Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
23elmüminûn

23-El-Mü'minûn

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

23-El-Mü'minûn




118 (yüzonsekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur Özellikle ilk âyetlerinde kurtuluşa eren müminlerin ibadetlerinden, ahlâki yaşayışlarından ve nâil olacakları uhrevî nimetlerden bahsedildiği için sûre "el-Mü'minûn" adını almıştır Nitekim Abdullah b Abbas'tan rivayet edilen bir hadiste Hz Peygamber (s a), bu âyetlerin inzâlini müteakip, "Bana on âyet indi ki, durumu bunlara uyan cennete gidecektir" buyurdu ve bu sûrenin ilk on âyetini okudu

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla

1 Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir;

2 Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler;

3 Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler;

4 Onlar ki, zekâtı verirler;

5 Ve onlar ki, iffetlerini korurlar;

6 Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir

7 Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir

8 Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler;

9 Ve onlar ki, namazlarına devam ederler

10 İşte, asıl bunlar vâris olacaklardır;

11 (Evet) Firdevs'e vâris olan bu kimseler, orada ebedî kalıcıdırlar

12 Andolsun biz insanı, çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık

13 Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik

14 Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik Yapıpyaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir

15 Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet öleceksiniz

16 Sonra da şüphesiz, sizler kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz

17 Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattık Biz yaratmaktan habersiz değiliz

18 Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip onu arzda durdurduk Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter

19 Böylece onun (yağmurun) sayesinde sizin yararınıza hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik Bunlarda sizin için birçok meyveler vardır ve siz onlardan yersiniz

20 Tûr-i Sînâ'da da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir

21 Hayvanlarda sizin için elbette ibretler vardır Onların karınlarındakinden (sütlerinden) size içiririz Onlarda sizin için birçok faydalar daha vardır; etlerinden de yersiniz

22 Onların üzerinde ve gemilerde taşınırsınız

23 Andolsun ki, Nuh'u kavmine gönderdik ve o: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin için O'ndan başka bir tanrı yoktur Hâla sakınmaz mısınız? dedi

24 Bunun üzerine, kavminin inkarcı ileri gelenleri şöyle dediler: "Bu, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka bir şey değildir Size üstün ve hâkim olmak istiyor Eğer Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gönderirdi Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık"

25 "Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp bekleyin bakalım"

26 (Nuh), Rabbim! dedi, beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!

27 Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır

28 Sen, yanındakilerle birlikte gemiye yerleştiğinde: "Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allah'a hamdolsun" de

29 Ve de ki: Rabbim! Beni bereketli bir yere indir Sen, iskân edenlerin en hayırlısısın

30 Şüphesiz bunda (Nuh ve kavminin başından geçenlerde) birtakım ibretler vardır Hakikaten biz (kullarımızı böyle) deneriz

31 Sonra onların ardından bir başka nesil meydana getirdik

32 Onlar arasından kendilerine: "Allah'a kulluk edin Sizin O'ndan başka bir tanrınız yoktur Hâla Allah'tan korkmaz mısınız?" (mesajını ileten) bir peygamber gönderdik

33 Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulaşmayı inkâr eden ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz varlıklı kişiler: "Bu, dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer"

34 "Gerçekten, sizin gibi bir beşere itaat ederseniz, herhalde ziyan edersiniz"

35 "Size, öldüğünüz, toprak ve kemik yığını haline geldiğinizde, mutlak surette sizin (kabirden) çıkarılacağınızı mı vâdediyor?"

36 "Bu size vâdedilen (öldükten sonra yeniden dirilmek, gerçek olmaktan) çok uzak!"

37 "Hayat, şu dünya hayatımızdan ibarettir (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız; bir daha diriltilecek de değiliz"

38 "Bu adam, sadece Allah hakkında yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmıyoruz"

39 O peygamber: Rabbim! dedi, beni yalanlamalarına karşılık bana yardımcı ol!

40 Allah şöyle buyurdu: Pek yakında onlar mutlaka pişman olacaklar!

41 Nitekim, vukuu kaçınılmaz olan korkunç bir ses yakalayıverdi onları! Kendilerini hemen sel süprüntüsüne çevirdik Zalimler topluluğunun canı cehenneme!

42 Sonra onların ardından başka nesiller getirdik

43 Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir

44 Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikâyelerine dönüştürdük Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme!

45 Sonra âyetlerimizle ve apaçık bir fermanla Musa ve kardeşi Harun'u gönderdik

46 Firavun'a ve ileri gelenlerine de(gönderdik) Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular

47 Bu yüzden dediler ki: Kavimleri bize kölelik ederken, bizim gibi olan bu iki adama inanır mıyız?

48 Böylece onları yalanladılar ve bu sebeple helâk edilenlerden oldular

49 Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik

50 Meryem oğlunu ve annesini de (kudretimize) bir alâmet kıldık; onları, yerleşmeye elverişli, suyu bulunan bir tepeye yerleştirdik

51 "Ey Peygamber! Temiz olan şeylerden yeyin; güzel işler yapın Ben sizin yaptıklarınızı hakkıyle bilmekteyim"

52 "Şüphesiz bu (insanlar) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim Öyle ise benden sakının" (denildi)

53 Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip böbürlenmektedirler

54 Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!

