Prof. Dr. Sinsi
|
Cevat Dereli - Ressam
Cevat Dereli - Ressam
Rüştiye ve İdadi'de okuduğu yıllarda, resim sanatına ilgi duyan ve ressam Nazmi Ziya'nın özendirmesiyle Sanayi-i Nefise Mektebi'ne (Güzel Sanatlar Akademisi) giren Cevat Dereli, resim konusundaki ilk bilgileri, atölye hocası Hikmet Onat'tan aldı; bir yıl sonra da İbrahim Çallı' nın yanında çalışmaya başladı Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin (Güzel Sanatlar Birliği) grup sergilerine katıldı; cumhuriyetin ilan edildiği sıralarda yakın arkadaşlarıyla Yeni Resim Cemiyeti'ni kurdu 1923'te Maarif Vekâleti tarafından açılan Avrupa yarışmasını kazanarak Paris'e gidip, 1928 yılına kadar, Julian Akademisi'ndeki Paul Albert Laurens atölyesinde öğrenim gördü Türkiye'ye dönüşünde, ilk sergilerini Ankara Etnografya Müzesi'nde düzenleyen Müstakil Ressam ve Heykeltraşlar Birliği'ne katılan, aynı zamanda da Nazmi Ziya atölyesinde yardımcı öğretmen olarak göreve başlayan, 1932'de Akademi'den ayrılarak, yedi yıl Tıp Fakültesi'nde desinatörlük yapan bir ara Resim ve Heykel Müzesi'nde de görev alan sanatçı,Fransız Leopold Levy'nin Akademi'de giriştiği yenileştirme hareketleri sırasında, göreve çağrılarak Çallı atölyesinde öğretmenlik üstlendi (Çallı'nın 1947'de emekliye ayrılmasından sonra atölye hocalığını tek başına yürüttü) Düzenlenen yurt gezilerine katılarak Sinop'a gidip, orada yaptığı resimlerle 1939' da birincilik kazandı Ertesi yıl düzenlenen 2 Devlet Sergisi'nde Peyzaj adlı tablosuyla bir birincilik daha aldı 1956 yılında Venedik İki-yıldabir Sergisi'ne, Paris, Amsterdam, Moskova, vb sergilerine katıldı 1958'de Brüksel'de düzenlenen 50 Yıllık Modern Sanat Sergisi'ne, Türkiye'den Zeki Faik İzer'le birlikte seçilerek girdi Belçika'daki "Sanat ve Çalışma" konulu uluslararası sergiye Balıkçı adlı kompozisyonunu verdi Avrupa'nın sanat merkezlerinde gezdirilen çağdaş Türk sanatı sergilerinde yapıtları yer aldı Sonradan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi arşivine kaldırılan portre desenleriyle Akademi salonlarında ilk kişisel sergisi 1970 yılında düzenlendi 1976'dan günümüze kadar İstanbul'da çeşitli kişisel sergiler açtı 1977'de Sedat Simavi Vakfı birincilik ödülünü, Zühtü Müridoğlu'yla paylaştı
SANATI
Cevat Dereli'nin sanat yaşamı, 1930 yıllarına doğru Müstakiller Grubu' aun ortak hareketiyle başlamış, 1950 yıllarında içerik yönünden yöresel bir anlayışa, biçim yönünden lekeci bir duyarlığa bağlı olarak sürekli bir gelişme evresi geçirmiştir İlk resimleri kübist çizgi ve hacim etkilerini düşündürmekle birlikte, kübizmin katı kuralcılığım yöresel bir bakış ve değerlendirmeyle kırma çabasına yöneliktir Bu çaba, sonraki resimlerinde daha da belirgin bir görünüş kazanacak olan, özgün ve kişisel kalma amacının somut belirtilerinden biridir Cevat Dereli, içinde figürlerin hareketli bir ortam yaratacak biçimde yer aldığı bir peyzaj ressamıdır Bu peyzaj, yaşanan çevrenin canlı izlenim ve anılarını içerir, hazır biçim kalıplarına dayanmaz, renkçiliğin leke değerleriyle yüklüdür Konak ve kaplıcalar, ekmeğini denizden ve topraktan kazanan iddiasız insanların renkli yaşamları, sokak fotoğrafçıları önünde resim çektiren Karadeniz köylüleri, sandalın küreklerine yapışmış balık avcıları, tablalarına balık istiflerinin dizildiği balık satıcıları, kasaba meydanları, faytonlu kıyı kasabaları, sakin yazlıklar, kıyıya çekilmiş sandallar, ilgi duyduğu ve içten bir anlatımla yoğurduğu konulardır Figürler, çoğunlukla işlek bir fırça darbesiyle sürülmüş uçuk bir mavi, nefti, gri ya da yeşil bir leke üstünde, eski "hat" ustalarının kıvrak dokunuşlu çizgileriyle yer alır Yüzey ve derinlik, satıh ve perspektif, Dereli'nin resimlerinde birbirini tamamlayan, birbiri içine geçmiş değerler olarak yer alır İyimser ve yumuşak bir görüntüleme tutkusu, kendiliğinden oluşmuş izlenimi veren rahat bir anlatım, eski Karagöz tasvirlerini anımsatan ince bir figürcülük beğenisi, gerçekle efsaneyi bağdaştırmaya çalışan çekici bir resmetme aşkı, renkçilikte anlamını bulan zengin bir gönül coşkunluğu, Dereli'nin sanatı için ilk akla gelebilecek saptamalardır Yeterince duygulu, çevreye ve insanlara açık, şiirsel değerlerle yüklü olan Dereli'nin resimleri, çağdaş Türk sanatının seçkin ve kişilikli örnekleri arasında yer alır
|