|  | Sultan Avcı Mehmed (İv) Han |  | 
|  08-23-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Sultan Avcı Mehmed (İv) Han Baba adı: İbrahim Han Anne adı: Hatice Turhan Sultan Doğum: 01  01  1642, İstanbul Saltanatı: 1648 - 1687, 39 yıl Tahta çıkış yaşı: 6 Tahttan ayrılma sebebi: Tahttan indirildi  Ölümü: 06  01  1693,  51 yaşında,  nikris zatürre (zehir - rivayet) nedeniyle, Edirne'de   Mezar yeri: Eminönü, İstanbul Eşleri: Gülnuş Mehpare Sultan, Afife Kadın, Gülnar Kadın, Güneş Haseki, Gülbeyaz Haseki, Hatice Haseki Çocukları: Mustafa, Ahmed, Bayezıd, İbrahim, Süleyman, Fatma, Hatice, Emetullah, Ümmi Merakı: Avcılık, şiir Halifeliği: 84  halife   Osmanlı tahtına, İslâm hukukunun aradığı şartların çoğunluğu bulunmadan gelen IV  Mehmed, I  İbrahim’in Turhân Hatice Sultân’dan 1642 yılında dünyaya gelmiş ve 7 yaşına basmadan Ağustos 1648’de Padişah olmuş müstesna bir şahsiyettir  Kendisini devlet işlerinden uzaklaştırdığı için oğlunun idamına dahi göz yuman Kösem Sultân, 7 yaşındaki torununu tahta geçirmekle, istediğine kavuşmuştur  Ertuğrul Gâzî, Osman Gâzî ve Kanuni’den sonra en uzun süre tahtta kalan Osmanlı Padişahıdır ve 39 yıl tahtta kalmıştır  Ava merakı sebebiyle Avcı Mehmed de denen IV  Mehmed’in saltanat yıllarını dört safhaya ayırmak icab etmektedir: Birinci safha, Ağustos 1648-Eylül 1651 yılları arasında, Kösem Sultân’ın nâibe-i saltanat yani bir nevi padişah yerine padişahlık yaptığı dönemdir ki, Osmanlı Devleti’nin en acı günlerinden bir parçadır denilebilir  Zira bu döneme Ağalar Saltanatı da denmiştir  Çünkü Nâibe-i Saltanat olan Kösem Sultân, işlerini ağalar eliyle yürütmüştür  Sofu Mehmed Paşa da, kukla bir sadrazam durumundadır  Başlarını Kara Murad Ağa’nın çektiği ağaların hedefi, servetlerini arttırmak ve maalesef sefih sayılabilecek derecede hayatlarını yaşamaktı  Bunları kullanan Kösem Sultân ise, kendisini Eski Saray’a süren ve hatta idamla tehdit eden I  İbrahim’i tasfiye etmekle, devleti tek başına idare etme emeline ulaşmış görünüyordu  Sofu Mehmed Paşa ise, Atabekler ve Veliahdler gibi devleti idare etmek istedi ise de bu saltanatı, Sipahiler ile Yeniçerilerin Sultânahmed Meydanında karşı karşıya gelecek kadar isyan etmeleri ile sarsıldı ve 1649 yılında azledilerek katl olundu  Bunun üzerine, tamamen usullere aykırı olarak Yeniçeri Ağası Kara Murad Paşa sadrazamlığa getirildi  Ancak arkasında asıl Vâlide Sultân Turhan Sultân’ın bulunduğu ve bir nevi halk isyanına dönüşen kargaşa bastırılamıyor ve Osmanlı Devleti kan kaybediyordu  Daha sonra, sırasıyla Melek Ahmed Paşa ve Abaza Siyavuş Paşa’nın sadrazam olması da işi değiştiremedi  Ağalar isyanı devam ediyordu  Kösem Sultân’ın IV  Mehmed’i öldürüp yerine Şehzâde Süleyman’ı getirmek istemesi, sonunu getirdi ve 1651 yılının bir Eylül gecesi Kösem Sultân öldürüldü  İçeride bu ihtilâllerin yaşanması, Girit’te devam eden savaşa yardımı da engelliyordu  Böylece birinci dönem atlatıldı  IV  Mehmed sadece olan bitenleri seyrediyordu  İkinci