Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
heissenberg, werner

_Werner Heissenberg_

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

_Werner Heissenberg_




SAYGILAR,,,



Werner Heissenberg


Heisenberg’in mistisizme olan bu katkısını hangi kültürel ortamda geliştirdiğini incelemeye artık geçebiliriz Heisenberg, akademisyen bir ailenin çocuğudur Bir insanın başına gelebilecek tüm çalkantıları, bunalımları yaşamış : ulusça yitirilmiş iki Dünya savaşı, Bavyera Sovyet devrimi, Bolşevik Sovyet “işgali”, iki Cumhuriyet ve Hitler’in üçüncü Reich’ı


1901 yılında dünyaya gelen, 25 yaşında kuramsal fizik profesörü olan, 32 yaşında Nobel Fizik Ödülü alan Heisenberg, Hitler’in III Reich döneminde çok saygın bir profesördü II Dünya savaşı boyunca Almanya’nın nükleer araştırma projelerinde başarılı olabilmek için delicesine çalıştı


Werner Heisenberg ve kardeşi Erwin, Osnabrück’te oturan baba tarafından dedelerini sıkça ziyaret ediyorlardı Dede Wecklein, gelecekte “buzlu çöller tilkisi” olarak anılacak olan Heinrich Himmler’in babası Gebhard Himmler’in yakın arkadaşıydı


Heisenberg 1969 yılında anılarını yayınlar Der Teil und das Ganze ( Fizik ve Ötesi ) adlı bu kitabına, çocukluk ve ergenlik yıllarını hiç ele almayarak, onu bir Alman vatandaşı ve biliminsanı olarak etkileyen dönemden, I Dünya savaşının hemen ertesinden başlar Kitabında ne aile ne de eğitim olaylarına yerverir Heisenberg, IDünya savaşı sonrası gençlik hareketlerine katılır Bu pratikten edindiği deneyim onun bir yetişkin olarak sarıldığı değerlerin oluşumunu belirler Kitabında bu deneyimlere geniş yerayırır Fizik ve Ötesi adlı kitabının ilk bölümünde Heisenberg, I Dünya savaşının hemen ertesindeki çok yönlü, çoğu zaman zor ve karmakarışık deneyimlerini aktarır Kitapta, atomun yapısına ilişkin yeni - Sokratçı diyalogların yanısıra, Bavyera Sovyet Cumhuriyet’nin bastırılması çabalarına nasıl yardımcı olduğunu anlatır Anti - Sovyetizm aslında Heisenberg ailesinin bir tutkusudur Anti - Sovyet çabalara kardeşi Erwin de büyük bir coşkuyla (!) katılır Bu tutku, Gebhard Himmler’in “aşıları”nın tuttuğunu göstermektedir Kitabın karmakarışık anlatımları içinden bir düşünce açık bir biçimde ön plana çıkar : gerek bireysel düşünsel gerekse toplumsal alanın tüm cephelerinde düzene, huzura kavuşma isteği Heisenberg ve arkadaşları bir amacı yakalama ve bir yerlere ait olma duygusunu doyurmak için yanıp tutuşurlar Bu doyumu en sonunda katıldıkları gençlik hareketinde yakalarlar


İngiltere kaynaklı izci hareketi ( Boy Scouts ) 1909 yılında Almanya’da da benimsenir Alman izciler kendilerine Pfadfinder adını yakıştırırar İngiliz denkleri gibi Alman izciler de paramiliter ( askeri örgütlenmeyi örnek alan, gerektiğinde yardımcı askeri birlik görevi üstlenen) ve tinsel konularda son derece tutucu bir örgüttür Boy Scouts’ların tersine Pfadfinder, uluslararası amaçlara daha az yönelik, genç üyelerinin varolan toplumsal yapıya uyum sağlamalarını gözeten bir politika izleme eğilimindedir


