Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlamları, kurandaki, sûreler

Kurandaki Sureler Ve Anlamları

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurandaki Sureler Ve Anlamları




1-el-FÂTİHA
Müddesir sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 7 (yedi) âyettir Kur'an'ın ilk sûresi olduğu için açış yapan, açan manasına "Fâtiha" denilmiştir Diğer adları şunlardır: Ana kitap manasına "Ümmü'l-Kitâp" dinin asıllarını ihtiva eden manasına "el-Esâs", ana hatlarıyla İslâm'ı anlattığı için "el-Vâfiye" ve "el-Seb'u'l-Mesânî", birçok esrarı taşıdığı için "el-Kenz" Peygamberimiz "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuştur Onun için, Fâtiha, namazların her rekâtında okunur Manası itibariyle Fâtiha, en büyük dua ve münâcâttır Kulluğun yalnız Allah'a yapılacağı, desteğin yalnızca Allah'tan geldiği, doğru yola varmanın da doğru yoldan sapmanın da Allah'ın iradesine dayandığı, çünkü hayrı da şerri de yaratanın Allah olduğu hususları bu sûrede ifadesini bulmuştur Kur'an, insanlığa doğru yolu göstermek için indirilmiştir Kur'an'ın ihtiva ettiği esaslar ana hatları ile Fâtiha'da vardır Zira Fâtiha'da, övgüye, ta'zime ve ibadete lâyık bir tek Allah'ın varlığı, O'nun hakimiyeti, O'ndan başka dayanılacak bir güç bulunmadığı anlatılır ve doğru yola gitme, iyi insan olma dileğinde bulunulur

2-el-BAKARA
Medine'de inmiştir 286 (ikiyüzseksenaltı) âyettir Kur'an'ın en uzun sûresidir Adını, 67-71 âyetlerde yahudilere kesmeleri emredilen sığırdan alır Yalnız 281 âyeti Veda Haccında Mekke'de inmiştir İnanca, ahlâka ve hayat niz----- dair hükümlerin önemli bir kısmı bu sûrede yer almıştır

3-ÂL-İ İMRÂN
Medine'de nâzil olmuştur 200 (İki yüz) âyettir 34-37 âyetlerde Hz Meryem'in babasının mensup olduğu İmrân ailesinden söz edildiği için sûre bu adı almıştır

4-en-NİSÂ
Hicretten sonra Medine'de nâzil olmuştur, 176 (yüzyetmişaltı) âyettir "Nisâ" kadınlar demektir Bu sûrede daha çok kadından, cemiyet içinde kadınların hukukî ve içtimaî yer ve değerlerinden bahsedildiği için adına "Nisâ" denmiştir

5-el-MÂİDE
Üçüncü âyetin dışında sûrenin bütünü Medine'de, hicrî altıncı yılda nâzil olmuştur 120 (yüzyirmi) âyettir Buhârî ve Müslim'de, Hz Ömer'den rivayet edildiğine göre "Bugün size dininizi ikmal ettim" ifadesinin yer aldığı âyet Mekke'de, vedâ haccında, cuma günü, Arafe akşamı nâzil olmuştur "Mâide" sofra demektir 112 ve 114 âyetlerde, Hz İsa zamanında, gökten indirilmesi istenen bir sofradan bahsedildiği için sûreye bu isim verilmiştir Bundan önceki sûrede dinî zümreler içinden münafıklar ağırlıkla söz konusu edilmişti Bu sûrede ise yine münafıklardan bahsedilmekle beraber ağırlık ehl-i kitapta ve özellikle hristiyanlardadır Bunun dışında sûrede hac farizası, abdest, gusül, teyemmüm ile ilgili bazı bilgiler, içki ve kumar yasağı, ahitlere ve söze bağlılık, içtimaî ve ahlâkî münasebetler, haram ve helâl yiyecekler gibi bilgi ve hükümlere temas edilmiºtir

6-el-EN'ÂM
En'âm sûresi, 165 (yüzaltmışbeş) âyettir 91, 92, 93 ve 151, 152, 153 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir Sûrenin bazı âyetlerinde Arapların, kurban edilen hayvanlarla ilgili birtakım gelenekleri kınandığı için sûreye En'âm sûresi denmiştir En'âm; koyun, keçi, deve, sığır ve manda cinslerini bir arada ifade eden bir kelimedir

7-el-A'RÂF
A'râf sûresi Mekke'de inmiş olup, 206 (ikiyüzaltı) âyettir 46 ve 48 âyetlerde A'râf'ta yani cennet ve cehennem ehli arasındaki yüksek bir yerde bulunan insanlardan söz edildiği için sûreye bu ad verilmiştir

8-el-ENFÂL
Enfâl sûresi, 75 (yetmişbeş) âyettir 30 ilâ 36 âyetler Mekke'de, diğerleri Medine'de inmiştir Enfâl, ziyade manasına gelen "nefl" kelimesinin çoğuludur İslâm dinini savunmak için yapılan savaşlarda elde edilen sevaba ek olarak alınan ganimet malına da "nefl" denilmiştir Sûrenin birinci âyetinde savaştan elde edilen ganimetlerin Allah ve Resûlüne ait olduğu ifade edildiği için sûreye bu ad verilmiştir

