![]() |
A'dan Z'ye Deyimler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A'dan Z'ye DeyimlerDeyimler A'DAN Z'YE ![]() ![]() ![]() ![]() A Aba altından sopa göstermek: Üstü kapalı sözlerle korkutmak,gözdağı vermek,tehdit etmek ![]() Abayı yakmak: Aşık olmak,sevdalanmak,birisine gönül vermek ![]() Abdala malum olmak: Bir olayın ya da işin olabileceğini önceden sezinlemek,tahmin etmek ![]() Abdestsiz yere basmamak: Dine ve dinin buyruklarına inceden inceye bağlı olmak ![]() Abesle uğraşmak/iştigal etmek: Boş,saçma bir işle uğraşmak,zamanı boşa geçirmek ![]() Abuk sabuk: Saçma sapan ![]() ![]() Abur cubur: Vücuda yararlı olup olmadığını düşünmeden,rasgele yenilen yiyecekler ![]() ![]() Acayibine/tuhafına gitmek/acayip bulmak: Bir durumu,nesneyi,bir şeyi yadırgamak,normal görmemek,uygunsuz bulmak ![]() Aceleye boğmak: Bir şeyi çabucak bitirmeye uğraşmak,doğruluğunu veya yanlışlığını görmemek,tam yapmamak ![]() Aceleye gelmek: Çabuk yapıldığı için gereken özenin gösterilmemiş olması ![]() Aceleye getirmek: Bir işi çabucak yaparak karşısındakini aldatmak ![]() Acemi çaylak: Deneyimsiz,beceriksiz,toy kimse ![]() Acı söz söylemek: İncitici biçimde konuşmak,kalp kırmak ![]() Acı duymak/çekmek: Üzülmek,kederlenmek ![]() Acı çığlık/feryat: Yüksek sesle,üzüntülü bir şekilde bağırmak,haykırmak ![]() Acı görmüş: Çok kötü günler geçirmiş,birçok felaketle karşılaşmış ![]() Acısı içine/yüreğine çökmek/işlemek/yüreğini delmek: Bir olayın ya da bir şeyin acısını,üzüntüsünü çok aşırı derecede duyup hissetmek ![]() Acısını bağrına basmak: Acıyı,üzüntüyü kabullenip,katlanmak ![]() Acısını çıkarmak: 1)Öç almak 2)Uğradığı zararı,sonradan yaptığı bir işle kapatmak ![]() Acısını unutturmak: Avutmak,teselli etmek,üzüntüsünü gidermek ![]() Aciz kalmak: Bir olay karşısında çaresiz olmak,bir şey yapamamak ![]() Aç açık: Evsiz barksız,sığınacak bir yeri olmayan,yoksul ![]() Aç gözlü: Kanaat etmeyen,azla yetinmeyen ![]() Aç susuz kalmak: Yiyecek içecek bulamayacak kadar yoksul olmak ![]() Açığa alınmak: İşine,görevine son verip çıkarmak ![]() Açığa vurmak/vermek: Gizli kalanı,sırrı meydana çıkarmak,açıklamak ![]() Açığını bulmak: Bir kimsenin yaptığı işteki hilesini,kusurunu,eksiğini yakalamak,ortaya çıkarmak ![]() Açığını kapatmak/örtmek: Birisinin yaptığı hile,kusur,eksiklik veya düzenbazlığı ortadan kaldırmak,düzeltmek ![]() Açık alınla: Şerefli tertemiz,dürüst,utanılacak bir durum bulunmayan,suçsuz olarak,onurla,kıvançla,başarılı olarak ![]() Açık gözlülük: Kurnazlık,başkasını düşünmeme,uyanıklık yapmak ![]() Açık kapı bırakmak: Bir konuda son sözü söylememek,ilişkiyi tamamen kesmemek,karşı tarafa şans tanımak,ılımlı davranmak ![]() Açık konuşmak: Gerçekleri çekinmeden,dürüstçe söylemek,hiçbir şey saklamadan olduğu gibi anlatmak ![]() Açık olmak/Açık sözlü olmak: Hiçbir şey