Heisenberg, 1919 yılında 17 yaşındayken, Gruppe Heisenberg adlı 9 kişilik bir genç grubunu savaş sonrası dünyaya hazırlama görevi üstlenir Gruppe Heisenberg, Genç Bavyera Ligi’ne bağlı B 18 takımının bir parçasıdır Heisengerg bu göreve, Bavyera Sovyet Cumhuriyeti’nin karşı devrimle bastırılmasına, askeri görevi nedeniyle yaptığı katkılardan sonra geçmiştir Gruppe Heisenberg, ve B 18 takımının diğer üyeleri, Max Gymnasium’un bu gruplara izin verdiği bodrum katlarında toplanırlar Tüm Alman gençliği benzer toplantılara katılır


1 - 3 Ağustos 1919 tarihleri arasında bu grupların liderleri, Regensburg yakınlarında bulunan bir ortaçağ kalesinde, Schloss Prunn’da toplanır Toplantı sonunda bir ortak bildiri yayınlanır Bu bildiriden Alman gençliğinin - aslında Alman toplumunun geniş bir kesiminin - isyanı okunur Çağdaş kent ve endüstri “uygarlığı”na isyan bayrağı açılır, ortak bir amacın, anlamlı geleneklerin ve yerle bir olmuş değerlerin yitirilmesinden duyulan kaygı dile getirilir Aynı bildiride toplumun yaşamdan kopuk bir mekanikliğe, kapitalist açgözlülüğe ve kişisel ikiyüzlülüğe itildiği, genç kesimin maddi ve tinsel kokuşmuşluk zincirini kırması gerektiği vurgulanır


Schloss Prunn konferansına katılan gençlik liderleri ilk iş olarak Alman romantizminin canlanmasıyla ortaya çıkan değerleri kucaklar : ölü şehirlerden kaçıp saf, temiz doğaya çıkma yolu yeğlenir Burada “toplam insan” olarak betimledikleri bir grup canlanmaktadır ; diğer ruhlarla birlikte kişinin ruhunun mistik canlanışına tanık olunur


Ancak, toplumsal yenilenmenin ne zaman ve nasıl gerçekleştirileceği konusunda anlaşmazlıklar su yüzüne çıkmaya başlar Schloss Prunn’un “radikal” reformistleri politik elitizmi kucaklar Toplumun geniş kesimlerinin her açıdan tüketilmiş olduğunu, bir avuç gençliğin bu kesimleri kurtaramayacağını savunarak “uygarlık”tan tamamen el - etek çekip onun çökmesini beklemeyi, bu çöküntüden sonra yükselecek olan yeni düzeni izlemeyi önerirler Schloss Prunn’un “tutucu” reformcularıysa politik elitizme karşı çıkar ve toplumda derhal bir reform yapılması çağrısında bulunurlar Reforme edilmiş toplumun, kişinin kendisini reforme etmeye zorlayacağını savunurlar


Aslında orta - üst sınıfın iyi eğitim görmüş gençliği dağlara çıkmak yerine demokratik bir baskı grubu oluşturabilseydi, politik elitizmin boşalttığı yere saldırgan, acımasız faşist unsurlar doluşmayabilirdi I Dünya savaşından hemen sonra Bavyera’da çok sayıda gizli örgüt, paramiliter gruplar, politik katiller ve geleceğin Nazileri cirit atmaya başlar Bu arada şaşkına dönmüş olan orta kuşak ve yaşlı nesil de politik arenayı boşaltmaya başlar Üniversiteyi bitirmiş olan gençler iş yaşamlarına atıldıklarında, toplumsal huzursuzluklar ve politik uçlara karşı hazırlıksız yakalanırlar İşin acı yanı, 1920 li yılların sonlarına doğru, üniversitelerdeki öğretim üyelerinin apolitik tavırları, bu kurumları diktatör tavırlı demagogların türediği verimli topraklara dönüştürür Çoğu öğrenciye itici gelen ve onları apolitik davranışlara iten işte bu demagoglardır


1920 li yıllarda Heisenberg de “apolitik” bir gençtir Onun için bilim ve politikanın içiçe olması olası değildir Fizik, doğa ve müziği, varlığın ve gerçekliğin daha üst düzeyine ait uğraş alanları olarak görür