9-et-TEVBE
Tevbe sûresi, 129 (yüzyirmidokuz) âyettir 128 ve 129 âyetler Mekke'de, diğerleri Medine'de inmiştir 104 âyet tevbe ile ilgili olduğu için sûreye bu isim verilmiştir Sûrenin bundan başka birçok ismi olup en meşhuru Berâe'dir Bu sûrenin Enfâl sûresi'nin devamı veya başlı başına bir sûre olup olmadığı hakkında ihtilâf olduğu için başında Besmele yazılmamıştır Hicretin dokuzuncu yılında Hz Ebu Bekir, hac emîri olarak tayin edilmiş ve müslümanlar hacca gönderilmişti Bu sûre inince Resûlullah (s a) Allah'ın emirlerini hacdaki insanlara tebliğ etmesi için Hz Ali'yi görevlendirdi Hz Ali hac kafilesine ulaştığında Hz Ebu Bekir, "Amir olarak mı geldin, yoksa memur olarak mı?" diye sordu; Hz Ali, sadece sûreyi Mekke'de hacılara tebliğ ile me'mûr olduğunu bildirdi Hz Ali bayramın birinci günü Akabe Cemresi yanında ayağa kalkarak kendisinin Peygamber tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu bildirdi ve bir hutbe okudu, sonra da bu sûrenin başından 30 veya 40 âyet okuyarak dedi ki: "Dört şeyi tebliğe memurum: 1 Bu yıldan sonra Kâbe'ye hiçbir müşrik yaklaşmayacak, 2 Hiç kimse çıplak olarak Kâbe'yi ziyâret etmeyecek, 3 Müminden başkası cennete girmeyecek, 4 Müşrik kabileler tarafından bozulmamış antlaşmalar, antlaşma süresinin sonuna kadar yürürlükte kalacak"

10-YÛNUS
Yunus sûresi, 109 (yüzdokuz) âyet olup 40, 94, 95 ve 96 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 98 âyette Hz Yunus'un kavminden bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir Mekke halkı, kendi içlerinden bir adamın peygamber olabileceğine inanamıyorlar ve: "Allah, Ebû Tâlib'in yetimi Muhammed'den başka bir peygamber bulamadı mı?" diyorlardı Hiç olmazsa hatırı sayılır, zengin ve makam sahibi birisinin peygamber olmasını daha uygun görüyorlardı İşte bunun üzerine bu sûre inmiştir

11-HÛD
Hûd sûresi, 123 (yüzyirmiüç) âyet olup 12, 17 ve 114 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 50 - 60 âyetlerde Arabistan halkına gönderilmiş peygamberlerden biri olan Hûd (a s)'ın hayatından bahsedildiği için sûreye bu isim verilmiştir Yunus sûresinden sonra inmiş olup onun devamı niteliğindedir İtikada ait esasları, Kur'an'ın mucize oluşunu, ahiretle ilgili meseleleri, sevap ve cezayı ve Hz Hûd'dan başka Nuh, Salih, İbrahim, Lût, Şuayb ve Musa (a s) gibi peygamberlerin kıssalarını ihtiva etmektedir

12-YÛSUF
Yusuf suresi, 111 (yüzonbir) âyet olup 1,2 ve 3 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir Sûrenin başından sonuna kadar Yusuf Peygamber'den bahsedildiği için bu adı almıştır

13-er-RA'D
Ra'd Sûresi, 43 (kırküç) âyet olup Mekke'de mi, Medine'de mi indiği hakkında ihtilaf vardır Sûrenin muhtevası göz önüne alınırsa Mekke'de indiğini söyleyenlerin görüşü biraz daha ağırlık kazanır Sûrenin onüçüncü âyetinde gök gürültüsü manasına gelen "er-Ra'd" kelimesi zikredildiği için sûreye bu ad verilmiştir

14-İBRÂHİM
İbrahim sûresi, 52 (elliiki) âyet olup 28 ve 29 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 35-41 âyetler Hz İbrahim'in duasını ihtiva ettiği için sûreye bu ad verilmiştir

15-el-HİCR
Hicr sûresi, 99 (doksandokuz) âyet olup 87'si Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir Hicr, bir yer adıdır 80-84 âyetlerde Hicr'den bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir

16-en-NAHL
Nahl sûresi 128 (yüzyirmisekiz) âyet olup, son üç âyeti Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 68 âyette bal arısından söz edildiği için sûreye bu ad verilmiştir

17-el-İSRÂ
Mekke'de nâzil olmuştur Ancak 26, 32, 33 ve 57 âyetlerle 73 ilâ 80 âyetlerin Medine'de indiği rivayet edilmektedir 111 (yüzonbir) âyettir "İsrâ" kelimesi, geceleyin yürümek manasına gelir Hz Peygamber'in Mi'rac mucizesinin Mekke'den Kudüs'e kadar olan kısmı bu sûrede anlatıldığından, sûre "İsrâ" adını almıştır

18-el-KEHF
Kehf sûresi 110 (yüzon) âyettir Mekke'de nâzil olmuştur Ancak, 28 âyetin Medine'de nâzil olduğu rivayeti de vardır Sûre bu adı, içinde söz konusu edilen ve "mağara arkadaşları" demek olan "Ashâb-ı Kehf"den almıştır

19-MERYEM
Meryem sûresi, 98 (doksansekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur Bazı tefsircilere göre 58 âyet, bazılarına göre de 71 âyet Medine'de nâzil olmuştur Bu sûre, diğer bahisler yanında, özellikle Hz Meryem'den ve onun Hz İsa'yı dünyaya getirmesinden bahsetmesi sebebiyle "Meryem sûresi" adını almıştır