safha, Eylül 1651-Eylül 1656 tarihleri arasındaki IV  Mehmed’in annesi olan Turhan Hatice Sultân’ın Nâibe-i Saltanat olduğu dönemdir  Devletin hazinesini soyan ağalar saltanatına son verildi ve 39 ağa yakalanarak idam edildi  Tamamen iflas noktasına gelen devlet hazinesine bir ayar verilmek üzere, malî konularda tam yetkili olmak şartıyla, 1652 yılının Haziran ayında Tarhuncu Ahmed Paşa sadarete getirildi  Tarhuncu Lâyihası diye meşhur olan bütçesini hazırladı  Dertlere çare olamayınca, 1656 yılına kadar 10’a yakın sadrazam değiştirildi  Devleti, Baş Mimar Kasım Ağa, Koçi Bey, Solak-zâde, Şâmî-zâde Mehmed Efendi ve lalası İbrahim Ağa müşavirliğinde Turhan Sultân idare ediyordu  Ancak devlet, şîrazeden çıkmıştı ve dış baskılar da artıyordu  Tecrübeli müşâvirlerinin şiddetli tavsiyeleri ile, devleti tek başına idare etmek ve Vâlide Sultân işe karışmamak şartıyla, tecrübeli ve yaşlı vezir Köprülü Mehmed Paşa, Eylül 1656’da sadrazamlık makamına getirildi  Artık Köprülü’ler devri başlıyordu  Bu ikinci safhada tek müessir olan Vâlide Sultân’dır  Yani bir nevi Osmanlı Padişahlığı makamında Padişah’ın annesi oturmaktadır  Ancak Turhan Sultân, devleti Köprülü ailesi gibi asil bir aileye teslim etmekle, kendisiyle birlikte Osmanlı tarihindeki kadınlar saltanatına son vermiştir  Üçüncü safha, Osmanlı Devleti’ne rahat bir nefes aldırtan Köprülü’ler devridir (Eylül 1656-Ekim 1676)  Bu dönemde aynı aileden iki sadrazam iktidara gelmiştir  Köprülü Mehmed Paşa (1656-1661) ve oğlu Fâzıl Ahmed Paşa (1661-1676)  IV  Murad’ı kendine model alan Köprülü Mehmed Paşa, Kanuni devrini yeniden yaşatmıştır denilebilir  Makam korkusuyla Girit Serdârı Gâzî Hüseyin Paşa’yı idam ettirmesi hatalı bir hareket olarak kabul edilmektedir  Ancak sonradan yaptıkları bunu telafi etmiştir  Köprülü Mehmed Paşa, evvela isyan eden Erdel Prensinin üzerine yürüdü ve Balkanlarda önemli başarılara imza attı  Uyvar fethedildi ve Erdel Osmanlı Devleti’ne bağlandı  (1658)  Arkasından Anadolu’da Beylerbeyilerin de desteklediği ve tamamen sadrazamı hedef alan yeni bir Celâlî İsyanı başlamıştı  31 paşanın idamıyla sonuçlanan bu isyanı bastırdı ve Anadolu’da Celâli isyanlarının sonunu getirdi  1659’da Kırım Tatarları ile birlikte Rus ordusunu dağıttı  Onun döneminde 1661 Temmuz’unda İstanbul’un üçte birini yakan büyük yangın yaşandı ve beş yıllık sadaretten sonra Ekim 1661’de Edirne’de vefat etti  Yerine geçerek 26 yaşında sadrazam olan oğlu Fâzıl Ahmed Paşa da, babasının başarılarını sürdürdü  1663’de Almanlara karşı açılan harp 1664 yılının Ağustos Ayında Vasvar Andlaşması ile sona erdi  Zitvatorok Andlaşmasının tekrarı mahiyetindeydi  Fâzıl Ahmed Paşa döneminde başarılan işlerden biri de yıllardır devam eden Girit seferinin sona ermesi ve Girit’in fethedilmesiydi (1670)  Bunu, Ukrayna meselesi yüzünden çıkan Polonya Harbi takip etti (1670)  IV  Mehmed’in de katıldığı bu Lehistan seferinde, 1672 yılında Kamaniçe Kalesi feth edilince, Varşova’da panik başladı ve aynı yıl