|  | Komposizyon Nasıl Yazılır?Anlatım |  | 
|  08-23-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Komposizyon Nasıl Yazılır?AnlatımBaşarılı ve güzel bir yazı yazmak için bilinmesi gerekenleri, sırasıyla şöyle gösterebiliriz: 1  Bilgi birikimi 2  Konu seçme 3  Plân yapma 4  Başlık bulma 5  Paragraf bilgisi 6  Dilin kurallarını bilme 7  Yazma 8  Yazının okunması ve düzeltilmesi Şimdi bunları sırasıyla anlatalım: 1  BİLGİ BİRİKİMİ Üniversite eğitimiyle bir meslek için hazırlık yapılır, o mesleğin gerektirdiği birikim aktarılmaya çalışılır  Aydın insanın bilmesi gerekenler ise sadece kendi mesleğiyle, ilgi alanlarıyla, çevresiyle ve dönemiyle sınırlanamaz  Kendisine yöneltilen hemen her soru için az çok söyleyecek sözlerinin olması beklenir  “Ben inşaat mühendisiyim, ülke sorunlarından, sosyal çevreden, spor faaliyetlerinden, trafikten    hiç anlamam” demek aydın insana yakışmaz  Kişinin çevresine karşı duyduğu sorumluluk; onu araştırmaya, incelemeye ve öğrenmeye yönlendirir  Böylece bilgi birikimi için ilk adımlar atılmış olur   Herhangi bir bilim veya sanat dalıyla ilgili özel araştırmalar ve deneyimler sonunda elde edilecek uzmanlık bilgisini saymazsak genel bir kültür sahibi olmak ve (sözlü veya yazılı) kompozisyonlar meydana getirmek için aşağıda sayılan etkinliklerin yapılmasında yarar vardır: a) Okuma Yazılı veya sözlü anlatım yeteneğini geliştirmenin en etkili ve en güzel yollarından biri, çok okumaktır  İlgi duyulan alanlarla ilgili gazeteleri, dergileri, kitapları    okumak insanı hiç şüphesiz, başkalarından daha bilgili kılacaktır  Bilhassa, sanat değeri taşıyan, okumaya değer, klâsik kitapları, yazıları okumakla yazarının bilgi birikiminden, deneyimlerinden de yararlanmak mümkündür  Kişi ne kadar çok okursa dil ve anlatım yeteneği, düşünme yeteneği, bilgisi, duygu ve hayâl gücü    o derecede gelişir   Okuyan insan doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden daha kolay ve isabetli ayırt eder; kendisini, çevresini, insanları, dünyayı    daha iyi tanır   b) Kütüphanelerden yararlanma Herhangi bir konuda ayrıntılı bilgiye sahip olmak; konuyu araştırmak, incelemek, öğrenmek, kısacası kendimizi daha iyi yetiştirmek için gidilecek yerlerin başında kütüphaneler gelir  “Ulusların kalkınmasında iki önemli kaynak başta gelir: Bunlardan biri, bilgi birikimlerinin toplandığı yer olan kütüphanelerdir; diğeri de yeni bilgilerin yöntemlerin araştırıldığı yer olan lâboratuvarlardır  Kütüphanelerin sayısı ne kadar çoksa, içindeki kitapların sayısı duyulan gereksinmeyi tam olarak karşılayabiliyorsa, daha da önemlisi, oradan yararlananların sayısı ne kadar çok ise, o ülke o ölçüde kalkınmıştır  ”[1] Günümüzün imkânlarıyla kütüphanelerden değişik şekillerde yararlanmak mümkündür: Klâsik bir yol olarak, kitabı okur, işimiz bitince yerine koyarız veya kütüphaneye üye olarak kitapları ödünç alıp istediğimiz yerde okur, süresi içinde geri veririz  Yeni bir yol olarak internet aracılığıyla kütüphanelerin web sayfalarına girerek