20-TÂ-HÂ
135 (yüzotuzbeş) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur Sûre, ismini, başındaki Tâ-Hâ harflerinden almıştır Hz Ömer'in bu sûre vesilesiyle müslüman oluşu, İslâm tarihinin önemli bir hatıra sayfasıdır Olay, kısaca şöyledir: İslâm'ın yaman bir düşmanı olan Hattâb oğlu Ömer, Resûlullah'ı öldürme vazifesini üstlenmiş ve bu iş için yola çıkmıştı Ancak, yolda kız kardeşi Fatıma ile eniştesi Saîd'in müslüman olduğunu öğrenince, önce onların işini bitirmeye karar verdi Tâ-Hâ sûresini okumakta olan karı-koca, Ömer'in geldiğini görünce Kur'an sayfalarını sakladılarsa da, Ömer onları duymuştu Okuduklarını görmek istediğini söyledi İnkâr etmeleri üzerine Saîd'e saldırdı Kendisine mâni olmak isteyen Fatıma'yı tokatladı Yüzlerinden kanlar akan Fatıma, cesarete gelerek müslüman olduklarını açıkça söyledi Kardeşinin haline acıyan Ömer, bu sefer yumuşak bir sesle okuduklarını tekrar istedi Tâ-Hâ sûresinin yazılı bulunduğu sayfaları okuyunca, Kur'an'ın mucizeli tesirinden nasibini alarak Resûlullah'ın huzuruna gitti ve müslüman oldu

21-el-ENBİYÂ
Enbiyâ sûresi, 112 (yüzoniki) âyettir ve Mekke'de nâzil olmuştur Başka konular yanında bilhassa bazı peygamberler ve onların kavimleriyle olan münasebetlerinden bahsettiği için Enbiyâ (Peygamberler) sûresi adını almıştır

22-el-HACC
Sûre 78 (yetmişsekiz) âyettir Müfessirlerin çoğunluğuna göre 19 âyetten itibaren 6 âyet Medine'de, diğerleri Mekke'de nâzil olmuştur Bu sûrede, hac farizasının daha önce Hz İbrahim tarafından başlatıldığından ve Hz Muhammed (s a) tarafından da devam ettirildiğinden bahsedildiği için sûreye "Hac sûresi" denilmiştir

23-el-MÜ'MİNÛN
118 (yüzonsekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur Özellikle ilk âyetlerinde kurtuluşa eren müminlerin ibadetlerinden, ahlâki yaşayışlarından ve nâil olacakları uhrevî nimetlerden bahsedildiği için sûre "el-Mü'minûn" adını almıştır Nitekim Abdullah b Abbas'tan rivayet edilen bir hadiste Hz Peygamber (s a), bu âyetlerin inzâlini müteakip, "Bana on âyet indi ki, durumu bunlara uyan cennete gidecektir" buyurdu ve bu sûrenin ilk on âyetini okudu

24-en-NÛR
64 (altmışdört) âyetten ibaret olan sûrenin tamamı Medine'de nâzil olmuştur "Nûr âyeti" diye bilinen 35 âyette Allah'ın, gökleri ve yeri aydınlatan nûrundan bahsedildiği için "Nûr sûresi" adını almıştır

25-el-FURKAN
Bu sûre Mekke'de nâzil olmuştur, sadece üç âyetinin (68, 69, 70) Medine'de nâzil olduğu hakkında bir rivayet vardır 77 (yetmişyedi) âyettir Sûre, adını ilk âyetinde geçen "el-furkan" kelimesinden alır "Furkan", hakkı bâtıldan ayırdeden demektir ve Kur'an-ı Kerim'in isimlerindendir

26-eş-ŞUARÂ
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 227 (ikiyüzyirmiyedi) âyettir 224, 225, 226, 227 âyetleri (dört âyet), Medine'de nâzil olmuştur "Şuarâ", şairler demektir; 224 âyetinde şairlerden sözedildiği için, sûre bu ismi almıştır Muhaliflerin Kur'an'a karşı ileri sürdükleri iddialarından biri de, onun bir şair tarafından meydana getirilmiş olduğu idi İşte Kur'an, Hz Peygamber'in irşadı ile daha önceki peygamberlerin irşadlarının özde birleştiğini ve Kur'an'ın bir şair eseri olmadığını isbat ederek, bu iddiayı çürütmekte ve reddetmektedir

27-en-NEML
Bu sûre, Mekke'de nâzil olmuştur 93 (doksanüç) âyettir "Neml" karınca demektir 18 âyetinde, Süleyman aleyhisselâmın ordusuna yol veren karıncalardan söz edildiği için sûre bu ismi almıştır

28-el-KASAS
Bu sûre Mekke'de nâzil olmuştur 85 âyetinin hicret esnasında Mekke ile Medine arasında, 52 ilâ 55 âyetlerinin ise Medine'de nâzil olduğu rivayet edilmiştir 88 (seksensekiz) âyettir "Kasas", olaylar, hikâyeler demektir İsmini 25 âyetinden almıştır Sûrenin başlıca konularını, Hz Musa'nın çocukluğundan itibaren hayatı, mücadeleleri; tevhid ehlinnin zaferi ve dünya servetine güvenilmemesi teºkil etmektedir

29-el-ANKEBÛT
Mekke'de nâzil olan bu sûre 69 (altmışdokuz) âyettir "Ankebût", örümcek demektir 41 âyetinde kâfirlerin işleri örümcek ağına benzetildiği için sûre bu ismi almıştır

30-er-RÛM
17 âyeti hariç, sûrenin tamamı Mekke'de nâzil olmuştur 60 (altmış) âyettir İranlılarla yapılan savaşta yenilmiş olan Rumların (Bizanslıların) tekrar galip gelecekleri anlatıldığından, sûreye bu isim verilmiştir