55 Sanıyorlar mı ki, onlara verdiğimiz servet ve oğullar ile

56 Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz? Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar

57 Rablerine olan saygıdan dolayı kötülükten sakınanlar;

58 Rablerinin âyetlerine inananlar;

59 Rablerine ortak tanımayanlar;

60 Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar;

61 İşte onlar, iyiliklere koşuşurlar ve iyilik için yarışırlar

62 Biz hiç kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile yükümlü kılmayız Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar

63 Hayır, onların (o inkârcıların) kalpleri bu hususta cehâlet içindedir Ayrıca onların bundan (bu şirk ve inkârcılıklarından) öte birtakım (kötü) işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar

64 En nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya (veya azaba) uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar

65 Boşuna sızlanmayın bugün! Zira bizden yardım göremeyeceksiniz!

66 Çünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna karşı kibirlenerek arkanızı döner, geceleyin (Kâbe'nin etrafında toplanarak) hezeyanlar savururdunuz

67 Çünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna karşı kibirlenerek arkanızı döner, geceleyin (Kâbe'nin etrafında toplanarak) hezeyanlar savururdunuz

68 Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?

69 Yoksa Peygamberlerini henüz tanımadılar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar?

70 Yoksa onda bir cinnet olduğunu mu söylüyorlar? Hayır; o, kendilerine hakkı getirmiştir Onların çoğu ise haktan hoşlanmamaktadırlar

71 Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiIer

72 (Resûlüm!) Yoksa sen onlardan bir karşılık mı istiyorsun? Rabbinin vereceği daha hayırlıdır O, rızık verenlerin en hayırlısıdır

73 Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun

74 Ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar

75 Eğer onlara acıyıp da içinde bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında direnirlerdi

76 Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar

77 En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

78 O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır Ne de az şükrediyorsunuz!

79 Ve O, sizi yeryüzünde yaratıp türetendir Sırf O'nun huzurunda toplanacaksınız

80 Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir Hâla aklınızı kullanmaz mısınız!

81 Buna rağmen onlar, öncekilerin dedikleri gibi dediler

82 Dediler ki: Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?

83 Hakikaten, gerek bize, gerekse daha önce atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir!

84 (Resûlüm!) de ki: Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?

85 "Allah'a aittir" diyecekler Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız! de

86 Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi kimdir? diye sor

87 "(Bunlar da) Allah'ındır" diyecekler Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız! de

88 Eğer biliyorsanız (söyleyin), her şeyin melekûtu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her şeyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir? diye sor

89 "(Bunların hepsi) Allah'ındır" diyecekler Öyle ise nasıl olup da büyüye kapılıyorsunuz? de

90 Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise hakikaten yalancılardır

91 Allah evlât edinmemiştir; O'nunla beraber hiçbir tanrı da yoktur Aksi takdirde her tanrı kendi yarattığını sevk ve idare eder ve mutlaka onlardan biri diğerine galebe çalardı Allah, onların (müşriklerin) yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir

92 Allah, gaybı da şehâdeti de bilendir O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden çok yüce ve münezzehtir

93 (Resûlüm!) De ki: "Rabbim! Eğer onlara yöneltilen tehdidi (dünyevî sıkıntıyı ve uhrevî azabı) mutlaka bana göstereceksen

94 Bu durumda beni zalimler topluluğunun içinde bulundurma, Rabbim!"

95 Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz

96 Sen, kötülüğü en güzel bir tutumla sav Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz

97 Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım!

98 Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbim!

99 Nihayet onlardan (müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında: "Rabbim! der, beni geri gönder;"

100 "Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım" Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır

101 Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar

102 Artık kimlerin (sevap) tartılan ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir

103 Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler

104 Ateş yüzlerini yakar; orada suratları çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar

105 Size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?

106 Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik

107 Rabbimiz! Bizi buradan çıkar Eğer bir daha (ettiklerimize) dönersek, artık belli ki biz zalim insanlarız

108 Buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık!

109 Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi

110 İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz

111 Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karşılığını verdim; onlar, hakikaten muratlarına erenlerdir

112 (Allah inkârcılara) "Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?" diye sorar

113 "Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık İşte sayanlara sor" derler

114 Buyurur: Sadece az bir süre kaldınız; keşke siz (bunu) bilmiş olsaydınız!

115 Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?

116 Mutlak hakim ve hak olan Allah, çok yücedir O'ndan başka tanrı yoktur, O, yüce Arş'ın sahibidir

117 Her kim Allah ile birlikte diğer bir tanrıya taparsa, -ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur- o kimsenin hesabı ancak Rabbinin nezdindedir Şurası muhakkak ki kâfirler iflah olmaz

118 (Resûlüm!) De ki: Bağışla ve merhamet et Rabbim! Sen merhametlilerin en iyisisin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.