gizlemeden dobra dobra konuşmak,içten,samimi davranmak ![]() Açık kapı bırakmamak: İşini tam yaparak eleştiriye fırsat vermemek ![]() ![]() Açık vermek: 1)Hesabı tutturamamak,gelirle gider arasında denge sağlayamayıp zarar etmek ![]() ![]() Açık yürekli/kalpli: Düşündüklerini olduğu gibi gizlemeden,hiç kimseden korkmadan,çekinmeden söyleyen,özü sözü,içi dışı bir,temiz kişi ![]() Açıkta bırakmak/Açığa almak: İş ya da görev vermemek,evsiz barksız bırakmak ![]() Açıkta kalmak: İş ya da görev bulamamak,evsiz barksız kalmak ![]() Açlığı beynine/başına vurmak: Çok acıkmak,açlığından mantıklı düşünememek,sersem duruma düşmek ![]() Açlıktan nefesi kokmak: Yiyecek birşey bulamamak,çok yoksul olmak ![]() Açtı ağzını yumdu gözünü: Ağzına ne gelirse söyledi,sövüp saydı,kızarak çok ağır sözler söyledi ![]() Adamını bulmak: En kötüsünü,en işe yaramayanı bulmak ![]() ![]() Ad bırakmak: Sağlığında yapmış olduğu faydalı işlerden dolayı,öldükten sonra da anılmak ![]() Adak adamak: Bir dileğin yerine gelmesi için çeşitli vaatlerde bulunmak ![]() Adam/insan sarrafı olmak: İnsanların,iyi ya da kötü olduğunu seçebilmek,insanları iyi tanımak ![]() Adam etmek: 1)Bir kişiyi yetiştirip topluma yararlı hale getirmek,terbiye etmek ![]() ![]() Adam içine çıkamamak: İşlediği bir suç ya da hatasından dolayı insanlar arasına çıkmaktan utanmak ![]() Adam olmaya yüz tutmak: İyi bir insan olmaya başlamak,adam sırasına girmek/karışmak ![]() Adam olmak: Yetişip topluma yararlı duruma gelmek ![]() Adam akıllı: İyice düşünerek,taşınarak,tam kıvamında olarak ![]() Adet yerini bulsun: İstemeyerek,gösteriş olarak yapılmış şey,alışılagelmiş şey ![]() Adı dillere destan olmak: Ün kazanmak,çok iyi tanınmak,herkesçe konuşulmak ![]() Adı çıkmak: Kötü olarak bilinip,belli bir nitelikle tanınır olmak ![]() Afal afal bakmak: Şaşırmış olarak bakmak,şaşırmak ![]() Ağaç olmak: Uzun süre ayakta durmak,birisinin buluşmaya gecikmesi ya da gelmemesi yüzünden bekleyip durmak ![]() Ağdalı dil/söz: İçindeki yabancı kelimelerin çokluğundan anlaşılması güç olan konuşma ![]() Ağır almak: Ciddiye almamak,savsaklamak,çabuk yapmamak,ihmalkar davranmak ![]() B Baba adam: Hoşgörülü ve olgun davranan,yardımsever insan ![]() Bağrına basmak: Sevgiyle okşamak,şefkatle ve merhametle birine yardım etmek ![]() Bağrını delmek: Üzüntü içinde olmak ve çok dertlenip kederlenmek ![]() Bağrı yanık: Çok çile ve kahır çekmiş,sevdalı ![]() Bahtı kara: Şansı kötü olan ![]() Baltayı taşa vurmak: 1)Yanlışlıkla ve istemeyerek birine karşı kötü söz söylemek,kırıcı olmak,hatalı davranmak ![]() ![]() Bam teline basmak: Birisine hoşlanmadığı şeyleri hatırlatmak veya unutmaya yüz tutmuş dertlerini deşelemek ![]() Bana mısın dememek: İşinin,durumunun değişip kötüye gitmesine,bozulmasına aldırış etmemek,veya bu kötü gidişten etkilenmemek ![]() Barut