünya kültür ve medeniyet tarihinde önemli izler bırakmıştır
Osmanlı Devleti'nin uzun yıllar dünya gündeminde tesirli olmasında şüphesiz kendi içinde kurduğu ve geliştirdiği müesseselerin önemi büyüktür İşte bunlardan biri de, temeli itibariyle Türk-İslam devletlerinden devralıp geliştirdiği ve kendine has bir vasıf kazandırdığı "devşirme müessesesi"dir
DEVŞİRME MÜESSESESİ NEDİR?
Abbasiler, Gazneliler ve Samanoğulları gibi Türk-İslâm devletlerinde görülen "savaş esirlerinden asker yetiştirme ve ordu kurma" işini, Osmanlı Devleti'nde de görmekteyiz Bu usul, Osmanlı Devleti'nde "Pencik" adını almıştır Ancak Osmanlı'daki sistem diğer devletlerdekinden farklılıklar arzetmektedir Zira Osmanlı pencik sisteminde esirler, Türk ailelerin yanında uzun zaman eğitime tâbi tutuluyordu2 Bu sistem bir süre yaşadıktan sonra yerini, daha teşkilatlı ve köklü bir ordu kurma imkanı veren "devşirme sistemi"ne bırakmıştır
Devşirme: Saray hizmetleriyle Yeniçeri Ocağı'nda istihdam edilmek üzere toplanan Hristiyan çocuklar hakkında kullanılan bir tâbirdir Bu hizmetler, daha evvel savaş esirlerine gördürülüyordu Esirler, I Murad zamanında kurulan "Yeniçeri Ocağı" denilen ocakta yetiştirildikleri gibi, sayıları fazla olduğu zamanlarda Türkçeyi ve Türk-İslam geleneklerini öğrenmek üzere Anadolu'daki ailelerin yanına da verilir, sonra alınarak muhtelif İşlerde istihdam edilirdi
Osmanlı sınırlarının Balkanlar'a ulaşmasıyla birlikte, devletin artan asker ihtiyacını karşılamak için yeni imkânlar aranmıştır Böylece, "zımmîler"in yani "Osmanlı topraklarında yaşayan gayr-i müslimlerin" küçük yaşta olanlarının beşte biri alınmaya ve Acemi Ocağı'na kaydedilmeye başlanmasıyla, "Acemi Oğlanı" toplamak suretiyle "Devşirme" sistemi oluşmuştur
Devşirme Sistemi, Yeniçeri Ocağı'nın 1 Murad zamanında kurulmasından başlayarak I Çelebi Mehmed zamanında gelmiş, II Murad zamanından itibaren de bir sistem olarak yürütülmüştür Bu sistem, 17 asra kadar fonksiyonunu eda etmiştir

DEVŞİRME'NİN YAPILDIĞI YERLER
Devşirme; Arnavut Bulgar, Ermeni, Macar, Yunan, Sırp ve Bosnalılardan alınmıştır Fakat Bosna-Hersekliler Müslüman olduktan sonra da kendilerinden devşirme alınması için defalarca padişaha başvurmuşlar ve Müslüman olanlardan alınması yasak olduğu halde, kendilerine özel olarak müsaade edilmiştir Bu konuda Şamdanîzâde "Müslüman evlâdından devşirme alınmaz idi Bosnalı Müslüman oldu, onların da evlâdı alınmaz oldu Anın için evlatlarının devşirilmesini rica ettiler Padişah dahi Müslüman Bosnalıdan devşirme alınsın deyu icazet verdi" Bosnalıların imtiyazından faydalanmak isteyen yerler çıkmışsa da, devlet bunlara izin vermemiştir Bazı bölgeler de, yaptıkları iş veya hizmet karşılığında devşirme sisteminden muaf tutulmuşlardır

DEVŞİRMENİN TATBİKAT ŞEKLİ
