Nutuk > 5.Bölüm > Büyük Taarruz'a Hazırlık, Başkumandan Meydan Muharebesi, Saltanatın Kaldırılması Ve Gelişen Diğer Olaylar > Abdülmecit Efendi Babasının Adı Dolayısıyla Da Olsa "Han" Sanından Vazgeçemiyor > - ForumSinsi - 2006 Yılından Beri
Nutuk > 5.Bölüm > Büyük Taarruz'a Hazırlık, Başkumandan Meydan Muharebesi, Saltanatın Kaldırılması Ve Gelişen Diğer Olaylar > Abdülmecit Efendi Babasının Adı Dolayısıyla Da Olsa "Han" Sanından Vazgeçemiyor >
Nutuk > 5.Bölüm > Büyük Taarruz'a Hazırlık, Başkumandan Meydan Muharebesi, Saltanatın Kaldırılması Ve Gelişen Diğer Olaylar > Abdülmecit Efendi Babasının Adı Dolayısıyla Da Olsa "Han" Sanından Vazgeçemiyor >
Nutuk > 5.Bölüm > Büyük Taarruz'a Hazırlık, Başkumandan Meydan Muharebesi, Saltanatın Kaldırılması Ve Gelişen Diğer Olaylar > Abdülmecit Efendi Babasının Adı Dolayısıyla Da Olsa "Han" Sanından Vazgeçemiyor >
Refet Paşa'dan 20 Kasım 1922'de aldığım şifre bir telin birinci maddesinde şöyle deniliyordu: "Abdülmecit Efendi'nin 20 Kasım 1922 günlü yazısının altında Peygamberin Halifesi ve Kutsal Mekke ile Medine'nin Kulu sanının altında Abdülaziz Han Oğlu Abdülmecit imzası kullanılmıştır"
Baylar, yaptığımız uyarmayı iyi karşıladığını söylemiş olan Abdülmecit Efendi, "Müslümanların Halifesi" yerine "Peygamber Halifesi" ve babasının adı dolayısıyla da "Han" sanlarını kullanmaktan kendini alamamıştır Birtakım düşünceler ileri sürdükten sonra da, bildirisinde Vahdettin'e değinmekten vazgeçtiğini; çünkü, "başkasının kötü işlerini anmak biçiminde bile olsa, böyle bir bildirinin kendi tutumuna ve yaradılışına ağır geleceğinin bilindiğini" bildirmiş Bu, telin ikinci maddesinde yazılı idi Telin üçüncü maddesi,benim Meclis Başkanı olarak kendisine halifeliğe seçildiğini bildirmek üzere yazdığım tele yanıt idi Bu yanıtta: "Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine" diye doğrudan doğruya beni ilgilendiren özel bir başlık kullanılmıştı Dördüncü maddede, Müslümanlık dünyasına yayımlayacağı bildirinin örneği vardı Bu bildiriye İstanbul'un "Yüce Halifelik Merkezi" (Dârülhilâfetülâliye) olduğu da özenle yazılmış bulunuyordu
21 Kasım 1922 günlü bir telde: "Peygamberin Halifesi yerine, daha önce bildirdiğimiz gibi, Müslümanların Halifesi denilecektir" dedik Halifeliğe seçildiğini bildirmek üzere yazdığımız tele vereceği yanıtın bana değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilmesi konusunda kendisini uyardık Yazılarında siyasal ve genel konuları kapsayan kelimeler bulunduğunu, bunlardan çekinmesi gerektiğini bildirdik
Baylar, önemsiz ayrıntılar gibi görülebilecek olan bu açıklamalarımla belirtmek istediğim temel nokta şudur: Ben, kişisel egemenliğin kaldırılmasından sonra, başka sanla yine bu nitelikte bir makam sayılması gereken halifeliğin de kaldırılmış bulunduğunu kabul ediyordum Bunun uygun zaman ve fırsatta söylenmesini doğal buluyordum Halifeliğe seçilen Abdülmecit Efendi'nin, bu gerçeği hiç anlamadığı düşünülemez Özellikle, onun, halife sanı ile padişahlık yapması için gerekli nedenleri ve koşulları hazırlayıp sağlayabileceklerini tasarlayan kimseler bulunduğu düşünülürse, kendisinin ve doğal yardımcılarının bön ve aymaz kişiler olduklarını sanmak hiç de doğru olamazdı
Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.
Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.
IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.