Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adan, osmanlıcatürkçe, sözlük, zye

Osmanlıca-Türkçe Sözlük (A'dan Z'ye)

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca-Türkçe Sözlük (A'dan Z'ye)



(F) [ 1 [آ ünlem edatı ey, hey 2iki kelimenin arasına girerek, anlamı

pekiştiren yeni kelimeler türetmeye yarayan orta ek

a’dâ (A) [ اعدا ] düşmanlar

a’dâd (A) [ اعداد ] sayılar

â’ik (A) [ عائق ] engel

a’lâ (A) [ اعلی ] en yüksek, en yüce

a’lâf (A) [ آلاف ] otlar

a’lâl (A) [ 1 [اعلال hastalıklar 2sebepler

a’lâm (A) [ 1 [اعلام bayraklar 2özel isimler

a’lem (A) [ اعلم ] en iyi bilen

a’mâ (A) [ اعمی ] kör

a’mâk (A) [ اعماق ] derinlikler

a’mâl (A) [ اعمال ] işler, ameller, davranışlar

a’mâr (A) [ 1 [اعمار ömürler 2yaşlar

a’nî (A) [ اعنی ] yani

a’râb (A) [ اعراب ] Araplar, çöl arapları

a’râbî (A) [ اعرابی ] çöl arabı

a’râz (A) [ اعراض ] belirtiler

a’sâb (A) [ اعصاب ] sinirler

a’sâr (A) [ اعصار ] yüz yıllar

a’şâr (A) [ اعشار ] öşür vergileri, onda birler

a’şârî (A) [ اعشاری ] ondalık

a’vec (A) [ اعوج ] yamuk, eğri büğrü

a’ver (A) [ اعور ] tek gözlü

a’yâd (A) [ اعياد ] bayramlar

a’yân (A) [ 1 [اعيان ileri gelenler, eşraf, sosyete 2gözler

a’yün (A) [ 1 [اعين gözler 2pınarlar

a’zâ (A) [ 1 [اعضا üyeler 2organlar

a’zam (A) [ اعظم ] en büyük

âb (F) [ 1 [آب su 2deniz 3ırmak 4tükürük 5özsuyu 6ter 7döl suyu

8sidik 9parlaklık 10yüzsuyu 11letafet, hava

âb (F) [ آب ] Ağustos

âb -ı âbistenî [ 1 [آب آبستنی meni; 2bitkilerin yetişmesine neden olan su

âb -ı adâlet [ 1 [آب عدالت adalet suyu; 2doğruluğun bereketi

âb -ı ahmer [ 1 [آب احمر kızıl su 2kırmızı şarap 3gözyaşı

âb -ı âteşîn [ 1 [آب آتشين ateşli su; 2kırmızı şarap; 3gözyaşı

âb -ı bâdereng [ 1 [آب باده رنگ kızıl su 2gözyaşı, kanlı gözyaşı

âb -ı engûr [ 1 [آب انگور üzüm suyu 2şarap

âb -ı harâbât [ آب خرابات ] (meyhane suyu) şarap

âb -ı kevser [ 1 [آب کوثر cennet suyu, 2şarap

ab’âb (A) [ عبعاب ] vantrolog

abâ (A) [ 1 [عبا kaba yün kumaş 2aba

âbâ’ (A) [ 1 [آباء babalar 2gezegenler

âbâd (A) [ آباد ] ebedler

âbâd (F) [ آباد ] bayındır, mamûr

âbâd etmek/eylemek 1mamûr etmek 2zenginleştirmek 3huzur vermek

âbâd olmak 1mamûrlaşmak 2zenginleşmek 3huzura kavuşmak

âbâdân (F) [ آبادان ] bayındır

âbâdânî (F) [ آبادانی ] bayındırlık

âbâdî (F) [ 1 [آبادی bayındırlık 2ince Hint kağıdı