bilgisayar ort¤¤¤¤¤ aktarılan kitapları inceleyebilir, yararlanılacak yerleri kendi bilgisayarımıza kopyalayabilir veya istediğimiz sayfaları yazdırabiliriz   Okuyucuya daha kolay ve daha iyi hizmet verebilmek için kütüphanelerde -imkânlar ölçüsünde- bilgisayarlardan ve bilgisayar programlarından yararlanılmaktadır  Bugün kütüphanelerde yavaş yavaş ayrı bölümler açılarak CD kütüphaneleri oluşturulmaya başlanmıştır   c) İnternetten yararlanma Akla gelebilecek hemen her alandaki ve her konudaki bilgiye internet sayesinde kolaylıkla ulaşmak mümkündür  Sanal kütüphaneler, on-line araştırma dergileri, internet ortamındaki kitaplar, dergiler, antoloji sayfaları    meraklıları için sadece birkaçıdır   d) Bilgisayar programları ve CD (VCD, DVD)’lerden yararlanma Bilgisayar programları kullanılarak ciltlerlerce kitapta yer alan bilgi, harita, resim veya belgeseller, filmler CD veya DVD’lere aktarılabilmektedir  Etkileşimli (interaktif) olarak hazırlanan eğitim programlarıyla daha çok bilgiye, çok çabuk, çok ekonomik ve çok keyifli bir şekilde ulaşmak mümkündür   e) Dinleme Bir dersi, konferansı, açık oturumu, tartışmayı, sohbeti vb  dinlerken de çok şeyler öğrenmek mümkündür  Özellikle bir amaca yönelik yapılan dinleme; dinlemeye hazır durumda, dikkati konu üzerinde toplayıp, kavramaya çalışarak, duyguları kontrol edip not tutarak yapılacak olursa dinlemeden elde edilecek yarar daha da artacaktır   f) Gözlem yapma Başarılı bir kompozisyon oluşturmanın temel şartlarından biri de gözlemdir  Çevrede olup bitenleri, varlıkları, nesneleri, tabiatı duyular aracılığıyla (bir anlamda) fark etmek, bunlardan yararlı sonuçlar elde etmek ve deneyimler kazanmak iyi bir gözlemle mümkündür  Sanatçıları diğer insanlardan ayıran önemli özelliklerden biri, bunların iyi bir gözlem yeteneğine sahip olmalarıdır  Onlar, bizim göremediğimizi, önemsemediğimizi, fark etmediğimizi hemen görürler  Çünkü onlar bakma ile görmeyi birbirinden çok iyi ayırırlar   Üzerinde iyi gözlem yapmadığımız konuları veya eşyayı başkalarına anlatmak oldukça güçtür  Ömründe deniz görmemiş birine denizin ne olduğunu anlatabilmek ancak iyi bir gözlem sonunda mümkündür   Gözlem yoluyla hayattan dersler almak, deneyimler kazanmak da ihmal edilmemelidir  Meselâ, on dakika geciktiği için derse alınmayan arkadaşlarını gören öğrenciler, bundan kendileri için bir ders çıkarabilmelidirler   g) Kesik (Kupür) biriktirme Kesik (kupür); gazete, dergi vb  yerlerden kesilen yazılardır  Okunan gazetelerde, dergilerde ilgi çeken, daha sonra kaynak olarak kullanılabilecek türden haber, makale, fıkra vb  gibi yazılar kesilerek gereğinde konulara göre ayrı ayrı zarflarda veya dosyalarda biriktirilerek bir arşiv oluşturulabilir  “Ünlü bir yazara kendisini nasıl yetiştirdiğini sormuşlar, şöyle açıklamış: Okuduğum bir kitaptan beğendiğim sözleri not eder, bir zarfa koyarım; gazetelerden, dergilerden kestiğim yazıları bir başka dosyada saklarım  Zamanla bir hazine ortaya çıkar  Yazmaya oturduğum zaman benim için her