Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
11hûd

11-Hûd

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

11-Hûd




Hûd sûresi, 123 (yüzyirmiüç) âyet olup 12, 17 ve 114 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir 50 - 60 âyetlerde Arabistan halkına gönderilmiş peygamberlerden biri olan Hûd
(a s)'ın hayatından bahsedildiği için sûreye bu isim verilmiştir Yunus sûresinden sonra inmiş olup onun devamı niteliğindedir İtikada ait esasları, Kur'an'ın mucize oluşunu, ahiretle ilgili meseleleri, sevap ve cezayı ve Hz Hûd'dan başka Nuh, Salih, İbrahim, Lût, Şuayb ve Musa (a s) gibi peygamberlerin kıssalarını ihtiva etmektedir

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla

1 Elif Lâm (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır

2 (De ki: Bu Kitap) "Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi) Şüphesiz ki ben, onun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim

3 Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım"

4 Dönüşünüz yalnız Allah'adır O, her şeye kadirdir

5 Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini çevirirler (gönüllerinden geçeni gizlerler) İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir Çünkü O, kalplerin özünü bilendir

6 Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'ın üzerinedir Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir (Bunların) hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) dır

7 O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler

8 Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek, mutlaka "Onun gelmesini engelleyen nedir?" derler Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir Ve alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatacaktır

9 Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur

10 Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette "Kötülükler benden gitti" der Çünkü o (bunu derken) şımarıktır, kibirlidir

11 Ancak (musibetlere) sabredip güzel iş yapanlar böyle değildir İşte onlar için bir bağış ve bir büyük mükâfat vardır

12 Belki de sen (müşriklerin) "Ona (gökten) bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi!" demelerinden ötürü sana vahyolunan âyetlerin bir kısmını (duyurmayı) terk edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır (İyi bil ki) sen ancak bir uyarıcısın Allah ise her şeye vekîldir

13 Yoksa, "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin

14 Eğer (onlar) size cevap veremiyorlarsa, bilin ki, o ancak Allah'ın ilmiyle indirilmiştir ve O'ndan başka tanrı yoktur Artık siz müslüman oluyor musunuz?

15 Kim, (yalnız) dünya hayatını ve zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar

16 İşte onlar, ahirette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir; (dünyada) yaptıkları da boşa gitmiştir; yapmakta oldukları şeyler (zaten) bâtıldır

17 Rabbin tarafından (gelmiş) açık bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir şahidin izlediği, ayrıca kendisinden önce, bir önder ve bir rahmet olarak Musa'nın Kitab'ı (elinde) bulunan kimse (inkârcılar gibi) midir? Çünkü bunlar ona (Kur'an'a) inanırlar Zümrelerden hangisi onu inkâr ederse işte cehennem ateşi onun varacağı yerdir, bundan şüphen olmasın; zira bu, senin Rabbin tarafından bildirilmiş gerçektir; fakat insanların çoğu inanmazlar

18 Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de: İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir, diyecekler Bilin ki, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerinedir!

19 Onlar, (insanları) Allah'ın yolundan alıkoyan ve onu eğri göstermek isteyenlerdir Ahireti inkâr edenler de onlardır

20 Onlar yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir; onların Allah'tan başka (yardım isteyecekleri) dostları da yoktur Onların azabı kat kat olacaktır Çünkü onlar (gerçekleri) ne görebiliyorlar ne de kulak veriyorlardı

21 İşte onlar kendilerini ziyana uğrattılar Uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitti

22 Şüphesiz onlar, ahirette en çok ziyana uğrayanlardır

23 İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidir Onlar orada ebedî kalırlar

24 Bu iki zümrenin (müminlerle kâfirlerin) durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir Bunların hali hiç eşit olur mu? Hâla ibret almıyor musunuz?