31-LOKMAN
Mekke'de nâzil olmuºtur 27, 28 ve 29 âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu da rivayet edilmiştir 34 (otuzdört) âyettir Hz Lokman'ın kıssasını anlattığı için bu adı almıştır

32-es-SECDE
Adını 15 âyette geçen kelimeden alan bu sûre Mekke'de nâzil olmuştur 18, 19 ve 20 âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu da rivayet edilmiºtir 30 (otuz) âyettir

33-el-AHZÂB
Medine'de nâzil olmuştur 73 (yetmişüç) âyettir "Ahzâb", "hizb"in çoğuludur Topluluk, gurup, bölük, parti gibi manalara gelir Her gün mutad olarak devam edilen dua demetine, Kur'an cüzünün dörtte birine de hizip denir Bu sûrede, müslümanlara karşı savaşmak üzere birleşen Arap kabilelerinden bahsedildiği için, bu isim verilmiştir (Rivayete göre, bir takım ileri gelen müşrikler "Uhud" savaşından sonra Medine'ye gelmişler, münafıkların lideri Abdullah b Übeyy'in evine misafir olmuşlardı Hz Peygamber bunlara, kendisiyle görüşmek üzere emân vermişti Bu görüşme esnasında Resûlullah'a: Sen bizim taptıklarımızı diline dolamaktan vazgeç, "onlar menfaat sağlayabilir, şefâat edebilir" de, biz de seni Rabbinle başbaşa bırakalım, dediler Orada bulunan müslümanların canları sıkıldı, onları öldürmek istediler Bunun üzerine, verilmiş olan emânın bozulması konusunda Allah'tan korkmalarını ve kâfirler ile münafıkların sözlerine boyun eğmemelerini, Resûlullah'ın şahsında müminlerden isteyen 1 âyet nâzil oldu

34-SEBE'
Mekke'de nâzil olmuştur 54 (ellidört) âyettir Yalnız 6 âyeti Medine'de inmiştir Sûre adını, Yemen'de bir bölge veya kabile ismi olan Sebe' kelimesinin geçtiği 15 âyetten alır

35-FÂTIR
Mekke'de nâzil olmuştur, 45 (kırkbeş) âyettir

36-YÂSÎN
Sûre, ismini iki harften ibaret olan ilk âyetten almıştır Mekke'de inmiştir 83 (seksenüç) âyettir Sûreye isim olarak verilen "yâsîn"in, genellikle "Ey insan!" manasına geldiği kabul edilir Bununla kasdedilen, Hz Peygamber'dir Yâsîn sûresi Kur'an'ın kalbi kabul edilmiş ve müslümanlar arasında ayrı bir önem kazanmıştır Fazileti hakkında hadisler vardır

37-es-SÂFFÂT
Adını, saf tutmuş meleklere işaret eden ilk âyetten alan ve kâinattaki güçlerden söz eden bu sûre, Mekke'de inmiştir 182 (yüzsekseniki) âyettir İlk üç âyette, saf tutmuş meleklere, bulutları sevk ve idare eden güce, zikri yapan dile yahut insana yemin edilerek Allah'ın bir olduğu gerçeği ortaya konmuştur

38-SÂD
Kamer sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 88 (seksensekiz) âyettir İsmini birinci âyette yer alan Sâd harfinden alır

39-ez-ZÜMER
Mekke'de nâzil olmuştur 75 (yetmişbeş) âyettir Yalnız 53 - 55 âyetler Medine'de inmiştir Adını, 71 ve 73 âyetlerde geçen mümin ve kâfirlerin oluşturduğu topluluklar anl----- gelen "zümer" kelimesinden almıştır

40-el-MÜ'MİN
Aynı zamanda Gâfir adını da taşıyan bu sûre, 85 (seksenbeş) âyettir 56 ve 57 âyetleri Medine'de inmiştir Adını, Firavun ailesinden inanan bir kişinin vasıflarının sayıldığı 28 - 45 âyetlerden alır

41-FUSSILET
Adını, 3 âyette geçen "fussılet" kelimesinden almıştır Secde, Hâ, Mîm ve Mesâbih adları ile de anılan bu sûre, Mekke'de inmiştir 54 (ellidört) âyettir

42-eş-ŞÛRÂ
Mekke'de nâzil olan bu sûre 53 (elliüç) âyettir Yalnız 23 - 26 âyetleri Medine'de inmiştir Adını 38 âyette geçen ve müslümanların, işlerini aralarında danışma ile yapmalarının gereğini bildiren Şurâ kelimesinden almıştır

43-ez-ZUHRUF
Zuhruf, altın ve mücevher anl----- gelir Sûrede bunlardan söz edildiği ve Allah'ın insana sahip olduğu altın ve mücevherle değil, inanç ve davranışlarına göre değer verdiği anlatıldığı için sûre bu adla anılmıştır Mekke'de inmiºtir ve 89 (seksendokuz) âyettir

44-ed-DUHÂN
Mekke'de inen bu sûre 59 (ellidokuz) âyettir Adını, onuncu âyette geçen ve duman manasına gelen "duhan" kelimesinden almıştır

45-el-CÂSİYE
Mekke'de inmiştir 37 (otuzyedi) âyettir Adını, 28 âyette geçen ve kıyamette diz üstü çökenleri anlatan "câsiye"den almıştır Bu sûreye şerîat ve dehr sûresi de denilmiºtir