şey artık hazırdır  ”[2] h) Şiir defteri tutma Şiir kitaplarındaki şiirler güzeldir  Ancak bazı şiirler vardır ki bize göre daha güzeldir, en güzeldir  İşte bu şiirlerin bir defterde toplanmasıyla hem güzel yazılar yazarak yazma alıştırması yapılmış olacak hem de duyguları en güzel şekliyle ifade yolları konusunda birikim kazanılacaktır   ı) Günlük yazma Herhangi bir olay, haber veya yorumla ilgili kişisel düşüncelerin sıcağı sıcağına, günü gününe bir deftere veya ajandaya düzenli olarak yazılması anlatım yeteneğinin geliştirilmesinde etkili yollardan biridir   i) Özlü sözleri derleme Yazılı veya sözlü anlatımda sözü uzatmamak, etkiyi artırmak, örnek vermek    için özlü sözler başlığı altında topladığımız atasözleri ve özdeyişlerden yararlanılabilir  Bu sözlerde uzun yılların deneyimi ve birikimi en veciz şekliyle ifadesini bulmuştur  Özlü sözlerin derlendiği kitaplar okunup (istenirse konularına göre) seçme yapılarak bir deftere yazılabilir  Böylelikle hem düşünce ufku genişletilmiş hem de yazı veya konuşma için malzeme de toplanmış olur   2  KONU SEÇME Yukarıda sıralanan yollarla ve bunlara ilâve edilebilecek değişik etkinliklerle birikim kazandıktan sonra sıra, üzerinde söz söylenecek veya yazı yazılacak konuyu seçmeye gelir  Konunun araştırma yapmaya uygun, bol kaynağı olan ve kişinin ilgi alanına giren, sınırları belli olan bir konu olmasına özen gösterilir   3  PLÂN YAPMA Plânın olmadığı yerde düzensizlik, dağınıklık, zorluk, zevksizlik ve kabalık kendini nasıl gösteriyorsa plânlanmadan ortaya konan yazılı veya sözlü kompozisyonda da benzer aksaklıklar hemen kendini gösterecektir  Esasen iyi bir yazı veya konuşma plânsız olmaz   4  BAŞLIK BULMA Başlık, yazının veya konuşma konusunun adıdır  Tabiatta adı olmayan, ismi konmayan varlık olmadığına göre yazıya da bir isim konmalıdır   İyi bir başlık; · Kısa ve öz, · Dikkat çekici ve merak uyandırıcı, · Konuyla ilgili, · Ana düşünceyi etkili bir biçimde anlatan, · Kolay söylenebilen ve akılda kalıcı, · Yazının içeriği hakkında fikir verici, olmalıdır   Film adlarına, kitap adlarına, makale başlıklarına, haber başlıklarına    dikkat edilirse bunların yukarıda sayılan nitelikleri taşıdığı görülür   Düşünce yazıları için konu, konunun maddesi veya ana düşünce uygun başlıklar olarak seçilirken olay yazıları için daha geniş bir yelpazeden başlık seçmek mümkündür: Olayın geçtiği yer; olay kahramanı; olayın adı; olay kahramanı ve olayın yeri; olayın özü olan eylem gibi  Nelerin başlık olarak kullanılabileceği hakkında bir fikir vermek için başlıklardan bazı örnekler aşağıda sıralanmıştır: Bilim ve Teknik, Yurt Duyguları, Edebiyatımızın İçinden,Türkçenin Sırları, Osmancık, Atatürk Şiirleri Antolojisi, Türk Dili, Çoban Çeşmesi, İstanbul’u Dinliyorum, Bizim Duvarlar, Çile, Suç ve Ceza, Silâhlara Veda, Cemile, Kılıbık, Otuz Beş Yaş, Duvar, Küçük Kız, Mihriban, Düşünmek, Üç Nasihat, Kurumuş Ağaçlar, Bayrak, Karadeniz, Memleket Türküsü, Güle Yel Değdi, Sinekli Bakkal, Acımak, Sarnıç, Yaprak Dökümü, Türkçe