Prof. Dr. Sinsi
|
Tektanrıcılık (Monodeizm)
Tektanrıcılık (Monodeizm)
Tanrının dünyadan ayrı ve tek olduğuna inanma Tek anlamına gelen monos ve tanrı anlamına gelen theos deyimlerinden yapılmıştır Bu inancı taşıyan din ve öğretiler tektanrıcı 'dır Köleci üretim düzenine özgü köle-efendi ilişkisinin, tanrılık hiyerarşide fantastik yansımasıdır Çalışan Ve ezilen halk yığınları kullar (köleler), efendilerin efendisi despot kral da tanrı'dır
Köleci ideoloji eski Babil, Mısır, Hint, Urartu, İran'dan antikçağ köleci devletlerine kadar efendilerin güçlerini tanrıdan aldıkları inancını yaymıştır Çalışanlar itaat etmeli ve boyun eğmelidirler, yoksa tanrı kendilerini hem bu dünyada hem de ölümden sonra cezalandırır Boyun eğmeyenlerin tanrısal cezası olarak cehennem ve boyun eğip acı çekenlerin tanrısal ödünü olarak cennet kavranılan da böylelikle doğmuştur Köleci üretim düzeni, çalışan yığınları baskıda tutmak için bir devlet örgütünü ve bu örgütün başına da köle sahiplerinin temsilcisi olarak bir despot-kral’ın getirilmesini gerektirmiştir
Çoktanrıcılığın tanrıları da böylelikle tektanrı olmuştur Bu aşamaya ulaşmak için başka tanrıların da varlığını kabul ederek tek tanrıya tapma evresinden geçilmiştir Tektanrıcı üç büyük dinin kaynağı olan Yahudilik, bu evrenin en belli örneklerinden biridir Yahudiliğin tektanrısı Yahova (İbr odur anlamındadır), sayısız elohim (Ruhlar) arasında bir eloah (Ruh, Allah)'tır
Bizzat parmaklarıyla yazıp Musa'ya verdiği onbuyruk'un birincisinde de bunu açıkça söyler: "Başka ruhlara tapmayıp sadece bana tapacaksın" Yahudilikten doğmuş olan Hıristiyanlık da ünlü üçleme'siyle (Babaoğulkutsal ruh) monolatrinin izlerini taşır Bu anlamda tektanrıcılık, sadece Müslümanlıkta gerçekleşmiştir denilebilir Din tarihçilerinden Lods "monolatri, çoktanrıcılığın özel bir biçimidir", Bouche-Leclerck "öteden beri tektanrıcılık diye adlandırılan, hiyerarşiye bağlanmış çoktanrıcılıktan başka bir şey değildir" der
Köleci üretim düzeninin ilk evrelerinde, komşu ulusların tanrılarını da kabul etmek zorunluluğu vardı; monolatrinin kaynağı bu zorunluluktur Onlarla ilişkiyi kesip kendi tanrısını tek bırakma olanağı zamanla gerçekleşmiştir Özellikle İsrailoğullarının kendilerini Mısır köleliğinden kurtarıp uluslaştırabilecek tümüyle kendilerine özgü bir tanrıya büyük gereksinimleri vardı, sayısız elohim'ler arasından bir eloah seçmeleri gerekiyordu, Yahova (Bu sözcük şuradan geliyor: Musa, Horeb dağında karşılaştığı çalılık ruhuna adını soruyor, o da "ben, ben'imdir" karşılığını veriyor, böylelikle tanrının adı odur oluyor) böylelikle meydana gelmiştir
Tommasoculuk
Aquino'lu Tommaso'nun ve çömezlerinin öğretisi
1323'te azizler arasına resmen giren ve Duns Scotus ile Ockham'ın çömezleri tarafından şiddetle eleştirilen Tommaso, XVI yy da ancak sınırlı çevrelerde bir otorite olarak kabul ediliyordu Bu çağda, kendi tarikatı içinde bile yabancı etkiler ağır basmaya başlamıştı
Rönesansla birlikte Tommaso'culuğun yerini Eflatun'cu öğretiler aldı (Niccolo Casano, Marsilio Ficino) Ayrıca, Tommaso'culuk, bilimsel ilerlemeye engel olan bir öğreti olarak görüldü Luther zamanında, Dominiken tarikatı başkanı ve papalık elçisi Cajetanus, Tommaso'culuğu etkili kılmak için çalıştı Nitekim, Trento ruhani meclisinde, çeşitli görüşleri benimseyen ilâhiyatçılar, yeni sapkınlıklar ve Rönesans akımı karşısında geleneksel dogmaları tanımlamak için, genellikle Tommaso'culuğa başvurmak zorunda kaldılar
1879 Yılında, din okullarında ve katolik üniversitelerinde felsefi çalışmaların düşük seviyesi karşısında papa Leon XIII, Tommaso'nun ileri sürdüğü görüşlerin öğrenilmesini zorunlu kıldı Bu teşebbüs, yeni çağlara uygun düşmeyen bir «iskolastik»in yeniden canlandırılması olarak yorumlandı Ama Tommaso'culuğu benimsemiş olan birçok din adamı ve düşünür, bu öğretiyi, bilimsel buluşları da gözönünde tutarak yenileştirmeye çalıştılar
Günümüzde, fenomenoloji ve varoluşçuluk gibi felsefi akımların, Tommaso'culuk içinde eritilmesine yönelen çalışmalar da vardır E Gilson gibi tarihçiler ise, Tommaso'culuğu tarihi çerçevesi içine oturtmaya ve evrensel geçerliği olan yanlarını ortaya koymaya çalışırlar öte yandan Jacques Maritain, geleneksel Tommaso'culuğun daha da derinleştirilmesine, sanatların, bilimlerin, insan duyarlığının ve sosyal yapıların gelişmesinden doğan meselelerin çözülmesi için gerekli ilkeleri, Tommaso ile yorumcularının yazılarından çıkarmaya çalışmaktadır
|