fıçısı: Kızgın ve öfkeli olmak,sinirli davranmak ![]() C Cana can katmak: Yaşam sevincini,mutluluğunu arttırmak ![]() Cana minnet bilmek: Varolanları ve bulunduğu durumu çok istediği,beklediği şeylerden saymak,bunlara şükretmek ![]() Cana yakın: Kendini sevdiren,sevimli,sokulgan ![]() Can evinden vurmak: Öldürecek biçimde vurmak,insanın en duyarlı olduğu yana saldırmak ![]() Canı çekmek: Elinde olmadan bir şeye istek duymak ![]() Canı gitmek: Beğendiği,çok sevdiği bir şeye zarar gelecek diye kaygılanmak,çok üzülmek ![]() Canına okumak: 1)İyi bir şeyi kötü duruma getirmek ![]() ![]() Canına tak etmek: Bıkmak,usanmak,dayanamamak ![]() Canından bezmek: Sıkıntı ve eziyet yüzünden yaşamdan soğumak,hayattan usab-nmak,bıkmak ![]() Canını dişine takmak: Büyük dertleri,tehlikeleri göze almak ![]() ![]() Canını sokakta bulmamak: Sağlığının değerini bilerek olur olmaz şeyler için vücudunu yıpratmamak ![]() Canını yakmak: Birine acı verecek davranışta bulunmak ![]() ![]() Canı yanmak: Vücudun herhangi bir yeri kendine acı vermek,çok üzülmek,zarar etmek,kaybı olmak ![]() Can kulağıyla dinlemek: Özenle birşeyler öğrenmek amacı ve isteği ile dinlemek ![]() Canla başla: Olanca gücü ile,her türlü özveriye katlanarak ![]() Can pazarı: Herkesin canını kurtarma derdine düştüğü ölüm-kalım yeri ![]() D Dağdan gelip bağdakini kovmak: Bir yere yeni gelenlerin, o yerde öteden beri yerleşmiş olanların yerini,işini alması ![]() Dağlar dayanmaz(bu acıya): Çok büyük ve derin,dayanılmaz bir dert,sıkıntıyla karşılaşmak ![]() Dağları devirmek: Çok zor,ağır işleri başarmak ![]() Dal budak salmak: Herhangi bir sorunun genişlemesi ve artması,akraba ve dost sayısının artması ![]() Dalga geçmek: Dinler ve yapar görünmek,alay edip küçümsemek ![]() Dallanıp budaklanmak: Bir işin genişleyip büyüyerek karmaşık bir durum alması ![]() Damarına basmak: Birisinin kızmasına neden olacak bir davranışta bulunmak ![]() Damarı tutmak: Birdenbire sert ve huysuz hali görülmek ![]() Damdan düşer gibi: Birdenbire ve yersiz,söylenen söz,davranış ![]() Dam üstünde saksağan vur beline kazmayman(kazmayı): Tutarsız saçma sapan şeyler için söylenir ![]() Dananın kuyruğu kopmak: Daha önceden zaman zaman süregelen anlaşmazlık sonucu büyük bir olayın çıkması ![]() ![]() Danışıklı döğüş: Aralarında anlaşmış oldukları halde bunu belli etmeden çevreden yardım ve destek almak ![]() Dar boğaz: Özellikle ekonomik ve siyasal sorunlarda karşılaşılan sıkıntılar ve zorluklar ![]() Darad kalmak: Para sıkıntısı çekmek,imkanlarının kısıtlı olması ![]() Defteri kapamak: Üzerinde çalıştığı bir işin olabileceğinden umudunu keserek o işle ilgilenmeyi bırakmak ![]() Demir atmak: Bir yerde sürekli kalmak ![]() Devede kulak: Büyük bir işin yanında çok küçük bir parça ![]() Deveye hendek atlatmak: Birine üstesinden gelemeyeceği bir