Bilen Aranıyor   Bölüm başlıkları ve ana başlıklar satırı ortalayacak şekilde büyük harflerle yazılır ve (ünlem veya soru ifadesi yoksa) sonuna herhangi bir noktalama işareti konmaz  Alt bölümlere ait başlıklar ise küçük harflerle yazılır   Önce başlık konup yazının buna göre geliştirilebileceği gibi, yazıyı tamamladıktan sonra da uygun bir başlık seçilebilir   5  PARAGRAF BİLGİSİ Herhangi bir yazının bir satır başından öteki satır başına kadar olan bölümüne paragraf denir  Paragraf, geniş bir konunun belli bir bölümünü ifade eden düşünce birimidir   Paragraflar, bütün bir konunun ayrı ayrı bölümlerini ifade eden, kendi içinde de bütünlüğü olan birimlerdir  Bu bakımdan iyi düzenlenmiş bir paragrafta cümlelerin açık, etkili ve birbirine bağlı olması gereklidir   Uzun bir yazının bölümlere ayrılmaması okuyucuyu yoracağı için yazıdaki çeşitli ana fikirlerin birbirinden ayrılması paragraflarla mümkün olur  Böylelikle yazının kolay okunması ve anlaşılması sağlanır  Yazıda ilk satırın biraz içeriden başlaması (paragraf şekli), bir düşüncenin veya konunun bir bölümünün tamamlanıp diğer bir bölümüne geçildiğini gösterir  Böylelikle okuyucunun ilgisi devam ettirilir, yazının daha kolay kavranması da sağlanır   İyi bir paragrafın özellikleri İyi bir paragrafta; a) Temel cümle, b) Yan cümleler (yardımcı fikirler), c) Birlik, d) Düzen, e) Ölçü bulunur   a) Temel cümle Paragrafta, işlenecek düşüncenin özünü oluşturan bir cümle (temel cümle) mutlaka bulunur  Bu cümle, üzerinde durulacak temel düşünceyi açıkça veya dolaylı yoldan ifade eden bir cümle olabilir  Bu cümle paragrafın özeti olarak değerlendirilebilir; ancak paragraftaki diğer cümlelerde bulunan düşüncelerin hepsini kapsamaz   Temel cümle yazarın üslûbuna göre, paragrafta değişik yerlerde bulunabilir: Önce temel cümle yazılıp yardımcı fikirlerle geliştirilebileceği gibi, açıklamalar yapıldıktan sonra, “işte buradan çıkarılacak sonuç budur” dercesine paragrafın sonuna yazılabilir veya bir başka yol olarak temel cümle paragrafta doğrudan doğruya yer almaz, yazar bunu bizim bulmamızı ister   b) Yan cümleler (Yardımcı fikirler) Temel cümle, yardımcı fikirlerle uygun bir tarzda, değişik metotlarla açılarak geliştirilir  (Böyle olmasa, bütün paragrafların birer cümleden ibaret olması gerekirdi  ) Paragrafta; ortaya atılan temel düşünceyi, aynı doğrultuda destekleyen yardımcı fikirlerle konu ve düşünce bütünlüğü sağlanır   Paragrafta işlenen konunun, düşüncenin özelliğine göre ana düşünceyi açmak, geliştirmek için aşağıda sıralanan metotlar kullanılabilir  Bu metotlara düşünceyi geliştirme yolları da denir  Bir paragrafta bunlardan sadece biri kullanılabileceği gibi, birkaçı aynı anda kullanılabilir: · Tanımlama: Bir kavramın veya nesnenin ne olduğunu, ne işe yaradığını; belirleyici özellikleriyle anlatmaktır  Makale gibi fikir yazılarında ve giriş paragraflarında daha çok kullanılır  Tanımlama, kimdir, nedir sorusunun cevabıdır   “Yazıcılar, klavye veya daha değişik giriş aygıtlarıyla bilgisayara