Duy Yurdum İnsanı |
08-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Duy Yurdum İnsanıBüyük Türk milleti, Cumhuriyetimiz ve milletimiz tarihinin en kritik dönemini yaşamaktadır Üzülerek ve utanarak itiraf etmeliyiz ki, 1923 yılında, bedeli kanla ödenerek kazanılmış Cumhuriyetimizin ve büyük milletimizin varlığı, bütünlüğü ve geleceği tartışmaya açılmıştır Hatta, bu tartışma ve küstahlıklar, hükümetin tasvipkâr bakışları altında devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün şahsına kadar yönelmiş bulunmaktadır Bu, Lozan'da hevesleri yarım kalmış güçlerin, yeni taktiklerle, adım adım ve sabırla, ruhumuzu ve heyecanımızı teslim almalarına yönelik sinsi bir oyunudur Bu, bin yıllık vatan toprağımız üzerinde, asırların kardeşlik bağlarını çözmeye yönelik gizli bir senaryodur Bu sinsi oyun ve gizli senaryoların ülkemizi sürüklediği yoksulluk yolsuzluk, yozlaşma ve yabancılaşmanın en tabi sonucu olarak, milletimiz açlık, ahlaksızlık, adaletsizlik ve asayişsizlikle karşı karşıya bırakılmıştır Aziz vatanımızda mevcut durum şöyledir: Fabrikalarımız, zarar ettikleri bahanesiyle yabancılara haraç mezat satılmaktadır Limanlarımız, gizli pazarlıklar ardından ulûfe gibi dağıtılmaktadır Kamu düzeni, demokratikleşme adına suçluyu kollayan, suçsuza boyun eğdiren bir garabet halini almıştır Kahraman ordumuz ve güvenlik güçlerimiz, eli kolu bağlı, sınırlarımız içine mahkum edilmekte, teröristin dağları mesken tutması seyredilmektedir Milyonlarca vatan evladımız bir tas çorbaya hasret, aç, yoksul, işsiz ve umutsuzdur Yolsuzluk resmi bir pişkinlik ve fütûrsuzlukla alenen ve edepsizce yapılmaktadır Milyonlarca köylümüz ihmal edilmiş, itilmiş, horlanmış, aşağılanmış olarak açlıkla karşı karşıyadır Esnafımız siftah etmeden dükkânını kapatmaktadır Çaresizdir, eziktir, yalnızdır Ağır vergi yükü altında inlemektedir İşçimiz, memurumuz, boş vaadlerle yıllardır uyutulmaktadır Açlık sınırında fazileti sorgulanmaktadır Gençlerimiz, geleceğimizin teminatı olmaları gerekirken eğitimsiz, umutsuz bir Türkiye'de işssizliğe mahkûm edilmektedir Halkımız gelecekteki kazancını bugünden harcamaktadır Kredi kartı borçları milli ahlakı ve ekonomiyi sarsacak noktaya ulaşmıştır Ekonomimiz yabancıların iki dudağı arasından çıkacak sözlerin akıbetine pamuk ipliği ile bağlanmaktadır İktisadi istikrarımız tamamiyle teslim olduğumuz yabancı sermayenin insafına terkedilmektedir Mali piyasalarımız, ucuz ve kolay kazanç ve rant peşinde koşan simsarların cenneti haline getirilmiştir Devletimiz borç batağına itilmektedir Ülkemiz, ahlaki kaygılardan uzak bir çıkar ortaklığı tarafından talan edilmektedir Milli birliğimizi ve varlığımızı ortadan kaldıracak boyutlara ulaşan terör eylemleri, pervasızca gerçekleşmektedir Gözü dönmüş hainlerce, devlete meydan okunmakta, şerefli Türk bayrağına küstahca el uzatılmaktadır Milli tarihimiz, sözde özgür düşünce ve demokratik açılım adına günümüzün işbirlikçileri tarafından alenen aşağılanmaktadır Milli kültürümüz, küreselleşme çığırtkanları tarafından gün be gün tahrip edilmektedir Bunlardan daha da önemlisi, Kutsal bildiğimiz devletimiz, köhnediği, hantal çalıştığı, eskidiği, geri kaldığı suçlamaları ile iş göremez hale getirilmektedir Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her yurt dışı ilişkide taviz ve talep listelerinin masalarda uçuştuğu bir tüccar siyaset zihniyeti ile sömürgeleştirilmektedir Türkiye, geçmişinden kaçan, kendine güveni olmayan, gelecek ümidi kararmış bir ülke durumuna düşürülmek istenmektedir Türkiyemiz bugün, içeride ihanet, dışarıda husumet kuşatması altındadır Türk milleti, artık maskeleri düşmüş bu ihanet odaklarını tanımalıdır Bunlar, bazen bölücü terörün sözcülüğünü yaparak masa başında boy göstermektedir Bazen de tarihle yüzleşme perdesi ardında Ermeni emellerine hizmet vererek karşımıza çıkmaktadır Bu bedhahlar, bazen sözde aydın, bazen yazar-çizer, bazen sivil toplum örgütü, bazen de iş adamı maskesi ile kinlerini kusmaktadır |
|