Devşirme sistemi, sadece belli bölgelerde ihtiyaca binaen değişmekle birlikte belli zamanlarda ve hassasiyetle tatbik edilmiştir Devlet bu sisteme büyük ehemmiyet vermiştir Devşirmeler, padişah tarafından tayin edilen memurlar ve sancak beyi, sadrazam, kadı, beylerbeyi gibi önemli devlet erkanı ile Yeniçeri Ocağı'ndan ilgili kişilerden oluşan heyet tarafından toplanmıştır Devşirmelerde devletin istifade edebileceği bir takım husûsiyetler aranmıştır Vazifeli devlet erkânı tarafından genellikle 8, 10 ve 20 yaş arasında bulunan Hristiyan erkekler seçilmiştir Bu iş gelişigüzel yapılmamış, tam aksine belirli nizamlar dahilînde yürütülmüştür Bu sistemde "Her kırk evden bir Hristiyan erkek evlâdı alınırdı Her kazada dellâllar vasıtasıyla köylere kadar yapılan ilanlar mucibince Hristiyan çocuklar, başta papazları olmak üzere aileleriyle birlikte toplanma yerine getirilirdi Devşirme memurları bu oğlanları alırken, kadılar, sipahiler ve köy kethüdaları da hazır bulunurdu Suistimal olmamasına dikkat ederlerdi Devşirme memuru, vaftiz kâğıtlarını tetkik ederek yaşları müsait olanları ayırırdı Seçilenler içinde evli olan varsa, bunlar devşirilmezdi Tek çocuğu olanların evlatları alınmadığı gibi, anası-babası ölen çocuklar ile halk arasında herhangi bir imtiyaz anlayışı doğurabilir düşüncesiyle köy kethüdalarının da çocukları alınmazdı"
Devşirilen bu çocuklar, büyük güvenlik tedbirleri içinde İstanbul'a getirilirdi Çünkü bazı aileler, kendi çocuklarının da devlet merkezine giderek iyi bir eğitim görmesi ve devlet kademelerinde yer almasını sağlamak gayesiyle, devşirme kervanına sokmak için evrakları veya çocukları değiştirmek gibi yolsuzluklara başvurabiliyorlardı Bu sebeple, devşirmelere büyük hassasiyet gösterilmiştir Burada şu nokta ortaya çıkıyor: Şayet bu çocuklar zorla alınıyor ve sistemli bir asimilasyon politikasına tabi tutuluyor olsaydı, bu kadar itina ile seçilmezler ve özel güvenlik tedbirleriyle korumaya alınmazlardı Nitekim çeşitli tedbirlerin alınması, bazı ailelerin bir takım uygunsuz işlere başvurduklarını da göstermektedir

ASİMİLASYON-ERİTME POLİTİKASI VAR MIYDI?
Devşirme sistemini incelediğimizde böyle bir politikanın mevcudiyetini göremeyiz Çünkü yukarıda söylediğimiz gibi, büyük itina ile köyler dahil, her yerde yapılan İlanlarla, çocukların soy kütüğüne, vaftiz kağıtlarına varıncaya kadar herşeyin kaydedilmesi böyle bir düşünceyi ortadan kaldırmaktadır Şayet böyle bir maksat olmasaydı, hâdise gizli olarak yapılırdı ve en ince teferruatına varıncaya kadar bütün bilgiler yazılmazdı Bosna-Hersek bölgesinde olduğu gibi aileler, yasak olduğu halde bizzat kendileri padişaha başvurup kendilerinden devşirme alınmasını istemezlerdi Kaldı ki devşirmeler İstanbul'a getirildikten sonra mükemmel bir eğitim-öğretime tâbi tutularak yetiştiriliyor ve devlet mekanizmasında istihdam ediliyordu Böylesine büyük bir imkândan şikayet etmek ve memnun olmamak söz konusu olamaz Ayrıca devşirmelerin ailelerinin vergiden muaf tutulma gibi bir ayrıcalıkları da bulunuyordu Bununla ilgili bir misalde, "Hasan adında bir yeniçeri, devşirilmeden önce ailesinden alınan verginin, devşirildikten sonra da alındığını belirterek, padişahtan bu yanlışlığın düzeltilmesini istemiştir" Burada da görüyoruz ki, devşirme yeniçeri, ailesini unutmayarak bağını devam ettirmiştir
