Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çakmak, fevzi, mühim, paşanın, sırrı

Fevzi Çakmak Paşa'nın Mühim Sırrı.

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Fevzi Çakmak Paşa'nın Mühim Sırrı.




Mareşal Fevzi Çakmak Paşa bu ifşayı, refikası Fitnat hanıma şöyle açıklamıştır:

«Fitnat Öyle bir şey biliyorum ki ortaya çıkıp söylememe bugüne kadar ki tutumumuz ve davranışlarımız müsait değil Mecburum, bu sırrı kendimle beraber mezara götürmeye»

Ve işte Mareşalin senelerce sakladığı büyük sır ki, Sultan Vahdettin'in vatansever bir insan olduğunu ve kurtuluşu (İstiklal savaşının kazanılmasını) Anadolu'da gördüğünü apaçık göstermektedir

Dinleyelim Fevzi Paşayı:

«Mütareke senesinde, bir Cuma selamlığından sonra Sultan Vahdettin beni huzuruna kabul etti

"Paşa, dedi Durumu görüyorsunuz Bu işler anca Anadolu'da teşkilatlanarak kurtarılabilir Bana Anadolu'da teşkilat kuracak, memleketi şu karanlık durumdan kurtarabilecek Paşaların bir listesini yapıp getirin"

Ertesi Cuma, yine selamlıktan sonra huzuruna girip hazırladığım listeyi verdim Dikkatle okuduktan sonra, bir müddet sustu sonra yarı kapalı gözleriyle ağır ağır, tane tane konuşmaya başladı:

"Paşa, Mustafa Kemal Paşa hırsız mıdır"
"Haşa Padişahım"
"Bir namuzsuzluğu, ahlaksızlığı var mıdır ?"
"Haşa Padişahım"
"Beceriksiz ve kabiliyetsiz midir ?"
"Hayır efendim O hepimizden bilgili, kabiliyetli ve dinamiktir"
"O halde bu listeye niçin onun adını yazmadınız ?"

Hiç düşünmeden cevap verdim:

"Padişahım, Mustafa Kemal Paşa yenilik, bilhassa öteden beri Cumhuriyet taraftarıdır"

Padişah elindeki kâğıdı atar gibi masanın üzerine bıraktı Ayağa kalkıp pencereye döndü Limanda demirli İtilaf devletleri (İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan) gemilerini göstererek:

"Paşa, Paşa Bu gemileri görmek kanııma dokunuyor Bu memleket kurtulsun da isterse Cumhuriyet olsun Kendine selamla birlikte tebliğ ediniz, haftaya Cuma günü Mustafa Kemal Paşa’yı göreceğim" »



Tercüman, 10041976

Kaynak: Vehbi Vakkasoglu, Son Bozgun, cilt: 1, S 134-135, Timas, İstanbul, 1990


Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının Millî Mücadele’yi gerçekleştirip vatanın kurtuluşunda büyük rol oynadıklarında herkes hemfikirdir Fakat Anadolu’nun bu yeniden şahlanış ve dirilişini bir kişiye ve belli bir gruba mal etmek ise din, vatan ve haysiyet davası uğrunda varını yoğunu ortaya koyan ve kahpe düşmana göğsünü siper eden, yediden yetmişe tüm milletimizin ve perde gerisindeki kahramanlarımızın efsanevî gayret ve feda-kârlıklarını yok saymaz mı?

Destansı havanın getirdiği hissîlikten kendimizi sıyırıp “19 Mayıs’ın” hakikatine uyanmanın ve ilmin büyük ölçüde hükme bağladığı tarihî gerçeklerle yüzleşmenin daha zamanı gelmedi mi?

Millî Mücadele’yi İlk Kim Başlattı ?

Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçişi ile alakalı, birbirinden çok farklı rivayetler, iddialar ve senaryolar dile getirilmiştir:

1) İttihatçı, radikal ve istenmeyen adam olarak Mustafa Kemal’in İstanbul’dan uzaklaştırılıp pasifleştirildiği

2) Başka vazife kalmadığı için mecburen bu görevin tenzili rütbe (rütbe indirimi) olarak verildiği

3) Kendi gayretleriyle söz konusu görev ve yetkileri elde ettiği, asıl gizli amacını gizlediği ve İngilizlerden habersiz Samsun’a çıktığı

4) Dünya Harbi sonuçlanmadan önce ilk kez İttihatçıların plan-ladığı bu harekete, yine onların İstanbul’da kurdukları gizli Karakol Örgütü’nün, Kemal Paşa’yı uygun gördüğü ve görüşmeler sonunda paşanın kabul etmesi üzerine, hükümete görev çıkarttırıp padişaha onaylattırdığı

5) Nihayet, Padişah Vahdeddin’in ve kısmen de Sadrazam Da-mat Ferid Paşa’nın bilgisi ve iradesi dâhilinde Anadolu’da büyük bir Millî Mücadele Hareketi başlatmak üzere gönderildiği

Kaynaklar ve belgelerin dile getirdiği gerçek şu ki padişah ve hükümet, İngilizleri de ikna edip güven vererek Samsun ve civarında sözde ateşkesin uygulanmasını sağlayıp emniyeti temin etmek şeklindeki 9 Ordu Müfettişliği adı altında, esas ve gizli bir görevin gerçekleşmesi için Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya gönderilmiştir

