Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
5bölüm, barışı, büyük, çözmek, gelen, gelişmeler, gitmedim, hak, için, lozan, meclisinde, meydana, millet, nutuk, sorunu, susturmak, türkiye, vererek, yana, yanı, yoluna, öbür

Nutuk > 5.Bölüm > Lozan Barışı Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Meydana Gelen Gelişmeler > Sorunu Çözmek İçin Bir Yana Hak Vererek Öbür Yanı Susturmak Yoluna Gitmedim >

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk > 5.Bölüm > Lozan Barışı Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Meydana Gelen Gelişmeler > Sorunu Çözmek İçin Bir Yana Hak Vererek Öbür Yanı Susturmak Yoluna Gitmedim >





Genel olarak iki yana karşı aldığım durum yumuşak olmadı Bir yana hak vererek öbür yanı susturmak yoluna gitmedim Durumu nasıl incelediğimi ve görüşümü nasıl ortaya koyduğumu açıklamak için, Bakanlar Kurulunun 25 Mayıs 1923 günündeki toplantısından sonra, İsmet Paşa ile yapılmış olan yazışmaları olduğu gibi bilginize sunacağım
İsmet Paşa'ya iki şifre tel yazıldı Biri, Bakanlar Kurulu kararı olarak, Rauf Bey'in imzası ile çekildi Bu teli ben, Kâzım Paşa'ya söyleyip yazdırdım Öbürünü ben yazdım ve kendi imzamla gönderdim Rauf Bey'in imzasıyla çekilen tel şudur:


2551923
İsmet Paşa Hazretlerine
24 Mayıs, 141-144 sayılı telyazılarınız üzerine Gazi Paşa Hazretleri başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kararı aşağıda sunulur:
Barışa engel olan önemli ve askıda kalmış sorunlar bizce bir bütün sayılmaktadır Bu sorunlardan herhangi biri gergin bir biçim aldığı zaman, ödünde bulunmamız önerilir; ödünde bulunmayı zorunlu görecek olursak, geri kalan sorunların da gene böylece bize dokuncalı olarak çözümlenmesi olasılığını çok güçlendiririz
Yunan onarımı konusunda ödün verilecek olursa, bu ödün, hiç olmazsa daha askıda bulunan ve bizce çözümlenmesi çok gerekli olan sorunların yararımıza sonuçlandırılmasıyla barışa yardımcı olmalıdır
Bundan dolayı, genel borçların üremleri, düşman elindeki yerlerimizin kısa zamanda boşaltılması, adalet işlerinin çözüm yöntemi ve ortaklıklar dokunca ödentisi sorunlarının, Yunan onarım sorunu ile birlikte ele alınmasına ve yararımıza çözümlenmesine söz ve güvence verilirse, ancak bunların karşılığında ödün verme yoluna gidilmesi uygun olabilir
Böylece, en çok çıkar sağlayacak olan bir barış elde edilebileceği, bunun dışında uzun görüşmelerin iyi bir barış getirmeyeceği kanısında olan Bakanlar Kurulu, Konferansa son ve kesin öneride bulunarak karşılığını beklemenizi rica etmektedir
Hüseyin Rauf

Benim yazdığım tel de şudur:

İsmet Paşa Hazretlerine
24 Mayıs ve 141-144 sayılı telyazılarınız Bakanlar Kurulunda birlikte incelendi ve üzerinde görüşüldü Bakanlar Kurulunca alınan karar, size, Bakanlar Kurulu Başkanlığından bildirildi Benim düşündüklerim:
1- Üzerinde durup direnmeyi gerektiren sorun, Yunan onarımı işinde, Türkiye'nin vereceği ödün konusu değildir Belki, ödünde bulunmaya yanaşmak (istenilmemesi), barışın yapılmasına engel olan köklü ve önemli sorunların daha çözümlenmemiş ve umulduğu gibi çözümlenebileceği inancını verecek kanıtların bulunmamış olmasındandır