46-el-AHKAF
Âd kavminin yaşadığı bölgede rüzgârlar, "ahkaf" denen kum tepeleri meydana getiriyordu İçinde bu kavmin yaşadığı bölge ve kum yığınlarından söz edildiğinden sûre Ahkaf adını almıştır; Mekke'de inmiştir; 35 (otuzbeş) âyettir

47-MUHAMMED
Adını Peygamberimizin isminden alan bu sûreye aynı zamanda Kıtâl sûresi de denmiştir Medine'de inmiştir, 38 (otuzsekiz) âyettir

48-el-FETİH
İçinde İslâm'ın elde edeceği fetih, başarı ve zaferden bahsedildiği için Fetih adını alan bu sûre, hicretin altıncı yılında Hudeybiye antlaşması dönüşünde Mekke ile Medine arasında inmiş ve Medine'de inen sûrelerden sayılmıştır; 29 (yirmidokuz) âyettir

49-el-HUCURÂT
Bu sûrede müminlere bazı görgü kuralları, Peygamber'e ve birbirlerine karşı nasıl davranacakları öğretilmektedir Medine'de inmiştir 18 (onsekiz) âyettir Adını, dördüncü âyetteki "odalar" anl----- gelen "hucurât" kelimesinden alır

50-KAF
Mekke'de inmiştir 45 (kırkbeş) âyettir "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır

51-ez-ZÂRİYÂT
Mekke'de inmiştir 60 (altmış) âyettir İlk âyette geçen ve "rüzgârlar" anl----- gelen "zâriyât" kelimesi, sûrenin adı olmuştur

52-et-TÛR
Mekke'de inmiştir 49 (kırkdokuz) âyettir Adını, birinci âyette geçen ve üzerinde Hz Musa'ya Tevrat'ın indiği, böylece onun ilâhi hitaba mazhar olduğu Tûr dağından almıştır

53-en-NECM
Mekke'de inmiştir 62 (altmışiki) âyettir Yalnız 32 âyeti Medine'de nâzil olmuştur

54-el-KAMER
Ayın yarılması mucizesi bu sûrede anlatılır Onun için bu adı almıştır Mekke'de inmiºtir, 55 (ellibeº) âyettir

55-er-RAHMÂN
Mekke'de inmiştir 78 (yetmişsekiz) âyettir İlk kelime olan "er-rahmân" sûreye ad olmuştur Bu sûrede Allah'ın nimetleri sayılır Bunlar sayılırken bütün şuurlu varlıklara hitaben "O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?" anl----- gelen ayet sık sık tekrar edilir

56-el-VÂKIA
Mekke'de inmiştir: 96 (doksanaltı) âyettir Adını ilk âyetinde geçen ve kıyamet olayını ifade eden "vâkıa" kelimesinden almıştır

57-el-HADÎD
Arapça'da demir anl----- gelen "hadid" kelimesiyle isimlenen ve demirin önemine işaret ettiği için bu adı alan sûre Medine'de inmiştir 29 (yirmidokuz) âyettir

58-el-MÜCÂDELE
Medine'de inmiştir; 22 (yirmiiki) âyettir Adını, ilk âyetinde geçen "tecâdilü" kelimesinden alır

59-el-HAªR
Medine'de inmiştir 2 - 7 âyetlerinde yahudi kabilelerinden Nadîroğullarının sürülmeleri hakkında bilgi verdiği için bu adı almıştır 24 (yirmidört) âyettir

60-el-MÜMTEHINE
Adını, 10 âyette geçen "imtehınû" kelimesinden alan bu sûde Medine'de inmiºtir; 13 âyettir

61-es-SAFF
Adını, müminlerin saf tutarak Allah yolunda savaştıklarını bildiren 4 âyetinden almıştır; Medine'de inmiştir; 14 (ondört) âyettir

62-el-CUM'A
Adını, 9 âyetinde geçen "cum'a" kelimesinden alır Medine'de inmiştir; 11 (onbir) âyettir

63-el-MÜNÂFİKÛN
Medine'de inmiştir; 11 (onbir) âyettir Münafıkların davranışlarından söz ettiği için bu adı almıştır

64-et-TEĞÂBÜN
Medine'de inmiştir; 18 (onsekiz) âyettir Adını, dokuzuncu âyette geçen ve aldanma, kâr-zarar manasına gelen "teğâbün" kelimesinden alır

65-et-TALÂK
"Talâk", boşama anl----- gelir Sûre boşama konusunu ihtiva ettiği için bu ismi almıştır; Medine'de inmiştir 12 (oniki) âyettir

66-et-TAHRÎM
Adını Hz Peygamber'in bazı yiyecekleri kendisine yasakladığını anlatan birinci âyetten alır Medine'de nâzil olmuştur, 12 (oniki) âyettir

67-el-MÜLK
Mekke'de nâzil olmuştur; 30 (otuz) âyettir Adını, birinci âyetinde geçen "el-mülk" kelimesinden almıştır Ayrıca Tebâreke, Münciye, Mücâdele, Mâni'a, Vâkiye adları ile de anılır Bu sûreyi her gece okuyanın, pek büyük sevaba nâil olacağına ve sûrenin faziletlerine dair hadisler vardır

68-el-KALEM
Mekke'de nâzil olmuştur, 52 (elliiki) âyettir "Nûn" sûresi diye de anılır Adını ilk âyetindeki "kalem" kelimesinden alır

69-el-HÂKKA
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 52 (elliiki) âyettir Adını, ilk âyetindeki "el-hâkka" kelimesinden almıştır "Hâkka"ya değişik manalar verilmiştir "Hak" kökünden geldiği için, hepsinde hak ve hakikat manası vardır Daha çok "kıyamet" manası verilmektedir