Söz konusu görevin adayları arasında, Harbiye Nazırı Fevzi (Çakmak) Paşa’nın hazırladığı liste içerisinde yenilikçi görüşler taşıdığını, yüksek derecede siyasî emeller beslediğini, hatta cumhuriyet yanlısı olduğunu biliyordu Üstelik teşkilatçı, hamleci, müteşebbis bir ruh ve karaktere sahip olmasına ve daha da mühimi lider vasfına güvenip böylesi felaketli bir zamanda öncelikli gaye olan vatan ve milletin kurtuluş ve selameti için, “namağlup komutanım” sıfatıyla övdüğü Mustafa Kemal’in adını tercih etmekten Sultan Vahdeddin çekinmemiştir

Padişahın, paşayı seçtiğini, 150’likler arasında olmadığı halde memleketi terk eden Râci Azmi Yeğen’in naklettiği, devrik sultanın San Remo’da kendisine söylediği şu bilgi de pekiştirmektedir: “Samsun’a bir müfettiş gönderileceğini öğrenince, danışmanlarımdan Genelkurmay tuğgenerali Mustafa Kemal Paşa’yı da dikkate alınız, diye ikaz eyledim

Bütün bunlara aslında en iyi ve sağlıklı cevap vermek konumunda olan Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat kendisidir: Samsun’a hareket etmeden önce Sultan Vahdeddin ile 15 Mayıs 1919’da sarayda gerçekleşen son görüşmeyi Kemal Paşa, kendi ifadeleriyle şöyle anlatmıştır: “Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Vahdeddin ile diz dize denecek kadar yakın oturduk Sağında dirseğini dayamış olduğu bir masa ve üstünde bir kitap var Vahdeddin hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı: “Paşa paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin Bunların hepsi artık şu kitaba, tarihe geçmiştir Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir Paşa paşa, devleti kurtarabilirsin!” “Hakkımdaki teveccüh (ilgi) ve itimada (güvene) arzı teşekkür ederim Elimden gelen hizmette kusur etmeyeceğime emniyet buyurunuz” “Muvaffak ol!” hitabı şahanesine mazhar olduktan sonra huzurundan çıktım

Bazı kaynaklar, Vahdeddin’in daha açık ve geniş olarak şunları söylediğini rivayet etmektedir: “Sizi Anadolu’ya, işte bu millî kıyam (mücadele) zeminini açmanız için gönderiyorum! Düşman kuvvetlerine, hususiyle İngilizlere ve hükümete karşı gidiş sebebiniz ayrıdır İşgal kuvvetleri, sizin Samsun’da asayişi iade edeceğiniz ve şarktaki (doğudaki) ordu mukavemetini (direnişini) kaldıracağınız kanaatini besleyeceklerdir Gerçek sebebi ise, yalnız siz ve ben bileceğiz Size düşen iş, bu ruhu büsbütün alevlendirerek orduyu da içine alan bir daire merkezinde bütünleştirmek ve teşkilatlandırmaktır İçinde bulunduğumuz belalı şartlar karşısında, tek merkezli ve yekpare (tek parça) bir millî hareket üzerimize farzdır Böyle bir hareketin sevk ve idaresini, hangi kumandana emanet edebileceğimi uzun uzun düşündüm Nihayet, taşıdığımız vasıflar bakımından sizi buldum! Millî şahlanışın muvaffak olabilmesi için mutlaka İstanbul, devlet ve padişah dışında vücut bulması ve düşmanlarımıza azamî telaş ve dehşet hissini vermeyecek çapı muhafaza etmesi lâzımdır Hatta bu hareket, bana ve hükümetime aykırı diye de gösterilebilir Evet paşa, Anadolu’ya en ince bir sanat, askerî ve mülkî idare dehasıyla, işte bu gayeyi gerçekleştirmek üzere geçecek ve Allah ’ın inâyetiyle (yardımıyla) muvaffak olacaksınız!”

Kemal Paşa, İstiklâl Harbi’nin devam ettiği 10 Ocak 1922’de, gazeteci Ahmet Emin’e (Yalman) verdiği röportajda; Anadolu’ya gönderilme teklifinin padişah ve Hükümetten geldiğini, kendisinin de kabul ettiğini doğrulamıştır
1927–1938 yıllarında sofracılığını yapan Cemal Granda’nın, onun ağzından aktardıkları da aynı gerçeğe parmak basmaktadır: “Beni, Millî Mücadele’yi açmak üzere bunca paşa arasından seçip Anadolu’ya gönderen Vahdeddin’dir Eğer bu vatanı kurtaran birini aramak gerekirse Vahdeddin’i göstermek lâzım gelir!”

Refet Bele’nin, Necip Fazıl’a söyledikleri ise şöyledir: “Vahdeddin, vatanın kurtarılması yolunda işin başına geçmesi için maddî ve manevî her fedakârlığı göstererek Mustafa Kemal’i seçmiş ve Anadolu’ya göndermiş insandır!”

Vahdeddin ise, gurbetteyken şunu söylemiştir: “Biz yandık, ama onu Anadolu’ya göndermekle vatanı kurtardık!”

Mustafa Kemal Paşa’nın ordu müfettişliğini aşan gayet geniş yetkilerle ve en vatansever ve vasıflı subaylardan oluşan 18 kişilik kurmay kadroyla Anadolu’ya gönderilmesini, Ahmet İzzet Paşa, “şimdiye kadar hiçbir fâniye nasip olmamış” şeklinde nitelendirmiştir

Amerikalı Tarihçi Stanford Shaw, son tahlilde şöyle hükme bağlamaktadır: “Mustafa Kemal’in, böyle olağanüstü yetkilerle donanmış olarak silah toplamaktan daha başka şeyler için düşünüldüğü açıkça görülmektedir Harbiye Nazırlığındaki üstlerinin ve bir ihtimalle Sadrazam ve Padişahın kendisinden direniş örgütlenmesini beklemiş oldukları açıktır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.