Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdülkadir, cezayiri

Abdülkadir Cezayiri

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdülkadir Cezayiri







Abdülkadir İbn Muhyiddin İbn Mustafa El Hasani El Cezayiri


19 yüzyılda Cezayir halkının Fransız boyundurluğuna karşı mücadelesine (1840-1846) önderlik eden ve Cezayir Devleti'nin temelini atan din adamı ve asker


Abdülkadir, askeri alanda gösterdiği kahramanlıklardan önce bile yakışıklılığı ve üstün zekasıyla halkın gözdesi haline gelmiştiSiyah sakallı düzgün bir yüzü, ince ve kıvrak bir bedeni olan orta boylu bir kişiydiDavranışları son derece kibar, yaşamı da aynı ölçüde sadeydiŞairliği ve etkili söz söyleme gücüyle dindaşlarını kolayca heyecana getirebilen dindar ve aydın bir kişi olarak tanınırdı


Cezayir, Fransız ordusunun 1830'da ülkeyi işgaline değin, Osmanlı devletine bağlı bir eyalettiÜlkenin yönetimi Türk yeniçeriler ve onların seçtiği bir Dayı 'nın (vali) elinde bulunuyorduTürk-Cezayirli karışımı bir kökene sahip olan Kuloğlu topluluğu ile belirli ayrıcalıklı kabilelerden destek gören bu yöneticiler, aynı dinden gelmenin kandilerine sağladığı üstünlükle Cezayir'i çok sıkı bir denetim altında tutuyorlardı


Bununla birlikte bu yöneticilerden nefret eden Cezayirliler, 19 yüzyıl başlarında sürekli ayaklanma halindeydilerÜlke halkı, bu nedenle Hıristiyan istilacılara karşı koyamayacak kadar bölünmüş durumdaydıÜlkenin batısında yaşayan kabileler Oran'ı kuşatma altına aldılarOkul öğretmenlerinin ve özellikle dinsel tarikat üyelerinin besleyip güçlendirdiği ortak İslam dindaşlık duyguları çevresinde birleşen bu kabileler, örgütsel bir yapı kurmaya çalıştılarBir tarikat önderi ve Maskura yakınlarındaki bir zaviyenin yönetcisi olan Muhyiddin, Oran ve Mostaganem'deki Fransız birliklerine karşı yapılacak yıpratma savaşının başına geçmeye çağrıldı


Yaşı bir hayli ilerlemiş olan Muhyiddin, Kasım 1832'de kendi yerine genç oğlu Abdülkadir'in seçilmesini sağladıDine bağlılığı ve askeri alandaki gözüpekliğiyle ün salmış olan Abdülkadir, yıpratma savaşının komutanlığını üstlendi Bu savaş sonunda 1834'te imzalanan Desmichels Antlaşması ile müminlerin komutanı unvanı altında Oran'ın iç kesiminin yönetimini tümüyle ele geçirdi Sahip olduğu yeni toprakları birleştirmeye yönelen Emir Abdülkadir, antlaşmanın sağladığı olanaklardan yararlanarak Selif'te yaşayan bütün kabilelere yönetimini kabul ettirdi Miliana'yı ve ardından Médéa'yı işgal ettiMakta'da General Camille Trézel'i yenilgiye uğrattı Bertrand Clauzel ve TR Bugeaud adlı generaller tarafından sıkıştırılmasına karşın, Fransızların başvurduğu şiddete tepki duyan Cezayirlilerin deteğini kazanmayı başardıGörüşmeler sonunda General Bugeaud'u Tafna Antlaşması'nı (1837) imzalamaya ikna ettiFransızları birkaç limanla yetinmek zorunda bırakan bu antlaşmayla topraklarını daha da genişleterek Oran ve Titteri'nin bütün iç kesimlerinin yöneticisi oldu


Emir Abdülkadir iki yıl içinde gerçek anlamda bir devlet kurduBaşkent olarak bazen Maskura'yı, bazen de Tihert Kalesini (bugün Tagdempt) kullandıMahzen denen savaşçı kabilelerin ayrıcalıklarını kaldırarak ve bütün uyruklara eşit vergi yükü getirerek halk toplulukları arasında tüzel bir eşitlik kurduGüneydeki vahaları hakimiyeti altında tutan et-Tijini ile savaşıp çöl kavimlerini ona karşı birleştirerek , nüfuzunu Büyük Sahra Çölü yönünde genişletti Ardından Selif Vadisi ile Titteri'ye, Konstantin Beyi Hac Ahmed'in direnişiyle karşılaştığı doğu eyaleti sınırlarına kadar uzandıAyrıca Fransızlara katılmış olan Zuatna Kuloğullarını ağır cezalara çarptırdı1838 kışına gelindiğinde etki alanı Berberi Kıbayl kabilesinin sınırlarını aşmış ve güneyde Biskra Vahasından Fas sınırına kadar uzanmış bulunuyorduet-Tijini'nin gücünü kırmak amacıyla başkenti Ayn Mehdi'yi altı ay süren bir kuşatma altında tutarak yyıktıBu arada bütün Sahra kabileleri de kendisine bağlılık yemini etti