70-el-MEÂRİC
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 44 (kırkdört) âyettir Adını, üçüncü âyetindeki "el-meâric" kelimesinden almıştır Meâric, "ma'rec"in çoğulu olup "yükselme dereceleri" demektir

71-NÛH
Mekke'de nâzil olmuştur; 28 (yirmisekiz) âyettir Hz Nuh'un ilâhî elçi olarak gönderilişi ve mücadeleleri anlatıldığından sûre bu ismi almıştır

72-el-CİNN
Mekke'de nâzil olmuştur: 28 (yirmisekiz) âyettir Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır Hz Peygamber, amcası Ebu Talip ve eşi Hz Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmiş, orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de müslümanlara karşı düşmanlıklarını iyice arttırmış bulunuyorlardı işte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalnız insanların değil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarını bildiriyor, İslâm'ın muzafferiyetini müjdeliyordu

73-el-MÜZZEMMİL
Mekke'de nâzil olmuştur; 10, 11 ve 20 âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu rivayet edilmiştir 20 (yirmi) âyettir Sûre, adını, ilk âyetindeki "el-müzzemmil" kelimesinden almıştır "Müzemmil" örtünüp bürünen demektir

74-el-MÜDDESSİR
Mekke'de nâzil olmuştur; 56 (ellialtı) âyettir Sûre, adını ilk âyetindeki "el-müddessir" kelimesinden almıştır "Müddessir", örtüsüne bürünen, sarınan demektir Hz Peygamber'e hitap eden ilk âyet, Müzzemmil sûresinden önce nâzil olmuştur

75-el-KIYÂME
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 40 (kırk) âyettir Adını, ilk âyetinde geçen "el-kıyâme" kelimesinden almıştır

76-el-İNSÂN
Mekke'de veya Medine'de nâzil olduğuna dair rivayetler vardır; 31 (otuzbir) âyettir Adını ilk âyetinde geçen "el-insân" kelimesinden almıştır "Hel etâke", "ed-Dehr", "el-Ebrâr" ve "el-Emşâc" isimleri ile de anılır

77-el-MÜRSELÂT
Mekke'de inmiºtir 50 (elli) âyettir "Gönderilenler" anl----- gelen "el-mürselât" kelimesi ile başladığı için sûre bu adı almıştır Müfessirler, "gönderilenler"den maksadın, âlemin idaresi ile görevli bir kısım melekler veya rüzgârlar, yahut peygamberler, yahut da Kur'an âyetleri olabileceğini belirtmişlerdir

78-en-NEBE'
Meâric'den sonra inmiştir; ilk Mekkî sûrelerden olup 40 (kırk) âyettir "Nebe' " haber demektir Kıyamet haberlerini ihtiva ettiği için bu ad verilmiştir

79-en-NÂZİ'ÂT
Nebe' sûresinden sonra Mekke'de inmiştir; 46 (kırkaltı) âyettir Adını, "söküp çıkaranlar" manasına gelen "nâziât" kelimesinden alır Ana fikir olarak kıyameti konu edinir Cenab-ı Allah, sûrenin başında, kendilerini, ilk beş âyette belirtilen güç ve melekelerle donattığı varlıklara yemin etmektedir

80-ABESE
Mekke'de inmiştir, 42 (kırkiki) âyettir Adını, "yüzünü ekşitti, buruşturdu" anl----- gelen ilk kelimesinden almıştır Bu sûrenin iniş sebebiyle ilgili olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir: Efendimiz; Velîd, Ümeyye b Halef, Utbe b Rabîa gibi Kureyş'in ileri gelenlerine İslâm'ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûl! Allah'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret" der O esnada Resûlullah (a s) cevap vermez Çünkü Kureyş'in bu ileri gelen kimseleri, zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardı Efendimiz onları gücendirmek istemedi Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatları değişti Bu esnada onlar kalkıp gittiler Biraz sonra bu âyetler geldi Resûlullah'ın bazı davranışlarını tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler, onun hak peygamber olduğuna en büyük delildir Zira hiç kimse kendisini bu ºekilde tenkit etmez

81-et-TEKVÎR
Mekke'de inmiştir, 29 (yirmidokuz) âyettir Sûrenin başında güneşin dürülmesinden söz edilmiş ve adını da buradan almıştır Sûrenin söz dizisinde, ihtiva ettiği konuya ilişkin anlamları yankılandıran ve güçlendiren mükemmel bir musikî taklit edilemez bir âhenk vardır

82-el-İNFİTÂR
Nâziât sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 19 (ondokuz) âyettir Manası "yarılmaktır"tır Göğün yarılmasından söz ederek başladığı için bu adı almıştır Konusu ahiret âlemidir

83-el-MUTAFFİFÎN
Mekke'de inmiştir, 36 (otuzaltı) âyettir Ölçü ve tartılarında hile yapanları kötüleyerek başladığı için bu adı almıştır

84-el-İNŞİKAK
İnfitâr sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 25 (yirmibeş) âyettir Göğün yarılmasından söz ettiği için bu adı almıştır

85-el-BÜRÛC
Şems sûresinden sonra Mekke'de inmiştir; 22 (yirmiiki) âyettir "Bürûc", burc kelimesinin çoğuludur Sûrede burçları olan gökyüzüne, kıyamet gününe ve o güne tanıklık edecek olanlarla, yine o gün müşahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemen'de geçmiş bir olaya temas edilir: Yahudi Zûnuvas ve adamları, yahudiliği kabul etmeyen Necran hıristiyanlarını, Hendek içinde yakılmış bir ateşe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanları seyrederler Bu şekilde işkence ile yakılıp öldürülen kimseler inançları uğrunda ölmüşlerdir