görev vermek ![]() Diken üstünde olmak: Sürekli tedirginlik içinde bulunmak ![]() Dikiş tutturamamak: Bir görevde sürekli kalmayı başaramamak ![]() E Eceline susamak: Ölümüne ya da öldürülmesine neden olabilecek davranışlarını ısrarla sürdürmek ![]() Ecel teri dökmek: Tehlikenin verdiği korku ile büyük bir bunalım geçirmek ![]() Eciş bücüş: Her yanı eğri büğrü,biçimsiz durumda ![]() Ekmeğine yağ sürmek: Bilmeden birinin yararına iş yapmak ![]() Ekmeğini taştan çıkarmak: Geçimini sağlamak için,en güç işlerde bile çalışıp,para kazanmak ![]() Ekmek kapısı: Ekmek parası kazanılan,geçim sağlanan yer,iş ![]() El altından(gizli gizli): Kimseye duyurmadan,haber vermeden gizli olarak ![]() El atmak: Birisinin işine karışmak,el koymak ![]() El ayak çekilmek: Ortada kimsenin kalmaması,özellikle gece herkesin evine çekilmesi ![]() El bebek gül bebek: Çok nazlı büyütülen ve özen gösterilen ![]() El çekmek: Sürdürmekte olduğu bir işten vazgeçmek,bırakmak ![]() Elden ayaktan düşmek: Hastalık,ileri yaşlılık nedeniyle yürüyemez,iş yapamaz durumda olmak ![]() Elden çıkarmak: Satmak ![]() Elden düşme: Kullanılmış ![]() Elden ele dolaşmak: Değer verildiği için bir çok kimse tarafından kullanılmak ![]() Elden geçirmek: Düzeltmek,onarmak ![]() Ele almak: Eleştirilerde bulunmak,bir konuyu çözüme kavuşturacak şekilde konuşup,tartışmak ![]() El ele vermek: Yardımlaşmak ![]() Eli açık: Cömert,esirgemeyen ![]() Eli ağır: İşini ağırdan alan,yavaş hareket eden ![]() Eli altında olmak: İstediği anda yararlanabileceği yerde olmak ![]() F Faka basmak: Birinin tuzağına düşmek,aldatılmak ![]() Felekten bir gün çalmak: Gönlünce eğlenmek,gününü neşe içinde geçirmek ![]() Felsefe yapmak: Olayların neden ve sonuçları üzerine kendine göre fikirleri abartılı bir biçimde söylemek ![]() Fikir yürütmek: Bir şeyin ne olduğu,ya da nasıl olması gerektiği üzerinde düşüncelerini söylemek ![]() Fol yok yumurta yok: Hiçbir belirti olmadığı halde varmış gibi davranıp,buna göre hareket etmek ![]() Foyası meydana (ipliği pazara)çıkmak: Birinin kötülüğü ya da kötü niyeti,bir olay nedeniyle ya da zamanla kendiliğinden anlaşılmak ![]() Fütur getirmemek: Umutsuzluğa kapılmamak,yılgınlık göstermemek,gayreti devam ettirmek ![]() G Gam yememek: Kaygısız,tasasız olmak,üzülmemek ![]() Gazel okumak: Aldatıcı,oyalayıcı boş sözler söylemek ![]() Geceyi gündüzüne katmak: Ara vermeden sürekli çalışmak ![]() Geçim kapısı: Geçimi sağlayacak paranın kazanıldığı yer ![]() Gel zaman git zaman: Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra ![]() Gemisini yürütmek: İşini ustaca,engelleri ortadan kaldırmasını bilerek yürütmek ![]() Gık dememek: Bir baskı ve uyarı karşısında ses çıkarmamak ![]() Gına gelmek: Bıkmak,usanmak ![]() Gırgıra almak: Şaka ile karışık alay etmek ![]() Göbeği çatlamak: Çok uğraşmak,zorlukları