Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edebiyatındaki, gelişimi, gezi, tarihsel, temsilcileri, türk, türünün, önemli

Gezi Türünün Türk Edebiyatındaki Önemli Temsilcileri Ve Tarihsel Gelişimi

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gezi Türünün Türk Edebiyatındaki Önemli Temsilcileri Ve Tarihsel Gelişimi



"Gezi Yazısı" Türünün Özellikleri
(Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri)


Bir yazarın yurt içinde ve yurt dışında gezip gördüğü yerlerin ilgi çekici özelliklerini anlattığı yazı türüdür Gezi yazıları gezip görmenin, iyi bir gözlemin ürünüdürler Gezi yazılarının tarihi çok eskidir İnsanlar hep uzak ülkeleri, uzak ülkelerin doğasını, insanlarını, bu insanların yaşayış biçimlerini ve yarattıkları kültür eserlerini merak etmişlerdir Bir nedenle başka ülkelere giden kişilerle karşılaştığımızda, onları soru yağmuruna tutmamız bundandır Günümüzde televizyon görüntüleri dünyanın birçok kültürünü yanıbaşımıza getirdiği halde, hâlâ gezi anılarını dinlemenin ya da okumanın tadı başkadır


Gezi yazılarının çok yönlü anlatım olanakları vardır Uzunluğu çoğu zaman kitap olacak kadardır Gazetenin iç sayfalarından birinde dizi halinde günlerce yayınlandığı da olur Okuyucunun sıkılmadan, merakla okuduğu bir yazı türüdür


Gezi yazısı yazarken ilgiyi uyanık tutmak, okuyucuda okuduğu yerleri görme isteği uyandırmak çok önemlidir Gezi yazarlığı ayrı bir ustalığı gerektirir Yazar gezdiği yerlerin ilginç özelliklerini hemen fark edecek kıvrak bir zekâya ve kültür birikimine sahip olmalıdır


Gezi yazısı ile röportaj arasındaki ayrılıklar nelerdir?
Gezi yazılarıyla röportaj birbirine karıştırılmamalıdır Gezi yazısında ilgi çekici yerler anlatılır Röportajda olduğu gibi, sorunları deşmek, arkasındaki sorunları duyurmak, kamuoyu oluşturmak amacı güdülmez Gezi yazıları bir bakıma anıya ve günlüğe de benzer, fakat onlardan ayrı bir yazı türüdür


Gezi yazısının belirleyici özellikleri nelerdir?
• Gezi yazılarında çoğu kez kronolojik zamanlı plân uygulanır Gezi için yapılan hazırlıklar; yolculuk, yolculuk sırasında görülen ilgi çekici olaylar; varış, varıştaki ilk izlenimler

• Gezi yazılarında da kendinden önceki söylenmişlerden, yazılmışlardan ayrı olmak önemlidir Aynı yerler daha önce de başkaları tarafından görülmüş, yazılmış olabilir İkinci gidişte görülenlerle, ilk gidişte görülenler arasındaki farklara bile değinmek gerekir Bu da gezi yazılarının zamanla tarihsel belge olduğunu ortaya koymaktadır

• Yazar anlattıklarının doğruluğunu; konuşma ile, bilgi toplama ve fotoğraflarla desteklemeli, anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir Her anlattığı, önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir

• Gezi yazılarında yazar; açıklayıcı anlatım, öyküleyici anlatım, betimleyici anlatım ve tartışmalı anlatım gibi bütün anlatım yollarından yararlanır Ayrıca okuyucuya değişikliği gösterebilmek için örnekleme, karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden de yararlanabilir

• Resim kullanılmalıdır

Eskiden gezi notlarının kaleme alındığı eserlere "seyahatname" deniyordu Modern zamanlarda ise Türkçe bir sözcük olan "gezi" terimi tercih edildi[B]Anı [/URL]

Gezi yazısı, bir kişinin ya da grubun yurdun değişik bölgelerine ya da başka ülkelere değişik amaçlarla yaptıkları gezilerde gözleyip izlediklerini, tespitlerini, ele geçirdikleri bilgi ve bulguları, oralarla ilgili duygu ve düşüncelerini anlattıkları yayınlara denir


Gezi yazarı gezip gördüğü yerlerin hem kendisi hem de okuyucular için tarihî ve coğrafî açıdan ilgi çeken yönlerini, özelliklerini, kültürel, jeolojik güzelliklerini, halkının gelenek, görenek, töre ve âdetlerini akıcı, ilgi çekici ve etkili bir üslûpla kaleme döker