âbâl (A) [ آبال ] develer

âbân (F) [ آبان ] Âbân ayı

abâpûş (A-F) [ 1 [عباپوش abalı 2derviş 3yoksul

âbâr (A) [ آبار ] kuyular

âbcâme (F) [ آبجامه ] su kabı

âbçîn (F) [ آبچين ] peştemal

abd (A) [ 1 [عبد kul 2köle

âbdân (F) [ 1 [آبدان su kabı 2mesane

âbdâr (F) [ 1 [آبدار sulu 2parlak 3hoş

âbdendân (F) [ 1 [آبدندان bön 2âciz

abdest (F) [ 1 [آبدست abdest 2paylama

abdesthâne (F) [ 1 [آبدستخانه tuvalet 2abdest alınan yer

abdestlik (F-T) kısa cübbe

âbek (F) [ 1 [آبک sulu 2cıva

abes (A) [ عبث ] saçma, abes

âbgîne (F) [ 1 [آبگينه kristal 2kadeh 3sürahi 4ayna 5gözyaşı

âbgîr (F) [ 1 [آبگير havuz 2su birikintisi

âbgûn (F) [ 1 [آبگون su rengi 2mavi

abher (A) [ 1 [عبهر nergis 2zerrinkadeh çiçeği 3yasemin

âbhîz (F) [ آبخيز ] büyük dalga

âbhord (F) [ آبخورد ] nasip

âbırû (F) [ آبرو ] yüzsuyu

âbî (F) [ آبی ] mavi

âbid (A) [ 1 [عابد ibadet eden 2erkek adı

abîd (A) [ 1 [عبيد kullar 2köleler

âbidât [ آبدات ] anıtlar

âbide (A) [ آبده ] anıt

âbidevî (A) [ آبدوی ] anıtsal

âbile (F) [ 1 [آبله su çiçeği 2sivilce 3su kabarcığı

âbir (A) [ عابر ] yaya

âbisten (F) [ آبستن ] gebe

âbistengâh (F) [ آبستنگاه ] döl yatağı

âbişhor (F) [ 1 [آبشخور sulama yeri 2nasip

âbkâr (F) [ 1 [آبکار saka 2ayyaş

âbkeş (F) [ 1 [آبکش saka, su çeken 2kevgir

âbnûs (F) [ آبنوس ] abanoz

âbrâh (F) [ آبراه ] su yolu, kanal

abraş (A) [ ابرش ] alacalı

âbrîz (F) [ 1 [آبریز tuvalet 2ıbrık

âbşâr (F) [ آبشار ] çağlayan

abûs (A) [ عبوس ] somurtkan

âbühava (F-A) [ آب و هوا ] iklim

âbzih (F) [ 1 [آبزه su kaynağı 2gözyaşı

âc (A) [ عاج ] fildişi

âc (F) [ آج ] ılgın ağacı

acâib (A) [ عجائب ] tuhaf, ilginç, acaip

acâleten (A) [ عجالة ] alelacele

aceb (A) [ 1 [عجب tuhaflık 2acaba

acebâ (A) [ عجبا ] acaba

acele (A) [ عجله ] acele

aceleten (A) [ عجلة ] çarçabuk, alelacele

acem (A) [ 1 [عجم arap olmayan 2İranlı, acem

acemaşîran (A) [ عجم عشيران ] Türk mûsikisinde bir makam

acemce (A-T) Farsça

acemî (A) [ 1 [عجمی deneyimsiz, acemi 2İranlı

acemistan (A-F) [ عجمستان ] İran

acemiyân (A-F) [ 1 [عجميان deneyimsizler 2İranlılar

aceze (A) [ عجزه ] düşkünler, âcizler

acîb (A) [ عجيب ] tuhaf, acayip, ilginç

acîbe (A) [ عجيبه ] şaşılacak şey

âcil (A) [ عاجل ] acil

âcilen (A) [ عاجلا ] derhal, acil olarak

acîn (A) [ عجين ] macun, yoğurulmuş

âciz (A) [ 1 [عاجز aciz 2ben