Gerçekte çözümlendiği ya da çözümlenebileceği sanılan iktisat işleriyle ilgili sorunlar, Ankara'da toplanmakta olan ortaklıklarla yapacağımız görüşmelerin sonucuna bağlıdır Bu ortaklıkların ise, aşırı isteklerde bulundukları şimdiden anlaşılmıştır

2- İktisadi ve akçalı sorunlar, İtilâf Devletlerinin isteklerine uygun olarak, yani bizim dokuncamıza, çözümleninceye dek İstanbul'un boşaltılmasını geciktirmede direnmelerinden kaygımız büyüktür ve önemlidir Dahası, bu gecikmenin Musul sorununun İngiltere yararına çözümlenmesine değin sürüp gitmesi de kuvvetle umulur

3- Borçlarımızın hangi çeşit para ile ödeneceği sorununun da, Muharrem Kararnamesinin yürürlükte olduğunu belirten bir bildiri yayımlanması isteğinde direnildikçe, bizim yararımıza çözümlenemeyeceği görülüyor

4- Adalet işlerinin çözüm yöntemi, İtilâf Devletinin önerisi üzerine kabul edilmiş olmasına karşın, sonradan vazgeçmeleri ve bunda direnmeleri dikkate değer

5- Bundan dolayı, Yunan onarımı konusunda, bizi ödüne zorlamaya kalkışmalarının nedenini şöyle düşünüyorum:
Yunanlılar, uzun süre ordularını ***** altında tutmak ve yıpratmak istemiyorlar Türkiye ile aralarında çözümlenmesi gereken onarım sorununu, kendi istedikleri gibi çözümleterek güvenli ve sakin bir duruma geçmek zorundadırlar İtilâf Devletleri ise, bizim ölüm-dirim işi saydığımız sorunları bize yararlı olarak çözümlemek istemiyorlar; elden geldiğince görüşmeleri uzatarak ve her sorun üzerinde bizi yıpratarak en sonunda, kendi yararlarına ödünde bulunmaya zorlamak kararındadırlar Yunanlıların askeri eylemle ereğe ulaşmalarını da istemediklerinden, sorunu bize baskı yaparak çözümlemek ve Yunanlıları kıvandırmak ve sessiz bir duruma koymak istiyorlar Bu üsteleme karşısında ödünde bulunmakla, barışı sağlamaya yardım etmiş olacağımızı sanmıyorum Tersine, yine zaman geçecek ve barışın sağlanması için sonuna dek ödünde bulunmak zorunda bırakılacağız İzmir'in kurtuluşundan bugüne değin dokuz ay geçti Böylelikle dokuz ay daha geçebilir
Önemle göz önünde tutmak gerektir ki, belirsiz bir süre beklemeyi kabul edemeyiz

6- Dokuncamıza olan sorunlarda ödün vermek ve yararımıza çözümlenmesi zorunlu olan sorunları öbürleriyle birlikte çözümlememek, bizi dayanaksız bırakır ve güç duruma sokar Bunun için, barışla ilgili ana sorunların hepsini bir bütün olarak dikkate almak ve bunu açık ve kesin olarak Konferansın gözü önüne serip kabulünü üsteleyerek istemek; bu konuda inanca almadıkça ödünde bulunmayı gerektiren sorunların kesin çözümünü kabul etmekten büsbütün kaçınmak zamanı gelmiştir

7- 24 Mayıs, 144 sayılı telyazınızla bildirilen kararınızı uygulamakta ivedi göstermemenizi rica ederim Meclisin görüşüne dayanılarak verilen yönergedeki önemli noktalar; yani akçalı, iktisadi, adaletle ilgili ve yönetimsel alanlarda yaşama hakkımız ve bağımsızlığımız tam ve güvenli olarak daha elde edilemediğine göre ödünde bulunmak işi üzerinde çok durmayınız

