Prof. Dr. Sinsi
|
48-El-Fetih
İçinde İslâm'ın elde edeceği fetih, başarı ve zaferden bahsedildiği için Fetih adını alan bu sûre, hicretin altıncı yılında Hudeybiye antlaşması dönüşünde Mekke ile Medine arasında inmiş ve Medine'de inen sûrelerden sayılmıştır; 29 (yirmidokuz) âyettir
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla
1 Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik
2 Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir
3 Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder
4 İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır
5 (Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur
6 (Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır Orası ne kötü bir yerdir!
7 Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır Allah azîzdir, hakîmdir
8 Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik
9 Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz
10 Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir
11 Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile " Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır
12 Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz
13 Kim Allah'a ve Resûlüne iman etmezse bilsin ki biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır
14 Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir
15 Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza düşelim, diyeceklerdir Onlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler De ki: "Siz asla bizim peşimize düşmeyeceksiniz! Allah daha önce sizin için böyle buyurmuştur " Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir Bilâkis onlar, pek az anlayan kimselerdir
16 Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır
17 Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur (Bunlar savaşa katılmak zorunda değildirler ) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır
18 Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir
19 Yine onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfalandırdı Allah üstündür, hikmet sahibidir
20 Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimet vâdetmiştir (Bu ganimetlerden) işte şunları hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir ki bu, müminlere bir işaret olsun ve sizi dosdoğru yola iletsin
21 Henüz elde edemediğiniz başka ganimetler de vardır ki, onlar Allah'ın bilgi ve kudreti dahilindedir Allah, her şeye kadirdir
22 Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı
23 Allah'ın, ötedenberi süregelen kanunu budur Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın
24 O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke'nin içinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir Allah, yaptıklarınızı görendir
25 Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi) Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık
26 O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi, onların takvâ sözünü tutmalarını sağladı Zaten onlar buna lâyık ve ehil kimselerdi Allah her şeyi bilendir
27 Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz Allah sizin bilmediğinizi bilir İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi
28 Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur Şahit olarak Allah yeter
29 Muhammed Allah'ın elçisidir Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün Allah'tan lütuf ve rıza isterler Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir
|