başarabilmek için çok çaba harcamak,aşırı derecede çalışmak ![]() Göğsü kabarmak: İftihar etmek,övünç duymak ![]() Göğüs geçirmek: Üzüntüyü derin derin soluk alarak belirtmek ![]() Göğüs germek: Zorluklara,sıkıntılara dayanmak ![]() Göklere çıkarmak: Aşırı övmek ![]() Gökte ararken yerde bulmak: Bulamayacağı sandığı şeyi ya da kişiyi kolayca bulmak ![]() Gökten zembille mi indi?: Çok saygıdeğer biri mi?Ona ayrıcalık tanınmasının sebebi nedir? ![]() Gölgede bırakmak: Öncekinden veya başka birisinden daha üstün bir duruma ulaşmak ![]() Gölge düşürmek: Bir şeyin değerini gözden düşürmeye çalışmak,değersizmiş gibi göstermeye çalışmak ![]() Gölge etmek: Yolunda giden bir işi aksatacak ya da bozacak hareketlerde bulunmak ![]() H Haddini bilmek: Yeterli olduğu konular dışındaki işlere karışmamak ![]() Hakkı geçmek: Alacağının bir bölümü başka birine verilmiş olmak ![]() ![]() Hakkından gelmek: Bir güçlüğü yenmek ![]() ![]() Hakkını vermek: Emeğinin karşılığını vermek ![]() ![]() Hakkını yemek: Emeğinin karşılığını vermemek,kendisine ayırmak ![]() Halden anlamak: Bir kimsenin durumuna göre davranmak ![]() Hallaç pamuğu gibi atmak: Toplu halde bulunan şeyleri düzensiz bir biçimde oraya buraya atmak, darmadağın etmek ![]() Hangi dağda kurt öldü?: Böyle beklenmedik ve güzel bir davranış da nerden aklına geldi? ![]() Hangi rüzgar attı: Geleceğini hiç ummuyordum,nasıl oldu da geldin ![]() Hangi taşı kaldırsan altından çıkar: Her işi bilir, yada bildiğini ileri sürer ![]() ![]() Hapı yutmak: İçinden çıkamayacağı kötü bir duruma düşmek ![]() ![]() Haraca bağlamak(kesmek): Birine, zamanı, miktarı belli olan bir parayı vermeyi zora dayanarak kabul ettirmek ![]() ![]() Harcı olmak(birinin): Başarabileceği bir iş olmak ![]() ![]() Har vurup harman savurmak: Gelişi güzel para harcamak ![]() ![]() Hasret gitmek: Özlediğine kavuşamadan ölmek ![]() Hasret kalmak: Kavuşamamak ![]() Haşır neşir olmak: Hem kendi, hem başkalarının işleriyle sürekli uğraşır olmak ![]() Hatır gönül bilmemek(tanımamak): Değer verdiği, sevip saydığı birini bile kırma pahasına inandığı gibi davranmak ![]() I-İ Icığını cıcığını çıkartmak: Her yerini elden geçirip didik didik etmek ![]() ![]() Iskartaya çıkarmak: Yararsız olduğu anlaşıldığı için bir kenara bırakmak ![]() Işık tutmak: Herhangi bir konuyu ya da sorunu aydınlatıcı düşünceler ileri sürmek ![]() İcabına bakmak: Gereğini yerine getirmek ![]() ![]() İç etmek: Başkasının malına sahip çıkıp ortadan kaldırmak, herkesten gizlemek ![]() İçi açılmak: Sıkıntısı geçmek, içi rahatlamak ![]() İçi almamak: Midesi bulanacakmış hissi içinde kalmak ![]() ![]() İçi çekmek: Canı çok istemek ![]() İçi daralmak (içi sıkılmak),(Sıkıntı basmak): Sıkıntıya kapılmak, bunalıma düşmek ![]() İçi dışı bir: Olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan, her şeyi