8- İtilâf Devletleri, yaşama ve bağımsızlığımızla ilgili sorunlarda, ne yapıp yapıp, bize dokuncalı ağır koşullar kabul ettirmeye karar vermedikçe, onarım konusunda takınacağımız sıkı durum üzerine Yunan ordusunun hareketine izin veremezler; dolayısıyla, tümüyle kendilerinin de eylemli olarak savaşa katılmalarını uygun göremezler Eğer olumsuz görüşü tutmaktaki kararları kesin ise, Yunan onarımı sorununda olmasa bile, İstanbul'un boşaltılması, borçları ödemede kullanılacak para çeşidi, ya da adalet işlerinin çözüm yöntemi gibi bütün dünyayı ilgilendiren sorunlarda daha elverişli bir ortam içinde, bize karşı harekete geçebilirler Ama böyle olursa, biz daha güçsüz bir duruma düşeriz


9- Yunanlıların, Cumartesi günü Konferanstan çekilmelerini önleyebilmek için, isteklerini kabul etmek yararımıza değildir Böyle bir çekilişin, İtilâf Devletleri de çekilmedikçe hiçbir anlamı ve etkisi olamaz Eğer Konferanstan çekileceklerini bildirmenin anlamı, eylemli olarak askeri hareketlere geçeceklerini duyurmak ise, bu konuda İtilâf Devletlerinden haklı olarak sorulacak noktalar vardır

10- Kısacası, böyle çabuk ve ansızdan verilen gözdağı karşısında başlı başına bir konuda ödünde bulunacağımızı söylemek, barışı uzaklaştırmak niteliğinde sayılabilir Bir kez daha bildiriyorum:
Ana sorunları çözümlemeye İtilâf Devletlerini çağırınız efendim
Mustafa Kemal

Bunlardan başka, İsmet Paşa'ya, kişiye özel olarak ayrıca şu kısa şifre teli de çektim:

Şifre: kişiye özeldir
25 Mayıs 1923
İsmet Paşa Hazretlerine
Bakanlar Kurulu Başkanlığı ile Delegeler Kurulunun bütün yazışmalarını bir kez daha karşılaştırarak incelemeyi gerekli gördüm Kimi telyazılarında kullanılan sözlerden, arada yanlış anlaşılma var gibi bir anlam çıkardım Onarımı kabul etmek ya da etmemekte direnme yoktur Bunu açıklamak için durumla ilgili düşüncelerimi ve görüşlerimi ayrıca bildirdim Özlemle gözlerinden öperim kardeşim
Mustafa Kemal

Bu telyazılarından, Karaağaç'a karşılık Yunan onarımından vazgeçmeyi temel olarak kabul ettiğimiz açıkça anlaşılır Ancak, ana sorunlarda çok gerekli ve ölüm-dirim işi saydığımız koşulların sağlanmasına da İsmet Paşa'nın dikkati çekilmiştir
İsmet Paşa'nın da, bu bildirdiklerimizden çıkardığı anlam ve güttüğü amaç böyle olmuştur
İsmet Paşa, görüşlerinin, olduğu gibi bana bildirilmesi isteğiyle Rauf Bey'e tel çektiği 24 Mayıs 1923 günü, doğrudan doğruya bana da bir tel çekmiş 24 Mayısta çekilmiş olan bu teli ben, 26 Mayısta aldım Tel Dışişleri Bakanlığı şifresiyle gelmiş ve Rauf Bey gördükten sonra bana gönderilmişti Oysa, bu telyazısında, bir bakıma Rauf Bey'den yakınılıyordu İsmet Paşa'nın telyazısı şudur:


Sayı: 145
Lozan
Çekiliş: 24 Mayıs 1923
Gelişi: 26 Mayıs 1923
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Bakanlar Kurulu Başkanlığına durumla ilgili ayrıntılı rapor sundum Hükümetle aramızda köklü anlaşmazlık vardır Uzlaşma olmazsa geri dönmek zorunda ve kararındayım Raporumun yüce Başkanlığınıza ulaştırılmasını açık olarak istedim Konferans, son günlerindedir ve durum, gecikmemize hiç elverişli değildir Barışın, ileri sürdüğüm görüşler çerçevesi içinde sağlanabileceği kanısındayım Yüce Başkanlığınızın bu olağanüstü zamanda genel durumu yakından izlemesini saygı ile dilerim
İsmet

Öbürlerinden bir gün gecikme ile gelen bu tel, Olduğu gibi Gazi Paşa Hazretlerine sunulacaktır 2651923
Hüseyin Rauf