25 Andolsun, biz Nuh'u kavmine elçi gönderdik Onlara: "Ben (dedi), sizin için apaçık bir uyarıcıyım

26 Allah'tan başkasına tapmayın! Ben, size (gelecek) elem verici bir günün azabından korkuyorum"

27 Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: "Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz Bizden, basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz Ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz Bilakis sizin yalancılar olduğunuzu düşünüyoruz"

28 (Nuh) dedi ki: Ey kavmim! Eğer ben Rabbim tarafından (bildirilen) açık bir delil üzerinde isem ve O bana kendi katından bir rahmet vermiş de bu size gizli tutulmuşsa, buna ne dersiniz? Siz onu istemediğiniz halde biz sizi ona zorlayacak mıyız?

29 Ey kavmim! Allah'ın emirlerini bildirmeye karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum Benim mükâfatım ancak Allah'a aittir Ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır Fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak görüyorum

30 Ey kavmim! Ben onları kovarsam, beni Allah'tan (onun azabından) kim korur? Düşünmüyor musunuz?

31 Ben size: "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır" demiyorum, gaybı da bilmem "Ben bir meleğim" de demiyorum, sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, "Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir" diyemem Onların kalplerinde olanı, Allah daha iyi bilir Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum"

32 Dediler ki: Ey Nuh! Bizimle mücadele ettin ve bize karşı mücadelede çok ileri gittin Eğer doğrulardan isen, kendisiyle bizi tehdit ettiğini (azabı) bize getir!

33 (Nuh) dedi ki: "Onu size ancak dilerse Allah getirir Ve siz (Allah'ı) âciz bırakacak değilsiniz

34 Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez (Çünkü) O sizin Rabbinizdir Ve (nihayet) O'na döndürüleceksiniz"

35 (Resûlüm!) Yoksa, "Bunu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer onu uydurduysam günahım bana aittir Fakat ben sizin işlediğiniz günahtan uzağım"

36 Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme

37 Gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler hakkında bana (bir şey) söyleme! Onlar mutlaka boğulacaklardır!

38 Nuh gemiyi yapıyor, kavminden ileri gelenler ise, yanına her uğradıkça onunla alay ediyorlardı Dedi ki: "Eğer bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ediyorsanız biz de sizinle alay edeceğiz!

39 Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve sürekli bir azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz"

40 Nihayet emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: "(Canlı çeşitlerinin) her birinden iki eş ile -(boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti

41 (Nuh) dedi ki: "Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir"

42 Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu Nuh, gemiden uzakta bulunan oğluna: Yavrucuğum! (Sen de) bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma! diye seslendi

43 Oğlu: Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım, dedi (Nuh): "Bugün Allah'ın emrinden (azabından), merhamet sahibi Allah'tan başka koruyacak kimse yoktur" dedi Aralarına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu

44 (Nihayet) "Ey yer suyunu yut! Ve ey gök (suyunu) tut!" denildi Su çekildi; iş bitirildi; (gemi de) Cûdî (dağının) üzerine yerleşti Ve: "O zalimler topluluğunun canı cehenneme!" denildi

45 Nuh Rabbine dua edip dedi ki: "Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir Senin vâdin ise elbette haktır Sen hakimler hakimisin"

46 Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim

47 Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!

48 Denildi ki: Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in! Kendilerini (dünyada) faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabın dokunacağı ümmetler de olacaktır

49 (Resûlüm!) İşte bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin O halde sabret Çünkü iyi sonuç (sabredip) sakınanlarındır

50 Âd kavmine de kardeşleri Hûd'u (gönderdik) Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur Siz yalan uyduranlardan başkası değilsiniz

51 Ey kavmim! Ben, ona (peygamberliğe) karşılık sizden bir ücret istemiyorum Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir Hâla aklınızı kullanmıyor musunuz?

52 Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın Günah işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin

53 Dediler ki: Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin, biz de senin sözünle tanrılarımızı bırakacak değiliz ve biz sana iman edecek de değiliz

54 Biz "Tanrılarımızdan biri seni fena çarpmış!" demekten başka bir söz söylemeyiz! (Hûd) dedi ki: "Ben Allah'ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım"

55 "O'ndan başka (taptıklarınızın hepsinden uzağım) Haydi hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin!"