Schloss Prunn konferansına dönecek olursak ; politik elitizmin bölücülüğü kendisini konferansın ikinci gününde gösterir Bunun üzerine radikaller kendi konferansını toplar Avusturyalılar ve onları izleyen Münih grubunun oluşturduğu radikaller kendilerine yeni bir ad verir : Neudeutsche Pfadfinderschaft ( Yeni Alman İzcileri ) bu grup görüşünü üç temel kavramla betimler : Gemeinschaft ( Topluluk - cemaat ), Führer ( Lider ) ve Reich ( İmparatorluk ) Bu üç kavram, daha sonra kurulan ve Werner Heisenberg’in grubunun da katıldığı Yeni İzciler Ligi’nin ideolojik temelini oluşturur


Schloss Prunn konferansının ikinci akşamı, fraksiyonlar arkadaşça biraraya gelip şarkı söyler, müzik çalar ve tiyatro sergilerler Heriki fraksiyon da Heisenberg için sevecendir Ancak bu gruplar, onun aradığı gerçek düzenin yalnızca birer parçasını oluşturabilir Bu fraksiyonlar toplumu bir “mistik merkezi düzene”, bir uyuma götürebilecek bağdan yoksundur Bu durumu kitabına yansıtan Heisenberg, “Tartışmaları dinledikçe etkin bir orta yolun olamayacağı giderek belirginleşiyor ve bu durum bana acı veriyordu” diye yazar


Akşamın alaca karanlığında kalenin surları dibine oturmuş şarkı söyleyen gençleri dinlerken Heisenberg ansızın “mistik merkezi düzen” olarak betimlediği şeyi duyumsadığını anımsar : “ Şarkı sona erdiğinde kemanın sesi gecenin sessizliğinde, gizemli bir biçimde aydınlatılmış olan kalenin dar kule pencerelerinden aşağı doğru aktı sonra yukarı dönerek ölümsüz yıldızlara doğru süzüldüMüzik bitmiş ve kimse gecenin bu ciddi sessizliğini bozma girişiminde bulunmamıştı


Ortaçağ kilisesinin kule diplerinde, yaz gecesinin yıldızları altında hüküm süren bu sessizlikte Heisenberg şunları yazar : “ Birdenbire merkezi düzenle olan bağımı kesin olarak duyumsadım” Heisenberg için müzik, bilim, felsefe ve din birdenbire bütünleşmiştir “Bach’ın müziğinin ezgileri beni serin bir meltem gibi sardı; tüm sis dağılmış, ötelerdeki yapı, merkezi düzen tüm görkemiyle ortaya çıkıvermişti Müzik, felsefe ve dinde, merkezi düzene giden bir yol daima olmuştur Bugün bu yol, Plato’nun, Bach’ın yaşadığı dönemlerdeki gibi açık ve izlemek isteyenleri çekiyor Bunu ilk elden yaşadığım deneyimle biliyorum”


Neupfadfinder’ın genç düşünürlerinin aralarında yaptıkları tartışmalar grubun ideolojisine uygun olarak teoloji ve idealist felsefe gibisinden ötedünya konularında yoğunlaşır Ekonomi ve politikaya kimse ilgi duymaz Grubun araştırmaları atom gerçeği, dinsel inancın kökenleri ve “mistik merkezi düzen” gibi konuları kapsar


Heisenberg’in erken dönemlerine ilişkin bilimsel yaşantısında felsefi etkileri, özellikle de Platocu idealizmin etkilerini görmüyoruz Bu dönemde Heisenberg daha çok Neupfadfinder’ın ötedünya kavramlarına gömülmüş olarak yaşar Profesyonel düzeyde bir müzik gizilgücüne sahip olan Heisenberg bu yeteneğini geliştirmek yerine fiziği seçer Ancak, Neupfadfinder’ın antibilimsel romantizminden etkilenmiş olması anlaşılır gibi değil ! Örneğin, orta yaşlı bir biliminsanıyken çağdaş fizikle Goethe’nin şiirsel dünyası arasında ; ileri yaşlarında da platoculukla fizik arasında bir bağ kurmaya çalışır Yaşamının son yıllarındaysa, kuantum fiziğiyle ( kendi katkıları da içerilmek üzere ) Taoco felsefenin usdışı öğelerinin bağını kurmaya çalışan düşünürleri destekler