Telin geldiği gün İsmet Paşa'ya şu yanıtı verdim:

Şifre: Makine başında
Ankara, 2651923
İsmet Paşa Hazretlerine
24 Mayıs, 145 sayılı şifreyi 26'da aldım Bundan önce kısa ve uzun iki şifre yazdım Durumu izliyorum Geri dönme kararınızın nedeni onarım konusunda ödünde bulunmak olduğuna göre, doğru değildir Bildirdiklerime göre girişimleri sürdürürseniz, daha uygun evreye geçeceğinizi umarım Bakanlar Kurulu ile aranızda sezilen görüş ayrılığı ortadan kaldırılır Gözlerinizden öperim efendim
Gazi Mustafa Kemal

İsmet Paşa, 26 Mayıs 1923 günü Bakanlar Kurulu Başkanlığına yazdığı raporlarda, Bakanlar Kurulu Başkanlığının bildirimleri ile benim telyazılarım kapsamını ve Delegeler Kuruluna verilmiş olan ana yönergeyi göz önünde tutarak iş gördüğünü açıkladıktan sonra 26 Mayıs günü öğleden sonra İtilâf Devletleri delegelerinin Yunan onarımına karşılık Karaağaç'ın kabul edilmesi yolundaki önerilerini kabul ettiğini; öbür sorunları da birkaç gün içinde sonuçlandırabileceğini bildirmiş
Rauf Bey bu raporları bana 27 Mayıs 1923'te, şu yazısına ilişik olarak gönderdi:

154/155
27 Mayıs 1923
Türkiye Büyük Millet Meclisi Yüksek Başkanlığına
İsmet Paşa Hazretlerinden gelen 26 Mayıs 1923 günlü telyazısı örneği ilişik olarak yüce katınıza saygı i1e sunuldu efendim
Dışişleri Bakanı Vekili
Hüseyin Rauf

Rauf Bey o gün İsmet Paşa'ya da şu bildirimi yapmış:

27 51923
İsmet Paşa Hazretlerine
26 Mayıs, 151 sayıya:
Delegeler Kurulunun Yunan onarımı ile ilgili tutumu Bakanlar Kurulunun yönergesine açıkça aykırı görülmüştür Güç durumda kalan Bakanlar Kurulu, ulusun çıkarlarını göz önünde tutarak, bildirdiğimiz üzere, önemli sorunların üç dört gün içinde sonuçlandırılacağı yolundaki görüşün gerçekleşmesine değin, görüşünü ve düşüncesini değiştirmeyecektir Önceki telde sözü edilen öbür ana sorunlarda ödün vermenin kesinlikle söz konusu olamayacağı bilinmelidir efendim
Hüseyin Rauf


İsmet Paşa'nın, Karaağaç'a karşılık, onarımdan vazgeçtiğini bildiren raporlarını gördükten sonra, 25 Mayıs 1923 günlü ve Rauf Bey imzalı telyazısını açıklamak üzere kendisine şu teli yazdım:


2751923
İsmet Paşa Hazretlerine
Bakanlar Kurulu kararında üç ana nokta vardı Birincisi, onarım konusunda ödün verilmesi, askıda bulunan önemli sorunların bize yararlı bir biçimde sonuçlandırılmasına karşılık olmalıdır İkincisi, Genel Borçların üremleri, düşman elindeki yerlerimizin kısa zamanda boşaltılması, adalet işlerinin çözüm yöntemi ve ortaklıkların zarar ödentisi (yani on iki milyon liranın, kişileri ve uyrukları ne olursa olsun, bütün ortaklıkların olduğu kabul edilerek başkaca zarar ödentisinin söz konusu edilmemesi) sorunlarının onarım işi ile birlikte ele alınması ve bu dört sorunun bizim yararımıza çözümlenmesi sağlanırsa, ancak o zaman onarım işinde ödün verilmesi uygun olabilir Üçüncüsü, konferansa son ve kesin olarak öneride bulunup karşılığını beklemek
Delegeler Kurulunun anlayış ve tutumunda Bakanlar Kurulunun düşünce ve bildirimlerine uygun olmayan noktalar şunlardır:

1- Delegeler Kurulu, yalnız askıda bulunan ana sorunları bir bütün saymış ve onarımı bunların dışında tutmuştur

2- Görüşmelerin Yunanlıların Konferanstan çekilişi üzerine kesilmesi, Mudanya sözleşmesinin de Yunan ordusunun saldırısıyla bozulması sakıncalı görülerek, öbür sorunlarda anlaşmaya varılamazsa görüşmelerin kesilmesine bizim yol açmamız yeğlenmiştir Bu nokta düşünülmeye değer

3- Yunan Onarımı sorununda ödünde bulunmayı kabul ettikten sonra, öbür sorunları birkaç gün içinde sonuçlandırma yolunun tutulması da önemlidir Bakanlar Kurulu daha böyle bir kanıya varmış değildir Gerçekten, önemli sorunlar yararımıza olarak üç dört gün içinde sonuçlandırılabilirse, onarım sorununun öne alınmasında düşünülen sakıncalar giderilmiş olur Ancak, çözümleneceğini umduğumuz sorunlardan sonra Muharrem Kararnamesinin yürürlükte olduğunun belirtilmesi işinin büyük bir önem taşıdığı bildirilmektedir

4- Kuponların ödenmesi işi yüzünden Konferansın kesilmesinin bizi içeriye ve dışarıya karşı daha güçlü bulunduracağı düşüncesi de irdelenmeğe değer
Bu konuda bütün yabancılar bize karşıdır İçerde işin içyüzünü anlatmak, onarım konusu kadar kolay değildir Onarım konusunda yabancıların da bizi haklı görmesi için nedenler vardır

5- Önemli sorunlarda Konferansın kesilmesine bizim yol açmamız, karşı eylemlerle koşut olmadıkça, İtilâf Devletlerinin isteğine uygun düşer Bundan ötürü, kesilme olacaksa, bunun Yunan saldırısı ile olması bizi haklı durumda gösterir idi, görüşü vardır

6- Kısacası, Bakanlar Kurulu ile Delegeler Kurulu arasındaki anlaşmazlık noktaları önemlidir Bakanlar Kurulunda, olupbittiler karşısında bırakılmak kaygısı doğmuştur Bunun için, bildirdiğiniz üzere, önemli sorunları birkaç gün içinde ne yapıp yapıp sonuçlandırmaya önem vererek, onarım sorununu öne almaktan doğabileceği sanılan sakıncaların ortadan kaldırıldığını göstermek gereklidir Daha şimdiden ödünde bulunmanın, öbür sorunların ivedilikle ve yararımıza çözümleneceği üzerine verilen sözlere karşılık olduğunu, kesin olarak gerekenlere söylemek ve en sonu, görüşmeler kesilecekse, onların etmen ve saldırgan görünecekleri bir yolda kesilmesini sağlamak da gerekir

7- Bugünlerde en ince değişiklikleri ve özellikle ödünde bulunduktan sonra İtilâf Devletleri delegelerinde beliren düşünceyi bildiriniz Çünkü, bize gözdağı vererek başarı sağlamaktan doğacak yeni umutlarından haklı olarak kaygı duyuluyor efendim
Gazi Mustafa Kemal