girilen bilgileri veya yazıları kâğıt üzerine aktarmaya yarayan aygıtlardır  ” örneğindeki gibi   · Örnekleme: Soyut niteliği olan düşünceyi (veya görüşü), okuyanın veya dinleyenin zihninde canlandırmak, onun kolay kavranmasını sağlamak için yapılan somutlaştırmadır   · Karşılaştırma: Birbiri arasında benzer veya farklı yönler bulunan iki kavram veya nesnenin ortak ya da farklı yönlerini incelemeye karşılaştırma denir  Sık kullanılan metotlardan biridir   Roman ve hikâye olay yazıları olduğu için benzer yönleri çoktur  Hikâyede olay, romanda olaylar vardır  Kahramanların ve çevrenin tanıtımına romanda çok yer verildiği hâlde hikâyede ayrıntıya girilmez     · Tanık gösterme: Fikir yazılarında, ortaya atılan düşünceye okuyanı inandırmak için tanınmış kişilerin görüşlerinden yararlanmaya tanık gösterme denir  Okuyucuya veya dinleyiciye “ben bu konuda böyle düşünüyorum ama bu alanın uzmanı ve sizin de tanıdığınız, itimat ettiğiniz falanca da aynı kanaattedir” mesajı verilerek inandırıcılık artırılmaya çalışılır   · Benzetme: Anlatıma güç kazandırmak için aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki kavram veya nesneden zayıf olanı kuvvetliye benzetmedir   “Şimdi, buz gibi soğuk su içmek istiyorum  ” cümlesinde su soğukluğu yönüyle buza benzetilmiştir   · Tasvir: Anlatılmak isteneni okuyucuların gözü önünde canlandırmak gerektiği zaman başvurulan yollardan biri tasvirdir   “Bu balçıktan insanlar, aralarında hiç konuşmadan yürürler  Kiminin sırtında bir tutam çalı, kiminin bir çuval saman vardır  Kimi bir keçi yavrusunu kucağına almıştır; kimi bir mandayı dürtüşleyerek önüne katmıştır  Boz eşek, İsmail’in ardından, başını önüne eğmiş, küçücük küçücük adımlarla yürür  ” ( Y  K  Karaosmanoğlu, Yaban) Temel cümle, zıt fikirlerle de açılabilir  Bu metotta, önce karşıt düşünceler yazılır sonra bunların yanlışlığı belgelerle ortaya konur   c) Birlik Paragrafta üzerinde durulan temel düşünceden, işlenen konudan uzaklaşmamaya birlik denir   Her paragrafta konunun sadece bir yönü ele alınmalı, diğer bir yönüne geçileceği zaman yeni bir paragrafa başlanmalıdır  Bağımsız olarak düşünüldüğünde, her biri işlediği konuyu mükemmel olarak ifade eden cümleler, arada ilgi olmadan bir paragrafta toplanırsa paragrafın konu bütünlüğü, birliği bozulmuş olur  Her cümlenin bir yönüyle temel cümleye bağlanmasıyla paragrafın birliği sağlanmış olur   Meselâ bir yazıda sınıfın tanıtımı yapılacaksa; sınıfın konumu, ölçüleri, eşyası, öğrencileri    her biri ayrı paragraflarda işlenmelidir   d) Düzen Paragrafı oluşturan temel cümle ve yardımcı düşüncelerin, işlenen konunun özelliğine göre bir sıraya konması gereklidir  İlginç fikirlerin ve ayrıntıların mantıklı bir düzene göre sıralanması, okuyucunun paragrafı daha kolay kavramasını sağlar   Konunun özelliğine göre; zaman, bakış açısı, görüş tarzı ve mantıkî düzen ölçü olarak kullanılabilir  Zamana göre yapılacak bir düzenlemede olaylar veya konu geçmişten bugüne veya bugünden geçmişe doğru bir sıra izlenerek