Eski Çağlardan Bu Güne Hukuk |
08-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Eski Çağlardan Bu Güne HukukHukuk sistemlerinde en çok aranan özellik,yasaların açık şekilde anlaşılır olması ve kesinlik göstermesidirÖzellikle yazının icat edilmesinden sonra bütün yasalar yazılı hale getirilmiştirYasal kurallar sistemli şekilde toplanmış,açıklık ve kesinlik kazanmış ve kolayca başvurulacak hale getirilmiştir Bilinen en eski yasa derlemelerinden biri, Babil kralı Hammurabi’nin koyduğu yasalardır300 kadar yasadan oluşan bu derleme,bugün de var olan alım satım,miras,iş sözleşmesi,evlenme,hırsızlık ve adam öldürme gibi sorunları ele almıştı Değişik bir tür yasa da Musa’nın İsrail oğullarına Sina dağından getirdiği öne sürülen ve On Emir olarak bilinen yasalardırBunlar hemen hemen bütün dünyada hukukun biçimlenmesine kaynaklık eden ahlak ilkelerini içeriyordu * Eski Yunanlılar yasalara insancıl nitelik vermeye çalışmışlardıO dönemlerde toplumun ihtiyaçlarını karşılamayan birtakım kurallar vardıZira mevcut yasaların tanrılar tarafından konulduğunu,bunların değişmez olduğunu sanıyorlardıAma Solon,yasaları değiştirme gücünü elde edince toplumu yeniden örgütlemeyi sağlayan kurallar koyduAdaletsiz olan borçları kaldırdıHalkın ekonomik durumunu düzelten birçok reformlar getirdiAncak o dönemlerin sosyal şartları içinde hak ve görevler ile toplum üyelerinin birbiriyle çatışan çıkarlarını dengelemesi oldukça zordu Romalılar her işte olduğu gibi hukuk alanında da pratik uygulamaları tercih etmişlerdiRomalı yasa koyucuların başlıca düşüncesi,ülke yönetiminin etkinliği ve düzeniydiMÖ 450 yılında bir çeşit yasa derlemesi olan Oniki Levha Yasası temeldirSonra geliştirilen ilavelerle MS altıncı yüzyılda son şeklini aldıBöylece çağdaş hukukun da temelini oluşturdu * ABD Anayasası ‘Biz halk’diye başlarYeni kurulmuş olan ülkede yasal yetkinin krallardan veya başka yöneticilerden değil,kendi yurttaşlarından kaynaklandığını belirtir 1804 yılında Fransız yasaları derlenmiş ve ilk büyük medeni yasa özelliğini kazanmıştırBu derleme Fransız ve Roma hukukuna dayanıyorduKuzeyin geleneksel hukuku ile güney geleneklerinin bir uzlaşmasıydıDevrim öncesi yasaları ile devrim sonrasının yenilikleri iç içedir Çeşitli ülkelerin hukuki sistemleri farklı etkilerin izlerini taşırMedeni hukuk büyük ölçüde Roma’dan kaynaklanırGenel hukukta yargıçlar,yasa karşısında her insanın eşit olması ilkesini gözetirlerBenzer davalarda daha önce alınmış olan kararlar da göz önünde tutulur * Çağdaş dünyada pekçok hukuk sistemi bulunmakla beraber çoğu ilke ve yöntemlerin kaynağı aynıdırBu nedenle belirli gruplarda toplanabilirlerEn büyük iki grup vardırBirincisi,büyük bölümü medeni hukuktan oluşan sistemlerdirDiğeri ise genel hükümleri kapsar Medeni hukuk sistemleri Roma hukukunun deney ve düşüncelerini temel alırGenel hükümlere dayalı sistemler ise İngiliz hukukundan kaynaklanır * Hepimiz yasalara uyulması gerektiğini bilirizAksi halde yaptırımların hiç te hoş olmayan yanları ile karşı karşıya kalırızPara cezası,hapis ya da diğer kısıtlamalar hiçbirimizin arzu etmediği örneklerdirAncak hemen hemen hepimiz günlük yaşantımızı sürdürürken bu cezaların varlığını pek düşünmeyizZira yasaların, istediğimiz yaşam biçimini koruduğunu peşinen kabul etmişizdirYasalara uymamızın başlıca nedenlerinden biri,yaptırımlardan kaçınma isteğidirBir başka neden de yasalara uymanın bir gelenek olmasıdır * Yasal yetkinin kaynağı nedir?Jean-Jacques Rousseau,yasaların uygulanabilecek değerde olmaları için yurttaşlar tarafından özgürce kabul edilebilecek bir toplum sözleşmesi statüsüne sahip olması gerektiğine inanıyorduJohn Austin ise yasaların yönetenden yönetilene verilen bir dizi buyruktan başka bir şey olmadığını savunmuştuFriedrich von Savigny yasayı,bir ulusun ruhundan,çevreden ve tarihinden doğal olarak çıkan bir şey olarak tanımlamıştıGerçekten de her ülkenin yasal sistemi kendine özgü nitelikler gösterir * Her ne kadar yasalar ülkeden ülkeye değişseler bile bazı temel kavramlar bütün hukuk sistemlerinde aynıdırBunların en önemlisi adalet kavramıdırBu kavram bireyin ihtiyaçları ile toplumun ihtiyaçları arasındaki sınırdırBöyle bir sınırı bireyin çıkarları ile diğer bireylerin çıkarları arasında da düşünebilirizDaha bir genelleme yaparsak,adaletin, kamu hukuku ile özel hukuk arasındaki sınır olduğunu söyleyebiliriz * Ancak adaletin sağlanmasında birçok problem ortaya çıkmıştırHem şu kişiye hem de bu kişiye uygulanan bir yasanın baskıcı özellik taşıdığı öne sürülürHerhangi bir kişi için adaletli olan bir yasa,başka biri için adaletsiz olabilirAncak kabul etmek gerekir ki yasa koyucular toplumun her üyesi için ayrı ayrı yasa yapamazlarYasalar toplumun bütünü için yapılırBir çok hukuk sisteminde bu tür adaletsizlikleri giderecek çareler ortaya konulmuşturBazı toplumlarda yargıçlara yasaları her türlü özel durumu gözönünde tutarak uygulamaları için yetki verilmiştir Günlük yaşantımızda bazı hallerde kuralların çiğnenmesi yasalarda yer alırÖrneğin itfaiye araçları ile ambülanslar ivedi durumlarda trafik kurallarına uymazlar KAYNAK: The Joy of Knowledge Encyclopaedia |
|