barış andlaşması imzalandı  Bu barış tekrar bozuldu ve 16767 yılında imzalanan nihâî andlaşma ile sulh uzun yıllar devam etti  Aynı yıl Fâzıl Ahmed Paşa vefat etti  Dördüncü safha, 1676-1683 yılları arasında devam eden Merzifonlu Kara Mustafa Paşa devridir  Köprülü’lerden sonra sadrazamlığa getirilen bu büyük devlet adamı, ilk problem olarak Ukrayna yüzünden patlak veren Rusya Savaşı ile meşgul oldu  1677 yılında Çehrin’deki zor kuşatmada netice elde edilemeyince, IV  Mehmed ve sadrazamı 1  Rusya seferi için 1678 yılında yola çıktılar  I  Rusya seferi, 1680 yılında Çehrin’in alınması ile zaferle sona erdi ve bunu aynı yıl başlayan 2  Rusya Seferi takip ettiyse de, bu da 1681 yılında imzalanan Edirne Andlaşması ile tamamlanmış oldu  Bu gelişmeler, Osmanlı Devleti için büyük bir itibar kazanılmasına vesile oldu  Bundan rahatsız olan ve tecavüzlere başlayan Almanlara da 1683 yılında harp ilan edildi ve IV  Mehmed’in de katıldığı bu sefer, Osmanlı Devlet ricalinin ikiye ayrılmasıyla sonuçlandı  Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Almanya’nın taht şehri olan Viyana’nın alınmasını teklif ederken, başını Kırım Hanı Murad Giray’ın çektiği diğer devlet ricali, zaten ayağa kalkmış olan Avrupa’nın Almanya’nın yanında yer alacağını belirterek, sadece Yanıkkale’nın alınmasıyla yetinilmesini savunuyordu  Kara Mustafa Paşa’nın fikri ağır bastı ve onun serdârlığındaki Osmanlı ordusu 12 Eylül 1683 tarihinde Viyana önlerinde müttefik haçlı seferleriyle karşı karşıya geldiler  Maalesef, Kırım Hanı Murad Giray, şahsî sebeplerle ve neticeyi düşünmeyerek ihanet etti ve Türklerin elindeki Tuna Köprüsünden düşman askerlerinin geçişini uzaktan seyretti  Neticede 11 Eylül 1683 tarihinde beklenen hezimet geldi ve Osmanlı ordusu binlerce şehid vererek ve çok kıymetli hazinelerini kaybederek geri çekilmeye mecbur oldu  Bu, Osmanlı tarihinin en ağır mağlubiyeti idi  Bu mağlubiyette, askerin sefih hayatının ve eski Osmanlı ordusunun olmayışının da büyük etkisi vardı  Viyana bozgunu, Kanuni’den beri gelip giden duraklama devrini resmen başlatmış oldu  Artık 1071’den beri devam eden Müslüman Türk Milletinin cihad zaferleri sona eriyor ve Avrupa galebe çalmaya başlıyordu  Bu arada devletin rükn-i azamı denilen Turhan Sultân Temmuz 1683’de vefat etmişti  Aralık 1683 tarihinde IV  Mehmed aleyhteki tahriklere dayanamayarak istikametli sadrazamı azletti ve 50 yaşını doldurmadan idam sehpasına yollandı  Artık Osmanlı tarihinde kaht-ı ricâl devri başlıyordu  Viyana bozgunu ile Karlofça Andlaşması (1699) arasında geçen 15 yıl Osmanlı Devleti için felâket seneleri oldu  Venediklilerin ve Almanların başını çektiği haçlı kuvvetleri fırsatı ganimet bilerek, 1684 yılında Osmanlı Devleti’ne harp ilan ettiler  Sadrazam Kara İbrahim Paşa’nın beceriksiz idaresindeki Osmanlı orduları, zafere koşamıyor ve maalesef Eylül 1686’da Budin düşüyordu  Osmanlı kuvvetleri Budin’i çok iyi müdafaa ediyordu, ancak Budin’de büyük kayıplar vermelerine rağmen yeniden