56 "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır"

57 "Eğer yüz çevirirseniz şüphesiz ki benimle size gönderileni size bildirdim Rabbim (dilerse) sizden başka bir kavmi yerinize getirir de O'na hiçbir zarar veremezsiniz Çünkü benim Rabbim her şeyi gözetendir"

58 Emrimiz gelince, Hûd'u ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, onları ağır bir azaptan kurtuluşa erdirdik

59 İşte Âd (kavmi) Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler; O'nun peygamberlerine âsi oldular ve inatçı her zorbanın emrine uydular

60 Onlar hem bu dünyada hem de kıyamet gününde lânete tâbi tutuldular Biliniz ki, Ad (kavmi) Rablerini inkâr ettiler (Şunu da) bilin ki Hûd'un kavmi Âd, Allah'ın rahmetinden uzak kılındı

61 Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih'i (gönderdik) Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur O sizi yerden (topraktan) yarattı Ve sizi orada yaşattı O halde O'ndan mağfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir

62 Dediler ki: Ey Sâlih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin (Şimdi) babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine (kulluğa) çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz

63 (Sâlih) dedi ki: Ey kavmim! Eğer ben Rabbimden (verilen) apaçık bir delil üzerinde isem ve O bana kendinden bir rahmet (peygamberlik) vermişse, buna ne dersiniz? Bu durum karşısında O'na âsi olursam beni Allah'tan (O'nun azabından) kim korur? O zaman siz de bana ziyan vermekten fazla bir şey yapamazsınız

64 Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah'ın devesi Onu bırakın, Allah'ın arzında yesin (içsin) Ona kötülük dokundurmayın; sonra sizi yakın bir azap yakalar

65 Fakat Semûd kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler Sâlih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helâk olacaksınız)!" Bu söz, yalanlanamayan bir tehdit idi

66 Emrimiz gelince, Sâlih'i ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o günün zilletinden kurtardık Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir

67 Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar

68 Sanki orada hiç oturmamışlardı Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkâr ettiler Yine bilesiniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak kılındı

69 Andolsun ki elçilerimiz (melekler) İbrahim'e müjde getirdiler ve: "Selam (sana)" dediler O da: "(Size de) selam" dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi

70 Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine bir korku düştü Dediler ki: Korkma! (biz melekleriz) Lût kavmine gönderildik

71 O esnada hanımı ayakta idi ve (bu sözleri duyunca) güldü Ona da İshak'ı, İshak'ın ardından da Ya'kub'u müjdeledik

72 (İbrahim'in karısı) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi

73 (Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur

74 İbrahim'den korku gidip kendisine müjde gelince, Lût kavmi hakkında (adeta) bizimle mücadeleye başladı

75 İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah'a vermiş biri idi

76 (Melekler dediler ki) Ey İbrahim! Bundan vazgeç Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!

77 Elçilerimiz Lût'a gelince, (Lût) onların yüzünden üzüldü ve onlardan dolayı içi daraldı da "Bu, çetin bir gündür" dedi

78 Lût'un kavmi, koşarak onun yanına geldiler Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar (Lût): "Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır (onlarla evlenin); sizin için onlar daha temizdir Allah'tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!" dedi

79 Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin

80 (Lût: Keşke benim size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye sığınabilseydim! dedi

81 (Melekler) dediler ki: Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz Onlar sana asla dokunamazlar Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir Onlara vâdolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir Sabah yakın değil mi?

82 Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık

83 (O taşlar:Rabbin katında işaretlenerek (yağdırılmıştır) Onlar zalimlerden uzak değildir

84 Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik) Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin! Sizin için ondan başka tanrı yoktur Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın Zira ben sizi hayır (ve bolluk) içinde görüyorum Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum

85 Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın; insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın

86 Eğer mümin iseniz Allah'ın (helâlinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır Ben üzerinize bir bekçi değilim

87 Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terketmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın!