Anılarını topladığı Fizik ve Ötesi’nin İngilizce baskısı 1971 yılında yapılır Heisenberg, Fizik ve Ötesi adlı kitabının, World Perspectives adı verilen mistik ve dinsel bir dizinin 42 cildi olarak yayınlanmasına izin verir Heisenberg’in adı bu dizinin editörler kurulunda yeralır Bu dizide yeralan kitapların genel editör yazısı, bilim karşıtı Neupfadfinder’dan gelmiştir : “ World Perspectives’in savunduğu tez şudur : insanoğlu yeni bir bilinç geliştirme sürecine girmiştir Bu bilinç, şu anda her ne denli ruhsal ve tinsel açıdan eli kolu bağlıymış gibi görünse de, insanlığı bugünkü korku, bilgisizlik ve yalnızlığından kurtarabilecek güçtedir World Perspectives’in amacı, bütünlük, birlik ve organizmanın, madde ve erkeden daha yüce ve daha somut olduğunu göstermektir”


Heisenberg, çoğu diğer Alman entellektüelleri gibi Hitler’in III Reich’ının milliyetçi ereklerine sempatiyle yaklaşır 1933 yılında Nazi örgütü olmayan tüm örgütler yasaklanır Neupfadfinder’ın çoğu üyesi Nazi gençlik örgütlerine katılmakta zorlanmaz Tarihçiler, Heisenberg’in grubundan yalnızca bir kişinin Nazilere katıldığını bildirir Heisenberg’in Nazilere katılıp katılmadığı kesin olarak bilinmiyor Ancak, mektuplarını Heil Hitler sloganıyla imzaladığı biliniyor

Alıntı Yaparak Cevapla

_Werner Heissenberg_

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

_Werner Heissenberg_




WERNER HEİSENBERG (1901 – 1976)


5 Kasım 1971’de Würzburg’da doğan Warner Heisenberg (1901 – 1976) babası Münih Üniversitesinde Yunanca profesörüydü Üniversite eğitimini tamamlayıp, Arnold Sommerfield’in gözetiminde yaptığı doktora tezinin konusu su dinamiğiydi Ne var ki henüz derecesini almadan önce atom fiziğine yönelmiş ve tayf içindeki deneysel düzenlilikleri aramış, böylelikle sayısal verilerin uzmanı olmuştu Heisenberg Münih’te iken boş zamanlarını doğayla iç içe olabileceği başta kayak ve dağcılık olmak üzere spora ayırırdı Birçok açıdan izci ve romantik bir ulusçuydu

Heisenberg sadece paketçik devinbilimini başlatmış değildir, fiziğin çeşitli dallarına parlak düşüncelerde sağlamıştır Otuz yaşına gelmeden önce Leipzıg’de bir fizik okulu kurmuş ve burada kuramsal fizik kürsüsüne atanmıştır

1922’de henüz, Sommerfield’in öğrencisiyken, Bohr’un birkaç dersini dinlemek üzere Göttingen’e gitmişti Bohr burada konuk öğretim üyesiydi, Heisenberg’de onunla birlikte 1924 sonbaharına dek orada kaldıBohr ,yeteneklerini fark eder ve onu Kopenhang Teorik Fizik Enstitüsüne katılmaya davet eder

Heisenberg’in sorguladığı temel nokta şuydu; Bohr modelinde öngörüldüğü gibi elektron devindiği yörüngeyi nasıl seçmekteydi ve titreşim frekansını nasıl ayarlamaktaydı Bohr bunu açıklamasız bırakmıştı