Devşirmeler hiçbir zaman "köle" gibi kabul edilmemiştir Devşirmelere yeniçeri olduktan sonra verilen "Kapıkulu" adı, padişahın büyük sıfatından kaynaklanmaktadır Devşirmelerin köle olarak görülmesi, zaten İslam hukukuna göre de aykırıdır Çünkü İslam hukukunda bir kişinin "köle" olabilmesi için "ehl-i zimmet" olmaması, yani "Osmanlı hakimiyetinde yaşamamaları" gerekmektedir Oysa devşirme işinin yapıldığı yerler, Osmanlı topraklarıdır
Bu konuda en güzel misallerden biri Sokullu Mehmed Paşa'dır Sırp Patrikhanesi 1459'da Fatih Sultan Mehmed tarafından kapatılmış, Patrikhane'nin kiliseleri ve cemaati Ohri'deki Bulgar Kilisesi'ne bağlanmıştı Yaklaşık yüzyıl sonra 1557'de Sokullu Mehmed Paşa, Sırp Patrikhanesi'ni yeniden kurdurmuş ve başına da kardeşi Marakios'u tayin etmiştir Görüldüğü gibi, iki kardeşten biri devşirilerek devletin en yüksek kademesine kadar gelip Osmanlı'ya çok büyük hizmetlerde bulunmuş; diğeri de eski dininde hayatını sürdürmüş ve aralarındaki ilişki devam etmiştir Köprülü Mehmed Paşa, Kırım fatihi Gedik Ahmed Paşa, Yemen fatihi Sinan Paşa, Şehid Ali Paşa, devşirme olarak alınıp, "Saray okulu" olan "Enderun"da yetiştirilerek devlet mekanizmasında istihdam edilen büyük devlet adamlarındandır
Sistemli bir "yozlaştırma" veya "asimilasyon" politikası izlenmiş olsaydı, devşirmelerin kendi milletlerini ve asıllarını kesinlikle hatırlamamaları gerekirdi Oysa bu durum tam tersidir Bununla birlikte asıllarını ve ailelerini unutmayan bu kişilerin geç bile olsa eski din ve hayatlarına dönmeleri de mümkündür Müslüman olan devşirmelerin, Osmanlı sınırları dışına çıktıkları takdirde; savaş sırasında, özellikle mağlubiyetle biten savaşlarda, düşman tarafına geçmeleri, hattâ bu işi bütün yeniçerilerin topyekün yapmaları mümkün ve kolaydır Oysa böyle bir hadiseye uzun Osmanlı tarihî içinde rastlanmamaktadır Sınırlarda her an komşu devletlerle ilişkide bulunan kalelerde genellikle yeniçeriler bulunmakta idi Oysa buralarda da durum aynıdır Burada bir neticeye daha varmamız mümkündür: Şayet Osmanlılar devşirme sistemini bir "baskı" veya "yozlaştırma" unsuru olarak kullanmış olsalardı, yukarıda belirttiğimiz hadiselerin vuku bulması gerekirdi Bununla birlikte Osmanlılar, Türk-İslâm gelenek ve güzelliklerini, yine İslâm'ın sevgi ve hoşgörü denizi içinde, devşirme usulü ile alınan gayr-i müslimlere öğreterek, onlara yepyeni bir dünya kazandırmışlardır

YETİŞTİRİLMELERİ VE YAPTIKLARI BAZI İŞLER
Büyük itina ile seçilen devşirmelerin bir kısmı Anadolu'ya çeşitli ailelerin yanına gönderilmiştir Saraya alınanların bir kısmı ise sarayın kendi iç bünyesinde ihtiyaç hissettiği işlerde çalıştırılmak üzere itinalı bir eğitim-öğretime tabi tutulmuş ve daha sonra muhtelif işlerde istihdam edilmişlerdir Bu işler saray bahçelerinden, padişahın çeşitli işlerinin görülmesine, fırıncılık, demircilik, gemicilik, marangozluk, bahçıvanlık gibi işlere varıncaya kadar çok geniş bir yelpazeyi teşkil etmektedir