88 Dedi ki: Ey kavmim! Eğer benim, Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa ve O bana tarafından güzel bir rızık vermişse buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum Fakat başarmam ancak Allah'ın yardımı iledir Yalnız O'na dayandım ve yalnız O'na döneceğim

89 Ey kavmim! Sakın bana karşı düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Sâlih kavminin başlarına gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lût kavmi de sizden uzak değildir

90 Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok sever

91 Dediler ki: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf (âciz) görüyoruz! Eğer kabilen olmasa, seni mutlaka taşlayarak öldürürüz Sen bizden üstün değilsin

92 (Şuayb) "Ey kavmim dedi, size göre benim kabilem Allah'tan daha mı güçlü ve değerli ki, onu (Allah'ın emirlerini) arkanıza atıp unuttunuz Şüphesiz ki Rabbim yapmakta olduklarınızı çepeçevre kuşatıcıdır

93 Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim"

94 Emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar

95 Sanki orada hiç barınmamışlardı Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak olduğu gibi Medyen kavmi de uzak oldu

96 Andolsun ki Musa'yı da mucizelerimizle ve apaçık bir delille gönderdik

97 Firavun'a ve onun ileri gelenlerine Fakat onlar Firavun'un emrine uydular Oysa Firavun'un emri doğru değildi

98 Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları (çekip) ateşe götürecektir Varacakları yer ne kötü yerdir!

99 Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

100 (Ey Muhammed!) İşte bu, (halkı helâk olmuş) memleketlerin haberlerindendir Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır, biçilmiş ekin (gibi yok olan) da vardır

101 Onlara biz zulmetmedik; fakat, onlar kendilerine zulmettiler Rabbinin (azap) emri geldiğinde, Allah'ı bırakıp da taptıkları tanrıları, onlara hiçbir şey sağlamadı, ziyanlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı

102 Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını) yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir) Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!

103 İşte bunda, ahiret azabından korkanlar için elbette bir ibret vardır O gün bütün insanların bir araya toplandığı bir gündür ve o gün (bütün mahlûkatın) hazır bulunduğu bir gündür

104 Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz

105 O geldiği gün Allah'ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz Onlardan kimi bedbahttır, kimi mutlu

106 Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki

107 Rabbinin dilediği hariç, (onlar) gökler ve yer durdukça o ateşte ebedî kalacaklardır Çünkü Rabbin, istediğini hakkıyla yapandır

108 Mutlu olanlara gelince, onlar da cennettedirler Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar da orada ebedî kalacaklardır Bu (nimetler) bitmez, tükenmez bir lütuftur

109 O halde onların tapmakta oldukları şeylerden (bu şeylerin onları azaba götürdüğünden) şüphen olmasın Çünkü onlar ancak daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar Biz onların (azaptan) nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceğiz

110 Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik; fakat onda ihtilaf edildi Eğer Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, elbette onların arasında hüküm verilmişti (ve işleri de bitirilmişti) Şüphesiz ki onlar (Mekkeliler) de Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler

111 Şüphesiz Rabbin, onların her birinin amellerinin karşılığını onlara tam olarak verecektir Çünkü Rabbin, onların yapmakta olduklarından haberdardır

112 O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir

113 Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız) Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur Sonra (O'ndan da) yardım göremezsiniz!

114 Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır

115 (Ey Muhammed!) Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez

116 Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar) Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler Zaten günahkâr idiler

117 Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helâk etmez

118 Rabbin dileseydi bütün insanları bir tek millet yapardı (Fakat) onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler

119 Ancak Rabbinin merhamet ettikleri müstesnadır Zaten Rabbin onları bunun için yarattı Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi tümüyle insanlar ve cinlerle dolduracağım" sözü yerini buldu

120 Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini (tatmin ve) teskin edeceğimiz her haberi sana anlatıyoruz Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir

121 İman etmeyenlere de ki: Elinizden geleni yapın! Biz de (gerekeni) yapmaktayız!

122 Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!

123 Göklerin ve yerin gaybı (sırrı) yalnız Allah'a aittir Her iş O'na döndürülür Öyle ise O'na kulluk et ve O'na dayan! Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.