08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Konserviyon Bozuklukluğu
Konserviyon Bozuklukluğu
Bir yada daha fazla nörolojik belirtinin (felç, kötlük yada duyu bozuklukları gibi) varlığı ile karakterize ve nörolojik belirtileri açıklayacak bilinen bir tıbbi bozukluğun bulunmadığı bir pskiyatrik bozuklukluktur Bu klinik görünümler psikanaliz literatüründe Konversiyon Histeri olarak adlandrılır
Klinik Özellikleri
Felç, körülük ve konuşamama en yaygın belirtilerdir Depresif ve anksiyöz belirtiler çoğu ez eşlik edebilir Özellikle kol ve bacaklarda duyu yitimi ve bozukluğu yaygındır Duyu bozuklukları dağılımı genellikle nörolojik bozukluklardaki anatomik özelliklere uymaz Anormal hareketler, yürüyüş bozukluğu ve zayıflığı, belirli kas gruplarında titreme ve silkinmeler ve tikler görülebilir Hastalar nadiren yere düşer ve düştüğü zaman yaralanma olmaz Epilepsi benzeri nöbetler de görülebilir ve bunları ayırmak zor olabilir Bu nöbetlerde genellikle dil ısıma, idrar kaçırma ve kendini ciddi biçimde yaralama olmaz
Konuşma genellikle normal olmakla birlikte ses kısılması ve konuşamamama da sık görülen belirtilerdendir Daha seyrek olarak çocuksu, kekeleyerek yada bir çocuğu taklit edercesine konuşma görülebilir Duygulanım belirtileri olarak yukarıda belirtilmiş olan anksiyete ve depresyon dışında klasik yayınlarda güzel aldırmazlık adı verilen bir durum görülebilir Bu hastanın ciddi bir belirtiye gösterilmesi beklenen duygusal tepkiyi göstermemesi, yerine göre ilgisiz bir görünüm sergilemesi durumudur
Ayrıca boğazda düğümlenme,öksürük,hıçkırık,hava yutma,öğürme,kusma,geğirme gibi sinir sistemlerini ilgilendiren belirtiler de görülebilir Bilişsel yetilerde, düşünce akışı ve içeriğinde herhangi bir bozukluk görülmez
Oluş Nedenleri
"Histeri" sözcüğü Yunandada dölyatağının dolaşması anlamına gelir Bu tür davranış bozukluklarının cinsel doyumsuzluktan kaynaklandığı düşüncesinin kökenleri de ilk çağ yunan uygarlığı dönemine dayanır Hipokrat,çırpınmalarla kendini gösteren hastalıkların bir bölümünün gerçek sara olmayıp histeri vkaları olduğundan ve bu iki türü birbirinden ayırt etmenin güçlüğünden söz edilmiştir Bu bozukluk ortaçağda cin çarpmasına bağlanmış, on dokuzuncu yüzyılda ise organik bir hastalık olarak kabul edilmiştir
Tedavi
Koversiyon bozukluğu belirtilerinin çözülüşü genellikle kendiliğinden olmakla birlikte içgörü kazandırmaya yönelik destekleyici terapi yada davranış terapisi ile desteklenebilir
Tedavi öncesinde hastanın çok iyi bir değerlendirmesi yapılarak bedensel bir hastalığının bulunmadığından emin olunmalıdır
Hastanın psikoterapi önerisine direnç göstermesi durumunda zorlanma yaratan etken üzerine odaklanilabilir Hastaya yakınmalarının hayali olduğunu söylemek çoğu zaman durumu daha da kötüleştirir
Psikodinamik yaklaşımlar içinde ise hastanın ruhsal çatışmasını ve konversiyon belirtisinin simgesel anlamını araştırmaya yönelik psikanalitik psikoterapi ve içgörü yönelimli psikoterapi yer alır
Aile psikoterapisti çoğu olguda gerekli bir yöntemdir
Konversiyon bozukluğunda ilaç tedavisinin çoğu kez ikincil bir yeri vardır Belirtilerin niteliğine göre anksiyolitik yada antidepresan grubu ilaçlar doktor denetimi altında kullanılabilir
|
|
|