yazılır  Zamana göre sıralama; hikâye, roman, hatıra, biyografi, öz geçmiş gibi yazılarda daha çok kullanılır  Görüş tarzına göre yapılacak düzenlemede; yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya; sağdan sola, soldan sağa; içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye; uzaktan yakına, yakından uzağa gibi bir sıra izlenir  Tasvir bölümleri genelde görüş tarzına göre düzenlenir  Mantıkî düzenlemede ise genelden özele, özelden genele; parçadan bütüne veya bütünden parçaya doğru bir sıra izlenir  Düşünce yazılarında bu metot daha çok kullanılır   e) Ölçü İyi düzenlenmiş paragraflar arasında düşüncelerin önemine göre bir ölçü bulunur  Basit konunun işlendiği bir paragrafın uzunluğu ile önemli bir düşüncenin işlendiği paragrafın uzunluğu aynı olmaz  Paragraflar arasındaki bu dengeyi koruyabilmek için şunlar yapılabilir: · Paragrafta işlenecek düşünceler, okuyucuya göre ayarlanmalıdır   · Önemli düşünceleri içermeyen paragraflar kısa yazılmalıdır   · Yazmaya başlamadan önce konunun tamamı hesaba katılmalıdır   · Açıklama gerektiren, önemli düşüncelerin bulunduğu paragraflar, diğerlerine göre uzun olmalıdır   · Paragrafların uzunluğu ile ilgili bir sınırlama olmadığı için bu ölçüyü, yazar ayarlamalıdır   Paragrafların, birbirine uygun bir şekilde bağlanması gerektiği unutulmamalıdır   Paragraf çeşitleri Herhangi bir konunun farklı bölümlerini oluşturan paragrafları, yerine ve özelliğine göre başlangıç paragrafı, giriş paragrafı, geçiş paragrafı, gelişme paragrafı ve sonuç paragrafı gibi çeşitlere ayırmak mümkündür: Başlangıç paragrafı: Uzun yazılarda konuya girmeden önce, o konuyla doğrudan ilgisi olmayan fakat yine de onu aydınlatmaya yarayacak düşüncelerin bulunduğu paragraftır  Başlangıç paragrafı, yazının ilk paragrafı demek değildir ve her yazıda olmaz   Giriş paragrafı: Okuyucuyu konuya hazırlamak, düşünceleri (veya olay yazılarında yeri) tanıtmak, onu okumaya yönlendirmek amacıyla düzenlenen paragraftır  Bir anlamda yazının vitrini olan bu paragrafın dikkat çekici bir şekilde, iyi düzenlenmesi gerekir   Geçiş paragrafı: Özellikle, uzun yazılarda paragraflar veya bölümler arasında ilgi kurmak için düzenlenen paragraftır  Bir paragraftan diğerine geçildiğinde bazen arada bir kopukluk hissedilir  İşte bunu gidermek için iki paragrafı birbirine bağlayan bir geçiş paragrafı düzenlenir   Gelişme paragrafı: İşlenen konunun düşünceyi geliştirme yollarından istifadeyle, çeşitli yönleriyle açıklandığı, geliştirildiği paragraftır  Yazıda giriş bölümünden sonra yer alır   Sonuç paragrafı: Giriş veya gelişme bölümündeki düşüncelerin kısaca özetlendiği, ana düşüncenin hatırlatıldığı paragraftır  Usta yazarların yazılarında genellikle bu paragraf bulunmaz  Çünkü yazar söyleyeceklerinin hepsini daha önceden tamamlamıştır  Ancak, değerlendirmeyi okuyucuya bırakmamak (onun yanılmasını önlemek) veya etkili bir biçimde yazıyı tamamlamak anlayışıyla sonuç paragrafı düzenlenebilir   Paragraflar, (istenirse) konularına göre olay