İsmet Paşa, 28 Mayıs 1923'te Rauf Bey'e yazdığı telde diyor ki: "Yöntemde, yani bir sorunu önce ya da sonra söz konusu etmek gibi ana yönerge üzerinde değil de uygulama biçimi üzerinde, aramızda ayrılık belirmiştir Yunan onarımı sorunu daha kesin olarak onaylanmadığı gibi öbür ana sorunlar da bundan sonra görüşüleceğinden, cuma ve cumartesiye değin bütün sorunlarda konferansın kesin tutumunun anlaşılacağı sanılmaktadır Yunan onarımı konusundaki ödünü bizi ilgilendiren akçalı ve iktisat işleriyle ilgili sorunlarda özdeş düşüncelerin dikkate alınması koşuluyla verdiğimizi bildirmiştim Bu duruma göre, eğer (öbür) sorunlarda anlaşamazsak Yunan onarımı da alacağımız genel karara bağlı olur"
"Eğer ana yönergelere uymaktan başka; beklenmedik yönergelere, çeşitli sorunların yönetim ve uygulamasında verilecek kesin buyruklara, önemli yönergelere bütünüyle ve tam olarak uyamadığımız kabul buyuruluyorsa, bu, istemediğimizden değil, ama gerçekten uyma olanağını bulamadığımızdandır
Ben, aramızdaki bu görüş ayrılığını daha zamanında görmüş ve açıkça ortaya konulmasını rica etmiştim Daha hiçbir şey imza edilmemiş; hiçbir yüklenmeye girişilmemiştir Eğer bu tutumumuz yanlış görülüyorsa bu, görüşünüze göre düzeltilebilir
Kısacası, barış sorununun yüzde doksan beşi çözülmüştür Benden sonra görevi üzerine alacak kişi için iş kolaylaşmış ve güçlükler azalmıştır Öte yandan,eğer barış yapılamaz da görüşmeler kesilirse, bizim tutumumuz bu kesilmeyi daha elverişsiz bir duruma sokmayacaktır Her durumda, buyruk ve karar Bakanlar Kurulunun ve Yüce Başkanlığınızındır"
İsmet Paşa, o gün bana da yanıt verdi Olduğu gibi bilginize sunayım:

1 Lozan
1016
Çekilişi: 2851923
Gelişi: 29 51923
Bakanlar Kurulu Başkanlığına
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Durum, Bakanlar Kuruluna gönderdiğim raporumda bildirilmektedir Her gün birer sorun olmak üzere, ana sorunları önümüzdeki günlerde görüşeceğiz Elbette Yunan onarımını, askıdaki bütün sorunların çözümünde sürekli bir ***** olarak kullanacağız Bu olanağı elde tuttuk Yunan onarımı sorununu çözümledikten sonra, öbürlerinde bize gözdağı vererek bir sonuç elde etme umudu çıkmadı Tersine, bir gözdağı verme nedeni ortadan kalktı Durumda yatışma oldu Eğer önünde sonunda görüşmeler kesilirse, ya Yunan ordusu kendisi için özel bir neden bulunmadığı için eyleme geçmeyecek, ya da öbürleriyle birlikte ve onların davası uğruna saldırıya geçtiğini belirtip tanıtlayacağız Her iki durum da, maddi ve manevi bakımlardan, Yunan ordusu ile onarım işi yüzünden çarpışmaya başlamaktan üstün ve yeğ görülmüştür Bakanlar Kurulunu olupbittiler karşısında bırakmak gibi bir kaygıya yer yoktur, çünkü tutumumuz genel duruma göre (incelenirse) anlaşmazlığın uygulama yönteminde olduğu kanısına varılabilir Bu anlaşmazlığı da daha önce bilginize sunmuştum Ama sorunların hepsinin birkaç güne dek görüşülebileceğini saygı ile bildiririm
İsmet

İsmet Paşa'ya şu yanıtı verdim:

Şifre, ivedidir
2951923
İsmet Paşa Hazretlerine
Barış sorunlarının büyük ölçüde çözümlenmiş olduğu yolundaki yüce bildiriminiz kıvanılmaya değer Tasarladığınız gibi, birkaç gün içinde durumu belirli düzeye çıkarmayı başarırsanız içimiz çok rahatlayacak Başarı kazanmanızı dilerim Fevzi Paşa Hazretleri de Ankara'dadır Durumun belirmesine değin burada bulunacaktır Gözlerinizden öperim
Mustafa Kemal

İsmet Paşa, bu telyazımdan sonra görevini sürdürdü Rauf Bey'in ve Bakanlar Kurulunun da bu işte daha çok üstelemesini önledim
Bir aya yakın bir süre, her iki yan yatışmış gibi göründü Bu süre içinde İsmet Paşa türlü sorunlar üzerine Bakanlar Kurulu Başkanlığının görüşlerini soruyordu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.