1924’de, Bohr ile Kramers’in yürüttüğü ışık yayılması kuramını izleyerek Heisenberg, atomlardaki elektron yörüngelerinin gerçek resimleri gibi paketçilik kuramını çeşitli sezgisel kavramlarından kuşkulanmaya başlamıştı Pauli, Heisenberg ile görüşmelerinde benzer kuşkular sergilemişti Sonrasında, yörüngelerin katı ama gözlenemez, betimlemelerini bir yana bırakarak sadece paketçilik sıçramalarının geçiş olasılıkları gibi gözlenebilir niceliklerin kullanıldığı bir kuram formüle etmeye girişti

Bu sayede, model üzerine kurulmuş sahte kavramları atıp gerçeğe yaklaşacağını umuyordu

Bu formülasyon, el altındaki sistemin başlangıç ve son konumlarına karşılık gelen iki indeksle etkilenmiş niceliklerin kullanım zorunluluğunu getirmişti; bu nicelikler, yörüngeli modelde periyodik hareketi temsil eden koordinatların Fourier açılımıyla da ilintiliydi Bu şemanın ürettiği cebir ise, Heisenberg’i de şaşırttığı üzere komütatif değildi; yani niceliğin çarpımı sıraya bağlı çıkıyordu Bütün bu düşünceleri toparlayıp, 1925’de bir makale yazdı

O günlerde Heisenberg matrislerin matematik kuramını bilmiyordu Bu yüzden , Max Born ve Born’un bir öğrencisi Pascual Jordan, paketçilik devinbiliminin doğru sonuçlar veren bir şemasını çıkardılar Yöntemleri, devinim değişkenlerinin betimlenmesinde kullanılan matrislerle ilintili olarak, karşılık gelme ilkesinin daha derin ve inceltilmiş yorumuna dayanıyordu Yöntem aynı zamanda Hamilton’un klasik analitik devinbilimiyle de ilgiliydi Ne var ki; q koordinatları ve bunların p momentumları zamanın değişkeni olan sıradan sayılar değil matrislerdi – yani, kare içine doldurulmuş kompleks sayılar- her sayının kare içindeki yeri iki indeksle belirlenir, iki sayının bulunduğu yerin satır, ikincisi de sütun numarasıdır Özel fiziksel uygulamalarda bu indeksler, sistemin başlangıç ve son konumlarına karşılık gelir Matris gibi matematiksel nesneler, sıradan sayılarla uğraşırken yapılan yalın kurallarla toplanıp açıklanabilirler Ancak çarpmanın değişme özelliği yoktur ve sıra önemlidir

Matrizenmechanik ya da Quontenmechanik adı verilen bu yeni devinbilim açık seçik olmaktan uzaktı Heisenberg ve arkadaşları genel kuramı öğrendikten sonra özel örnekler alarak hormanik ve hormanik olmayan salımalara ve başka bazı basit problemlere uygulanmışlardı

Quantenmechanik müthiş çekiciliği olan yeni temel düşünceler içeriyordu Özellikle yörünge kavramını atıp sadece gözlenebilir nicelikler kullandığı için yeni ufuklar açacak gibi görünüyordu Ama bu yöntemin de kavramları az çok bulutsuydu ve hiç değilse başlangıçta, yeni ve zor problemleri çözebilmekten uzaktı Özetle çekiciliği sadece küçük bir önderler grubu içinde kalıyordu

Heisenberg ve Shrödinger birbirinden bağımsız olarak ve farklı yöntemlerle aynı konu üzerinde çalışmışlardı Zamanla kuramlarının matematiksel ayrılığı fark edilmeye başlanmıştı Ancak matematiğin yorumlanması çok daha zor bir sorundur Madde ve ışığın her ikisi de hem madde hem de ışığın bazı özelliklerini gösterir Burada sözünü ettiğimiz, mikroskobik parçacık ve mikroskobik dalgadır O zaman şunu sorabiliriz, ışık bir dalga olayımıdır, yoksa ışık parçacıklarından mı oluşmaktadır? Böyle sorular, Einstein’in 1905’de, basitmiş gibi görünen eş zamanlılık kavramının nasıl irdeleneceğini gösterdiği sırada ileri sürdüğü yöntem ve düşünce yollarına başvurmalıyız