âcizâne (A-F) [ 1 [عاجزانه acizce 2alçakgönüllüce

âcizî (A-F) [ عاجزی ] acizlik

âciziyyet (A) [ عاجزیت ] acizlik

âcizleri (A-T) bendeniz, ben

acûl (A) [ عجول ] aceleci

acûlâne (A-F) [ عجولانه ] acele acele

acûz (A) [ 1 [عجوز kocakarı 2cadı

acûze (A) [ 1 [عجوزه kocakarı 2cadı

âcür (F) [ 1 [آجر tuğla 2kiremit

acz (A) [ عجز ] acizlik, çaresizlik, bir şey yapamama

âdâb (A) [ 1 [آداب edepler, terbiyeler 2yol yordam

adalât (A) [ عضلات ] kaslar

adale (A) [ 1[عضله kas 2kaslar

adâlet (A) [ عدالت ] adalet

adaletkâr (A-F) [ عدالتکار ] adil, adaletli

âdât (A) [ عادات ] âdetler, alışkanlıklar

adâvet (A) [ عداوت ] düşmanlık

adâvet etmek/eylemek düşmanlık gütmek

add (A) [ عد ] sayma, görme, değerlendirme, kabul etme

addedilmek sayılmak, görülmek, değerlendirilmek

addetmek/eylemek saymak, görmek, değerlendirmek

addolunmak sayılmak, kabul edilmek

aded (A) [ عدد ] sayı

adeden (A) [ عددا ] sayıca

adedî (A) [ عددی ] sayısal

âdem (A) [ 1 [آدم ilk insan, Adem Peygamber 2insan, adam

adem (A) [ عدم ] yokluk, bulunmama, adem

adem -i muvaffakiyet [ عدم موفقيت ] başarısızlık

adem -i muvazenet [ عدم موازنت ] dengesizlik

adem -i riâyet [ عدم رعایت ] uymama

adem -i te’lîfiyet [ عدم تأليفيت ] uzlaşamama, bir araya gelememe

adem -i teveccüh [ عدم توجه ] ilgisizlik

ademâbâd (A-F) [ عدم آباد ] yokluk ülkesi

âdemhâr (A-F) [ آدم خوار ] yamyam, insan yiyen

âdemî (A-F) [ 1[آدمی insanoğlu 2insanlık

âdemiyân (A-F) [ آدميان ] insanlar

âdemiyyet (A) [ 1 [آدميت insanlık 2adamlık

ades (A) [ عدس ] mercimek

adese (A) [ عدسه ] mercek

âdet (A) [ عادت ] alışkanlık, âdet

âdeta (A) [ عادتا ] basbayağı

âdeten (A) [ عدتا ] âdet olarak, geleneklere göre

adhâ (A) [ اضحی ] kurbanlar

âdi (A) [ عادی ] sıradan, âdi, değersiz

adîd (A) [ عدید ] birçok

adîde (A) [ عدیده ] birçok

âdil (A) [ عادل ] adaletli

adîl (A) [ عدیل ] eşit, denk

âdilâne (A-F) [ عدلانه ] adilce

adîm (A) [ عدیم ] yok olan

adîmülimkân (A) [ عدیم الامکان ] imkânsız

âdiye (A) [ عادیه ] alışılmış, sıradan

adl (A) [ عدل ] adalet

adlâ’ (A) اضلاع ] kenarlar

adlî (A) [ عدلی ] adalet ile ilgili

adliyye (A) [ عدليه ] mahkeme, adliye

adn (A) [ عدن ] cennet

adû (A) [ عدو ] düşman

âfâk (A) [ آفاق ] ufuklar

âfâkî (A) [ 1 [آفاقی nesnel 2şuradan buradan konuşma

âfât (A) [ آفات ] afetler, belalar