ortada, gizlisi saklısı olmayan ![]() İçi dışına çıkmak: Sürekli kusarak rahatsız olmak ![]() ![]() İçi geçmek: Çok uykusu geldiği için kendisinden geçip dalıvermek ![]() ![]() İçi gitmek: Bir şeye kavuşmayı çok istemek ![]() İçi götürmemek: Acılı olaylara dayanamamak ![]() ![]() ![]() İçi içine sığmamak: Aşırı sevincin heyecanını yaşamak ![]() K Kabak başına (başında) patlamak: Toplulukla ilgili bir olaydan bir kişi kayba uğramak, cezalanmış olmak ![]() ![]() Kabak çiçeği gibi açılmak: İçine kapanık biri, kısa sürede aşırı serbestlik gösterecek duruma gelmek ![]() Kabak tadı vermek: Bir konunun sık sık söz konusu edilmesinden bıkkınlık duymak ![]() Kabuğuna çekilmek: Çevre ile ilgisini keserek içine kapanmak, kendi halinde yaşamak ![]() Kaçın kur'ası: Çok deneyim geçirmiş, zeki ve kurnaz ![]() Kaçmaktan kovalamaya vakti olmamak: Çok önemli işlerle uğraştığından başka konularla ilgilenmemek ![]() Kadınlar hamamına dönmek: Her kafadan bir ses çıktığı için çok gürültülü bir ortam oluşmak ![]() Kafadan atmak: Rastgele, gelişigüzel konuşmak ![]() Kafa dengi: Her konuda birbiriyle kolayca anlaşabilen arkadaşlardan her biri (Uyuşma) ![]() Kafa patlatmak: Bir konu üzerinde uzun süre düşünmek, kafa yormak ![]() Kafa tutmak: karşı gelmek ![]() Kafası kazan (gibi) olmak (Kafası şişmek): Sürekli gürültüden başında rahatsızlık hissetmek ![]() ![]() L Laf altında kalmamak: Kırıcı sözlere gereken etkinlikte ve sertlikte kerşılık vermek ![]() Laf (söz) aramızda: Konuştuklarımız ikimiz arasında gizli kalsın ![]() Laf atmak: Birisine tedirgin edici sözleri uzaktan söyleyip işittirmek ![]() Lafa tutmak: Gereksiz yere uzun konuşarak birini işinden alıkoymak ![]() Laf (söz) düşmemek: Kendisinin söz söylemesine gerek bulunmamak ![]() ![]() Laf (söz) ebesi: Çok konuşan, söyleyecek şeyi çok olan ![]() Laf etmek: Bir olayı, bir davranışı dedikodu konusu yapmak ![]() Lafı (sözü) ağzına tıkamak: Konuşmakta olan birinin konuşması bitmeden, tepki göstererek kendi sözleriyle susturmak ![]() Lafı (sözü) ağzında gevelemek: Anlatacağı şeyleri bir türlü açık seçik söyleyememek ![]() Lafı ağzında kalmak: Konuşmasını bitirememek ![]() Lafı ağzından kaçırmak: Bir sırrı istemeden söyleyivermek ![]() Laf olsun diye: Ağzına geldiği gibi, belli bir amaca dayanmadan, bir şey söylemiş olmak için ![]() Laf (söz) diyecek yok: Her yönü ile eksiksiz, eleştirilecek bir yanı yok ![]() Lakırdı (laf) taşımak: Biri için söylenen kötü sözleri kendisine ulaştırmak (Dedikodu) ![]() Lamı cimi yok: Kesinlikle yerine getirilmeli, tek çıkar yol bu ![]() Leb demeden leblebiyi anlamak: Konuşmasının daha başında ne diyeceğini anlamak ![]() Leke sürmek: Birine onur kırıcı bir suç yüklemek ![]() Lügat parçalamak: Süslü ve anlaşılmaz sözlerle konuşmak ![]() M Madalyanın ters (öteki) yüzü: İyiye giden bir iş ya da