Abdülkadir Cezayiri çevresindeki ileri gelenlerin öğütlerine pek seyrek olarak başvuran ve yetkiyi bütünüyle elinde tutan bir önderdiBaşlıca dayanağı, yurttaşlarını bir araya toplayıp istilacıya karşı birleştirebilecek biricik güç olan din duygusuyduAma bu, çağdaş bir devlet kurma çalışmalarında kendisine yardımcı olabilecek çeşitli uluslardan yetenekli kişileri Musevi ye da Hıristiyan olmlarına bakmaksızın çevrsinde toplanmasına engel olmadıBu Avrupalı uzmanların en tanınmışı sonradan diplomatlık da yapan Léon Roches'tur; geçirdiği serüvenleri Trente deux ans a travers l'Islam (İslam Dünyasında 32 Yıl) adlı kitapta anlatmıştırAbdülkadir, kabilelerin donatımını sağladığı askerler ya da gönüllüler tarafından desteklenen ve yaklaşık 2,000 kişiden oluşan düzenli bir ordu kurduFransız işgali altındaki topraklara yakın kasabalar saldırılara çok açık olacağından iç kesimdeki Sebdou, Saida, Tihert, Taza ve Boghar gibi yerleşim birimlerini tahkim ettiBuralarda askeri donatım fabrikaları, ambarlar ve atölyeler açtı, başta İngiltere'den olmak üzere dışardan yapılan silah alımlarını karşılamak üzere satılacak fazla ürünleri buralarda depoladıBelirlenmiş ücret alan görevlilere dayalı yeni bir yönetim sistemi oluşturduEğitimi yaygınlaştırarak, bağımsızlık ve milliyet kavramalrının halk arasında güçlenmesini sağladı


Orléans dükünün öncü kolları Demir Geçidini aşınca, Emir Abdülkadir bunu Tafna Antlaşması ile kendisine verilen topraklara yönelik bir saldırı saydıÖrgütlenme çalışmalarını henüz tamamlamamış olmasına karşın, beklenmedik bir saldırıyan geçerek Mitica Ovasındaki Fransız koloni birimlerini yok ettiBu olay üzerine savaş şiddetini yitirdiBu durum, bütün Cezayir'i ele geçirmek için gerekli donanım ve silahı alma konusunda Fransız hükümetini ikna eden General Bugeaud'un 1840'ta genel vali olarak atanmasına değin sürdüBu atamayla birlikte yedi yıllık sert ve acımasız bir savaş başladıBüyük çaplı çarpışmalardan kaçınan Abdülkadir, gerekli darbeyi indirir indirmez geri çekilebilen tüfekli süvariler kullandığı ardı arkası kesilmeyen küçük çarpışmaları tercih ettiAncak, karşısında Bugeaud tarafından son derece haraketli kollar halinde düzenlenmiş piyadelerden oluşan bir Fransız ordusu bulunuyorduAyrıca, Bugeaud ve yardımcılarının, açlık çeken insanları önderlerini terke zorlamak amacıyla oyguladıkları yıkımla başetmek zorunda kalmıştı


1841'de Fransızlar Cezayirlilerin müstahkem mevkilerini yıkınca, Abdülkadir zorunlu olarak Oran'ın iç kesimlerinde göçebe yaşamı sürmeye başladıErtesi yıl Tlemsen'in elinden çıkmasıyla Faslı müttefikleriyle bağlantısnı sürdürmesi güçleştiDaha başka tersliklere ve Fransız birliklerinin güneydeki ilerlemesine karşın, Fas'a ulaşmayı başardıBugeaud karşısında Isly'da yenilgiye uğrayan Fas sultanı, Abdülkadir'i ülkesinin orta kesimlerinde alıkoymak zorunda kaldıAbdülkadir, Dahra'da patlak veren bir ayaklanmadan yararlanarak yeniden Cezayir'e girdiSidi İbrahim ileri karakolunu ele geçirdi ve kendisini izleyen Fransız birliklerinden sürekli kaçarak ülkenin iç kesimlerine doğru çekildi


Abdülkadir, Temmuz 1846'da, geri kalan bir avuç adamıyla birlikte yeniden Fas'a sığındıAncak kendisini bir yük olarak gören Fas sultanının desteğini yitirince Cezayir'e dönmek zorunda kaldıDoğu'ya gönderileceğine söz verilmesi üzerine, General Christophe de Lamoriciére ile Bugeaud'un yerini almış olan Kral Louis-Philippe'ın oğlu Aumale düküne onurlu bir biçimde teslim oldu


Ancak Louis-Philippe oğlunun verdiği sözü yerine getirmekten kaçındıAbdülkadir bir süre Fransa'daki Chateau de Pau'da tutuklu kaldıKendisinin bu dönemde masonluğu seçtiği söylense de bu onun şahsına yapılan bir iftiradan ibarettirArdından Amboise'de hapsedildiÖnce cumhurbaşkanı, ardından imparator olan Louis-Napoléon 1852'de Abdülkadir'in Bursa'ya gitmesine izin verdiOradan Şam'a geçen Abdülkadir örnek bir yaşantı sürerek Zikru'l-Akil ve Tenbihu'l-Gafil (Akıllılara Çağrı, Aldırışsızlara Uyarı) adlı bir kitap yazdıFransız hükümeti kendisine yüklü bir emekli aylığı bağladı ve Kıbayl kabilesinden gelme bir muhafız birliği verdiHatta Osmanlı denetiminden çıkarmak istedikleri Mısır ile Anadolu arasında bir yerlerde hükümdar olması yönünde girişimde bulunduAbdülkadir, 1871 Cezayir ayaklanması sırasında Konstantin'in güneyindeki kabileleri ayaklandırmaya çalışan oğullarınadn birini evlatlıktan reddetti1883'de Şam'da öldü


Günümüzde Cezayirliler kendisini en büyük halk kahramanlarından biri olarak görmektedirler

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.