âferîde (F) [ آفریده ] yaratık, yaratılmış, mahluk

âferîdgâr (F) [ آفریدگار ] yaratan, Tanrı

âferîn (F) [ آفرین ] bravo, çok yaşa, aferin

âferîn (F) [ آفرین ] yaratan

âferînende (F) [ آفریننده ] yaratıcı

âferîniş (F) [ آفرینش ] yaratılış

âfet (A) [ 1 [آفت afet, bela, felaket 2güzel sevgili

âfet -i cân [ 1 [آفت جان can belası 2güzel

âfet -i devrân [ 1 [آفت دوران güzel, dilber

âfetengîz (A-F) [ آفت انگيز ] afet getiren

âfetresân (A-F) [ آفت رسان ] bela getiren

âfetzede (A-F) [ آفت زده ] belaya uğramış, afet görmüş

afîf (A) [ عفيف ] iffetli

âfil (A) [ 1 [آفل batan 2görünmez olan

âfitâb (F) [ آفتاب ] güneş

âfitâbcemâl (F-A) [ آفتاب جمال ] güzel yüzlü, parlak yüzlü, yüzü güneş gibi

parlayan, sevgili, maşuk

âfiyet (A) [ عافيت ] esenlik

âfiyet bulmak sağlığına kavuşmak

afiyetbahş [ آفيت بخش ] afiyet verici

afrika (A) [ افریقا ] Afrika kıtası

afsun (F) [ افسون ] büyü, efsun

âftâb (F) [ آفتاب ] güneş

âftâbe (F) [ آفتابه ] ıbrık, su kabı

âftâbgîr (F) [ آفتابگير ] güneş alan, güneş gören

âftâbî (F) [ آفتابی ] güneşlik

âftâbrû (F) [ آفتاب رو ] parlak yüzlü

afv (A) [ عفو ] bağışlama, af

âgâh (F) [ آگاه ] haberdar

âgâh etmek haberdar etmek

âgâh olmak haberdar olmak

âgâhî (F) [ آگاهی ] haberdarlık

âgeh (F) [ آگه ] haberdar

âgehî (F) [ آگهی ] haberdarlık

âgîn (F) [ آگين ] dolu

âgûş (A) [ آغوش ] kucak

âğâliş (F) [ آغالش ] kışkırtma

ağayân (T-F) [ آغایان ] ağalar

âğâz (F) [ 1 [آغاز başlama 2başlangıç

ağbiyâ (A) [ اغبيا ] kalın kafalılar

âğişte (F) [ آغشته ] bulaşmış, bulanık

ağlâl (A) [ 1 [اغلال boyunduruklar 2zincirler

ağlât (A) [ اغلاط ] hatalar

ağleb [(A) [ اغلب احتمال ] çoğunlukla, genellikle, sık sık

ağleb -i ihtimâl [ اغلب احتمال ] büyük bir ihtimalle, büyük bir olasılıkla

ağnâ (A) [ اغنی ] en zengin

ağnâm (A) [ اغنام ] koyunlar

ağniyâ (A) [ اغنيا ] zenginler

ağniye (A) [ اغنيه ] şarkılar

ağrâs (A) [ اغراس ] fidanlar

ağrâz (A) [ اغراض ] maksatlar

ağsân (A) [ اغصان ] dallar

ağşiye (A) [ 1 [اغشيه perdeler 2zarlar

ağyâr (A) [ اغيار ] yabancılar

ah (A) [ 1 [اخ kardeş 2dost

âh (F) [ 1 [آه feryat etme, feryat 2ilenme

âh almak biri tarafından kendisine ilenilmek

âh ü zâr [ آه و زار ] âh edip inleme

âhâd (A) [ آحاد ] birler

ahad (A) [ احد ] bir

ahali (A) [ اهالی ] halk, ahali, insan topluluğu

