08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Girit - Yunanistan
Girit - Yunanistan[/b]
Yollar uzun yol kısa
Ulaşmak istenilen yer imkansıza yakınken o yolu katedip geri dönüldüğünde aslında çok kısa geliyor
Saat 20 00 den sabahın 08 00 ine kadar süren ve kah sağa kah sola dönerek güvertenin sert zemininde uyuma zorluğunda geçen 12 saat ve karşımda koskoca “Girit “ suyun öte yakası, zeytinyağlıların ve şarabın vazgeçilmez adresi,Hala köylerinde bağ bozumlarında bir zamanlar bizde de moda olan “ingiliz donu” diye tabir edilen pantolon giyen bıyıklarının ucunu günde en az yirmi kez yukarıya doğru buran koca adamların adası Elleri kürek gibi omuzları geniş bilekleri kalın insanlar
Uzaktan adaya baktığım zaman heyecanlanmamak elde değil Bir tarih yazılabilen yerler ve hemen her diktatörlüğün göz diktiği ,mahallenin en güzelini nikahına almaya çalışan mahallenin delikanlısı gibi her devletin istediği ada  Ya ben bu gemiden inmeden sanki burada yaşamış ihtiyarlamış ve bir sürü anımı insanlarla paylaşmak istiyorum kanısına kapıldım  sağ tarafta denize doğru uzanmış meşhur kalesi ve bizim Ege de gördüğümüz taş evler, hatta tarladan taze sökülmüş nohut demetleri, seyyar arabada mısır satan satıcılar,,,yoksa ben Bodruma mı geldim diyorum,evet diyorlar Yunanistanın Bodrumu diyorlarmış ve herkes “halikarnası da halikarnas balıkçısını da ya duyuyormuş yada biliyormuş, birde 14 ayar altımız bakır gibi kızarmasa çok iyi olacakmış Ha birde para üstünü çok ufak para diye vermiyormuşuz Büyük gölleri ufak kaynaklar doldururmuş Ha birde burada herkesin adı “yorgo ve maria “ değilmiş
Türk olduğumu duyan taverna sahibi biranın yan masadan ödendiğini söylüyor,yan masaya döndüğümde “bendensin” der gibi sağ eliyle göğsüne vurup kadehini kaldırarak “hade stin iyamas file” ( hadi şerefe arkadaş ))diye bağırıyor Tabağıma bakarak Türkçe “can boğazdan gelir be file” diyor hem hoşuma gidiyor hem de gururlanıyorum Daha sonra musakka ,yalancı dolma,çöp şiş ,baklava,galatasaray muhabbetleri  
Gemiden indikten sonra hemen sağa doğru yokuş yukarı Iraklion şehrinin dar sokaklarına girdim Burası arka arkaya orta sınıf otellerle dolu Üç katlı bir otele kaydımı yaptırdıktan sonra daha da yukarı çarşıya çıktım Yani hayran kalmamak imkansız eski şehir kapısının sadece iki ayağı ve oval kapısı kalmış ama yıkmamışlar sanki bir heykeltıraş yeni yapmış gibi kullanıyorlar
En dikkatimi çekense bir kafeteryanın önünde bizim Türkiye de amele pazarına benzer bir şekilde Avrupanın değişik yerlerinden gelen turistlerin burada günlük yevmiye iş beklemeleri ve anlatıldığına göre alınan paranın da akşam içkiye dönüşmesi Hatta çoğu köşe başlarında gitar veya saksafon çalarak dilenip yine kazancı içkiye dönüştürmeleri çok garibime gitti Aslında bize ve çoğu ülkeye göre burası yani Yunanistan pahalı bir memleket
Şehir bizim Ege şehirlerine benziyor Belediye otobüsleriyle ulaşım daha uygun Ben sohbet esnasında Hanya şehrinin Girit adasında olduğunu tesadüfen öğrendim ”hem Hanyayı hem Konyayı “ görmüş olmak için yaklaşık dört saat süren otobüs yolculuğundan sonra gördüm Süper güzel sanki bir tarafta sıra dağların eteklerinde yemyeşil ormanlık diğer tarafta masmavi deniz ve her tarafı tarih kokan bir şehir Küçük küçük hediyelik eşya satan dükkanlar antikacılar tavernalar ve bizim akşamcıların uğradığı yerlere benzeyen nezih mekanlar gerçekten insanı etkiliyor Ben kaç uzo içtiğimi ve kaç tabak kırdığımı hatırlamıyorum ama 50 dolara yakın bir para ödediğimi ve harika bir felekten gün geçirdiğimi Girit adasına giden arkadaşlara mutlaka “Hanyaya da” giderlerse kesin hoşlarına gideceğine eminim
İki günlük konaklamadan sonra tekrar Irakliona geri döndüm Çünkü Atinaya sadece buradan gemi var Ben ne olur ne olmaz diye birde şehrin sol tarafına yürüdüm Burada bir sokağın ismi “odos halikarnasos” yani Bodrum sokağı Bir çok mahalle sakininin babası veya dedesi mübadele esnasında Türkiyeden göç etmiş ve Türkçe konuşabiliyorlar ama “avrat “ kelimesini biz artık “hanım” olarak kullandığımızı bilmiyorlar Türk olduğumuzu duyan ilk etapta ya bira yada portakal suyu ikram ediyor Size hatta hangi Türk filminde iyi ağlayabilirim veya yalancı dolma ile sarma arasında ne fark var? İmam bayıldı ile karnı yarık farkını soran birde Ayvalığı bilip bilmediğimizi soran oluyor Ha birde eğer Ayavalığa veya Bodruma giderlerse Türkler iyi davranırlar mı? Hakan Şükür mü yoksa Çolak Tanju mu daha iyi futbolcu?
Ya dünya çok iyi ben dünya insanlarına bayılıyorum Unutmadan “mayasıla” Türkiyede ne çare buluyorlar kirpi eti yemek iyi gelir mi?
Ayrılışım yine eski bir dostu görmek ve daha anlatamadan “sensiz” geçen günleri ve sensizliğin o müthiş düşmeleri (!) gibi   boğazında bir düğüm ve sallanan bir el  Ya ben insanları tanıdıkça yaşlanıyorum Sayın doktorum ya kalbim çok kocaman yada bende çok kalp var diyorum
Girit
|
|
|