Devşirmelerin yetiştirilmesini "Saray Okulu" denen "Enderun" yapmıştır Enderun'a alınanlar daha ziyade, devlet mekanizmasına girebilecek zeki ve kabiliyetli devşirmelerdir Bununla birlikte sarayda bulunan "Küçük Oda, Büyük Oda" gibi yerler, devşirmelerin ilk etapta eğitim gördükleri yerlerdir13 Bu yerlerde ve Enderun'da devşirmelere, görgü kurallarından dinî ve müspet ilimlere varıncaya kadar kendilerine lâzım olan her konuda eğitim ve Öğretim verilmiştir Buralardan yetişen devşirmeler, kaptan-ı derya, vezir, sancak beyi, vezir-i âzam gibi büyük devlet adamları olarak yetişmişlerdir Bu durum ise, gayr-i müslimler için oldukça büyük bir imkân doğurmuş ve bu şekilde gayr-i müslimler, devlet yönetimine etkili olarak katılabilmişlerdir Devlet ise, çok önemli ve zengin bir millî potansiyeli teşkil eden bu İnsanlardan istifade etmiştir Bununla birlikte "müslim-gayr-i müslim halk" ile "'devlet-gayr-i müslim yakınlaşması, kaynaşması ve birlikteliği" sağlanarak; "devlet ve millet olarak içtimaî bütünlük" elde edilmiştir Bu nokta bize; "çok millet"li bir mozayiğe sahip olan Osmanlı Devleti'nin, bu yapısıyla uzun süre yaşayabilmesinin önemli bir sırrını da vermektedir Bu sistem vasıtasıyla Osmanlı Devleti, ezmeyerek ve unutmayarak onların dünya siyaset ve medeniyet tarihinde önemli bir rol oynamalarına mühim ve geniş bir kapı açmış ve onlara
köle olarak görülmesi, zaten İslam hukukuna göre de aykırıdır Çünkü İslam hukukunda bir kişinin "köle" olabilmesi için "ehl-i zimmet" olmaması, yani "Osmanlı hakimiyetinde yaşamamaları" gerekmektedir Oysa devşirme işinin yapıldığı yerler, Osmanlı topraklarıdır
Bu konuda en güzel misallerden biri Sokullu Mehmed Paşa'dır Sırp Patrikhanesi 1459'da Fatih Sultan Mehmed tarafından kapatılmış, Patrikhane'nin kiliseleri ve cemaati Ohri'deki Bulgar Kilisesi'ne bağlanmıştı Yaklaşık yüzyıl sonra 1557'de Sokullu Mehmed Paşa, Sırp Patrikhanesi'ni yeniden kurdurmuş ve başına da kardeşi Marakios'u tayin etmiştir Görüldüğü gibi, iki kardeşten biri devşirilerek devletin en yüksek kademesine kadar gelip Osmanlı'ya çok büyük hizmetlerde bulunmuş; diğeri de eski dininde hayatını sürdürmüş ve aralarındaki ilişki devam etmiştir Köprülü Mehmed Paşa, Kırım fatihi Gedik Ahmed Paşa, Yemen fatihi Sinan Paşa, Şehid Ali Paşa, devşirme olarak alınıp, "Saray okulu" olan "Enderun"da yetiştirilerek devlet mekanizmasında istihdam edilen büyük devlet adamlarındandır
Sistemli bir "yozlaştırma" veya "asimilasyon" politikası izlenmiş olsaydı, devşirmelerin kendi milletlerini ve asıllarını kesinlikle hatırlamamaları gerekirdi Oysa bu durum tam tersidir Bununla birlikte asıllarını ve ailelerini unutmayan bu kişilerin geç bile olsa eski din ve hayatlarına dönmeleri de mümkündür Müslüman olan devşirmelerin, Osmanlı sınırları dışına çıktıkları takdirde; savaş sırasında, özellikle mağlubiyetle biten savaşlarda, düşman tarafına geçmeleri, hattâ bu işi bütün yeniçerilerin topyekün yapmaları mümkün ve kolaydır Oysa böyle bir hadiseye uzun Osmanlı tarihî içinde rastlanmamaktadır Sınırlarda her an komşu devletlerle ilişkide bulunan kalelerde genellikle yeniçeriler bulunmakta idi Oysa buralarda da durum aynıdır Burada bir neticeye daha varmamız mümkündür: Şayet Osmanlılar devşirme sistemini bir "baskı" veya "yozlaştırma" unsuru olarak kullanmış olsalardı, yukarıda belirttiğimiz hadiselerin vuku bulması gerekirdi Bununla birlikte Osmanlılar, Türk-İslâm gelenek ve güzelliklerini, yine İslâm'ın sevgi ve hoşgörü denizi içinde, devşirme usulü ile alınan gayr-i müslimlere öğreterek, onlara yepyeni bir dünya kazandırmışlardır