86-et-TÂRIK
Beled sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 17 (onyedi) âyettir Adını, 1 âyette geçen "târık" kelimesinden alır Târık, geceleyin gelen, şiddetlice vuran, kapı çalan demektir Sûrede geçen târık ise gece fazla ışık saçan yıldıza denir ki, bu, sabah yıldızıdır Mecâzî olarak da ünlü kişiye denir Bir edebî sanat olarak cahiliye devri geceye, o devirde gelen Hz Peygamber de geceyi aydınlatan ve sabahı müjdeleyen sabah yıldızına benzetilmiş olabilir

87-el-A'LÂ
Allah'ın "Yüce" anlamındaki adıyla başladığı için "el-A'lâ" denilen bu sûre 19 (ondokuz) âyet olup, Mekke'de inen ilk sûrelerdendir Cenab-ı Allah bu sûrede kâinatın esrarını, oluşunu, işleyişini özlü bir anlatımla ifade etmiştir

88-el-ĞÂŞİYE
Adını, ilk âyette geçen ve her şeyi saran, kaplayan, dehşeti her şeye ulaşan kıyamet günü anl----- gelen "ğâşiye" kelimesinden alır İlk gelen sûrelerden olup, Zâriyât sûresinden sonra Mekke'de inmiştir Bu sûrede kıyamet ve ahirete ait haberler vardır ayrıca Allah'ın varlığını anlamaya yardım edecek bazı kevnî deliller serdedilmiştir Hayatın bir plan ve program içinde akıp gittiği, bu akışın sonunda Allah'a varılacağı ve O'nun katında hesap verileceği anlatılır 26 (yirmialtı) âyettir

89-el-FECR
Fecr, tan yerinin ağarması ve şafak manasına gelir Fecr sûresi, Leyl sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 30 (otuz) âyettir Bu sûrede eski kavimlere ait kıssalar hatırlatılır İnsanoğlunun kötülüğe yönelmekte olduğu belirtilerek bunun kötü sonucu, dünya hayatından sonraki hayat ve oradaki durumlar kısaca anlatılır

90-el-BELED
Mekke'de Kaf sûresinden sonra inmiştir 20 (yirmi) âyettir Adını, ilk âyette geçen, Mekke'yi anlatan ve "şehir" anl----- gelen "beled" kelimesinden almaktadır Bu sûrede insanın yaratılışından, onun bazı davranışlarından, insana verilen üstün vasıflardan, o vasıfları iyiye kullanmayanın kötü âkıbetinden, iyiye kullananların da mutlu geleceklerinden söz edilir

91-el-ŞEMS
Kadir sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 15 (onbeş) âyettir Adını, sûrenin ilk kelimesi olan ve "güneş" anl----- gelen "şems"ten alır Bu sûrede insanın yaratılışında var olan iki özellik ele alınır: İyilik ve kötülük İnsanın yaratılışında, iyi olmak da kötü olmak da kabiliyet olarak vardır

92-el-LEYL
Geceye yeminle başladığı için "Leyl" denilmiştir Mekke'de inmiştir, 21 (yirmibir) âyettir Bu sûrede insanoğlunun iki zıt davranışından, cömertlik ve cimrilikten bahsedilir İmanlı olmakla cömertlik, imansızlıkla cimrilik arasındaki ilişkiye dikkat çekilir

93-ed-DUHÂ
Duhâ, kuşluk vakti demektir Sûre, adını ilk ayette geçen bu kelimeden alır Fecr sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 11 (onbir) âyettir Sûrede âhir zaman Peygamberinin hususiyetlerinden biri yani yetim oluşu ele alınır ve kendisi teselli edilir

94-el-İNŞİRÂH
"İnşirâh" açılmak, genişlemek, sevinmek manalarına gelir Duhâ sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 8 (sekiz) âyettir Bu sûrede Peygamberimizin, çocukluğunda risalete hazırlamak üzere kalbinnin açılıp arıtılmasından söz edilmektedir Ayrıca, onun getirdiği dindeki kolaylıklara dikkat çekilerek Allah'a ºükretmeye teºvik edilmektedir

95-et-TÎN
"Tîn", dağ adı veya incir demektir Bürûc sûresinden sonra Mekke'de inmiºtir, 8 (sekiz) âyettir

96-el-ALAK
Alak, insanın yaratılış safhalarından olan aşılanmış yumurtayı ifade eder Bu sûreye "İkra' sûresi" de denir Mekke'de inmiştir; 19 âyettir İlk 5 âyeti, Kur'an'ın ilk inen âyetleridir Bu sûrede okumanın, öğrenmenin üstünlüğü, insanın yaratılışı, kalemin özelliği, bunların insana Allah'ın ihsanı olduğu, insanın bunları düşünmesi, Rabbine itaat etmesi gerektiği, aksi halde azaba dûçar olacağı anlatılır

97-el-KADR
Kadir gecesinden söz ettiği için bu adı almıştır Abese sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 5 (beş) âyettir Sûrede, Kadir gecesinden, onun faziletinden, o gecede meleklerin yeryüzüne iniºinden bahsedilir

98-el-BEYYİNE
Açık delil manasına gelen ve birinci âyette geçen "beyyine" kelimesi sûreye ad olmuştur Talâk sûresinden sonra Medine'de inmiştir, 8 (sekiz) âyettir Bu sûrede kâfirlerden ve müşriklerden söz edilmiş, onların bazı davranışları anlatılmış, inanan ve iyi işler yapanların kurtuluşa ereceği ifade edilmiºtir

