08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hadiste Yok Olmak
Çocukluğum Anadolunun küçücük kasabalarında geçti Hatta okasabalardan biri Söğüttü Babam devlet memuru olduğu için küçücük kasabaların küçücük köylerine de davet edildik zaman zaman İşte ta o günlerden kalma bir hatıradırüç tokmaklı, küçücük pencereli,büyük kanatlı kapılar  O zamanlar bir anlam verememiştim Neden bir kapının üzerinde üç tokmak bulunuyordu?Ve o küçücük pencerecik kapının üstünde ne işe yarıyordu?
Sonra kocaman bir şeHrin -ki İstanbul'du kocaman bir üniversitesinde okuduk da öğrendik küçücük sorunun kocaman cevabını
Bir müminin evine direkt girilmezmiş Evin etrafı, mahremiyetin koruyucusu olarak bahçeler ve o kocaman kanatlı kapıyla çevrelenirmiş
Kapıya gelen bir hanımsa en küçük tokmağı çalarmış O tıpkı kendi gibi narin ve zarif bir ''çıt-çıt'' sesi çıkarmış Evdeki bayanlardan biri kapıyı açarken,evdeki beyler ayak altından çekilirmişEğer en iri olan tokmak çalınırsao zaman evdeki hanımlar bahçeden içeri geçerlermişZira bu kez gelenin bir erkek olduğu anlaşılırmış
Ama orta boy tokmak çalındığında kimse kapıyı açmazmış O zaman kocaman kanatlı kapının üzerindeki minicik pencerecik açılırmış Ancak bir elin sığabileceği küçük bir pencere  Orta boy tokmak çalındığında kapının ardındakilere şu mesaj verilirmiş:''Ben MUHTACIM ve senden fazla olan ne ise onu istiyorum '' açılırve belki bir yumurta -ki biz bir hurma ile cenneti alabileceğimiz muştusuyla müjdelendik- belki bir mecidiye,belki bir elbise veye sıcacık bir ekmek   Ne varsa       
Ne veren el (yüz) alan eli (yüzü) görmüş ne alan el (yüz) veren eli  Çünki "sadakayı gizli veriniz" demiş O Fahr-i Kainat "Fedake ümmi ve ebi ya RASULALLAH  emrin olur" demişler
Düşünmüşler düşünmüşler  Ve öylesine yok olmuşlarki hadisin manasında küçücük pencereleri, sadaka taşlarını icat etmişler Eskiden İstanbul'un her köşebaşında, her cami,türbe girişinde sıkça ratlanılan sadaka taşları artık yok
Oda ne ki derseniz anlatalım: Kocaman kocaman çukurca bir taş çanak hayal edin üst ağız kısmı bir demir levha ile örtülüancak birleşim yerinin bir bölümünde bir elin sığabileceği kadar açıklık olsun Eliniz sadaka taşının içinepara bırakıyorda olabilir , alıyorda olabilir Ne varki bunu sizden başkası bilmeyecektir Üstelik almaya karar verirseniz, avucunuzun içine gelen kısmetede razı olmak zorundasınız Eski İstanbullular, öyle gariplerden bahsederlerki,bu garipler sadaka taşından bu usulle sadaka aldığı için, mahçup olup eli döner dönmez aldıkları miktardaki parayı aynı sadaka taşına geri bırakırmış
Şimdilerde yolunuz Beşiktaş'taki Yıldız Parkına düşerse, hemen yanındaki Yahya Efendiye bir uğrayın Neden mi?İstanbul'da kalan son bir kaç sadaka taşından biri karşılayacak sizi orada Ama sadaka taşı olarak değil, galoş sepeti olarak
|
|
|