Gezi yazıları genellikle mensur ise de manzum olanlar da vardır Gezi yazarları, gözlem ve izlenimlerini daha çok tasvîrî bir üslûpla kaleme alırlar Bazı yazarlar, olay ve olguları olduğu gibi aktarırken, bazıları günlük, mektup , röportaj gibi türlere ait tekniklerle yazma yöntemini tercih ederler


Dünya edebiyatının en önemli seyahatnameleri arasında 13 yüzyılda yayımlanmış Marko Polo'nun Uzak Doğu izlenimlerini içeren Seyahatnamesi ve 14 yüzyılda yaşamış Arap gezgin İbni Batuta'nın İslâm dünyası gezilerini konu edinen Seyahatnamesi yer alır


Türk edebiyatının ilk seyahatname eserleri arasında Farsça yazılan Hoca Gıyaseddin Nakkaş'ın Acâibü'lLetâif adlı eseriyle Ali Ekber Hatâî'nin 1515'te yazdığı Hıtâînâme adlı eseri sayılabilir

Seydî Ali Reis (ö1562) Mir'atü'lMemâlik (1557) adlı seyahatnamesinde Belücistan, Hindistan, Afganistan, Buhara, Maveraünnehir'le ilgili gözlemlerini ve yaşadığı olayları anlatmıştır III Sultan Murat (15751575) döneminde Tokatlı İbrahim oğlu Ahmet, Acâibnamei Hindistan adlı eserinde Kabil, Hindistan, Basra, Yemen, Hicaz izlenimlerini aktarır

Trabzonlu Mehmet Aşık'ın (1555?) Menâzıru'lAvâlim adındaki eseri de gezi edebiyatının önemli eserlerindendir

Türk edebiyatının en önemli seyahatname eserlerinden biri Evliya Çelebi'nin (16111682) 10 ciltlik seyahatnamesidir Evliya Çelebi , 40 yıllık gezilerinden elde ettiği coğrafî, etnografik, tarihî, kültürel pek çok bilgiyi akıcı ve mübalâğalı bir üslûpla kaleme almıştır


Türk edebiyatında "seyahatname" adıyla birçok eser yazıldığı gibi, adı "seyahatname" olmadığı hâlde bu türe özgü özellikler gösteren başka eserler de vardır Pirî Reis'in Bahriye adlı eseri buna bir örnektir

İlk seyahatnameler, genellikle başka ülkelerde elçi olarak gönderilen devlet memurlarının gittikleri ülkenin yaşama biçimi, kültürel özellikleri, sosyal ilişkileri, giyim kuşamları, sokakları, şehircilikleri, bürokrasileri ve başka özellikleri hakkında Türk okuyucusu için aktardıkları ilgi çekici bilgilerden oluşmaktadır

Kimi yazarlar, gittikleri ülkelerden gönderdikleri mektuplarda bulundukları ülke ile ilgili bazı bilgiler de vermişlerdir
Sultanların sefer sırasında konaklar arası mesafeleri gösteren menâzil kitapları, her gün yapılan işleri anlatan rûznâmeler de gezi türüne ilişkin bilgiler içermektedirler Haydar Çelebi Rûznâmesi buna örnek olarak gösterilebilir

Keçecizade İzzet Molla (17851829) sürgüne gönderildiği Keşan ve İstanbul'a dönüş izlenimlerini MihnetKeşan (1269) adlı eserinde anlatır

Ömer Lütfi, Ümit Burnu Seyahatnamesi'nde dört yıl din bilgisi hocası olarak kaldığı Ümit Burnu ve havalisini değişik yönleriyle tanıtır

Türk edebiyatında modern zamanlarda da yurt içine, İslâm dünyasına, Batıya ve başka ülkelere yapılmış pek çok gezinin notları yayımlanmıştır


Kırıkkale'ye Giderken
Ankara kalesi, telsiz direkleri ve bir tünel Yarım dakika karanlık Ankara geride kaldı Bu yol, bütün bozkırı geçer, Karadeniz'e dek ulaşır

İsmet Paşa yıllardır fikir döktü, ray döşedi şimdi ben, bu ray üstünden fikir taşıyan kültür savaşının zırhlı trenine yetişmek için kilometrelerin sekişini sayıyorum Tren yolunda Gezici eğitim sergisi Kırıkkale istasyonunda