durumun akılda tutulması gereken olumsuz yönü ![]() Mahalleyi ayağa kaldırmak: Gürültü ve patırtı çıkarıp konu komşuyu rahatsız etmek, telaşa düşürmek ![]() Mahkemede dayısı olmak: Kendi işiyle ilgili yerde bir koruyucusu bulunmak ![]() Makaraları koyuvermek (salıvermek): Kendinden geçercesine uzun kahkahalarla gülmek ![]() Makasa almak: Birini zor durumda bırakacak biçimde sıkıştırmak ![]() Mantar gibi yerden bitmek: Çok sayıda ve bir anda meydana çıkmak ![]() Masal okumak: İnandırıcılıktan uzak, avutucu sözler söylemek ![]() Maskeyi atmak (çıkarmak): Kendini çevresine iyi bir insan olarak tanıtan bir kimse, bu durumunu bırakarak kötü olan gerçek kimliğini ortaya koymak ![]() Maşası olmak (birinin): İsteklerine göre hareket eder duruma gelmek, kullanılmak ![]() Mat etmek: Karşısındakini cevap veremez duruma düşürmek, yenmek ![]() Maymun iştahlı: Beğeni ve sevgileri çok değişken, hiçbir işi tamamlayamayan ![]() Mekik dokumak: İki yer arasında sık aralıklarla gidip gelmek ![]() Merhabayı kesmek (biriyle): Dostluktan kesinlikle vazgeçmek ![]() Mesele çıkarmak: Hiçbir nedeni yokken bir anlaşmazlık çıkarıp rahatsız edici bir durum meydana getirmek ![]() Meteliğe kurşun atmak (sıkmak): Parasız kalmak ![]() Metelik vermemek: Önemsememek, değer vermemek ![]() Meydana atılmak: Bir konu ileri süürlmek ![]() ![]() Meydanı boş bulmak: Ortada engel olabilecek kimse bulunmadığı için dilediği biçimde davranmak ![]() Meydan kalmamak: Bir işin, yapılmasına gerek ya da fırsat kalmamak ![]() N Nabza göre şerbet vermek: Birinin sevgisini kazanmak için onun hoşlanacağı, beğeneceği davranışlarda bulunmak ![]() Nabzını yoklamak: Birinin ne düşündüğünü, nelere ilgi duyduğunu anlamaya çalışmak ![]() Naza çekmek (kendini): Kendisinden istenen şeyi yapacağı halde yapmak istemiyormuş gibi davranmak ![]() Nazı geçmek (birine): Her dileğini yaptıracak kadar birinin yanında saygınlığı olmak, hatırı sayılmak ![]() Nefes aldırmamak: Çok sıkı bir çalışma yaptırarak dinlenmesine fırsat vermemek ![]() Nefesi kesilmek: Ya çok yorgunluktan ya da heyecandan nefes alamaz duruma gelmek ![]() Nefes nefese: Koşarak geldiği için sık sık soluya soluya ![]() Nefes tüketmek: Bir şeyi anlata anlata çok yorulmak ![]() Ne günlere kaldık: Çok kötü günler yaşıyorum ![]() ![]() Ne hali varsa görsün: Hatalı yolda ilerleyip söz dinlemiyor ![]() ![]() ![]() Ne idüğü belirsiz: Kendisi ve ailesi hakkında hiçbir bilgi yok ![]() Ne kokar ne bulaşır: İyilik yapma imkanı olduğu halde iyilik yapmayan, ama kötülüğü de dokunmayan ![]() Ne oldum delisi olmak: Beklemediği üstün bir imkana kavuştuğu için aşırı şımarmak ![]() Ne pahasına olursa olsun: Gelebilecek her türlü sıkıntı ve tehlikeyi göğüsleyerek, mutlaka ![]() Ne şiş yansın ne kebap: İki tarafında zarar görmeyeceği bir çözüm bulmak ![]() Nevri dönmek: Çok