08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nazlı Ecevit - Ressam
Nazlı Ecevit - Ressam
Türk ressamı (İstanbul, 1900) Kız Öğretmen Okulu'nu bitirdikten (1915) sonra İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'nin ilk öğrencileri arasına katılan Nazlı Ecevit, ilk resim derslerini Mihri Müşfik'ten aldı; bu arada Ömer Adil ve Feyhaman Duran'ın yanında çalıştı 1922'de okulu bitirince, uzun bir süre resim çalışmalarına ara vererek İstanbul Numune Rüştiyesi'nde, Ankara Kız Lisesi'nde ve Musiki Muallim Mektebi'nde öğretmenlik yaptı Daha okul sıralarında Galatasaray sergilerine katılan Nazlı Ecevit, An-kara'daki ilk sergisini Amerikan Kültür Merkezi'nde açmış, sonradan birkaç özel sergi daha düzenlemiş, Güzel Sanatlar Birliği'ne girerek, bu Birliğin ortak sergilerine resim vermiş, Uluslararası Kadın Kulübü'nün Paris'te düzenlemiş olduğu bir sergiye katılmıştır
SANATI
Nazlı Ecevit, Türk resminin imparatorluktan cumhuriyete geçiş döneminde, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nden aktarılan akademik ve yarı izlenimci eğilimin temsilcilerindendir Günümüzde Güzel Sanatlar Birliği'nin çatısı altında, kemikleşmiş bir anlayışın uzantısı halinde sürmekte olan bu eğilimin, en yumuşak ve esnek biçimini Nazlı Ecevit'in renkçi, doğa izlenimlerine olabildiğince açık paletinde kendini gösterdiği söylenebilir Doğanın mevsim değişikliklerine bağlı görüntüleri, Nazlı Ecevit'in resimlerinde izlenimciliğin biraz da formüle edilmiş bir yansıması olarak karşımıza çıkar Ama sanatçıyı yalnızca bir manzara ressamı olarak görmemek gerekir: Portrelerinde daha kişisel bir anlatım yakalamayı başarmıştır (bunda, modelin gerisindeki anlamı ve yaşam ilişkilerini yakalamaya çalışmasının payı vardır) Desenin, Nazlı Ecevit'in resminde, rengi dengeleyen, hattâ bazı yerlerde rengin etkisini ikinci plana iten bir sağlamlık olduğu söylenebilir Sanatını "gerçekçi-izlenimci" diye tanımlayan Nazlı Ecevit, gerçekten, okulda gördüğü bağlayıcı eğitimin katı disiplinini hiç değiştirmeden uygulamakla kalmamış, bu eğitimin dışa dönük etkilerini de, akademik bir yetişme biçiminin kaçınılmaz gereği olarak kabullenmiş, bu iki yönlü gelişme, sanatında çok sınırlı bir yeniliği ve akademik anlamlı bir izlenimciliği getirmiştir Modernlerden çok, izlenimcilere yakın görünmesi, birincilerden çok, ikincileri kendine yakın bulması, bu anlayışın zorunlu bir sonucudur Uzunca bir dönem devletin de desteklediği "resmî" bir estetiğe dönüşmüş olan ve geniş bir ressam kesimi tarafından benimsenen söz konusu anlayış, Nazlı Ecevit'te bir okula bağlı olmanın katı çizgilerini taşımaz Yaşamı ve insanları sevdirmekten yana olan (yapıtları, kolayca benimsenebilir çizgiler taşır) sanatçı, geniş kitlenin beğenisini göz ardı etmez, ama o kitleye ödün vermek yanlısı da değildir Klasik ölçüleriyle resmini yönlendiren, yönelten başlıca etmenlerin, nitelik ve değer olduğu söylenebilir Çağdaş Türk resminin, XIX yy sonlarında doğa ve okul paralelinde gelişen ince ve alçakgönüllü tavrı, Nazlı Ecevit'in resmi için de değişmeyen bir ölçü oluşturmuştur
|
|
|