ahavât (A) [ اخوات ] kızkardeşler

ahbâb (A) [ 1 [احباب dostlar 2dost

ahbap (A) [ احباب ] dostlar, sevdikler

ahbâr (A) [ اخبار ] haberler

ahcâr (A) [ احجار ] taşlar

ahd (A) [ 1 [عهد yemin, and 2çağ, devir 3söz verme

ahd -i atîk [ عهد عتيق ] Tevrat, Zebur ve Mezâmir

ahd -i cedîd [ عهد جدید ] İncil ve ekleri

ahdar (A) [ احضر ] yemyeşil

ahdâs (A) [ 1 [احداث yeni olaylar 2dertler 3gençler

ahdeb (A) [ احدب ] kambur

ahdnâme (A-F) [ عهدنامه ] ahitname, antlaşma metni

ahdüpeymân (A-F) [ عهد و پيمان ] and

âhek (F) [ آهک ] kireç

âhen (F) [ آهن ] demir

âhendil (F) [ آهن دل ] acımasız

âheng (F) [ 1 [آهنگ uyum, ahenk 2eğlence

âheng -i esvât [ آهنگ اصوات ] ses uyumu

âhengdâr (F) [ آهنگدار ] uyumlu

âhenger (F) [ آهنگر ] demirci

âhenggüzâr (F) [ آهنگ گذار ] uyumlu, ahenkli

âhenîn (F) [ 1 [آهنين demirden 2demir gibi

âhenîndil (F) [ 1 [آهنين دل katı yürekli 2yiğit

âhenk (F) [ آهنگ ] ahenk, uyum

âhenkdâr (F) [ آهنگ دار ] uyumlu, ahenkli

âhenkeş (F) [ آهنکش ] miknatıs

âhenrüba (F) [ آهن ربا ] miknatıs

âhensâ(y) (F) [ آهن سای ] törpü

âher (A) [ آخر ] başka, diğer

âheste (F) [ آهسته ] yavaş, usul, ağır

âhestegî (F) [ آهستگی ] yavaşlık

ahfâ (A) [ اخفا ] en gizli

ahfâd (A) [ احفاد ] torunlar

ahger (F) [ اخگر ] kor ateş

ahibbâ (A) [ احبا ] dostlar, sevilenler; sevgililer

ahid (A) [ عهد ] söz, yemin

ahidşiken (A-F) [ عهدشکن ] sözünden dönen, antlaşmayı bozan

âhîhte (F) [ آهيخته ] kınından çıkmış, sıyrılmış

ahîr (A) [ آخر ] son, en son

âhir -i kâr [ 1 [آخر کار sonunda 2sonuç

âhirbîn (A-F) [ آخربين ] ileri görüşlü

âhire (A) [ آخره ] son

ahîren (A) [ اخيرا ] geçenlerde, son zamanlarda, son olarak

âhiret (A) [ آخرت ] öbür dünya

âhiretlik (A-T) 1ahiret kardeşi 2evlat edinilen öksüz

âhirin (A-F) [ 1 [آخرین sonuncu 2sonrakiler

âhirkâr (A-F) [ آخرکار ] sonunda, nihayet

âhirülemr (A) [ آخرالامر ] sonunda, işin sonunda

âhiz (A) [ آخذ ] alan

ahize (A) [ آخذه ] alıcı gereç

ahkâm (A) [ احکام ] hükümler

ahlâf (A) [ اخلاف ] halefler

ahlâk (A) [ اخلاق ] huy, ahlak

ahlâk -ı amelî [ اخلاق عملی ] uygulamadaki ahlak anlayışı

ahlâk -ı hasene [ اخلاق حسنه ] iyi huy

ahlâk -ı nazarî [ اخلاق نظری ] teorideki ahlak anlayışı

ahlâk -ı zemîme [ اخلاق ذميمه ] kötü huy

ahlâken (A) [ اخلاقا ] ahlakça

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.