toparlanan haçlı orduları, 160 yıl önce perişan oldukları Mohaç Meydanında Osmanlı ordusunu geriye çekilmeye mecbur ediyorlardı  Liyakatsiz devlet adamlarının elinde perişan olan devletin hali IV  Mehmed’i hasta etmişti  Köprülü ailesini iktidardan düşürdüğü için Padişah’dan rahatsız olan Köprülü-zâde Fâzıl Mustafa Paşa ve benzeri devlet adamlarının gayretleriyle Kasım 1687 yılında hal’ edildi ve ancak idam olunmadı  Yerine II  Süleyman tahta geçirildi  Hal’inden 5 yıl sonra Edirne Sarayı’nda Ocak 1693 tarihinde vefat etti  Kendisine Avcı Mehmed lakabını verdirten av ibtilâsı dışında, hiç bir kötü alışkanlığı yoktu  İçkiyi Osmanlı ülkesinde şiddetle yasaklamıştı  Kahvehâneleri kapatmıştı  Kendisi beş vakit namazını cemaatle kılıyordu  Kısa bir süre tahsil görebildiği için diğer Osmanlı Padişahları gibi âlim değildi  Mehmed Han orta boylu, seyrek sakallı, tıknaz yapılı, yuvarlak yüzlü, ela gözlüydü  Merhametli, cömert, çekinge ve mahcup biriydi   Türk musikisinin en büyük bestekarlarından biri kabul edilen Buhurizade Itri Efendii Mehmed Han döneminde yetişmiştir    Dönemindeki Sadrazamlar; Sofu Mehmed Paşa: Devam - 1648, azil sonra idam Kara Murad Paşa: Birinci kez, 1649 - 1650, istifa Melek Ahmed Paşa: 1650 - 1651, azil Siyavuş Paşa: Birinci kez, 1651 - 1651, azil Gürcü Mehmed Paşa: 1651 - 1652, azil Tarhuncu Ahmed Paşa: 1652 - 1653, idam Derviş Mehmed Paşa: 1653 - 1654, azil İpşir Mustafa Paşa: 1654 - 1655, idam Kara Murad Paşa: İkinci kez, 1655 - 1655, istifa Ermeni Süleyman Paşa: 1655 - 1656, azil Deli Hüseyin Paşa: 1656 - 1656, azil Zurnazen Mustafa Paşa: 1656 - 1656, 4 saat sonra azil Siyavuş Paşa: 1656 - 1656,ölüm Boynueğri Yaralı Mehmed Paşa: 1656 - 1656, azil Köprülü Mehmed Paşa: 1656 - 1661,ölüm Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa: 1661 - 1676, ölüm Merzifonlu Kara Mustafa Paşa: 1676 - 1683, azil sonra idam Kara İbrahim Paşa: 1683 - 1685, azil sonra idam Sarı Süleyman Paşa: 1685 - 1687, azil sonra idam Abaza Siyavuş Paşa: 1687 - devam    Dönemindeki Şeyhülislamlar; Hacı Abdürrahim Efendi: Devam - 1649, azil Mehmed Bahai Efendi: Birinci kez, 1649 - 1651, azil Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi: 1651 - 1651, azil Ebu Said Mehmed Efendi: İkinci kez, 1651 - 1652, azil Mehmed Bahai Efendi: İkinci kez, 1652 - 1654, ölüm Ebu Said Mehmed Efendi: Üçüncü kez, 1654 - 1655, azil Hüsamzade Abdurrahman Efendi: 1655 - 1656, istifa Memikzade Mustafa Efendi: 1656 - 1656, 13 saat sonra azil Hocazade Mesud Efendi: 1656 - 1656, azil sonra idam Hanefi Mehmed Efendi: 1656 - 1656, azil Balizade Mustafa Efendi: 1656 - 1657, azil Bolulu Mustafa Efendi: 1657 - 1659, azil Esiri Mehmed Efendi: 1659 - 1662, azil Sunizade Mehmed Emin Efendi: 1662 - 1662, azil Minkarizade Yahya Efendi : 1662 - 1673, ölüm Çatalcalı Ali Efendi: Birinci kez, 1674 - 1686, azil Ankaralı Mehmed Efendi: 1686 - 1687, ölüm Debbağzade Mehmed Efendi: Birinci kez, 1687 - devam   Osmanlı Padişahları Biyografileri | 
|   | 
|  | 
|  |