sinirlendiği halde, belli etmediği için yüzü sapsarı olmak ![]() Ne yardan geçer ne serden: İstediği şey için hem özveride bulunamıyor, hem de isteğinden vazgeçmiyor ![]() Neye uğradığını bilememek: Birdenbire karşılaştığı acılı bir durum nedeniyle donup kalmak ![]() Nuh der Peygamber demez: Düşüncelerinde sonuna kadar direnir, hiçbir etki ve zorlama ile değiştirmez ![]() Numara yapmak: Yalanı gerçekmiş gibi göstererek birini aldatmaya çalışmak ![]() Nutku tutulmak: Üzüntüden, heyecandan, korkudan hiçbir şey söyleyememek ![]() O Ocağına düşmek (birinin): Yardımına gereksinme duyarak çok yalvarmak ![]() Ocağına incir dikmek: Birinin evini barkını yıkmak, ailesine kötü günler yaşatmak ![]() Ok yaydan çıkmak: Vazgeçilemeyecek, geri dönülemeyecek bir iş yapmak ![]() Oldu bittiye getirmek: Bir işi başka biçime sokulamayacak, değiştirilemeyecek durumda bitirmek P Pabucu dama atılmak: Daha iyisi bulunduğu için eskisinin rağbet görmemesi, unutulması ![]() Pabuç bırakmamak: Hiçbir şeyden çekinmeden yapacağını yapmak, korkmamak ![]() Papuç pahalı: Tehlikeli bir işe benziyor ![]() R Rafa koymak (kaldırmak): Bir iş üzerinde çalışmaktan vazgeçmek ![]() Rast gelmek: Yolda karşılaşmak ![]() ![]() ![]() Rayına oturmak: Bir işin istenilen şekilde devam ettirilmesi ![]() S Saati saatine uymamak: Sık sık değişen durum olmak ![]() Sabahın köründe: Sabahın alaca karanlığında, erken saatte ![]() Sabır taşı: Çok sabırlı davranan, sıkıntılara katlanan ![]() T Tabana kuvvet: Yürümek zorundayız ![]() Tabanları kaldırmak: Birdenbire koşmaya başlamak ![]() Tabanları yağlamak: Uzun süre yürümeye hazırlıklı olarak yola çıkmak ![]() Taban tabana zıt: Birbirinin tam tersi ![]() U Ucu dokunmak: O işten zarar görmesine neden olmak, birine zarar vermek ![]() Ucunda bir şey olmak: İçinde açığa vurulmayan bir maksat bulunmak (Gizli maksat) ![]() Ucu ucuna (gelmek): Gerektiği kadar olmak, fazla olmaması ![]() V Vakitli vakitsiz: Canı istediği zaman, gelişi güzel zamanlarda ![]() Vaktini almak (yemek): Uzunca bir süre uğraştırmak, gereğinden fazla zaman harcanmış olmak ![]() Vaktini öldürmek: İş yapmadan, boşuna zaman geçirmek ![]() Varlık göstermek: Kendi gücüne ve yeteneğine göre bir iş yapmak ![]() Y Yabana atmak: Önemsememek, üzerinde durmaya gerek duymamak ![]() Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli: Ancak bu işi yaparsan burada kalabilirsin ![]() Ya devlet başa, ya kuzgun leşe: Giriştiğim iş sonunda ya büyük bir başarı kazanırım, ya da tümüyle her şeyimi kaybederim ![]() Z Zaman öldürmek: Dilenerek ya da sohbet ederek vakit geçirmek, hiç iş yapmamak ![]() Zart zurt etmek: Bağırıp çağırarak kendini önemli bir kişi gibi göstermeye çalışmak ![]() Zar zor: İstemeye istemeye, güçlükle ![]() Zehir zemberek: İnsanın içine işleyen, onurunu yıkan çok acı söz ![]() |
![]() |
![]() |
|