Heisenberg’in ünlü 1927 makalesinde ilk kez gösterdiğine benzer yöntemler kullanarak da bir parçacığın yörüngesi ya da klasik dalga kavramı gibi eski kavramların mikroskobik nesnelere uygulanmaya çalışılmasında nasıl yıkıldığını görebiliriz Bazı özel deneyler yaparak bir dalga ile uğraştığımızı “gösterebiliriz” ama zaman bir tanecikle uğraştığımızı göstermemizi gerektirecek deneyleri aynı parçacık üzerinde yapamayız, ya da tersi Bu ikilemin altında paketçiklenme koşulları yatmaktadır Bir parçacığın yeri ve momentumunu aynı anda belirlemeye kalkıştığımızda, bir parçacığın ikili karakterinden –tanecik ve dalga- kaynaklanan çelişkilerle karşılaşırız Bu zorluğu betimlemek üzere Heisenberg, bu ölçümlerin, elektron gibi bir parçacığın ikili karakteri yüzünden olanaksız olduğunu gösteren birçok deneyler tasarlanmıştı Sonucun duyarlılığı, Heisenberg’in bulduğu ünlü belirsizlik ilkesi tarafından sınırlandırılmaktadır Koordinat ölçümünü etkileyen kaçınılmaz hataya ?q momentum ölçümündeki türdeş hataya ?p dersek:

?p ?q ~ h

2? elde ederiz

Hata deyimi, kuşkusuz, kullanılan aygıtların eksikliğinden kaynaklanan yanlışlar değil, bir dalganın yarıktan saçılımı yada bir ışıma paketçiğinin geri tepmesi gibi olgulara içsel ölçülemezlikler anlamındadır

Belirsizlik eşitliği paketçilik koşuluna (pq – qp = h / i?) sıkı sıkıya bağlıdır Belirsizlik ilkeleri, sadece matrisleri yer değiştiremez olan büyüklükleri bağlar Hersenberg’in bu düşüncelere yer verdiği makalesi adeta fizikte çığır açmış ve büyük bir sevinçle karşılanmıştır

Heisenberg, Pauli, Dirac ve paketçikdevin biliminin öteki kurucuları, kuramın gelişim sürecindeki uzunca belirleyici dönemi Bohr’un Kopenhag’daki enstitüsünde geçirdiler Bohr ile ve kendi aralarında yaptıkları uzun tartışmalar düşünceleri arındırıp öğretinin kristalleştirilmesine yardımcı olur Yakın temasları, üstesinden gelinen zorluklara ilişkin anılar ve ortak yaşam “Kopenhag ruhu” denilen grup ruhunu yarattı

Bu gelişmeler olurken Einstain’da oradaydı ve yeni kuramın temellerini yıkmaya girişerek, belirsizlik ilkesine karşı örnekleri oluşturmak için her yolu denedi Bohr’la uzun süreler bu konu hakkında konuştular, Einstein sonunda karşı örnek bulamadığını kabul etti ama Bohr’a özel bir mektupta yazdığı gibi, “Tanrı zor atmaz” inancını da kazıdı

Naziler iktidara geldiğinde, kişisel hiçbir tehlike içinde olmayan Heisenberg, derin bir sadakatla bağlı olduğu Almanya’da almaya karar verdi Alman bilimini her türlü olasılığa karşı koruma umudu nedenlerinden biriydi Ama umudu çok iyimser değerlendirdiğinden kendini sık sık çözülmesi zor çatışmaları içinde buldu Savaş sırasında başarısızlık ve sonuçlanan Alman atom bombası projesinin önderliğini yapmıştı Savaştan sonra da Alman biliminin yeniden kurulmasında ağır çalışmalar üstlendi Münih’e döndü, büyük bir fizik enstitüsü yönetti ama çoğu büyük fizikçinin başına geldiği üzere fizik artık onun erişemeyeceği yönlerde gelişmişti 1976’da öldü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.