99-ez-ZİLZÂL
Deprem demek olan "zilzâl", sûrenin ilk âyetinde geçer Nisâ sûresinden sonra Medine'de inmiştir, 8 (sekiz) âyettir Kıyametin kopmasından, insanların yeniden dirilip hesap vermelerinden, herkesin -iyi ya da kötü- ettiğini bulacağından bahseder

100-el-ÂDİYÂT
Âdiyât, koşan atlar demektir Asr sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 11 (onbir) âyettir Bu sûrede insanoğlunun nankörlüğünden, kıyamet günü ortaya çıkacak acıklı durumdan söz edilir

101-el-KÂRİA
Kâria, kapı çalan demektir ve kıyamet kasdedilmiştir Kureyş sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 11 (onbir) âyettir Bu sûrede, kıyametin kopuşunda meydana gelecek olaylardan ve insanın âkıbetinden söz edilmiştir

102-et-TEKÂSÜR
Tekâsür, çokluk yarışı ve çoklukla övünmek demektir Kevser sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 8 (sekiz) âyettir Cahiliye Arapları, mal, evlât ve akrabalarının çokluğunu bir gurur ve şeref sebebi sayarlar, hatta bu hususta yaşayanlarla yetinmeyip kabilelerinin üstünlüğünü geçmişleriyle de isbat etmek için kabirlere gider, ölmüş akrabalarının çokluğuyla övünürlerdi Sûrede onların bu tutumu eleştirilmekte ve gerçek üstünlüğün ahirette ortaya çıkacağı belirtilmektedir

103-el-ASR
Asr, yüzyıl, ikindi vakti ve meyvenin suyunu çıkarmak gibi manalara gelir "Asr"a yemin ile söze başladığı için bu adı almıştır İnşirâh sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 3 (üç) âyettir Sûrede kurtuluşun imana, iyi işler yapmaya hakkı ve sabrı tavsiye etmeye bağlı olduğu anlatılmıştır

104-el-HÜMEZE
Hümeze, birini arkasından çekiştirmek, onunla alay etmek, kırmak ve incitmek manalarına gelir Kıyamet sûresinden sonra Mekke'de inmiºtir, 9 (dokuz) âyettir

105-el-FÎL
Kâbe'yi yıkmak isteyen Ebrehe'nin fillerle hücumunu konu edindiği için bu adı almıştır Kâfirûn sûresinden sonra Mekke'de inmiºtir, 5 (beº) âyettir

106-KUREYŞ
Kureyş'e cahiliye devrinde verilen bazı imtiyazlardan bahsettiği için bu adı almıştır Tîn sûresinden sonra Mekke'de inmiºtir, 4 (dört) âyettir

107-el-MÂÛN
Mâûn, zekât vermek yahut bir şeyi geçici olarak kullanması için birine vermek şeklinde yardım demektir Âlimlerin çoğuna göre tamamı Mekke'de inmiştir, 7 (yedi) âyettir Dini yalanlayan, iyilikten uzak duran kimseler hakkında inmiştir

108-el-KEVSER
Kevser, çok nimet demektir; ayrıca cennette bir havuzun da adıdır Âdiyât sûresinden sonra Mekke'de inen bu sûre 3 (üç) âyettir Erkek çocukları yaşamadığı için Peygamberimize müşrikler, nesli kesik manasına "ebter" dediler Sûrede buna cevap verilmiştir

109-el-KÂFİRÛN
Kâfirlerden söz ettiği için bu adı almıştır Mâûn sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 6 (altı) âyettir

110-en-NASR
Nasr, yardım demektir Sûrede Allah'ın Hz Peygamber'e yardım ederek fetihlere kavuşturduğu ifade edildiği için bu adı almıştır Bu sûre, Mekke'nin fethi sırasında inmiş olmakla beraber Medine devrinde yani hicretten sonra indiği için medenî (Medine'de inen) sûrelerdendir 3 (üç) âyettir İslâm zaferini haber verir İbn Ömer'den gelen rivayete göre bu sûre indikten sonra Peygamberimiz seksen gün yaşamıştır

111-TEBBET
Tebbet, "kurusun" manasına bedduadır Ebu Leheb hakkında inmiştir Zira o, eziyet etmek kasdıyla Resûlullah'ın yoluna gizlice diken koymuş, bu işte kendisine karısı da yardım etmişti Sûre, "Mesed sûresi" diye de anılır Fâtiha sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 5 (beş) âyettir (Bir rivayete göre Şuarâ sûresinin 124 âyeti gereğince Efendimiz yakın akrabasını çağırarak, onları İslâm'a dâvet etmişti Amcası Ebû Leheb galiz sözler sarfederek, "Bizi bunun için mi çağırdın?" demişti Bunun üzerine bu sûre indi)

112-el-İHLÂS
İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak, esaslarını sırf Allah rızası için uygulamak anl-----dır Mekke'de inmiştir, 4 (dört) âyettir İslâm'ın tevhid akîdesinin en özlü ve anlamlı ifadesidir

113-el-FELAK
Felak, sabah manasına geldiği gibi yarmak manasına da gelir Bunndan sonra gelen Nâs sûresiyle birlikte ikisine "iki koruyucu" anlamında "muavvizeteyn" denir Bu sûrelerin şifa maksadıyla okunduğuna dair hadisler vardır Medine'de inmiştir 5 (beº) âyettir

114-en-NÂS
Nâs, insanlar demektir Medine'de inmiştir, 6 (altı) âyettir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.