08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Nietzsche, Felsefe Denilince O Gelir Akla :)
felsefe deyip de adını anmamak olur mu hiç?
işte Nietzsche, ve felsefe
Dünya bana bir Tanrı'nın buluşu ve rüyasıymış gibi görünüyor Dünya canı sıkılmış bir Tanrı'nın gözleri önündeki boyalı buharlara benziyor İyi ve Kötü, mutluluk ve acı, ve sen, ve ben, benim için bir yaratıcının gözlerinin önündeki boyalı buharlardır Yaratıcı gözlerini kendi üstünden çekmek istiyordu ve dünyayı yarattı Acı çeken birisi için gözlerini kendi acısından başka bir yere çevirebilmek baş döndürücü bir mutluluktur
Ah kardeşlerim, yarattığım bu Tanrı, insan yapıtı, insan çılgınlığıydı, bütün Tanrılar gibi!
Tanrılar yalnızca korku yüzünden icat edilmiş değildir: Kudret duygusu düşsel hâle geldiği zaman, varlıklar yaratarak rahatlıyordu
anrı bir düşüncedir ki her doğruyu eğri hâle sokar, hareketsiz ve ayakta olan her şeyi döndürür Nasıl? Vakit geçti mi yoksa? Her geçici şey yalan mı ki?
Bunu düşünmek kemiklere baş dönmesi, mideye de bulantı verir: Aslında bu düşünceye sara diyorum ben
Buda'nın ölümünden sonra yüzyıllar boyu mağarada onun gölgesini gösterdiler -korkunç ve dehşet verici bir gölgeydi bu Tanrı ölmüştür ama, insan öyle bir yaratıktır ki, daha binlerce yıl boyunca gölgesi kimi mağaralarda belki hâlâ gösterilecektir Ya biz? Onun gölgesini de yenmek zorunda kalacağız biz
Dinlerin Kaynağı Üzerine - Bir insan nasıl olursa nesneler hakkındaki kendi fikrini vahiy olarak algılayabilir? Bu, dinlerin doğuşu ile ilgili bir sorundur Bu tür bir olay ne zaman cereyan etmişse, orada olayın gerçekleşmesine uygun bir insan bulunmuştur Buradaki önkoşul, o kişinin önceden vahye inanıyor olmasıdır Artık günün birinde birden bire yeni düşüncelerini kazanır Ve kendi büyük dünyasını ve varlığını kapsayan varsayımın mutlu edici etkisi bilincine öylesine etkileyici bir şekilde girer ki, kendini böyle bir uhrevi mutluluğun yaratıcısı olarak duyumsamaya cesaret edemez ve bunun nedenini ve yine o yeni düşüncenin nedeninin nedenini tanrısına mal eder: tanrısının vahyi olarak Bir insan nasıl olur da böyle büyük bir mutluluğun yaratıcısı olabilir! -der kötümserin kuşkusu Buna gizliden gizliye başka manivelalar etki eder: Örneğin insan bir düşünceyi vahiy olarak duyumsamak suretiyle kuvvetlendirir, böylelikle varsayımı ortadan kaldırır, bu düşünceyi eleştiri ve de kuşku ortamından çıkarıp kutsallaştırır Böylelikle insan kendini her ne kadar bir organona indirgerse de, sonuçta düşüncelerimiz tanrı düşüncesi olarak galip gelir  sonunda galip kalmanın bu duygusu, o aşağılanma duygusuna karşı üstünlük kazanır Bir başka duygu da arka planda rol alır: Eğer insan kendi ürününü kendisinin üzerine çıkarıp görünürde kendi değerini hesaba katmazsa, yine de her şeyi dengeleyen ve dengelemekten de fazlasını yapan baba sevgisinin ve baba gururunun övgüsünü alır
Dünyada, hiç olmazsa dinleri yıkmak için, yeterince din yok
İnsan en çok kendi Tanrısı'na karşı dürüst davranamaz: Günah işlemekle   
alıntı  
|
|
|