Tren yolunda dediğim zaman dudaklarımızda yabansı bir kıvrıntı seziyor gibiyim Sezmeye de gerek yok gerçekten:
"Tren yolunda da laf mı a canım" diyebilirsiniz


Eğer siz, bir zamanlar Yahşıhan'a dek böyle gidip gelen eski tren bozuntusunu anımsarsınız hiç de böyle düşünmezsiniz
Hele benim gibi Yahşıhan yolunda tuhaflıklara tanık olmuşsanız


Size, istasyonların kimi bodurumsu, kimi kavaklar gibi birbirlerinin sırtından sırıtan uzun dallı ağaçlarından, çeşmelerinden, bayrak direklerinden, makaslarından, telgraf direklerine tünemiş güvercinlerinden, yol kenarında doygun doygun treni seyreden öküzlerden, özgür ve neşeli sıpalardan söz edeceğimize bizim orta Anadolu'ya kültür ve yeninin aşkını taşıyan trene rast gelinceye dek bugünkü güzel trenin yerindeki o eski tren ve ray bozuntusundan söz edeyim, her halde canınız sıkılmaz


Yıl 1921, İnönü ile Sakarya savaşının araları Ankara'dan Kayseri'ye doğru bir akın var
Kağnı, kağnı, kağnı Yollardan, dağlardan, taşlardan gıcırtıdan geçilmiyor


Mumyalanmış bir eşeğe benzeyen cılız, sanki tenekeden yapılma bir lokomotif, ince, uzun hörgücünü kaldırmış, bitkin develeri anımsatan vagonlar da bunların arasında Kayseri yolunu tutuyor

Her nedense o zaman burada işleyen dekovilde, sudan geçmeyen hayvanın inadına benzer bir inat vardı Zaman zaman tutarağı tutardı Bakarsınız, tıpış t ıpış giderken birdenbire zınk yerinde sayar Bir ses duyulur:

"Lokomotifin suyu tükendi Allah'ını seven su getirsin!"

Kovalarla, ibriklerle, testilerle bir sürü halk su aramaya çıkar, su bulunmayan bir yerde ise herkes mataralarındaki, testilerindeki, teneke ya da toprak ibriklerindeki suları lokomotife boşaltırlar Mübarek, yürümeye başlar Ama yürüyüş de ne yürüyüş!

Trenin üstünde pinekleyen ihtiyarlar, kimi zaman şöyle konuşurlardı:
"Tren giderken indim, aptes bozdum, elimi yudum, trene bindim"
"Abdest tazeledim, yine geldim, yetiştim"
Yokuş bir yere gelindi mi bir ses yükselirdi:
"Allah'ını seven vagonları ardından itsin!"


Yüzlerce adam trenden iner, trenin durduğunu gören köylüler de gelir Helesa yelesa ile treni yürütürlerdi Trenin kömürü tükenip yöreden çalı çırpı topladığımızı da ben bilirim

Bunları söylerken sadece bir anıyı anlatıyorum Dün süngüsünü tüfeğine çaputla bağlayıp düşmana saldıran bir ulusun o günü böyle geçerdi

Şimdi İsmet Paşa'nın döşediği raylar üstünde fikir gibi hızlı, düzenli ve rahat trenle Kırıkkale'ye yaklaşıyoruz

Makinenin, tekniğin dokunduğu yer, çölün ortasında bile olsa yepyeni bir uygarlığı f ışkırtıveriyor Kırıkkale işte böyle bozkırın ortasında baca, fabrika, asfalt, geometri, boyalı ev, sağlam tavan, iş gömleği giyen alın terli insan demektir Kırıkkale bana, kopmuş bir film parçasının sarı bakkal kâğıdına yapıştırılması etkisini yaptı Kırıkkale, başlı başına minnacık bir fabrika yuvasıdır Sağı solu, önü arkası bozkırdır

İstasyon kalabalık Siyahlar giyinmiş öğretmenler, iş gömlekli işçiler, ustalar, mühendisler, bereli kadınlar, irili ufaklı çocuklar vagonların çevresinde toplanıyorlar


[Sadri Etem (Ertem) "Kırıkkale'ye Giderken",Türk Dili Dergisi, Gezi Özel Sayısı, 1 Mart 1973]

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.