paragrafı, tasvir paragrafı, tahlil paragrafı    gibi çeşitlere de ayrılabilir   UYARI: Paragraf çeşitleriyle, yazının bölümleri birbirine karıştırılmamalıdır  Giriş bölümü sadece bir paragraftan ibaret olabileceği gibi birden fazla paragraftan da oluşabilir  Dolayısıyla giriş bölümüyle giriş paragrafı aynı anlamda kullanılamaz  Benzer şekilde, gelişme bölümü de tek paragraftan ibaret değildir  Bu bölümde gelişme paragrafları birden fazla olur  Sonuç bölümü ise bir paragraf olabileceği gibi birkaç paragraf şeklinde de düzenlenebilir  Düşünce yazılarındaki giriş, gelişme, sonuç bölümleri; olay yazılarında serim, düğüm, çözüm şeklinde adlandırılır   6  DİLİN KURALLARINI BİLME İyi bir yazı yazmak veya başarılı bir konuşma yapmak için dilin (ses bilgisinden cümleye kadar bütün) kuralları, söz varlığı çok iyi bilinmelidir  Kelimelerin anlamlarını, bunlar arasındaki anlam inceliklerini ve dilin ifade kabiliyetini iyi bilmek, yazana (veya konuşana) kolaylık sağlayacaktır  Bu konudaki birikimin bir anda oluşması elbette mümkün değildir  Kişi, öncelikle konunun önemine inanır, bol bol okur, araştırır, yazma alıştırmaları yapar, sabırlı olur ve bunu zamana yayarsa bu birikimi kazanabilir   7  YAZMA Bilgi birikimden yola çıkarak konuyu tespit edip plânladıktan sonra (paragrafların özellikleri dikkate alınarak) yazmaya başlanmalıdır  Ancak kişinin kendisini hazır hissetmesinin yazının güzelliği ile doğrudan ilgisi olduğunu belirtmekte yarar vardır   Yazmaya önce, kısa yazılar yazarak başlamakta yarar vardır  Hatta başlangıçta yatkınlık kazanmak için şiirler, kısa hikâyeler    olduğu gibi yazılabilir  Sonra bir üslûp kazanıncaya kadar bol bol yazı denemeleri yapılmalıdır  Bu konuda Benjamin Franklin diyor ki “Güzel yazıları derleyen bir kitap elime geçti, satın aldım  Baştan aşağı okudum  Üslûbu çok hoşuma gitti  Bu üslûp yeteneğine erişme isteğini duydum  Taklitle işe başladım  Önce kitaptaki en güzel makaleleri seçtim  Her paragrafın önemli yerlerini özetledim  Kitabı bir kenara attım  Birkaç gün sonra bu makaleleri aslına uygun olarak, kitaba bakmadan yazmaya çalıştım  Gördüm ki, kelime stokum, kelimeleri kullanışım oldukça zayıf  Ara sıra çıkardığım özetleri birbirine karıştırdım; birkaç hafta sonra özetleri tekrar düzelterek metni meydana çıkarmaya çalıştım  Bu çalışmalar yazı yazma yeteneğimde büyük gelişmeler sağladı  ”[3] 8  YAZININ OKUNMASI VE DÜZELTİLMESİ Yazı tamamlandıktan birkaç gün sonra sanki bir başkasının yazısını okuyormuş gibi; sayfa düzenine, imlâya, noktalamaya, dil bilgisi kuralları ve iyi bir anlatımın niteliklerine uygunluk gibi ölçütlerle dikkatli bir şekilde yeniden okunmalı, varsa yanlışlar düzeltilmelidir  Yazı, herkesin doğru ve kolay anlayabileceği bir hâle getirilmelidir   [1] S  Sarıca, M  Gündüz; Güzel Konuşma Yazma Kompozisyon, İstanbul, 1988, s  94  [2] S  Sarıca, M  Gündüz, age  s  99  [3] Seyit Kemal Karaalioğlu, Sözlü-Yazılı Kompozisyon, Konuşmak ve Yazmak Sanatı, 12  basım, İstanbul, s  169   | 
|   | 
|  | 
|  |