YETİŞTİRİLMELERİ VE YAPTIKLARI BAZI İŞLER
Büyük itina ile seçilen devşirmelerin bir kısmı Anadolu'ya çeşitli ailelerin yanına gönderilmiştir Saraya alınanların bir kısmı ise sarayın kendi iç bünyesinde ihtiyaç hissettiği işlerde çalıştırılmak üzere itinalı bir eğitim-öğretime tabi tutulmuş ve daha sonra muhtelif işlerde istihdam edilmişlerdir Bu işler saray bahçelerinden, padişahın çeşitli işlerinin görülmesine, fırıncılık, demircilik, gemicilik, marangozluk, bahçıvanlık gibi işlere varıncaya kadar çok geniş bir yelpazeyi teşkil etmektedir
Devşirmelerin yetiştirilmesini "Saray Okulu" denen "Enderun" yapmıştır Enderun'a alınanlar daha ziyade, devlet mekanizmasına girebilecek zeki ve kabiliyetli devşirmelerdir Bununla birlikte sarayda bulunan "Küçük Oda, Büyük Oda" gibi yerler, devşirmelerin ilk etapta eğitim gördükleri yerlerdir Bu yerlerdir ve Enderun'da devşirmelere, görgü kurallarından dinî ve müspet ilimlere varıncaya kadar kendilerine lâzım olan her konuda eğitim ve Öğretim verilmiştir Buralardan yetişen devşirmeler, kaptan-ı derya, vezir, sancak beyi, vezir-i âzam gibi büyük devlet adamları olarak yetişmişlerdir Bu durum ise, gayr-i müslimler için oldukça büyük bir imkân doğurmuş ve bu şekilde gayr-i müslimler, devlet yönetimine etkili olarak katılabilmişlerdir Devlet ise, çok önemli ve zengin bir millî potansiyeli teşkil eden bu İnsanlardan istifade etmiştir Bununla birlikte "müslim-gayr-i müslim halk" ile ''devlet-gayr-i müslim yakınlaşması, kaynaşması ve birlikteliği" sağlanarak; "devlet ve millet olarak içtimaî bütünlük" elde edilmiştir Bu nokta bize; "çok millet"li bir mozayiğe sahip olan Osmanlı Devleti'nin, bu yapısıyla uzun süre yaşayabilmesinin önemli bir sırrını da vermektedir Bu sistem vasıtasıyla Osmanlı Devleti, ezmeyerek ve unutmayarak onların dünya siyaset ve medeniyet tarihinde önemli bir rol oynamalarına mühim ve geniş bir kapı açmış ve onlara "farklı bir dünya" kazandırmıştır

SON BİRKAÇ SÖZ
Osmanlı Devleti, devşirme sistemini kendine has yorumuyla tatbik etti Hem kendisi, hem de gayr-i müslim-müslim halk çok şeyler kazandı Aslında devşirme sistemi Osmanlı tarihinin itinalı bir yerinde durmakla birlikte, bugünkü bazı metodlara da ilham kaynağı olmuştur Günümüzde, bilhassa Avrupa ve Amerika'nın diğer ülkelerdeki zeki talebeleri elde etmeyi hedefleyen "burslar" gibi çeşitli imkânlar sunmalarına devşirme sisteminin değişik bir versiyonu olarak bakabiliriz Yalnız, arada çok önemli bir fark var Osmanlı'daki sistemin temelinde "ülkeye ve dünyaya adam yetiştirme" veya "insanlığa insan kazandırma" fikrinin yerini, bugün bütün sahalara yayılan ekonomik çıkar almıştır

''ALINTI''

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.